doğru gündem tesbiti doğru gündem tahlilinden geçiyor
meclis yasama organımızdır,ülkenin önünü açacak,demokratik,adil yasaları yapmak görevidir
iktidar yürütmedir,ülkenin demokratik ilkelerle
işlerini yürütmek için seçilmişlerden oluşur
yargı,yasalarımızla yürütülen işlerin,sadece yasalara uygun olarak sürdürülmesinin sağlandığı alandır
demokratik toplum anlayışı,güçler ayrılığı ilkesine dayanır
yasama,yürütme ve yargı güçler ayrılığı ilkesiyle birbirinden bağımsızdır
demokrasi anlayışının temelini güçler ayrılığının uygulanışı belirler
demokrasinin yeterince kurumsallaşmadığı ülkelerde bu güçler arasındaki çatışmalar olağandır
askeri darbeler,sivil darbe iddiaları, kurumsallaşmamış demokrasilerin sonuçlarıdır
ülkemiz demokrasinin kurumsallaşması adına atılacak adımlar genellikle iktidarlardan beklenir
oysa demokrasi talebinin oluşması gereken yer yönetilenlerdir
iktidarda olanlar,yönetilenlerin demokrasi vaadiyle verdikleri yetkiden dolayı iktidardadırlar
yönetilenlerin anayasal bir hak olarak anti demokratik uygulamalar karşısında direnme hakkı vardır
bu hak,bizler adına,demokrasiyi tüm kurumlarıyla işletmesi için iktidarda olanların denetlenmesidir
çek mağdurları için direnme hakkı meşrudur
olmayan bir yasadan hüküm giyen
yasamanın sessiz kaldığı
yargının aldırmadığı koşullarda demokrasi talebiyle direnmek en doğal hakkımızdır
talebimiz demokrasidir
bu talebimizi ihlalin en somut yaşandığı cezaevlerinden yükseltmeliyiz
K. Atatürk ün dediği gibi”idare i maslahatçılar asla devrimci olamazlar” yani iktidardan yana olanlar asla devrimci(demokrasi talebinde)olamazlar
Acil Demokrasi 3.kasım.2009
mektup diyosunuz nasıl bi mektup yazılacak anlayamadım bilgilendirirseniz sevinirim
tamam duyuruyu yazıyorum.
Haberler kötü bi ihtimal diyelim,Ne yapacaksak hemen yapalım.sırat köprüsündeyiz.Mektuplar acil gelsin.yasa aynen çıkıyor erteleme yok,af yok…………..tasarı aynen çıkıyor…ufak tefek şeyler var..vekiller falan okadar.
A.İ.HM MÜRACAAT için formları dolduralım…ÜZGÜNÜM
geçmiş olsun su tav. niye üzgünsünüz ?
Dostlarım; Devrimciliği önemsediğim için sulandırılmasına karşı çıktım. Sizler, “ıslahat”la “devrim”i birbirine karıştırıyorsunuz. Ayrıca devrimciliği solculuk olarak algılama yanlışına da çok kolay düşüyorsunuz. Herkes siyaseti çok iyi biliyor (!)ama kavramlara hiç hakimiyet yok. Unutmayınız ki insanlar, kavramlarla düşünürler. Eğer kavramlara hakim olunmazsa burada görüldüğü gibi salt solcu koşullanmışlığın ve cehaletin hazzıyla yaşanır. Amacım kimseyi kırmak değil. Kimseyle polemik yapmak da değil. Sadece ne yaptığımızı bilelim, kuru gürültüden kendimizi ve dostlarımızı kurtaralım. Derdimizi anlatalım ama devrimcilik oynamayalım. Aksi halde ciddiyetimizi kaybetmiş oluruz. Önemsediğimiz kavramları da işbortaya düşürmeyelim. Unutmayalım ki biz sadece, borcumuzu ödemek için kendimizin ve başkalarının hakkının mücadelesini veriyoruz. Kuşkusuz, vermemiz gereken başka mücadeleler de var. Ama onların yeri başka ortamlardır.
Bu açıklamayı, verilen haklı mücadelenin önünü tıkamak için uğraşan biri olmadığımı ama zihin karışıklığı ile mücadelenin netliğinin karartılmaması gerektiğini anlatabilmek için yapıyorum.
İyi niyet ve samimiyetle mücadele edenlere selam olsun.
katkınız için teşekkür ederim.
ya tüm sorunlarımız bitti çek kanunu çıktı herkes beraat etti ceza evinde yatanlar ailelerinin yanına döndüler …bizde burada devrimciliği tartışmaya başladık…fikir üretmeye devam edelim cünkü zamanımız cok ama cok az
çok beğendim ben bunu…
“iktidardan yana olanlar asla devrimci(demokrasi talebinde)olamazlar”
peki bu durumda iktidardan yana olanlar ne oluyorlar?
burada kastedilen şey iktidarın,sahiplerinin kafasını bulandırmasıdır
iktidar sahipleri yönetilenlerin verdiği yetkiyle iktidardadırlar
bu genellikle unutulur
verilen yetki şahsa münhasır algılanır
iktidar kirletir
iktidarı verenlerin tümü istatistik rakamlar olarak görülmeye başlanır
yönetilenlerin direnme hakkı bu unutulma öngörüsünden dolayı vardır
“iktidardan yana olanlar”la kastedilen şey iktidar sahipleridir
sorum iktidardan yana olanların kimler olduğu değildi, başka bir deyişle demokrasi talebinde bulunmayanların asıl talebi ve nedeni nedir? demokrasi kelimesinin açılımına bakıldığında bunu istememek için neden nedir?
demokrasi herkese sorumluluk yükler
iktidar demokrasiye tüm kurumlarıyla işlerlik kazandırma sorumluluğu alır
yönetilenler ayni zamanda demokrasinin kaynağı ve denetleyenidir
bir dönem milli eğitim bakanının dediği gibi “öğrenciler olmasaydı milli eğitimi ne kadar rahat yönetirdim”mantığı ile yönetici olunamaz
halka rağmen iktidar olunduğunda bunun adı damokrasi olmaktan çıkar
yönetilenlerin demokrasi talebinde bulunamamasının elbetteki çeşitli nedenleri vardır
çek mağdurları açısından bu konuyu ele almaya çalıştığım bir yazı hazırlıyorum
“çek mağdurlarının psikolejik yanlızlığı” gibi bir başlık düşünüyorum
bu konunun önemli olduğunun hepimiz farkındayız
bence bu konuya daha fazla kafa yormalıyız
Konu kesinlikle önemli. Yazınız da Sezgin Bey’in ;
“Demokratik hakların talep edilmesi son derece doğal bir haktır. Devrimcilikle ne alakası var? Ama sıradan bir talebi devrimcilikle veya siyasetle ifadelendirmek, bu sorunun büyümesinden ve çözülmemesinden yana olmaktır.”
yorumunu özellikle dikkate almanızı istiyorum.
Sezgin Bey’in ifadesi çok net ve haklılık payı var
sezgin bey-hanım
sanıyorum artık yazıdan cinsiyet tahlili yapmaya başladınız mehtap hanım
bir kahveyi hakettiniz
cariye işlerseniz sevinirim
densizlik yaparak kahve kazanmışlığım yoktu hiç, teşekkür ederim, yazdım bile..
bu arada sn. sezgin den özür dilerim, bay/bayan….. yorumlamak bana düşmezdi tabi…
Yargıtay başkanı Hasan GERÇEKER’in söylediği gibi bir çek kanunu çıksa ,
bu bir devrim sayılırmı ?
bu bir devrim sayılır ise ,
çek kanunu’nun bu şekilde çıkması ticaretde istenen iyileşmelerin sağlanması için yeterlim idir?
benim sorum ilgi çekmemiş 😦
adil bir çek yasası bana göre bir devrim değildir. adil bir çek yasasını savunmak içinde devrimci olmaya gerek yoktur.
Aklı başında olan herkes bu yasaya karşı mücadele eder.
Egolarından arınmış herkes birlikte mücadeleyi sürdürür.
sayın sezgin
bu blogda ilk kez sol sayılabilecek bir eleştri görmek inanın beni mutlu etti
tamamen duyarsız kalınmış bir insan hakları ihlali çok açık ortadayken,eleştirme düzeyindede olsa bir düşünce beyan edilmesi çok hoş
ancak bu bizim namusumuzu kurtarmaya yetmiyor
yasasız bir mahkumiyet bırakın ülkemizi dünyada raslanması mümkün olmayan bir insan hakları ihlalidir
bu ihlale karşı koymak için çek mağduru olmak gerekmiyor
insanım diyen herkesin karşı çıkması gereken bir durum
herkes içine devrimcilerde dahildir
içimizdeki aslanın uyanmasınada ihtiyaç yoktur
insan olmak yeterli bir nedendir karşı çıkmak için
korkularımız ve kaygılarımızın bize unutturduğu şey insanlığımızdır
haksızlığa karşı çıkmak için baharı beklersek o bahar hiçbir zaman gelmeyecektir
emin olabilirsiniz
İnsanın içindeki arslanı kükretme çabası doğaldır. Ne var ki bu arslan, insanın ilerleyen yaşında kükremeye kalkarsa çok tehlikli olabiliyor. Durum çok açıkça anlaşılıyor ki: Çek mağdurları üzerinden birileri içindeki arslanı kükretme çabasında. Demokratik hakların talep edilmesi son derece doğal bir haktır. Devrimcilikle ne alakası var? Ama sıradan bir talebi devrimcilikle veya siyasetle ifadelendirmek, bu sorunun büyümesinden ve çözülmemesinden yana olmaktır. Sizler; içinizdeki arslanı kükreteceksiniz diye bizim mağduriyetimizin devamından yanasınız. Ben bu yüzden, sizden hiç fayda görmeyeceğimizi bildiğim için yazılanları mağdurlara üzülerek izliyorum. Bu sorun çözülürse siz ne yapacaksınız? Sahi; Sizin çek mağdurları dışında mağduriyeti olanlarıda kullandığınız başka ortamlar var mı? Kendinize yedek bir mağduriyet alanı bulun. Yoksa, yaşınız geçip gidiyor ve içinizdeki arslanın kükremesi için başka baharlar çok geç olabilir. Elinizi çabuk tutun.
korkmayın sn.sezgin.devrimcilik korkulacak birşey değil,sahip çıkılıp sıkı sıkıya sahiplenilmesi gereken,her an ihtiyaç duyabileceğimiz bir felsefedir.
yıllardır en büyük korkumuz;sol ve devrimciliktir.korkularımızın nedeni bilmemektir. bilmediğimiz şeylerden korkmayı iyi öğrettiler..inanın korkacak bir şey yok.ne olduğunu,ne olmadığını bilin yeter..
sn.acil demokrasi üzerinden yaptığınız bu eleştiriyi haksız bulmakla birlikte “devrimci” yanımla saygı ile karşılıyorum:)
burda yazılanlardan yola çıkarak karşınızdakilerin samimiyetlerini sorgulama hakkınız yok gibi geliyor bana,bir arkdaşım,”sen kendi samimiyetinden eminsen,karşındakinin samimi olup olmaması o’nun problemidir”demişti.
demokratik hakların talep edilmesi evet doğaldır,ama bunların elde edilmesi süreci devrimci olmayı gerektirir.