TBMM ‘de “Mayınlı” Çek Yasası çıkarılmadan tatil yok.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Genel Kurul ve komisyon gündeminde bekleyen 9 yasa tasarı ve teklifinin çıkarılması için talimat verdi.

Meclis, Hükümetin istediği 9 yasa tasarı ve teklifinin TBMM Genel Kurul’da yasalaşmasının ardından tatile girecek. Hükümetin önemsediği ve çıkmasını istediği yasa tasarı ve teklifleri ağırlıklı olarak ekonomi alanında yapılan düzenlemeleri içeriyor. Ekonomik krize önlem amacıyla hazırlanan yasa tasarı ve tekliflerinin kabul edilmesiyle, sanayi piyasası, ticaret ve toplumu önemli ölçüde rahatlatacak düzenlemeler olarak ifade ediliyor.

Hükümetin önemsediği ve Meclis’i 9 yasa tasarı ve teklifi için Temmuz ayında da çalıştırmayı planladığı düzenlemeler şöyle:

  1. Gelir Vergisi Kanunda Değişiklik Öngören Yasa Tasarısı
  2. Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı
  3. İmar Kanunu ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki KHK’de Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı
  4. Türkiye İhracatçılar Meclisi ile İhracatçılar Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
  5. “Torba kanun” olarak nitelendirilen Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı Hükümlerin İlgili Kanun ve KHK’lere Eklenmesi ile Bazı Kanun ve KHK’lerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı
  6. Askeri Hakimler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
  7. Toplu Konut-Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
  8. yeni üniversitelerin kurulmasını öngören yasa tasarıları

ve ÇEK YASASI 🙂

29 responses to “TBMM ‘de “Mayınlı” Çek Yasası çıkarılmadan tatil yok.

  1. ekonomik koşullarda tatil çok zor ben çorum da yaşıyorum ailem le inanın hayatımda hiç tatile gitmedim inşallah 45 yaşlarından sonra belki…hayırlısı teşekürler..güzel yazı

  2. bu habere bile inanacak idik .(

  3. daha ne kadar devam edecek tıcaretı bılenler cek mağduru piyasanın canlanmasını istıyorsanız cek cezası olanları affetınkı piyasa canlansın merak et meyın ey mıllet vekıllerı kımse cekten dolayı habıse gırmek ıstemez bu adamların cekten ceza alanların %90 ı çeşitli buyuk şirketlerde zamanla yönetıcılk yapmış sonradan iş kurmuş profesyonel kışilerdir dikkat etın bakın bu cek cezaları coğalancı piyasalar da iflas ettı adam işi bozulmaya başlamış pısyada uzun vadelı ceklerı karşılıksız kaşesi yemiş nasıl olacak da bunların hakları ödeneck bende bunlardan bırıyım 5 senedır ailemden uzakta kacıyorum ben işimin başında olmazsam borclarımı vergı borcumu nasıl öderim cocuklarım perişan cocukalrıma kım ekmek alır

  4. abdullah batıyel

    27 yıllık tüccarım 2004 yılında teba kılıma firması battı bizler kılımada yıllık bağlantı yapardık çeklerimiz en az 6 ay önceden yazıldı finans kuruluşları ceza davası açtı ödemek zorunda kaldım sonra sermayem zayıfladı ekenomik krizde eklenince para kazanamadım mobilya sektöründede fimanın istikrarsız davranışı ve arzalı mobilya sevki beni ikinci bir defa bitirme noktasına getirdi teminatım olduğu halde ceza davası açtılar hayatımda icra nedir bilmezken hapis cezası ile cezlandırılıyorum suçumuz dürüst tüccarlık ticaretten nefret etmeye başladım aile hayatım bitti çocuklarımın geleceğinden endişe ediyorum lütfen yöneticilerimiz derdimize çare olsun allah yardımcımız olsun saygılar sunarım.

  5. inanamiyorum,devleti dolandiranlar disarda,parti
    parasini ic edenler affa ugruyor,katiller,sapiklar,
    silahlilar,hirsizlar,kooperatif soygunculari hepsi
    disarda affa ugruyor,sistem,magdurlari icerde.
    15 sene cekini muntazam ödeyen,son 1-2 senede
    krizden odeyemeyen,herseyini kaybeden,calisabilse odeyecek olan icerde.iste
    bizim halimiz.ltf yetkililer bu isorunu cozmeli,ekonomik sucsa ,ekonomik ceza verilerek
    cozulmeli.

    • Arkadaşlar çek yasası dediler ben 1 hafta TBMM’yi izledim hiç bir haber çıkmadı çek yasası ile ilgili tmm anladık sicil affı yok ama hapis cezası kalksa insanlqar çalışıp borçlarını ödese daha iyi değilmi bence biraz akıllı hareket edilmesi lazım bizde çek mağduruyuz Babam ceza evinde biz dışarda ev kirası su elektrik
      die uğraşıyoruz ama af çıksa babam çıksa borcuda öder çekide lütfen yardımcı olun sayın büyüklerim…saygılarımla…

    • Merhaba,benim ağbim çekten dolayı içeride.kendisi tam 24 senelık esnaftıve cok ıyı bır esnaftı.oldugu bolgede kıme sorulsaydı parmakla gösterılırdı.yaklasık 1 seneden fazla durumumuz kotulestı abımın basına talıhsız bır olay geldı,herseyımızı sattık sadece ınsanlara borclu kalmamak ıcın,ama malesef artık bızde tukendık.ve malesef cok acıdırkı suan yaklasık 2 aydır ıcerde,ve gercek ıcerde olması gereken kısıler dısarda hatta nerede oldukları bellı deıl.tamam bunu meslek halıne getırenlerde var,ama eger devler kanun bu kadar buyukse lutfen onunda ayırımını yapabılsın.herseyden onemlısı eger bu yasa cıkmayacaksa neden ınsanları bu kadar umıtlendırıyolar, bız her persembe abımı gormeye gıttıgımızde,gozundekı af umudunu goruyoruz ve bu ınsanın dısarıda bır aılesı bır esı ve ıkı kızı var.2-3 senesını ıcerıde hemde boyle bır suctan ıcerıde gecıren bır ınsandan cıktıktan sonra o cekı odemesını aynı zamandada aılesıne bakmasımı beklenıyo, sadece guluyorum.tek ıstedıgım cıkmayacaksa bu yasa soylensın acıklama yapılsın bundan sonrada sayın vekıllerım kendılerı karar vermeden ortaya bırsey cıkarmasınlar.benım 67 yasındakı babam hergece geceyarısına kadar meclıs gorusmelerı beklıyo, o ınsanın 17 yasındakı kızı oturdu cek yasası takıp edıyo, yazık!!!

  6. Bu çek kanunu ne kadar zor birşermiş insanlar mağdur durumda kalmışlar millet vekilleri laklak etmeden başka birşey yapmıyorlar olmaz börle insanlar dağa çıkıyoda boşuna çıkmıyor………

  7. bende eylemlere hazırım eşim çekten dolayı 10 aydır cezaevinde bittik artık biran önce ne olacaksa olsun dayanacak gücümüz kalmadı

  8. Yeter  artık  kaç  gündür  oyalıyosunuz  ama  hiçbir  sonuç  alamıyoruz  tek  cevap  af  çıkacakmı  çıkmıyaca kmı  9  aydır  babam  cezaevin  de  bittik  artık  eylemse  eylem  mektupların  ucunu  yakıyoruz  herşeye  hazırım  ben

  9. babam tv de alt yazıda gördüğünü söyledi

    13 tane yasa

    1 temmuzdan once cıkacak

    bunda bizimkide vardır inşallah

    henüz bir bilgi edinemedim ama 18 inde belli olur heralde

  10. 31.12.2008 den beri beklenen uyum yasası ne zaman yasal boyut kazanacak 6 aydır büyük bir umutla bekliyoruz ne olur hüzran olmasın artık

  11. Çek kanununda af gelmesi gerekiyor. Aksi takdirde binlerce insan ve aile harap olacak. Saygılarımla

  12. Yargıtay başkanı önerilerinden sonra zafer demiştim.Evet ZAFER. Çünkü her iki tarafta birbirlerini sıkıştırdı. Benim Ankara ziyaretimde bu yüzden olacak. İnanın son nabız yoklamalar oynanıyor. Sakın 1 TEMMUZU BEKLEMEYİN. Bu devirde tokatı önce atan kazanıyor. 17 haziran son fırsat. 18 haziranda köylü yasası çıkabilir dikkat. karanfiller güller hatta küçük mansiyonlar ve dilekçelerimiz son noktayı koyacaktır. Zaten eskiden bu anlamda çalışan arkadaşlar bizi bu noktaya getirdi. İmzayı hep birlikte atalım. saygılar sevgiler hepinize. geçmiş olsun hepimize. Burhan İŞCAN

  13. neolur yarın bizler için hayırlı olsun.Af çıksın daha önceleri çeşitli suçlardan ceza alanlara af çılmıştı.Niçin şimdi bukadar çok düşünülüyor üstelik hakkımız olduğu halde sahip olamıyoruz.Ne olur borçlarımızı ödemek için özgürlük verin.yatarak ödenmez.Ailecek perişan durumdayız.Sonumuz yok olmak gibigörünüyor.Sesimizi duyun içeriye bir kişi aldınız ama ceza çeken binlerce kişi.Yardım edin ne olur.ÇOK ZOR DURUMDAYIM TÜKENDİM ARTIK .GERÇEKTEN LAF OLSUN DİYE SÖYLEMİYORUM.YARDIM EDİN

  14. biz en sondamıyız

    meclisin sitesinde

    gündem de biz 1. sırada gözüküyoruz

    sıralamada…

    tabi cumaa gunku gündeme göre

  15. SEVGİLİ KARDEŞLERİM;
    GÜL HANIM (ŞEKER,MY WAY,ZAMAN,NECDET,CÜNEYT VE DİĞER KAHRAMANLAR)
    BU HİKAYE SİZE:

    “Bülbülün seherdeki çığlıklarını duymadan asla açılmayan bir gülün sadakati mi büyük; yoksa şakımak için gül mevsiminin gelmesini bekleyen bülbül mü, ayırdedemedim. “Gül gülse dâim ağlasa bülbül acep degül
    Zira kimine ağla demişler kimine gül”
    BÜLBÜLÜN GÜLE MUHABBETİ NE ZAMAN BAŞLADI?
    Hz. İbrahim’in, Nemrut tarafından ateşe atıldığını, ehlî ve vahşî hayvanlar dahi, Allâh Tela’nın ihsan ettiği bir his ile idrak etmiş oldukları için, onlar da ağlamakta, feryat etmektedirler.
    İşte bülbül ağlıyor… ve ortasının gülistan oluşundan bî-haber, etrafı hâlâ kor ve alev halindeki büyük ateşe doğru koşuyor. Gagasında taşıyabildiği kadar suyu döküyor. Soruyorlar ona o ateş o kadarcık suyla söner mi? “Benim sevdiğimi kurtarmak için gücüm bu “ Bu yeisle ateşe koşuyor. Cenab-ı Hak Cebrail’e (a.s.) emrediyor:
    – Ey Cebrail koş, Nemrud’un ateşine doğru uçan bülbülü tut, ne istiyor, sor.
    Cibrîl yetişiyor, ateşe varmak üzere olan bülbülü tutuyor ve soruyor:-“ Küçük kuş, burada işin ne?” Bülbül ağlayarak cevap veriyor:
    – Allah’ın Halîl’ini (dostunu) ateşe attılar; madem ki ben onu kurtarmaya kadir değilim, bari ben de onunla beraber yanayım, diyorum.
    Cebrail aleyhisselam bülbüle:
    – Gel, diyor ve İlahî tecelliyi ona gösteriyor… Bülbül şimdi ne yapsın?.. Feryadı dinmiştir. Sevincinden mesttir. Dili tutulmuştur. Kıyamete kadar böyle kalabilir. Cenab-ı Hak Cibrîl’e yine emir veriyor:
    – Bülbüle söyle: Benden ne dilerse, şimdi dilesin.
    – İste bülbül, Rabbinden, ne isteyeceksen iste!..
    Bülbül dile geliyor:
    – Ben, diyor, kendimi bildim bileli, Rabbimin zikri ile meşgulüm. İşittim ki, Rabbimin bin bir güzel ismi varmış; ama ben, sadece yüz birini biliyorum. Diğer dokuz yüzünü de öğrenmek isterim.
    Bülbülün dileği, derhal kabul edilmiş, bilmediği Esmâ-i Hüsnâ’yı da hemen öğrenivermiştir… Ve şimdi bülbülün vazifesi var: Cibrîl bülbülü alıyor; nârın, nûr olduğu yere, Hazret-i İbrâhim’in bulunduğu gülistana koyuyor ve ona ırmağın kenarındaki gül ağacını göstererek;
    – Bülbül, diyor, senin yerin burası.
    Bülbül, güle konmuştur. Ötüyor… ötüyor… ötüyor…
    ***
    İşte bülbülün güle muhabbeti böyle başlar.
    Şimdi o, her seher vakti konacak bir gül dalı bulur, öter, öter, öter… Baygın düşünceye kadar…
    Bülbülün seher vaktindeki bu hali, gafiller uyurken, uyanık aşıklarla beraber, binbir Esmâ-i Hüsnâ’yı zikredişidir.
    Eğer siz; seher vakti, bülbül ile beraber uyanmış da secdede iseniz, onun sizi zikirde geçmeğe çalıştığını duyarsınız.
    Yok, eğer o sizden daha evvel uyanmış, pencerenizin önündeki güle konmuş ötüyor da; siz onun nağmeleriyle uyandı iseniz, biliniz ki o, sizin kalbinizdeki gaflet külünü eşelemekte, oraya kendisinin küçücük kalbindeki büyük aşk ateşinden bir kıvılcım sıçratarak, ruhunuzu tutuşturmak istemektedir.
    KIYMETTLİ KARDEŞLERİM; HEPİMİZİN BÜLBÜLLÜĞÜ SEVDİKLERİMİZ İÇİN DEĞİLMİ? Gül hanım eşi için, ben kahraman oğlum için bülbüllük yapmıyor muyuz?. Şunu unutmayalım ki, gagamızda taşıdığımız her damla “DAMLAYA DAMLAYA GÖL OLUR. GÖLLER TAŞAR SEL OLUR. Anlamındandır. Sizler bizim ilk bayraktarlarımızsınız. Kahramanlarsınız. Öylede anılacaksınız. Benim bülbüllüğümde kahraman oğlum içindir. Sizlerin bu uğurda verdiğiniz mücadelenin bir süre izleyicisi oldum. Ta ki , internet kafe sahibi arkadaşım bana bu imkanı verene kadar. Sizlere saygım, minnettarlığım ve takdirlerim anlatılamaz. Meseleye vakıf olmanız hususiyetleriniz ile önderliklerinize her zaman ihtiyacımız var. BURHAN: Müjdesini ispata dayandırarak yapan anlamında, ALLAH’ın isimlerinden birisidir. Peygamberimiz, Kur’an ve yukarıdaki hikaye birer burhandır. Allah Cebrail (A.S.) i haliline gönderdiğinde, İbrahim(A.S.) peygamberi şöyle bir tesbihi yaparken buldu “Allah her şeyi ilimle ve hesapla yaratmıştır, o yarattıklarının vekilidir, o ne güzel bir vekil, ne güzel bir sevgili ve ne güzel bir dosttur.” Ve halilullah cibrilin yardım teklifini bana Allah gerek diyerek, vakurca ve metince ret etmiştir. Şunu söylemek istiyorum; yaşadıklarımız birer imtihandır, Allah bizi sabırla imtihan ederken kalplerimizi ve günahlarımızı da temizler. Ve hiçbir sevgili kulunu da ateşe atmaz. Darlık ve sıkıntı içinde bırakmaz. Zalimlere karşı en büyük silah da inanmaktır. Birlikteliktir
    Çek mağdurları olan bizler suçsuzuz. Çoğumuz alacaklarımızı alamadık vereceklerimizi veremedik. Çoğumuz ekonomik krizden dolayı malını satamadı umduğunu bulamadı. Yine pek çoğumuz üretim yapamadı. Bizi bu duruma; sorunlarımıza çözüm bulsunlar diye seçtiklerimiz, meclise gönderdiklerimiz getirdi. Mecliste vazifelerini yapmadılar, yapamadılar. Yani bizi aldattılar. Tıpkı isimlerinin başına koydukları ADALET ve KALKINMA yı beceremeyenler ( utançtan bu isimleri terk ettiler) gibi. Başbakan sesleniyor “hiçbir irade meclisin iradesinden güçlü değildir” diye. Bu DEMOKRASİ KAVRAMIDIR, bir düstur dur, demokrasilerde uygulanır. Ne yazık ki toplumumuz ilkel bir laiklik anlayışı ile taraflara bölünmüştür. Laiklik din düşmanlığına, dindarlıkta şekilcilikle aldatmaya dönüşmüştür. Yani her şey birbirine karışmıştır. Gündem; sorunların çözümü yerine, yapay sorunlarının çözümü tartışmalarına yönelik olmuştur. Siyaset iflas etmiştir. Her şey gün geçirme adına yapılmaktadır. Özet olarak şu söylenebilir. ÇEK SUÇLUSU YOKTUR. SİSTEM MAĞDURU VARDIR. Tıpkı İhlaszedeler, bankerzedeler, boşalan bankaların mağdurları gibi. Bizler borçlarımızı kasten mi ödemedik ki suçlu olalım. Ceza yasamızdaki kasıt unsurları gözetilmeden yargılanmak ne kadar adil olur. Ve ya bize imkan tanınsa borcumuzu ödemiyecekmiyiz. Hata yapmak insan içindir. Bizi yargılayanlar bizden daha büyük hataları, yanlışı yanlışla düzeltmeye çalışarak suça çevirdiler, suç işliyorlar. ÇEK MAĞDURLARI SUÇSUZDUR-SUÇLU SİSTEMDİR. BİLE BİLE BU SİSTEMİ AYAKTA TUTANLARDIR. BİZ AF DEĞİL HAK İSTİYORUZ.- YÖNETENLERİN, KANUN KOYUCUNUN BİLİNÇLİ OLARAK YARATTIĞI YASAL BOŞLUKTAN OLUŞAN HAKKIMIZI İSTİYORUZ. BİZLER NE UYGULAMA İMKANI OLMAYAN YASALARI (SİCİL AFFI YASASI- KABAHATLER KANUNU- TORBA YASALAR- ÇEK YASASI V.S.) NE DE BU YASALARI ÇIKARAN ZİHNİYET İSTİYORUZ-ZİRA BİZLER TOPLUMUN İHTİYAÇLARINA(KISMİ TOPLULUKLARA DEĞİL) CEVAP VEREN YASALARLA ÜRETKEN YASA KOYUCULAR İSTİYORUZ.
    BİZİ KANDIRANLAR YA SEZAR OLMAYACAKLARDI, YADA ŞİMDİ SEZARLIĞIN GEREĞİNİ YAPACAKLAR. Demokrasiler bitmez. Üst demokrasilere geçilir. Sezarı öldürenler onu senatoda öldürdüler. Brütüs te ordaydı.
    Saygılarımla Burhan İŞCAN

    • teşekkür ediyorum.

      • İSTANBUL MİLLETVEKİLİ VE CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN EMEKLİLERİN DURUMUNA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI
        Çarşamba, 20 Ağustos 2008 00:00
        Değerli basın mensupları,

        11 Ağustos 2008 günü saat 11.30’da karşınızdaydım. Siyasi nüfuz kullanma karşılığında 1.000.000 Amerikan doları alan AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Sakarya Milletvekili Şaban Dişli’nin belgesini sizlere açıklamıştım. Bugün 20 Ağustos 2008. Şuana kadar Sayın Başbakan sessizliğini ısrarla koruyor. Sayın Başbakan, Sayın Rahmi Koç’un işyerlerinde çalışan personelin sakal ve bıyığı konusundaki görüşüyle ilgili olarak konuşurken, bu kadar önemli bir konuda ısrarla sessizliğini korumasını anlamak mümkün değildir. Kuşkusuz ben Sayın Erdoğan’ın içinde bulunduğu zor durumu anlıyorum. Ama Türkiye Cumhuriyetini yönetmeye talip olanlar bu kadar önemli bir konuda sessiz kalamazlar. Sessiz kalmaları, siyasete, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve daha da önemlisi halka saygısızlıktır. Kim olursa olsun adı rüşvet skandalına bulaşanların siyasette yeri yoktur ve olmamalıdır. Bu anlayışı “olur kılmak” Parlamentonun saygınlığına gölge düşürür. Değerli basın mensupları, siyasal partilerin farklı politikalar oluşturmaları işin doğası gereğidir. Yurttaşlarımız da oy kullanırken tercihlerini bu bağlamda yerine getirirler. Ama 21. Yüzyıla girerken çağdaş demokrasilerde olduğu gibi ortak bir payda yaratmak zorundayız. O ortak payda da siyasette ahlakı egemen kılmaktır. Bu sürece şu günlerde en büyük katkıyı yapacak olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Suskunluk toplumsal ahlaki değerlerin aşınmasına yol açar. O nedenledir ki, Sayın Başbakanı bu ortak paydayı yaratmaya katkı vermek için göreve davet ediyorum.

        Değerli basın mensupları,

        Sayın Başbakanın konuşmaması halinde görev TBMM’nin saygınlığını koruması gereken kişiye, yani TBMM Başkanına düşmektedir. Kendisini de göreve davet ediyorum.

        Değerli basın mensupları,

        AKP izlediği ekonomik politika ve çıkardığı yasalarla emeklileri ikinci sınıf yurttaş konumuna sokmuştur. Bu o kadar açıktır ki, AKP çıkardığı Sosyal Güvenlik Yasası ile emeklilere milli gelir artışından pay verilmemesini bir yasa hükmü haline getirmiştir. Yani bunun anlamı, Türkiye büyürken, bu büyüme sonucu ortaya çıkan milli gelir artışı paylaşılırken emekliye pay verilmeyecektir. Çünkü AKP’nin çıkardığı yasa bunu öngörmektedir. Bunun bir diğer anlamı da, Anayasada öngörülen sosyal devlet anlayışının emekliler açısından rafa kaldırılmasıdır.

        AKP’nin emekli politikası, tam bir ötekileştirme politikasıdır. Bu politikanın temel unsurları şunlardır:

        1.Türkiye’de emekliler ile çalışanlara yapılacak ücret zamları AKP hükümetine kadar paralellik göstermekteydi. Yani çalışana yapılan zam, emekliye de aynen yansıtılıyordu. Ancak, AKP bu uygulamayı kaldırdı, çalışanlara yapılan zamlar, emeklilere verilmedi. Bu açıdan CHP olarak çalışan memurlar için 15 Ağustos 2008 tarihinden itibaren yapılacak olan zamların, emeklilere de aynen yansıtılmasını istiyor ve bekliyoruz.

        2.Türkiye’de emekli maaşlarının düşüklüğü bir gerçektir. Bu nedenle emeklilerimiz çoğu kez emekli olduktan sonra geçimini sağlamak için çalışma zorundadırlar. Kişi emekli olduktan sonra geçinemediği için yeniden çalışmaya başladığında ağır ek mali yüklerle karşılaşıyor. Yani sinekten yağ çıkarırcasına emeklinin gelirinden bütçe açıkları kapatılmak isteniyor.

        3.Emeklilere yapılan haksızlık ve eşitsizliklerden biri de banka promosyonlarının emeklilere ödenmemesidir. Çalışanların maaşlarının yattığı bankalar, çalışanlarına belli bir tutarda ödeme yaparken, emekliler bundan yararlanamamaktadır.

        Bugün emeklilerin tümü yoksulluk sınırının altında aylık almaktadır. AKP Hükümetinin öngördüğü enflasyon kadar bile aylıkları artırılmamaktadır. Sayın Başbakan 3 Mart 2004 tarihinde bir gazeteye yaptığı açıklamada, Alman Başbakanı Shröder’le sohbetinde, Shröder’in 15 bin Euro aldığını kendisinin aylığının ise, 3 bin küsur Euro olduğunu ve bu para ile geçinemediğini söylemiştir. Sayın Başbakanın kullandığı araba bedava, tükettiği yakıt bedava, bindiği uçak bedava, oturduğu konut bedava, çocuklarının yurtdışı eğitimi bedava, tatili bedava ve Sayın Başbakan 3 bin kusur Euro ile geçinemediğini söylüyor… Şimdi Sayın Başbakana soruyorum, ayda 3 bin küsur Euro değil, sadece ve sadece 575 YTL emekli aylığı alan bir emekli nasıl geçinecek? Kaldı ki, bu emeklinin Sayın Başbakana sağlanan parasız olanaklardan yararlanma hakkı da yok.

        Değerli basın mensupları,

        Bu eleştiri yapılırken AKP kanadı genelde bütçe olanaklarının yetersizliklerinden söz eder. İhale dağıtmaya gelince para var, rüşvet almaya gelince para var, yandaşa trilyonluk rantlar sağlanınca para var, kendi medyasını oluştururken para var, ama emekliye gelince para yok! Daha öncede söylemiştim, AKP politikası yoksula, düşük gelirliye gelince “din iman, kendi yandaşlarına gelince han hamam”, politikasıdır. Bu politika en somut olarak emekliler için tezgâhlanmak istenmektedir.

        Değerli basın mensupları,

        Bu ülkede 8 milyon 327 bin emekli var. Emeklilerimiz şunu çok iyi bilsinler, AKP’ye oy veren emeklilere sesleniyorum, “sizi çıkardığı bir yasayla 2. sınıf yurttaş konumuna getiren size milli gelir artışından pay verilmemesini yasalaştıran bir zihniyete güvenmeyin. Eğer sizler de bu ülkenin onurlu bir yurttaşı olmak istiyorsanız, öncelikli hedefiniz sizi çıkardığı yasayla 2. sınıf yurttaş konumuna getiren AKP’yi iktidardan indirmek olmalıdır.”

        AKP iktidarı ile beraber bu ülkede Japonya’dan daha fazla dolar milyarderi ortaya çıktı. İşte o dolar milyarderleri emekliye milli gelir artışından pay verilmemesinin ürünüdür. Bunun da emeklilerimiz tarafından çok iyi bilinmesi gerekir.

        Değerli basın mensupları,

        Cumhuriyetin kuruluş felsefesi, “Kimsesizlerin, kimsesi olma” felsefesidir. Yani arkası olmayan yurttaş Cumhuriyete güven duyacaktır. AKP bu kuralı da yıktı. AKP, Cumhuriyeti “Kimsesizlerin kimsesi” olmaktan aşama aşama çıkarıyor. AKP, Cumhuriyeti “Dişlilerin Cumhuriyeti” haline getiriyor. Çünkü onların sesi çıkıyor, Başbakan Dişlilerin arkasında, milyonlarca emekli ise kaderine terk edilmiş durumda.

        Sayın Başbakandan, Dişliye sahip çıktığı kadar, emeklilere de sahip çıkmasını ve 15 Ağustos 2008 tarihinden itibaren yapılacak olan zamların emeklilere de aynen yansıtılmasını istiyor ve bekliyoruz.

        • ÇEKLE ÖDEMELERİN DÜZENLENMESİ VE ÇEK HAMİLLERİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN

          Kanun Numarası: 3167

          Kabul Tarihi: 19/03/1985

          Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 03/04/1985

          Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı:18714

          KAPSAM:

          Madde 1 – Bu Kanun çek kullanımı hakkındaki esasları, çek hamillerinin korunmasına dair tedbirleri ve uygulanacak müeyyideleri düzenler.

          Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır.

          SORUMLULUK:

          Madde 2 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./1. md.)

          Bankalar, çek hesabı açmak maksadıyla bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklılık ve engel durumu bulunup bulunmadığını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca 9 uncu maddeye göre bankalara yapılan duyurular çerçevesinde her birinin kendi nezdinde oluşturduğu kayıtlardan araştırırlar; ayrıca bu kişinin ekonomik ve sosyal durumu gibi hususların belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler.

          ÇEK DEFTERLERİ:

          Madde 3 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./2. md.)

          Çek defterleri bankalarca bastırılır.

          Çek defterlerinin baskı şeklini belirleyen esaslar, Türkiye Bankalar Birliğinin görüşü alınarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca Resmi Gazetede yayımlanacak bir tebliğle düzenlenir. Çek defterlerinin her yaprağına, çek hesabının bulunduğu şubenin adı, hesap numarası ve hesap sahibinin vergi kimlik numarası yazılır; ancak, hesap sahibinin vergi kimlik numarası hariç olmak üzere bunların yazılmamış olması veya bankalarca baskı şekline ilişkin esaslara aykırı davranılması çekin geçerliğini etkilemez.

          29/06/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 692 nci maddesinde belirtilen unsurları taşımayan senetler bu Kanun kapsamında kabul edilmez; ancak aynı Kanunun 693 üncü maddesi hükmü saklıdır.

          Bankalar, çek hesabı açtıranların açık kimlik ve adreslerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı örnekleri ile yerleşim yeri belgelerini, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını almak, bunların açık kimliklerini, adreslerini, vergi kimlik numaralarını ve çek hesabının kapatılma hallerini onbeş gün içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirmek ve bunlara ilişkin belgeleri hesapların kapatılmalarını izleyen beşinci yılın sonuna kadar saklamak zorundadırlar. Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde hamilin talebi üzerine keşidecinin bankaca bilinen adresleri kendisine verilir.

          İBRAZ VE ÖDEME:

          Madde 4 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./3. md.)

          Çek hesabı açılan bankaya muhatap banka denir.

          Koşullarına uygun ve karşılığı var olan çek, muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak, çek hesabı açılmış olan şube dışında herhangi bir şubeye ibraz edilen çek, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.

          Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde bankanın ödeme yükümlülüğü, 10 uncu maddede belirlenen sorumluluk miktarı saklı kalmak üzere, çek hesabında bulunan miktarla sınırlıdır. 10 uncu maddede belirlenen miktar dahil olmak üzere kısmi ödeme halinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi; Cumhuriyet savcılığına şikayette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi halinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.

          ÇEK KARŞILIĞININ ÖDENMEMESİ:

          Madde 5 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./4. md.)

          Çekin ibrazında karşılığının tamamen ödenmemesi veya çek hamili tarafından kısmi ödemenin kabul edilmemesi halinde, ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir; çekin ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır.

          HESABEN TESVİYE:

          Madde 6 – T.C. Merkez Bankası, çeklerin banka şubeleri arasında hesaben tesviyesini sağlayacak tüzelkişiliği haiz sistemi kurmaya ve gözetimi altında yürütmeye yetkilidir. T.C. Merkez Bankası, şubesi bulunmayan yerlerde bu yetkisini uygun göreceği başka bir bankaya devredebilir.

          Hesaplaşma sisteminin kuruluş ve işleyişi, T. C. Merkez Bankasınca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.

          (Ek fıkra: 26/02/2003 – 4814 S.K./5. md.) Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde çeklerin fiziki olarak ibraz edilmeksizin sadece çek bilgileri üzerinden bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya gönderilerek işlem görmesi, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 710 uncu maddesine göre takas odasına ibraz hükmündedir.

          (Ek fıkra: 26/02/2003 – 4814 S.K./5. md.) Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 10 uncu maddede belirlenen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılmaz. Ancak, takas odaları aracılığıyla ibraz edilen çekin, hesapta yeterli karşılığının olmadığının belirlenmesi halinde muhatap banka tarafından, hesapta bulunan kısmi karşılık tutarı, çeki ibraz eden hamil lehine onbeş gün süreyle bloke edilir.

          İHTAR:

          Madde 7 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./6. md.)

          Yeterli karşılığı bulunmadığı için çeki kısmen veya tamamen ödemeyen muhatap banka, hesap sahibine, kendisine ait bütün çek defterlerini aldığı bankalara geri vermesini, 8 inci maddede öngörülen sürenin bitiminden itibaren on gün içinde iadeli taahhütlü mektupla bildirir.

          DÜZELTME HAKKI:

          Madde 8 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./7. md.)

          Çekte yazılı keşide gününe göre hesaplanacak ibraz süresinin bitim tarihinden itibaren en geç on gün içinde çekin karşılıksız kalan kısmını yüzde on tazminatı ve ibraz tarihinden ödeme gününe kadar geçen süre için 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte ödemek suretiyle düzeltme hakkını kullanan, çek keşide etmek hakkını yeniden kazanır.

          BİLDİRME VE DUYURU:

          Madde 9 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./8. md.)

          Muhatap banka, yeterli karşılığı olmadığı için çekin ödenmediğini ve hesap sahibi hakkında gereken bilgileri, ibraz tarihinden itibaren on gün içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirir. Bu bildirimden sonra çek tutarı ile 16c maddesinde öngörülen tazminat ve gecikme faizinin hamile veya hamile ödenmek üzere muhatap bankaya ödenmesi de, muhatap banka tarafından ödeme tarihinden itibaren on gün içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da bu bildirimleri en geç onbeş gün içinde bankalara duyurur.

          BANKANIN SORUMLU OLDUĞU MİKTAR:

          Madde 10 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./9. md.)

          Muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir.

          Yukarıda belirtilen sorumluluk miktarı, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca yayımlanan toptan eşya fiyatları yıllık endeksindeki değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmi Gazetede yayımlanır.

          TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASINCA İLAN EDİLECEK HUSUSLAR:

          Madde 11 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./10. md.)

          Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 16 ncı madde gereğince çek hesabı açtırmaktan yasaklamaya ve 16c maddesinin dördüncü fıkrası gereğince yasaklama kararının ortadan kaldırılmasına dair mahkeme kararlarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilmesine ilişkin esas ve usulleri Adalet Bakanlığının; bankalara duyurulmasına ilişkin esas ve usulleri Türkiye Bankalar Birliğinin görüşünü alarak Resmi Gazetede yayımlanacak bir tebliğle düzenler.

          Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, yeterli karşılığı olmadığı için ödenmeyen ve daha sonra ödenen karşılıksız çekler ile hesap sahibi hakkındaki bilgilerin bankalardan toplanma ve bankalara duyurulma esas ve usullerini Türkiye Bankalar Birliğinin görüşünü alarak belirler ve Resmi Gazetede yayımlar. Bankalar belirlenen esas ve usuller çerçevesinde bu bilgileri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına gönderirler.

          TEBLİGAT ADRESİ:

          Madde 12 – Bu Kanun uyarınca yapılacak ihtarlar, herhangi bir adres değişikliği bildiriminde bulunulmadığı müddetçe çek hesabı sahibinin hesabı açtırırken bildirdiği adrese yapılmakla geçerli olur.

          İHTARA VE YASAKLAMAYA UYMAYANLAR:

          Madde 13 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./11. md.)

          7 nci madde gereğince banka tarafından yapılan ihtarı aldığı veya almış sayıldığı tarihten itibaren on gün içinde geçerli bir sebebe dayanmaksızın çek defterlerini geri vermeyenlere, ilgili bankanın ihbarı üzerine üçyüzellimilyon liradan üçmilyar lira ya kadar adli para cezası verilir. İlgili banka bu ihbarı yapmakla yükümlüdür.

          16 ncı madde gereğince hükmolunan yasaklama süresi içinde çek hesabı açtıranlara bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Hakkında yasaklama kararı verilmiş kişilere yasaklama süresi içinde çek hesabı açan bankalara birmilyar liradan beşmilyar liraya kadar adli para cezası ve rilir.

          YETKİLİ OLMADIĞI HALDE ÇEK DEFTERİ BASANLAR VE BASTIRANLAR:

          Madde 14 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./12. md.)

          Çek defteri basmaya veya bastırmaya kanunen yetkili kılınanlar dışında çek defteri basanlara ve bastıranlara iki yıldan beş yıla kadar hapis ve üçyüzellimilyon liradan üçmilyar liraya kad ar adli para cezası veril ir.

          BANKALARA UYGULANACAK CEZALAR:

          Madde 15 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./13. md.)

          3, 4, 5, 7, 9 ve 11 inci maddeler ile 13 üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı yükümlülükleri yerine getirmeyen bankalar hakkında üçyüzellimilyon liradan üçmilyar liraya ka dar adli para cezasına hükmolunur.Yargılamada bankayı şube müdürü temsil eder.

          KARŞILIKSIZ ÇEK:

          Madde 16 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./14. md.)

          Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap s ahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar adli para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu su çtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

          Bu suçun, organ veya temsilcisi tarafından tüzelkişi yararına işlenmesi halinde özel hukuk tüzelkişisi hakkında da birinci fıkra uyarınca para cezasına hükmolunur. Ayrıca yetkili temsilci tarafından yararına çek keşide edilen hesap sahibi gerçek kişi hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır.

          Mahkeme, ayrıca işlenen suçun niteliğine göre bir yıl ile beş yıl arasında belirleyeceği bir süre için hesap sahiplerinin ve yetkili temsilcilerinin çek hesabı açtırmalarının yasaklanmasına karar verir. Yasaklanma kararı bütün bankalara duyurulmak üzere Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilir.

          Kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek yaprağı ayrı bir suç oluşturur.

          KARŞILIKSIZ ÇEKTE GECİKME FAİZİ:

          Madde 16/a – (Ek madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./15. md.)

          Çekin karşılıksız kalan miktarı için gecikme faizi, ibraz tarihinden itibaren, 04/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanır.

          SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ, GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME:

          Madde 16/b – (Ek madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./16. md.)

          16 ncı maddede öngörülen suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması, hamilin, çeki elinde bulundurmaları koşulu ile ödemede bulunan cirantanın veya kanuni veya akdi teminatı nedeniyle tam ödemede bulunan bankanın şikayetine bağlıdır. Bu suçlara çekin ibraz edildiği … veya şikayetçinin yerleşim yerinin bulunduğu yer asliye ceza mahkemesinde bakılır.

          Çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle şikayet hakkı, 8 inci maddede belirtilen miktarın yatırılması için öngörülen sürenin dolduğu tarihte; ihtiyati tedbir kararı veya ödeme yasağı nedeniyle süresi içinde ibrazında çek hakkında işlem yapılmaması halinde ise, ihtiyati tedbir kararının veya ödeme yasağının kalktığı tarihte doğar.

          Hükmün kesinleşmesinden sonra şikayetten vazgeçildiğinde de, hüküm bütün cezai sonuçları ile ortadan kalkar.

          Bu suçlardan dolayı yapılan yargılamalarda 04/04/1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 225 inci maddesi uygulanabilir.

          Şikayetten vazgeçme nedeniyle davanın düşmesi halinde, müdahil, ödeme nedeniyle davanın düşmesi veya cezanın ortadan kaldırılması halinde sanık veya hükümlü, yargılama giderlerinden sorumlu olur.

          DAVANIN AÇILMASINA ENGEL OLAN, DAVAYI DÜŞÜREN VE CEZAYI ORTADAN KALDIRAN NEDENLER:

          Madde 16/c – (Ek madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./17. md.)

          Aşağıda belirtilen koşulların yerine getirilmesi halinde ceza davası açılmaz:

          a) 8 inci maddeye göre düzeltme hakkının kullanılması,

          b) 8 inci maddede belirtilen süre geçtikten sonra ve henüz dava açılmadan önce çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait yüzde oniki tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi.

          Dava açıldıktan sonra hüküm verilinceye kadar geçen süre içinde, çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait yüzde onbeş tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi halinde ceza davası düşer.

          Hüküm verildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar geçen süre içinde, çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait yüzde onsekiz tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi halinde ceza davası düşer.

          Hüküm kesinleştikten sonra çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait yüzde yirmi tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi halinde bütün cezai sonuçları ile birlikte hüküm ortadan kalkar.

          Yukarıdaki fıkralarda belirtilen ödemeler hamile veya hamile ödenmek üzere muhatap bankaya yapılabilir.

          GEÇİCİ MADDE

          Geçici Madde 1 – Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, karşılıksız çek keşide etmiş olanlar hakkında hazırlık tahkikatına başlanmış veya dava açılmış ve mahkümiyet hükmü kesinleşmemiş olduğu takdirde;

          a) Yürürlük tarihini takip eden üç ay içinde çek tutarının veya karşılıksız kalan bölümünün %10 tazminatı ve gecikme faizi ile birlikte muhatap bankaya veya herhangi bir şubesine yatırılması,

          b) Çek tutarı ödenmemiş olsa bile şikayetten vazgeçilmiş olması,

          c) Çek tutarının daha önce ödenmiş bulunması,

          Hallerinde, hazırlık tahkikatında takibata yer olmadığına, açılmış davaların düşürülmesine karar verilir.

          Geçici Madde 2 – (Ek madde: 18/02/2009-5838 S.K./18.mad)

          31/12/2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.

          YÜRÜRLÜK:

          Madde 17 – Bu Kanunun 1,2,4,5 ve 16 ncı maddeleri ile Geçici Maddesi Kanunun yayımı tarihinde, diğer maddeleri yayımından altı ay sonra yürürlüğe girer.

          YÜRÜTME:

          Madde 18 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

          KANUNA İŞLENEMEYEN GEÇİCİ MADDELER:

          14/01/1993 TARİHLİ VE 3863 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ MADDESİ:

          Geçici Madde – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce mahkumiyet hükmü kesinleşmiş veya hüküm infaz edilmiş ise, yürürlük tarihini takip eden 3 ay içinde çek tutarının veya karşılıksız kalan bölümünün %10 tazminat ve gecikme faizi ile birlikte muhatap Bankaya veya herhangi bir şubesine yatırılması veya yine bu sürede şikayetten vazgeçilmiş olması halinde kamu davası ve cezanın bütün neticeleri ile ortadan kaldırılmasına karar verilir.

          26/02/2003 TARİHLİ VE 4814 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ MADDELERİ:

          Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce karşılıksız çekler hakkında açılmış bulunan davalarda, bu tarihten sonra yapılacak ilk duruşmada hazır bulunmayan şikayetçiye, ilk duruşmada hazır bulunması veya bir vekil ile kendini temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği veya vekil de göndermediği takdirde şikayetten vazgeçmiş sayılacağı hususunda davetiye çıkarılır. Bu davetiye, şikayetçinin, mahkemeye bildirdiği; mahkemede dinlenmemişse şikayet dilekçesinde belirttiği adresine gönderilir. Davetiye tebliğine veya tebliğ edilmiş sayılmasına rağmen üst üste iki duruşmaya gelmeyen veya vekil de göndermeyen şikayetçinin şikayetinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilir. Şikayetçinin veya vekilinin haklı mazereti halinde bu hüküm uygulanmaz.

          Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenen karşılıksız çek keşide etme suçu hakkında, 3167 sayılı Kanunun bu Kanunla değiştirilen 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi uygulanmaz.

          Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3167 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin kapsamına giren suç nedeniyle;

          a) Hükümlü ve tutuklu bulunanların bu hallerinin derhal sona erdirilmesine ve tahliyelerine,

          b) Bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren üç ay içinde bunların dosyalarının ele alınarak hükümlüler hakkındaki hapis cezalarının çek bedeli tutarı kadar adli para cezasına dönüştürülmesine, tutuklular hakkında talep edilmiş olan hapis cezaları yerine çek bedeli tutarı kadar adli para cezasına hükmedilmesine,

          Mahkemesince karar verilir.

          Geçici Madde 2 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce karşılıksız çek keşide etmiş bir kimsenin, bu tarihten sonraki üç ay içinde çek tutarını veya karşılıksız kalan kısmını yüzde on tazminatı ve 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte muhatap bankaya veya herhangi bir şubesine ödemesi veya 3167 sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre düzeltme hakkını kullanmak suretiyle hamilin zararını karşılamış olması halinde şikayetten vazgeçme koşulu aranmaksızın,

          a) Hazırlık soruşturmasında kovuşturmaya yer olmadığına,

          b) Açılmış davaların düşürülmesine,

          c) Kesinleşmiş mahkumiyet hükümlerinin bütün cezai sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmasına,

          Karar verilir.

          Geçici Madde 3 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3167 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmüne aykırı fiilden dolayı yapılmakta olan hazırlık soruşturmasında kovuşturmaya yer olmadığına; görülmekte olan kamu davalarının ortadan kaldırılmasına karar verilir.

          Bu suçtan dolayı verilen mahkumiyet hükümleri bütün kanuni sonuçları ile birlikte ortadan kalkar.

          Geçici Madde 4 – Bu Kanunun 10 uncu maddesi ile değiştirilen 3167 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde yer alan esas ve usuller belirleninceye kadar muhatap bankalarca yeterli karşılığı olmadığı için ödenmeyen çekler ile sonraki ödemelere ilişkin bilgiler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca da bu bilgilerin bankalara duyurulmasına devam olunur.

          Geçici Madde 5 – Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca bu Kanunun yayımını izleyen bir ay içinde Resmi Gazetede yayımlanacak bir tebliğle belirlenecek esaslara uygun olarak yeni çek defterleri bastırırlar.

          Bankalar, bu tebliğin yayımını izleyen üçüncü ayın sonuna kadar müşterilerine yeni çek defterlerini verir ve ellerindeki eski çek defterlerini imha ederler.

          Bankaların, ikinci fıkrada yazılı sürenin sonuna kadar müşterilerine verdikleri çek defterlerinden ötürü 3167 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi uyarınca sorumlulukları her çek yaprağı için altmışmilyon liradır.

Yorum yaparak destek olabilirsiniz