Vadesinden önce yazdırılan çeklere ait beraat kararları … Çek vadelidir


Ekonomik krizin etkilerini azaltmak için çek yasasına ekler yapılmış idi. 28.şubat.2009 tarihli resmi gazetede yayınlanan 5838 numaralı kanuna göre  “31.12.2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.”

Bu kanuna başlangıç tarihi konmadığı için eski çeklerinde yararlanabileceğini söylemiştik.   Benzer düşünen mahkemeler vardır.

Bu konuda bazı beraat kararları alındı.

Aynı sorun sürmektedir. Farklı mahkemeler, farklı kararlar almaktadır. Enazından beraat alınan mahkemelerdeki arkadaşlar yararlanmalıdır.  Bana gelen kararları aşağıda verdim.

Elinde olumlu-olumsuz karar örnekleri olan arkadaşların paylaşmasını rica ediyorum.

ŞİŞLİ 3.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
DOSYA NO: 2007/221
KARAR NO: 2008/167
HAKIM : YALÇIN HAYRET 30442
C.SAVCISI : HASAN OZDEMIRN 24633
YAZI ISLERI MÜDÜRÜ : SAADET ÖZOGUZ
SANIK : H.A.
SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME
SUÇ TARİHİ : 10/04/2006 , 24,04/2006
ASIL KARAR TARİHİ : 13/02/2008
EK KARAR TARİHİ : 02/03/2009

Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 02/03/2009 tarih ve 2008/10-4157 sayılı Müzekkeresi mahkememize gelmiş olmakla dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

Hükümlünün, 30/06/2006 keşide tarihli ve 8500 TL Bedelli, 30/04/2006 keşide tarihli ve 1600 Tl: bedelli, 30/05/2006 Keşide tarihli ve 5000 TL. Bedelli, miktarındaki çeklerle ilgili olarak, karşılıksız keşide etmek suçundan 3167 sayılı yasanın 16/1-3 maddeleri gereğince adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş İSE DE dava konusu bu çeklerin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibraz edilmiş olduğu anlaşılmakla, 3167 sayılı Yasaya, 28.02.2009 tarihinde yüyürlüğe giren 5838 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 18.maddesi ile eklenen Geçici. 2.Madde gereğince hükümlünün, 31.12.2009 tarihine kadar üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz olduğundan, TCK.nun 7/2 maddesi gereğince hükümlünün lehine olan bu düzenleme doğrultusunda, yeniden yapılan değerlendirme sonucunda, hükümlünün bu çekler ile ilgili olarak, kanunda suç olarak tanımlanmayan  https://karsiliksizcek.wordpress.com/YÜKLENEN SUÇTAN BERAATİNE KARAR VERİLMİŞTİR

EYÜP 2.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ

ESAS NO : 2004/274
KARAR NO : 2005/333 Ek
HAKİM : FERHAT ACAR
C.SAVCISI : İSMET BİLEN
YAZI İŞL.MD : GÜL GÖKALP

DAVACI : K.H
KATILAN : METRO FAKTORİNG A.Ş
VEKİLİ : AV.SEDEN HASKARABAĞ
SANIK : M.K

SUÇ TARİHİ : 20/03/2003
KARAR TARİHİ : 30/03/2005
EK KARAR : 10/03/2009

Hükümlü M.K. vekili Av.Yusuf K. ‘ın mehkememize vermiş olduğu 10/03/2009 havale tarihli dilekçesi ile hükümlü hakkında infazın durdurulması yönünde talepte bulunmuş olduğu anlaşılmakla C.Savcılığından mütala alındıktan sonra dosya incelendi .

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

Suça konu çek vadesinden önce bankaya ibraz edildiğinden bu konuda uygulamada netlik bulunmadığından sanığın ileride mağduriyeti söz konusu olabileceğinden İNFAZIN DURDURULMASINA kara vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :

Suça konu çak vadesinden önce bankaya ibraz edildiğinden bu konuda uygulamada netlik bulunmadığından sanığın ileride mağduriyeti söz konusu olabileceğinden İNFAZIN DURDURULMASINA VE İNFAZ EVRAKLARININ GERİ İSTENMESİNE, https://karsiliksizcek.wordpress.com/  Karardan bir suretin sanık vekiline tebliğine,
Dair dosya üzerinden yazılı mütalaya uygun CMK 268 md uyarınca 7 gün içerisinde Bakırköy Nöbetçi Ağır Ceza mahkemesine itirazı kabil olmak üzere karar verildi.10/03/2009

TC ANKARA 10 ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
DOSYA NO : 2007/948
KARAR NO : 2008/220

HAKİM : İBRAHİM EKDEMİR 22085
C.SAVCISI: ARAP LÜTFÜ KARAKUŞ
KATİP : HÜSEYİN KARAKUŞ
KATILAN : A.. G..
VEKİLLERİ: Av. HÜSEYİN BUZOĞLU
HÜKÜMLÜ : Ö.K. ÇANKIRI ORTA K2 TİPİ KAPALI CEZAEVİNDE TUTUKLU
SUÇ : Karşılıksız Çek keşide etmek
SUÇ TARİHİ : 27/10/2006
ASIL KARAR TARİHİ: 12/03/2008
EK KARAR TARİHİ: 13/05/2009

Orta C.Başsavcılığı muhabere bürosunun 24.04.2009 tarih 2009/289 sayılı yazısı ile gönderilen 14.04.009 tarihli dilekçesi ile hükümlü Ö.K kendisi kakında verilen cezaya dir infazın durdurulmasına karar verilmesini talep etmekle:
Mahkememiz C.Savcısının yazılı görüşü CMK.33 uyarınca alındıktan sonra dilekçe ve dava dosyası birlikte tetkik edildi.

TÜRK MİLLETİ ADINA GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Hükümlü hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan kamu davası açılmış olup davaya konu çekin tetkikinde 22.11.2006 keşide tarihli olmasına rağmen bu tarihten önce 27.10.2006 tarihinde bankaya ibraz edildiği görülmektedir.

28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5858 sayılı SK nın 18. maddesi ile 4814 sk’da 3167 sayılı kanuna geçici 2. madde eklenmiştir. https://karsiliksizcek.wordpress.com/
4814 skd 3167 sk’nın 16/ b-2 maddesinde “ çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle şikayet hakkı 8.maddede belirtilen miktarın yatırılması için öngörülen sürenin dolduğu tarihte doğar”  hükmü yürürlükte iken bu yasa maddesi üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın geçici ikinci madde kanuna eklenmiştir.

5237 sayılı TCK nın 7/1-2 maddelerinde “İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilmez ve güvenlik tedbiri uygulanmaz böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar. suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur içermektedir.

Geçici ikinci maddenin gerekçeleri ne olursa olsun keşide tarihinden önce çeklerin geçersizdir hükmü getirildiğine göre Bu kuralın yargılaması biten hükümlülere ve cezası süren sanıklara lehe olması sebebiyle uygulanması yasal zorunluluktur.

HÜKÜM: Bu nedenlerle,
Hükümlü Ö.K nın talebinin kabulüne
5858 sayılı kanunun 18. maddesi ile eklenen geçici 2. madde uyarınca hakkındaki İNFAZIN HEMEN DURDURULMASINA  https://karsiliksizcek.wordpress.com/
Ek kararın, infaz evrekının infaz edilmeden hemen iadesi için Orta C.Başsavcılığı infaz bürosuna FAX ile gönderilmek üzere kararın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine
İnfaz evrakın geldikten sonra duruşma açılarak işin esasına ilişkin karar verilmesine  Kararın katılan vekili ve hükümlüye ayrı ayrı tebliğ edilmesine Dair talebe uygun tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde Ankara Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/05/2009
Hakim : 22085 Katip : 86482

24 responses to “Vadesinden önce yazdırılan çeklere ait beraat kararları … Çek vadelidir

  1. 2010 yılına geldik, hala bazı mahkemelerde “çek vadesizdir” uygulaması yapılıyor.

  2. Geri bildirim: Yeni Çek Yasası Ne Kadar Yenidir ? « karşılıksız çek ve yasal düzenlemeler

  3. zehra hepkeskiner

    arkadaşlar selam 2005 çeklerimize istanbul,izmir mahkemelerinden red cevabı geldi.annem 7 aydır yatıyor cezası ağustos 29 da bitiyor toplam 28 milyardan girdi şu an günlüğü 100 milyondan 8 milyar borcumuz kaldı.tekrar gönderelim dedim süresi varmış bitmiş kaderine razı oldu.yaşayanlar bilir ne kadar zor olduğunu ALLAHIM Bİ AN ÖNCE KAVUŞTURSUN SEVDİKLERİMİZE BÜYÜKLERİMİZİN YÜREKLERİNEDE MERHAMET VERSİN.

    • Zehra hanım,

      Allah kimseyi “borcunu ödeyemediği için” cezaevinde yatmak zorunda bırakmasın. Geçmiş olsun.

      Adalet herkes için gereklidir. Çabamızda budur …

      esen kalınız.

  4. sayın admin elimde bugün şişli den aldığım 3 tane çek kararı var mailadresinize atabilirim..

  5. BEN KABULLENEMİYORUM, YA SİZ? TAVŞANA KAÇ, TAZIYA TUT KANUNLARIYLA YARATILAN KAOS ORTAMINDA YOKEDİLEN DEĞERLERİMİZ.

    ‘ Allah meleklere ‘ben yeryüzünde (vekil) halife yaratacağım’ dediğinde, melekler ; ‘Ya rabbimiz biz sana yetmedik mi ki sen orada bozgunculuk yapacak, savaşlar çıkartacak mahluk yaratacaksın’ diye serzenişte bulundular. Allah Adem(A.S.) a isimleri okutturunca af dileyerek tövbe ettiler. Allah’ın yaratıcılığını övdüler. (bakara 30-36) Tin Suresinde de belirttiği gibi; insanı kendisine halife olacak vasıfta ( en güzel bir biçimde) yarattı ve donattı. Melekler, cinler dahil tüm yaratıklardan üstün tuttu. Fakat insan yaratılışındaki maksadı idrak edemeyerek, şeytana uydu, kendi onurunu reddetti ve sefiller sefili oldu. Asr Suresinde Allah ; insanının hüsrana uğrayacağını, fakat halifelik icaplarını (sabırlı olan, hayırlı amel işleyen ve hakkı savunanların) yerine getirenlerin muaf tutulacağını belirtmiştir.
    Öyleyse nedir halifelik? Halifelik Allah’ın Hususiyetlerini bilerek onun gibi davranmaktır. Hususiyetler ise onun sıfatlarında ve isimlerinde mevcuttur. Yani insan Allah’ın yeryüzünde bir ( kopyası) aynası, yansımasıdır. Bunun kaidelerini de Kur-an’ da belirtmiştir. Kur-an halifeliğin anayasa kitabıdır. Kitabı inceleyenler şuna çok dikkat etmeliler. Suça karşı caydırıcı unsur olarak ceza (cehennem) gösterilmiştir. Fakat yasalarda bulunması elzem olan ISLAH FAKTÖRÜ daima ön planda tutulmuştur. Hadi ve Raşit olan Rahman’ın Burhan (müjdesini, delillerle ispatlayan) özelliğidir bu. CENNET ve ona girebilme yolları.
    Demek istediğim ve ısrarla üzerinde durduğum mevzu da budur. KANUNLARDA ISLAH FAKTÖRÜ. Toplum etiğinde ön planda tutarak korumamız gereken husus GÜVEN duygusu(faktör) dur. Devlete güvenmek, yasalara güvenmek, devlet adamına güvenmek ve en önemliside önce kendimize sonra birbirimize güvenmektir. Güvenin olmadığı bir toplum, helak olmaya mahkumdur. Yasalardaki ıslah faktörü toplumda güven duygusunu kuvvetlendirecek şekilde olmalıdır.
    Çok yakında 3167 sayılı yasa tarih olacak. Yerine 5bin bilmem kaçıncısı gelecek. Taslağa bakın. Islah unsuru var diyen beri gelsin. Yok ki. Çek; para taşımanın zor olduğu tarihin bir zamanlarında bu zorluğu yok etmek için tasarlanmış bir olguydu. Var olan ve çekin ibrazında elde edilen para için kullanılıyordu. Karşılıksız çıkması da kalpazanlık la aynı anlamdaydı. Zamanla bu olgu yerini bankkartlara, atm lere,provizyonlara yani interaktif bankacılığa bıraktı. Şimdi ise çek kredi vasıtası olarak kullanılıyor. Hangi kredinin. Şu anda olmayan, oluşması ihtimallere dayanan kredinin. Bu da bir kalpazanlıktır. Burada kalpazanlığı yapan çek karnesini veresiye defteri gibi müşterisine veren bankadır. Her kredinin bir teminatı olmalıdır. Teminatı olmayan krediyi ben kullandırıyorum, fakat kredinin aslında teminatı var hapislik demek; TAVŞANA KAÇ TAZIYA TUT demektir. Banka komik rakamsal teminatlarla kendini mazur gösteremez. Bankayı korumak amacıyla yasa çıkaranlar da, çıkardıkları yasada caydırıcılık hususu var diye kendilerini haklı gösteremezler.
    SÖZ KONUSU KREDİ KULLANDIRMAK SA, TEMİNATI İNSAN ÖZGÜRLÜĞÜ OLAMAZ. Daha akılcı teminatlar var. Hep söylerim. İktidar olmak her şeye muktedir olmakta anlamına gelmez. Efkarı umumiyenin fikirleri içinde mutlak çok güzel çözümler olacaktır. Mesela bir arkadaşın sigorta fikri gibi.
    Şu anda içinde bulunduğum iki konu var birincisi karşılıksız çek, ikincisi sağlıkta yolsuzluklar. Yıllarca okumuş, cerrah tıp doktoru gibi kutsal bir meslek edinmiş değerlerin yok olması. Tavşan kaç tazı tut tuzağının kurbanları olması. Ben bu değerlerin harcanmasını KABULLENEMİYORUM. 2007 yılı başından beri önerilerimi yetkililere arz etmeye çalıştım. Bazılarında başarılı oldum. Toplu alımlar ve modüle sistem gibi. Meslek odalarını sivil toplum örgütlerini, meslek odalarını göreve çağırdım. Meslek etiğini yanlış yorumlayarak yanlışın arkasında oldular. ISLAH ETMEK, TOPLUMA TEKRAR KAZANDIRMAK yerine, yanlış bir adımla himaye kar oldular. Toplumdaki GÜVEN duygusunu bir kenara attılar. Yolsuzluğu önleme kanunu ve kurulan dernekler ne menem şeylerdir, amaç ve amaçları nelerdir anlamış değilim. Bazı avukat arkadaşların; hapislik yaptırımını devamlı savunmalarındaki maksat malum. Ama niçin bu kadar hukukçu ,KANUNLARDAK ISLAH FAKTÖRÜNÜ göz ardı eder bunu da anlamış değilim. Böyle kanunlardaki ilkellikteki ısrar niyedir. Doktorlarımızı alım yapmaktan uzaklaştırsaydık daha iyi olmazımıydı. Eczacı olmayan ecza hane açamaz, bilgi ve becerisini kanıtlayamamış kişiler nasıl medikalcılık yapıyor sizce.
    Yarın 27 MAYIS 2009 Eskişehir 2. ağır ceza mahkemesinde dava başlıyor. Sağlıkta yolsuzluklar. Elleri kelepçeli gelecek doktorlar. Ben bu örgütün mağduruyum. Keşke olmasaydım. Bu değerlerin düştüğü bu durumu kabullenemiyorum. Bence suç çarpık kanunlarımızda ve kaybolup giden toplum etiğimize seyirci kalmamızda. Yani kanunlarla desteklenmiş tuzakları mayın temizler gibi temizlememekte. Ne olur ey yasa koyucu temsilcileri elinizi vicdanınıza koyun, Allah’ın Halifesi olarak onun ADİL, HAK, HAKİM isimlerini yasalarda yansıtın. Toplumda etiği GÜVEN olgusunu geri getirin. HAPİSHANE ÇÖZÜM DEĞİL, DEĞERLERİMİZİ HAPİSHANEDE YOKETMEK HİÇ DEĞİL BEN KABULLENEMİYORUM. Ya siz.

  6. arkadaslar bırakın hayıflanmayı vakıt az

    artık tepkı zamanı az kaldı oturmayın 7 hazıranda anıtkabıre varım nerede bulusacağız

    onu yazın

  7. Geri bildirim: ÇEKLERİN ERKEN İBRAZI BERAAT « Av. Rahmi Ofluoğlu

  8. cakır arkadaş benımde 4 adet cekım vadesınden once yazıldı ve aranıyorum

  9. toplasan üçü dördü geçmez bu kararlar
    benim çeklerimde vadesinden önce vuruldu
    ama ağır ceza bile red verdi dilekçeme 😦

  10. Vadesinden önce yazdırılan çeklerle ilgili zaten hapis cezası verilemiyordu.Konu ile ilgili kararlar vardı.Avukatınızın bunu biliyor olması lazım.Çeklerle ilgili hapis kararları kitaplarında benzer konular vardı.

  11. benim yazılan tüm çeklerim vadesinden önce yazıldı ama hala hiç birinden beraat alamadım ben anlamıyorum bu işi adalet dağıtanların adaletsizliğinin cezasını kim vericek onu bilmiyorummm

    • Gönen Eriş’in Uygulamalı Çek Hukuku kitabını incelemenizi tavsiye ederim.

    • mahkemelerden mahkemeye değişiyor ben bugün şişli adliyesindeydim şişli 2 asliye tüm erken yazılan çeklere beraat veriyor,ama vadesinde yazılanlara infaz ayrıca şişli 6 ve 11 vadesinde yada değil beraat veriyor…

    • Haksızlığı duyurmak bizim işimiz. Sizlerin ilgisi ve katkısıda çok önemlidir.

    • İSTANBUL MV. VE CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN DENGİR MİR MEHMET FIRAT’IN AÇIKLAMALARINA CEVABI
      Cuma, 10 Ekim 2008 17:07
      Değerli basın mensupları,

      Dün akşam saatlerinde, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Sayın Dengir Mir Mehmet Fırat kamuoyunun beklediği açıklamayı yaptı. 5 sayfalık açıklama metni ve ekleri incelendiğinde, Sayın Fırat’ın sadece AKP’li Bakan Hayati Yazıcı’dan aldığı bir yazıyı belge diye, kamuoyuna sunduğu anlaşılıyor. Bunun dışında yeni olan hiçbir şey yok…

      Değerli basın mensupları,

      Ben Sayın Fırat’ın MENAS Yönetim Kurulu 2. Başkanlığı yaptığı dönemde şirketin “gerçekte ihracat işlemleri yapmadan para transferleri suretiyle haksız olarak” devletten Destekleme Fiyat İstikrar Fonu teşviki aldığını kesinleşmiş Danıştay kararıyla ortaya koymuştum. Sayın Fırat buna karşın diyor ki, “16.6.2004 tarih ve 6 sayılı Soruşturma Raporu İncelendiğinde hayali ihracat iddiasının gerçek olmadığı resmi raporla sabit olduğu görülecektir.”

      Değerli basın mensupları,

      Sayın Fırat, yine bilinçli olarak elmalarla armutları karıştırmaktadır. Biz hayali ihracatı saptayan Hazine Kontrolörü Orhan Tur’un 24.10.2000 tarihli ve 144/9 sayılı raporundan söz ediyoruz. Sayın Fırat ise, bilinçli olarak bu raporu kamuoyundan gizlemeye çalışmaktadır. Sayın Fırat’a dedik ki, “siz iktidardasınız, her türlü bilgi ve belgeye, muhalefet ulaşamadığı halde, siz çok daha kısa sürede ulaşıyorsunuz, o halde niçin Hazine Kontrolörü Orhan Tur’un Raporunu kamuoyuna açıklamıyorsunuz? Bunu açıklayın ki, Danıştay kararına dayanak oluşturan hayali ihracatınız çok daha net bir şekilde ortaya çıksın.”
      Gelelim Sayın Fırat’ın sözünü ettiği Gümrük Müfettişinin Raporuna… Bu rapor kamuoyuna yeni açıklanmış bir rapor değildir. Sayın Fırat’la tartışma sırasında, benim tarafımdan ilgili bölümleri kamuoyuna açıklanmıştır.

      Gümrük Müsteşarlığının bu raporu, Dengir Fırat’ın açıklamadığı Hazine Kontrolörü Orhan Tur’un raporunun, 1918 sayılı Kaçıkçılığın Men ve Takibine ilişkin yasa bağlamında gereğinin yapılması için hazırlanmıştır. Ancak burada, birden fazla gerçek Sayın Fırat tarafından özenle gizlenmektedir.

      1.Hazine Müsteşarlığı MENAS’ın da içinde olduğu pek çok firmanın hayali ihracat yaptığını ve 1918 Sayılı Yasaya göre gereğinin yapılmasını 2000 yılında Gümrük Müsteşarlığından istemesine karşın, niçin MENAS soruşturması Gümrük Müsteşarlığı tarafından zaman aşımına uğratılmıştır? Soruşturmayı 4 yıl savsaklayıp zaman aşımına uğratanlar hakkında AKP hükümeti herhangi bir soruşturma açtı mı? Sayın Hayati Yazıcı’nın bu konuda açıklama yapmasını bekliyoruz. Şayet herhangi bir soruşturma yapılmamışsa, Dengir Mir Mehmet Fırat’ın elinin uzunluğu bir kez daha ortaya çıkacaktır.
      2.Gümrük Müfettişinin raporunun “Yapılan yurtdışı araştırması” bölümünde, aynen şu ifadeler yer almaktadır. “Teftiş Kurulu Başkanlığından alınan 12.7.2002 günlü 060-5422/57 sayılı cevap yazıları eki İngiltere Gümrük Makamlarından temin edilen yazıda özetle; (…) Chingford Fruit Packers-Warspite Road Woolwich SE 18 5NU hakkında incelemenin yapıldığı, maalesef bu şirketin var olduğuna dair herhangi bir bulgunun bulunmadığı, söz konusu bölgenin kullanılmayan antrepolarla dolu terk edilmiş bir yer olduğu, bu nedenle söz konusu faturaların kontrollerini yapmalarının mümkün olmadığı…” açıklaması vardır. Bu yazı Hazine Kontrolörünün raporunun doğruluğunu açıkça kanıtlamaktadır. İngiltere makamlarından temin edilen bu yazıyı acaba Dengir Mir Mehmet Fırat niçin kamuoyuna açıklamıyor? Acaba İngiliz Makamlarına mı güvenmiyor yoksa kolu İngiltere’ye kadar uzanamadı mı?
      3.Sayın Fırat, hayali ihracat yolu ile almış DFİF teşvik primlerini küçük göstererek olayın boyutunu küçük göstermeye çalışmaktadır. Oysa ki, kendisine verilen DFİF primi 1994 dolar kuru düşünüldüğünde azımsanacak bir para değildir. Kaldı ki, hırsızlığın küçüğü, büyüğü olmaz…

      Değerli basın mensupları,

      Gelelim Hayati Yazıcı’nın yazısına… Bu belge, belki de Türk siyasi yaşamındaki ilklerden biridir. Çünkü bu yazı, İktidar Partisinin milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısının, yine iktidar partisinin bir Bakanı tarafından aklanması için düzenlenmiştir. Bu açıdan kamu otoritesinin bir yazısı değil, olsa olsa siyasi bir yazıdır. Bu gelişme, yolsuzluk yapan AKP yandaşlarının, artık mahkemelerde değil, AKP’li bakanlardan alınacak yazılarla aklanması sürecini başlatmıştır. Ayrıca bu yazı AKP hükümetinin bürokrasiyi acımasızca nasıl yozlaştırdığının da bir ibret belgesidir.

      1.Sayın Yazıcı bu yazısında diyor ki, “2.8.2007 tarihli dilekçeyle (…) idareden sadır olan engellerin kaldırılması talebinde bulunulduğu, konuyla ilgili olarak idari bir tedbir veya işlem uygulanması söz konusu olmadığından mezkür taleple ilgili herhangi bir işlemin tesis edilmediği anlaşılmıştır.” Sayın Hayati Yazıcı’ya açık ve net bir soru soruyorum; Madem ki, MENAS’a yönelik herhangi bir engelleyici idari işlem yok ise, o halde Dengir Mir Mehmet Fırat niçin böyle bir talepte bulunmuştur? Sayın Fırat’ı böyle bir talebe zorlayan koşullar nelerdir? Gümrüklerden sorumlu olan Bakan olarak siz mi konuyu çok iyi biliyorsunuz, yoksa kendi beyanına göre yılda 1500 TIR’lık ihracat yapan ve doğrudan gümrük görevlileri ile muhatap olan MENAS ve onun ortağı Dengir Mir Mehmet Fırat mı biliyor?

      2.Sayın Hayati Yazıcı’ya bir soru daha soralım, Madem ki Gümrüklerden kaynaklanan hiçbir engelleyici idari işlem (yani kırmızı hat uygulaması) yoktu niçin firmaya iki satırlık bir yazı yazıp bu durumu MENAS’a bildirmediniz? Yoksa MENAS’a yazılan ve gerçek durumu gösteren yazıyı kamuoyundan saklıyor musunuz?

      Değerli basın mensupları;

      Sayın Fırat yaptığı açıklamada, 2.8.2007 tarihli kırmızı hattan çıkma talebini içeren yazıyla ilgili olarak ; “(…)gerek şirket, gerekse ben zanlı olarak gözükmekte idik. Dolayısı ile bizi aklayan bir kararın avukatım tarafından ilgili idarelere tebliği siyasi nüfuz kullanmak değildir.” diyor.

      Şimdi, Sayın Fırat’a açık ve net bir soru soruyorum, “Sayın Fırat zanlılar arasında sadece siz ve MENAS değil, MENAS’ın 7 ortağının tümü yer alıyor. Peki, nasıl oluyor da, yönetim kurulu üyeleri dururken, yönetim kurulu üyesi olmadığınız halde sizin adınız niçin yer alıyor? Madem ki, tüm zanlılar hakkında takipsizlik kararı verildi, onlar niçin talep yazısının altında yer almadı? Bundan daha açık ve somut nüfuz ticareti olur mu?

      Değerli basın mensupları, biliyorsunuz, Sayın Dengir Mir Mehmet Fırat yaptığı açıklamada, 1.9.2007 tarihinde hisselerini 300 bin dolar karşılığında Abdülkadir Gürüz’e sattığını ve bedelini aldığını açıklamıştı. Bu talep, MENAS’ın ürünlerini taşıyan TIR’da uyuşturucunun yakalandığının gazeteciler tarafından öğrenildiği gün, yani 9 Mayıs 2008 tarihinde noterden onaylanmıştır. Ancak hisselerin devri 4.6.2008 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir.

      Bu konudaki temel kuşkular şunlardır;
      1.Hisse devri karşılığı alındığı söylenen paralara ilişkin dekontların hiç birisinde “Hisse devri bedeli” diye bir açıklama yer almamaktadır.
      2.Sayın Fırat 1.9.2007 tarihinde verdiği dilekçede, hisse bedelinin tamamını aldığını söylüyor. Oysa verdiği dekontlar bu dilekçedeki ifadenin gerçeği yansıtmadığını gösteriyor.
      3.Şimdi sizlere yeni bir belge açıklayacağım, MENAS, 2007 yılı kurumlar vergisi beyannamesini 2008 yılının Nisan ayında Mersin’deki vergi dairesine vermiştir. Yani MENAS’ın yükünün taşındığı TIR’da uyuşturucu yakalandığının gazeteciler tarafından öğrenildiği, 9 Mayıs 2008 tarihinden önce… Bu beyannamenin “Şirket Ortakları ve Sermaye Payları” bölümünde 31.1.2.2007 tarihi itibariyle, ortaklar ve hisseleri şöyle belirlenmiştir:
      Ortağın Adı Hisse Oranı (%) Hisse Tutarı
      Abdülkadir Gürüz 20 20 000,00
      Ferhat Gürüz 15 15 000,00
      Lerzan Gürüz 15 15 000,00
      Firuze Gürüz 10 10 000,00
      Dengir Mir Mehmet Fırat 30 30 000,00
      Helün Fırat 5 5 000,00
      Neval Fırat 5 5 000,00

      Aynı beyannamenin “kurum ortaklarına ve yönetim kurulu üyelerine ilişkin liste” başlığında da aynı ortaklar, aynı hisse oranları ile sayılmıştır. Açıkça görülüyor ki, 31.12.2007 tarihi itibariyle Sayın Fırat MENAS’ın büyük ortağıdır. Bunu Maliye’ye vermiş olduğu beyanname ile MENAS ikrar etmektedir.

      Şimdi, Dengir Mir Mehmet Fırat diyor ki, “noter belgesindeki, ticaret sicil gazetesindeki, kendi şirketinin verdiği kurumlar vergisi beyannamesindeki tarihlere ve bilgilere değil de, sadece ve sadece MENAS’ın karar defterindeki tarihlere inanın.” Sayın Fırat’ın bugüne değin yaptığı açıklamalar, belli bir tutarlılık gösterseydi buna inanırdık. Ama ne dediyse aksi çıktı. O nedenle resmi kayıtlara inanmak en doğrusudur. Açıkça söylemek gerekirse, Sayın Fırat, uyuşturucunun yakalandığı 27.2.2008 tarihinde, tüm resmi kayıtlarda, MENAS’ın ortağı gözükmektedir.

      Değerli basın mensupları,

      Sayın Fırat’ın hayali ihracatını kanıtladık, kendi şirketinin verdiği kurumlar vergisi beyannamesi ile ortaklıktan ayrılma tarihindeki şaibeyi ortaya koyduk, Ticaret Sicili Gazetesi meydanda, nüfuz ticareti yaptığını belgeledik, şirketi hakkında soruşturma yapan kamu görevlisine iftira attığını Başbakan onaylı yazı ile kanıtladık Bu güne kadar söylediklerimizin aksi de ispat edilemedi.

      Değerli basın mensupları, Dengir Mir Mehmet Fırat kamuoyuna yaptığı açıklamada “İspata da lüzum yok, ama şüphe uyandıracak bir delil sunarsan, namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum ki milletvekilliğinden istifa edeceğim ve siyasetin adını ağzıma almayacağım. Bu kadar açık ve kesin bir talebi tahmin ediyorum ki bir siyasetçiden duymak pek kolay olmasa gerek.” diyordu.

      Sayın Fırat’ı kamuoyu önünde verdiği bu sözü tutmaya davet ediyorum.

Yorum yaparak destek olabilirsiniz