Sayın Zafer ÇAĞLAYAN, Çek yasası mağdurlarının sesini duyunuz.


Sayın Zafer ÇAĞLAYAN,

Size Sanayi ve Ticaret Bakanı olmanızın rahatlığı ile yazıyoruz.
uzun süre esnaf örgütleri üyesi,
sanayi odası yöneticisi olmanız,
esnaf ve sanayicinin sorunlarını bildiğiniz
çözüm yolarında sanayi odası yöneticiliğinizde
kafa yorduğunuz
inancıyla yazıyoruz.
Mağduruz.

Bakanlığınızı çok yakından ilgilendiren,
oylarımızla sanayi odası başkanı olduğunuz
ülke kalkınmasında birlikte emek harcadığınız
bizler olmadığımızda hiçbir şeyin üretilemiyeceğini bildiğiniz
esnaf ve sanayicileriz.
Biz Çek Mağdurları’ yız

Adlii para cezası arkasına gizlenmiş
özgürlüklerimizi borcumuzun teminatı sayan
sadece ülkemizde hapislik sonucu doğuran
tüm sonuçlarıyla insan hakları ihlali olan
ülkemizi çağdaş uygarlığın gerisine düşüren
anayasaya aykırı
çağdışı
hapisde ısrar eden çek yasası mağdurlarıyız.

sesimize ses olmanızı,
esnaf ve sanayicinize sahip çıkmanızı istiyoruz
borca hapis ayıptır.  Çek yasası mağdurları ilginizi bekliyor

insan hakları hemen şimdi

Sayın Zafer ÇAĞLAYAN,
Bizler çek yasası mağdurlarıyız.
Yasanın varlığı tartışılıyor. Bazı mahkemeler beraat veriyor, bazıları ceza
Yasanın konusu çek ‘tir. Çek tanımı tartışılıyor. Kimi vadeli diyor, kimi vadesizdir diyor. Bazı mahkemeler beraat veriyor.
Yasanın cezası tartışılıyor.  Borç karşılığı hapis insan hakları ihlalidir diyoruz.
Bir ekonomik kriz var. Ticaret çatırdıyor. Çeklerimiz yazılıyor. Esnaf cezaevi kapısına bakıyor.
Sayın bakanım,
biz adil bir çek yasası istiyoruz.  Alacaklısı borçlusu düşünülsün diyoruz.
Biz onurumuzla yaşamak istiyoruz. Borç ise  borç, ceza ise  ceza.  Biz ticaret yapmak istiyoruz.
Sayın bakanım desteğinizi bekliyoruz.

Zafer ÇAĞLAYAN

Zafer ÇAĞLAYAN

 

Mehmet Zafer ÇAĞLAYAN Kimdir ?

Mehmet Zafer Çağlayan, 15 Kasım 1957’de Muş’ta doğdu. Babasının adı M.Salih, annesinin adı Muhlise’dir. Makine Mühendisi ve Sanayici; Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. Sanayici olarak çalıştı. 1987’de Ankara Sanayi Odası’na Oda Meclisi Üyesi oldu. 1989’da Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi, 1991’de Başkanvekili ve 1995’de Yönetim Kurulu Başkanı olarak, 2007’ye kadar bu görevini sürdürdü. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde üç dönem Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. TOBB Ekonomi Teknoloji Üniversitesi ile Türkiye Ekonomi Araştırma Vakfı’nın Mütevelli Heyet Üyesi oldu. 60. Hükümet’te Sanayi ve Ticaret Bakanı olarak atandı. Hükümette yapılan değişiklikte, Devlet Bakanlığı görevine getirildi. İngilizce bilen Çağlayan, evli ve iki çocuk babasıdır.

Zafer ÇAĞLAYAN’ın Başkanlığını yaptığı Ankara Sanayi Odası 1997 yılında KOBİ’lerle ilgili çalışma ve önerilerinden dolayı “En Başarılı Kuruluş” seçildi. ÇAĞLAYAN, 1999 yılında yaşanan Ağustos depremi sonrası 70 bin kişinin yararlandığı ve devletin 1 milyar Alman Markı gelir sağladığı Bedelli Askerlik, Deprem Tahvili, Kamu Arazilerinin ve Milletvekili Lojmanlarının Satışı, Türk işadamlarına Vize kolaylığı getirilmesi, Bölgesel Asgari Ücret ve 70 bin KOBİ için geliştirdiği ve daha sonra yasalaşan Anadolu Yaklaşımı projelerini gündeme getirdi. Sanayici ve ASO Başkanı olarak, Genel Ekonomi, Üretim, İşsizlik, Sanayi, Ticaret, KOBİ’ler ve Esnaflar ile ilgili olarak hazırladığı önemli çalışma, proje ve önerileriyle Türkiye’nin gelişmesine katkıda bulundu.

1996-1998, 2002-2005 yılları arasında ülkemiz özel sektörünün çatı örgütü olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı olarak da görev yapan ÇAĞLAYAN, aynı göreve 2005 Mayıs ayında 2005-2009 dönemi için yeniden seçildi.

Zafer ÇAĞLAYAN ayrıca, TOBB ETÜ (TOBB Ekonomi Teknoloji Üniversitesi) ile TEPAV Türkiye Ekonomi Araştırma Vakfı Mütevelli Heyet Üyesidir.

Mehmet Zafer ÇAĞLAYAN

Mehmet Zafer ÇAĞLAYAN

38 responses to “Sayın Zafer ÇAĞLAYAN, Çek yasası mağdurlarının sesini duyunuz.

  1. BEN BİRTEK ŞEY SÖYLEMEK İSTİYORUM HİÇ KİMSE İŞİNİ AŞINI İTİBARINI YURDUNU YUVASINI DAĞITMAK İSTEMEZ . BU KADAR İNSAN ÇOK ZOR DURUMDA BİRDE HAPSE ATMAK NE Yİ DEĞİŞTİRECEK . HAPİS CEZASI OLMAZSA BORÇ SİLİNİYOR MU ? HAYIR . KİMSE ÜZERİNE ALINMASIN AMA ESKİDEN BÖYLE BİR OLAY YAŞAYAN ESNAF FARKLI BİR BANKADAN ÇEK ALIP TİCARİ HAYATINI DEVAM ETTİREBİLİYOR DU YENİ DÜZENLEMELER NETİCESİ ÇEK ALAMAYAN ESNAF CEPHANESİ TÜKENMİŞ ASKER GİBİ OLDU . İŞİNİ DEVAM ETTİREMEDİ . ŞİMDİ DURUM ŞU BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HERKŞEY YENİDEN ŞEKİLLENECEK . ÇEK HERKEZDE OLMADIĞI İÇİN TOPTANCI SENET KABUL ETMEYE BAŞLAYACAK . VE TİCARET GENE KENDİ MECRASINDA DEVAM EDECEK ŞİMDİ BU KİŞİLERİ HAPSE ATMAK DUMİNO ETKİSİ HERŞEYİ KIRIP GEÇİRECEK . BU KADAR İNSANIMIZ BİZİM İNSANIMIZ KIYMAYALIM GÜNAHTIR YAZIKTIR. BEN BURADAN SÖYLÜYORUM BU HAPİS TEHDİDİ ALTINDAKİ BİNLERCE İNSAN ÇOK KISA SÜREDE TEKRAR İŞİNİ KURACAK VE TEKRAR SAĞLIKLI HUZURLU GÜNLERİNE DÖNECEK . UNUTMAYALIM TİCARETİ YAPAN İNSAN . HİÇBİR TOPTANCI MALINI SENET YADA ÇEK E VERMİYOR KARŞISINDAKİ İNSANA VERİYOR . BU İNSANLAR ÇOOK ZOR GÜNLER GEÇİRDİ NAMUSUYLA ÇALIŞTI EVİNİN GEÇİMİNİ SAĞLAMAK İÇİN BU İNSANLARI FEDA ETMEYELİM ÇOLUĞUNU ÇOCUĞUNU PERİŞAN ETMEYELİM YAZIKTIR GÜNAHTIR YUVALAR YIKILMASIN

  2. Geri bildirim: Tweets that mention Sayın Zafer ÇAĞLAYAN, Çek yasası mağdurlarının sesini duyunuz. « karşılıksız çek -- Topsy.com

  3. keziban çakar

    eşim bugün itibariyle22 gündür cezaevine karşılıksız çekten dolayı yatıyor. 2009’da getirilen yeni yasa diyorki biz bunu 2yıl vadeyle taksitlendirme yapalım hem cek sahibi mağdur olmasın hemde alaçaklı alaçağını alsın o zaman nerde bu yeni yasa kime nasıl inanalım eşim 22gündür içerde ve hiçbir hak kendisine tanılnılmıyor bizim cezaevine vermiş olduğumuz dilekçelerin olumlu bir cevap vermesi gerekmiyormuydu lütven bana bir cvp………..

  4. Çek kanunu Ak Partinin değişmediğinin kanıtıdır
    İşte ortada, ilkel bir yaklaşımla çek hamilleri alacaklarına kavuşsun diye insanları zindanlarda tutuyor, aileleri parçalıyorlar, böyle sosyal devlet olmaz, bu hocanın deyimi ile çağ öncesi, “avcılık çağı”dır. Batı rejimlerinde, bizim Anayasamızda insanlar yasalar önünde eşittir, hiç kimseye, hiç bir zümreye ayrıcalık tanınamaz.Çek Hamilleri diye ayrıcalıklı bir züre yaratılamz, devlet vatandaşlarına eşit muamele yapmak zorundadır.
    Hala umut ediyoruz. Ak Parti yetkilileri hiçbir açıklamalarında çekte ceza kalkacak demediler, biz hep öyle anlamak istediğimiz için öyle anladık ve umutla bekledik. Zararı yok daha bir süre umutla yaşarız, ama sonra söylenecek çok sözümüz, yapılacak çok iş olacak.
    KOSİAD

  5. SEVGİLİ ÇEK MAĞDURLARI, HAKLI DAVAMIZIN BELKİDE SONUNA GELDİK. HA ÇIKTI HA ÇIKACAK,HA KURTULDUK HA CEZAEVİNİ BOYLADIK DİYEREK GİDİP GELDİĞİMİZ BU GUDUBET YASADA, 1 YILI NERDEYSE DEVİRDİK.1 YIL İÇERİSİNDE VEKİLLERİMİZE MESAJLAR ÇEKTİK,MAİLLER ATTIK.BAYA BİR SIKIŞMIŞ OLACAKLAR Kİ GEÇEN GÜN BİR ARKADAŞIMIZA BİR VEKİLİMİZ ŞÖYLE DEMİŞ ” SİYASİ HAYATIM BOYUNCA HİÇ BÖYLE BİR TOPLUM BASKISIYLA KARŞILAŞMADIM” DEMEKKİ YAPMIŞ OLDUĞUMUZ FAALİYETLER SONUÇ VERİYOR..
    SAYIN ARKADAŞLAR, BU YASANIN ÇIKMASI HELE HELE BİZİM İSTEDİĞİMİZ ŞEKİLDE ÇIKMASI GERÇEKTEN ÇOK ZORDUR.HÜKÜMETİN BU KONUDA ÇEKİNCELERİ VARDIR.KRİZ İÇERİSİNDE KRİZ YARATMAMAK, ALACAKLIYI DÜŞÜNMEK,BAROLARIN İSTEDİKLERİNİ YERİNE GETİRMEK GİBİ.ANCAK SADECE BU YILIN İLK 9 AYINDA 1,5 MİLYONU BULAN ÇEK MAĞDURLARININ BU FERYATLARINI DA GÖRMEZLİKTEN GELEMEYEN İKTİDAR,ŞİMDİLERDE KENDİSİNE DESTEK OLACAK BU KONUYA SAHİP ÇIKACAK BİR TARAF ARAMA İHTİYACI İÇİNE GİRMİŞTİR.BİZ ÇEK MAĞDURLARI OLARAK HÜKÜMETİN İSTEDİĞİ BU DESTEĞİ BU ZAMANA KADAR YAPMIŞ OLDUĞUMUZ ANKARA ZİYARETLERİMİZDE VERMEYE ÇALIŞTIK.,MAĞDURLARIMIZIN ÇOK BÜYÜK BİR BÖLÜMÜNÜN ARANMASI OLMASI VE MADDİ İMKANSIZLIKLAR SONUCU SAYIMIZI BİR TÜRLÜ ARTTIRAMAMANIN VERMİŞ OLDUĞU ÜZÜNTÜ İLE HER SEFERİNDE ANKARADAN ELİMİZ BOŞ DÖNDÜK.GEREK ACEMİCE YAPILAN ORGANİZASYONLAR GEREKSE DE BU ORGANİZASYONLARDA YAPILAN ACELECİLİKLER VE TEK BİR TİPİN ARKASINDAN GİTME YARIŞLARI DA BU İŞİN EN KISIR TARAFI OLDU.
    GELDİĞİMİZ NOKTADA ARTIK TÜRKİYENİN EN ÜCRA KÖŞELERİNDEN BİLE SESİMİZ DUYULUR OLMUŞ VE SAYIMIZI BİR NEBZE ARTTIRMIŞ BULUNMAKTAYIZ.BU ARALAR VEKİLLERİMİZLE YAPMIŞ OLDUĞUMUZ GÖRÜŞMELERDE SESİMİZİN DUYRULMASI,EYLEME GEÇMEMİZ VE BASKI KURMAMAMIZ TAVSİYE EDİLMİŞ VE ANKARAYA GELMEMİZ İSTENMİŞTİR.BU SEBEBLEDİR Kİ 22 EKİM PERŞEMBE GÜNÜ SAAT:09.00 DA ANKARA GÜVENPARKTA BULUŞUP BİR ORGANİZASYON YAPMAK ÜZERE KARAR ALMIŞ DURUMDAYIZ.BU ORGANİZASYONUN DİĞERLERİNDEN FARKI İSE,TEK BİR KALIP İÇERİSİNDE KAYBOLUP GİTMEK DEĞİL, EZBERDE ISRAR DİYE DİYE BİZLERİ OYALAYANLARIN GERÇEKTE KENDİLERİNİN NASIL BİZİ GERİYE GÖTÜRDÜKLERİNİ GÖRMEK,BUNU HÜKÜMETE VE İKTİDAR PARTİSİNE GÖSTERMEKTİR.BU ORGANİZASYONUMUZDA BİZLERE,HEM ÜYELERİ İLE HEMDE MAĞDULARIYLA DESTEK VERECEK OLAN HÜ-DER , ES-DER VE KOSİAD DERNEĞİNE SONSUZ ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ.SAYIMIZIN ÇOK OLMASI VE BASKIN ÇIKMAMIZIN BÜYÜK ÖNEM ARZ ETTİĞİ VE EDECEĞİ BU SON ANKARA ZİYARETİMİZDE SAAT: 09.00 DA GÜVENPARKTA BULUŞACAĞIZ.. SAAT: 11.00 DE HÜ-DER DERNEĞİ BAŞKANI SN ŞAFAK BEYİN BASIN TOPLANTISI VE BİLDİRİMİ OKUNACAKTIR.DAHA SONRA HERKES MECLİSTEN BİR VEKİLİN TELEFON NUMARASI İLE RANDEVU ALIP,MECLİSE GİRECEĞİZ.SORUNUMUZU VEKİLLERİMİZE ANLATACAĞIZ.VE ÇÖZÜMÜN BİR AN ÖNCE OLUŞMASINI SAĞLAYACAĞIZ..HERKESİ ANKARAYA BEKLİYORUZ.BU DAVA HEPİMİZİN.BU DAVA SEVDİKLERİMİZİN.ONLAR İÇİN BİR ŞEYLER YAPIN. BİR KİŞİDEN NE OLUR DEMEYİN. ÇOK AYIP OLUR! HERKES AYNI ŞEYİ DESE NE OLUR?..HAYDİ DOSTLAR KONU KOMŞU HERKESİ TOPLAYIN GELİN..

    HÜ-DER ‘e ve Şafak bey’e
    ES-DER ‘e
    KOSİAD ‘a
    AV. Rahmi OFLUOĞLU’na
    Cüneyt beye
    Murat yaçın beye
    Tüm mağdurlarımız adına şükranlarımızı sunarız..

    TARİH: 22 EKİM PERŞEMBE
    YER: ANKARA GÜVENPARK
    SAAT: 09.00
    İLETİŞİM:0537 979 09 28 jenardi_ak@hotmail.com

  6. Büyük revizyon
    TÜİK, 2009 yılı ilk çeyreğinde yüzde 13.8 olarak açıkladığı küçülme oranını, yüzde 14.3’e yükseltti. 2009 yılı ilk çeyrekte TÜİK, GSYH değerini cari fiyatlarla yüzde 13.8’lik azalışla 21 milyar 145 milyon TL olarak açıklamıştı. TÜİK yaptığı revizyonla bu rakamı 20 milyar 984 milyon TL’ye çekti. İlk çeyreğe ilişkin yapılan revizyonla daha önce 210 milyar 997 milyon TL olarak açıklanan sabit fiyatlarla GSYH değeri, yapılan revizyonla 209 milyar 433 milyon TL’ye indi. 2009 yılının tamamında ise ekonomide yüzde 4 büyüme öngörülmüştü ve bu rakam daha sonra yüzde 3.6 küçülme olarak revize edilmişti.
    Tüm yıl revize edildi
    2008 yılı rakamlarında da revizyona giden TÜİK, 2008 yılı gayri safi yurtiçi hasıla değerini cari fiyatlarla yüzde 12.7’lik artışla 950 milyar 98 milyon TL, sabit fiyatlarla yüzde 0.9’luk artışla 102 milyar 164 milyon TL olarak açıkladı. 2008 yılında kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla değeri cari fiyatlarla 13 bin 367 TL, dolar cinsinden 10 bin 436 dolar olarak hesaplandı. 2008 yılının tamamındaki büyüme TÜİK’in yaptığı revizyonlardan sonra yüzde 1.1’den yüzde 0.9’a geriledi. Böylece Türkiye 2008 yılında yüzde 1 bile büyüyememiş oldu.

    Cumhuriyet tarihinin ikinci en büyük küçülmesi

  7. r

    Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), son vergi uygulamalarının, “basit bir vergi cezası uygulamasının ötesinde bir demokrasi sorunu” olduğunu belirtti.

    HERKESİN DEMOKRASİSİ KENDİNE

    • Biz devlet mağduruyuz karşılıksız cek bunun sonucudur . nasıl AKP hükümeti KASIM 2002 İŞ BAŞINA GECTİ 28.KASIM 2008 1 $ 1542 TL
      BENİM 3 FİRMAM VAR 30 YILLIK SANAYİCİ MAKİNE MUHENDİSIYIM TOPLAM 130 CALIŞANIM VAR 0RTALAMA TOPLAM AYLIK CİROM 1 -1,5 MİLYON $ 1 CALIŞANIMIN ORTALAMA BANA MALİYETİ 500-700 $ VE SUREKLİ YATIRIM DÜŞÜNÜYORUM CÜNKÜ KAR EDİYORUM SENE 2002 AĞISTOS
      DEVLET BORCUM YOK DENECEK KADAR AZ 2 YAŞINDA 1 ARABAYA BİNEBİLİYORUM ARADAN GECEN 5SENE 10 AY SONRA TOPLAM CİROM 500 $ DÜŞMÜŞ EN BÜYÜK KUMAŞ FİRMAM İFLAS ETMİŞ CALIŞANM 15 KİŞİYE DÜŞMÜŞ GIRTLAĞA K ADAR BORCA BATMIŞIM FİRMAM KAPANDIĞI GÜN 1 İŞCİNİN MALİYETİ 1200-1500 $ BÜTÜN MALİYETLERİM %60 ARTMIŞ AMA 1 $ 1181 YTL YANİ GECEN SÜREDE DEVLET KONTROLUNDE OLAN BÜTÜN MALLAR EN AZ %60 ARTMIŞ AMA BENİM SATIŞ FİATIM İHRACAT YAPTIĞIM İÇİN %23+60 AZALMIŞ SON İKİ SENEDE İYİCE ZORA GİRDİK 2008 DE KRİZDE TALEP %30-40 AZALDI FİRMADA KAPANDI 105 KİŞİ İSSİZ KALDI YAKLAŞIK 3 SENE SİGORTA ÖDEYEMEDİK 1000 TL CIVARINDA KARŞILIKSIZ CEK VAR SİMDİ BEN HAPSE GİRSEM NE OLUR ZAFER CAĞLAYAN BAŞBAKAN MUTLU MU OLACAK 30 YILLIK FİRMA KAPANMIŞ 10 YILCALIŞTIĞIM FİRMALAR UFAK RAKAM LAR İCİN CEKİMİ SAVCILIĞA VERMİŞ NE YAZAR ONLAR MUTLU MU OLACAK HER SEYE RAĞMEN FİRMAMDA KUÇUK KONFEKSİYON YAPARAK TAZMİNATLARIMI ÖDEMEYE CALIŞIYORUM AYDA ORTALAMA 2 HACİZ YIYORUM OLSUN UFAK UFAK ÖDEME YAPABİLİYORUM OLSUN SİGORTA BORCUMDAN DOLAYI FİRMAMIN 4 ARABASINA YAKALAMA CIKARILDI HALBUKİ ADRESİM BELLİ GELSELER KAPININ ÖNÜNDEN ALABİLİRLERDİ ŞİMDİ BEN DEVLET MAĞDURU DEYİLMİYİM HAPSE GİRSEM NE OLUR NASIL BİR ÜLKEDE YAŞIYORUM HAYRETLER İCİNDEYİM BAŞBAKANI İCİME SİNDİREMİYORUM ZAFER CAĞLAYANI İCİME SİNDİREMİYORUM BABACANI İCİME SİNDİREMİYORUM MUHALEFETİ İCİME HİC SİNDİREMİYORUM ÜLKEDE KÜÇÜK ESNAF KALMADI YÜZLERCE GÜZELİM FİRMAMIZ İFLAZ ERTELEMESİ ALDI İSTANBUL 1 İCRADA 50000 DOSYA VAR 16 İCRA DAİRESİ VAR SADECE SULTAN AHMET TE TOPLAM 700-800 DOSYA VAR VE BAŞBAKAN KONUŞUYOR BAŞBAKAN ANLATIYOR HAMD OLSUN BANKALARIMIZ SAĞLAMDIR DİYOR BUNU SÖYLERKEN HİC UTANMIYOR DÜNYADA BANKALAR BATARKEN TÜRKİYEDEKİ BANKALAR KAR REKORLARI KIRIYOR BEDELİNİ HALK ÖDUYOR HANGİ ÜLKEDE BİZDEKİ BANKALARI KORUYAN KANUNLAR VAR %60 SERMAYE YABANCILARDA BAKIN İCRAYA ADAM 500 YTL BORC İÇİN DEVLETİN POLİSİNİ İCRA İÇİN HANENİN İCİNE SOKUYOR BÜTÜN BUNLARI İCİME SİNDİREMİYORUM ATATÜRKÜ COK ÖZLÜYORUM KARŞILIKSIZ CEKTEN HAPİS YATMAYI HİC UMURSAMIYORUM HER ŞEYE RAĞMEN BU GÜZEL ÜLKEDE YAŞADIĞIM İCİN ŞÜKREDİYORUM

  8. BURHAN İŞCAN

    Yarsav Başkanından “Vesayet” İddası

    Yargıçlar ve Savcılar Birliği (Yarsav) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu’nun Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz Hakkındaki Soruşturmaya İlişkin Açıklamasının, ‘Yargı Üzerindeki Baskı ve Vesayet Halinin İkrarı Olduğunu’ Savundu.

    Eminağaoğlu, açıklamasında şunları kaydetti:

    ”Teftiş Kurulu Başkanlığı, soruşturmanın kendi tüzük ve yönetmeliğine de dayanılarak bağımsız mahkemelerden aldığı kararlar uyarınca yürütüldüğünü ifade etmiştir. Bu ifade, yargı üzerindeki tavsiye ve telkini de aşan baskı ve vesayet halinin ikrarıdır. Mahkemelerin görevlerinin sadece yasayla düzenlenebileceği kuralına rağmen, Adalet Bakanlığınca çıkartılan Teftiş Kurulu Yönetmeliği ile ‘Bakanlıkça talep edilmesi halinde yargıç ve savcıların iletişimlerinin tespitleri gibi konularda Bakanlık mahkemelere görev yüklemiştir’ Yönetmelikle mahkemelere görev yükleyen de mahkemelerden bu kararları alan da Adalet Bakanlığıdır. Müfettişlerin reddedilemeyen bu talepleriyle vesayet altında tutulmaya çalışılan ve gizli tutulan bu mahkemeler için ‘mahkemelerin bağımsızlığı’ vurgusunun yapılma gereğinin hissedilmesi, maskelenmeye çalışılan yargı üzerindeki baskının ulaştığı boyut açısından önemlidir.”

    Amacın, ”yargıyı hizaya getirmek, yargıyı baskı altına almak” olduğunu ileri süren Eminağaoğlu, ”Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının kararlarına karşı itiraz mercii olarak görev yapması nedeniyle çok önceden ve aylarca takibe uğrayan meslektaşımızın, bu bağlamda vermiş olduğu Cumhurbaşkanı ile ilgili dosya halen nerededir? Bu sorunun yanıtı, baskının nedenini ve neden sürmekte olduğunu da ortaya koymaktadır” dedi.

  9. BURHAN İŞCAN

    DOSTLARIM;

    ARTIK YOLUMUZ, TAVRIMIZ VE DE TAVIRLAR BELLİ OLDU.
    DERNEĞİMİZ KURULACAK. ÜYELER BELLİ OLDU. HAYIRLI OLSUN.

    BEN BU GÜN ÇAPIMCA ÇALIŞMALARA DEVAM ETTİM.
    1- TESK BAŞKANI SAYIN PALANDÖKEN ESKİŞEHİRE GELDİ. KENDİSİNE, CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANA GÖNDERDİĞİM ŞİİRİ DEĞİŞTİREREK SUNDUM. BU SUNUMU MURAT YALÇIN BEYİN BANA GÖNDERMİŞ OLDUĞU KANDİ YAZILARINA AİT ŞIK DOSYALARA BENZER BİR ŞEKİLDE DOSYADA SUNDUM. YİNE ONUN YAZILARINDAN DA İÇİNDE VAR.
    2- TV. VE YZILI BASIN ORDAYDI NE KADAR ÇIKAR BİLMİYORUM. ANACAK EKİMDE EYLEMİ DUYURDUM. YARDIM SÖZÜ ALDIM.
    3- BİLDİĞİNİZ GİBİ CUMHURBAŞKANINA, BAŞBAKANA DA BU ŞİİRLERİ GÖNDERDİM.
    4-YARIN YİNE İSTANBULDAYIM. BASIN ÇALIŞMAM VAR. BOŞ OLAN ARKADAŞLARDAN YARDIM BEKLİYORUM.
    5- STAR TV. İLE YARIN TEKRAR GÖRÜŞMEYE GİDECEĞİM. YARIN İÇİN HABER YAPACAKLARDI. ERTELEDİLER. SEBEP MALUM.

    DERNEK KURULUŞU TAMAMLANINCA DERNEK ÜYELERİ İLE BİRLİKTE HABER OLUP BASIN AÇIKLAMASI YAPACAĞIZ.

    BASINDA TANIDIĞI OLAN DOSTLARIM BİRLİKTE ÇALIŞALIM
    SAYGILAR
    BURHAN İŞCAN

  10. valla ben bu hükümete güveniyorum hep mazlumun yanında olmuştur bu sözlerim sakım kötü niyetli çek sahipleri için değil hiç bir kimse 20 yıllık ticari itibarını yıkmak istemez alacaklı güvenmediği birine bi kağıt parçası hapis var ucunda diyemi mal vermiş saçamalık bence o zaman herkes bir çek çıkarsın sormadan soruşturmadan her yerde mal verirlermi acaba ticarette kazanmakta var kaybetmekte en iyi dostun seni hapse girsin diye savcılığa veriyor o zaman nah alırsın parayıııı

  11. Sincan Uygur Özerk Bölgesinin başkenti olan Urumçi Havaalanından ayrılışı sırasında, pasaport kontrolünde meydana gelen olayları değerlendiren Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, heyetinde bulunan üyelerin x-ray cihazından geçirilmeye kalkılması üzerine, duruma tepki gösterdiğini söyledi.

    Havaalanında yaşanan olayların, Çin Dışişleri protokol görevlileri ile Urumçi Havaalanı’ndaki güvenlik görevlileri arasında çıkan bir tartışma olduğunu belirten Çağlayan, hiç kimsenin Türkiye Cumhuriyeti Bakanını arama ve kolundan tutmaya kalkmadığını bildirdi.

    Çin Dışişleri Bakanı Yang Liech’in daveti üzerine, Çin’in başkenti Pekin’de resmi temaslarda bulunan, ardından da Sincan Uygur Özerk Bölgesinde yaptığı incelemeleri tamamlayarak Türkmenistan’ın Başkenti Aşkabad’a geçmek için, dün akşam saatlerinde Urumçi Havaalanına gelen Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, burada yaşanan olaylarla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

    Olayın basına bugün farklı şekilde yansıdığını, bundan dolayı büyük üzüntü duyduğunu belirten Çağlayan, Urumçi Havaalanı’nda yaşananları anlattı.

    Aşkabad’a gitmek için geldiği Urumçi havaalanında, VIP salonu bulunmadığını belirten Çağlayan, bu nedenle oradaki görevlilerin protokol konusunda ne yapacaklarını çok iyi değerlendiremediklerini anlattı.

    Kendilerinin Çin Halk Cumhuriyeti devletinin davetlisi olarak Pekin’de bulunduklarını ifade eden Çağlayan, beraberinde bulunan iş adamlarından oluşan heyetin isimlerinin daha önce Çinli yetkililere bildirildiğini kaydetti.

    Havaalanına geldikleri sırada, beraberinde bulunan heyet üyelerinin buradaki güvenlik görevlileri tarafından, x-ray cihazından geçirilmek istenmesi üzerine kendisinin tepki koyduğunu, heyetinde bulunan kişilerin cihazdan kesinlikle geçmemesi gerektiğini belirten Çağlayan, “Yani bugün olsa, bugün de aynı tepkiyi koyarım. Bunu çok net ifade edeyim” dedi.

    Basın yayın kuruluşlarının iddia ettiği gibi, hiç kimsenin ne kendisini aramaya, ne de kolundan tutmaya kalkışmadığını, bu yönde yapılan haberlerin tamamiyle saptırılmış ve amacının ne olduğunu bilmediğini ifade eden Çağlayan, hele hele tartaklama gibi bir olayın da söz konusu olmadığını kaydetti.

    Çağlayan, bu yönde yapılan haberleri de şiddetle kınadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

    “Oradaki bütün tartışma, Çin Hükümeti yetkilileri ile Urumçi’deki havaalanı görevlileri arasında çıkan tartışmadır. Maalesef bunun tam aksine sanki ben tartışma yapmışım, oradaki arkadaşlarımız tartışma yapmış gibi konunun yansıtılmasını hele, hele orada ‘tartaklanma’, ‘koldan tutma’, ‘koldan çekme’, ‘yumrukların havada uçuşması’ gibi son derece abartılı haberleri görünce, acaba ben orada mıydım veya başka bir ülkede miydi? diye kendi kendime sordum.

    Bunlar, tamamı ile oradaki olayları farklı şekilde gözlemlemek ve farklı şekilde göstermekten ibaret bir çabadır… Böyle bir şey yapmak kimsenin haddine değildir. Hiç kimse, bunu hangi ülke olursa olsun, kim olursa olsun böyle bir şeye izin vermedik, izin vermeyiz. Konu budur.

    Bu konu ile ilgili ben de Dışişleri Bakanlığı, Pekin Büyükelçimize mutlaka bir nota ile Çin Devleti yetkililerine durumun acil bildirilmesi gerektiğini, bu konu ile ilgili gerek Dışişleri, gerekse Başbakanlığa gerekli yazıyı yazmasını söyledim.”

    DEFALARCA ÖZÜR DİLEDİLER

    Yaşanan tatsızlık ile ilgili, Çin Protokol görevlilerinin kendisinden herkesin huzurunda defalarca özür dilediklerini ve gelişmelerden duydukları rahatsızlığı ve üzüntüyü ifade ettiklerini belirten Çağlayan, yaşananların Urumçi Havaalanı’ndaki görevlilerin iş bilmezliğinden, diyalog eksikliğinden kaynaklandığını söyledi,

    Çağlayan, “Yani burada bizim devletimize, bize karşı hiç bir şekilde en ufak bir davranış söz konusu olmamıştır” diye konuştu.
    Urumçi Havaalanı’nda güvenlik görevlilerinin salona geçmekte olan bir bayana da kötü muamele ettiklerini belirten Çağlayan, bu davranışın bütün heyet üyelerinin sinirlerini bozduğunu söyledi.

    Konu ile ilgili, basın mensuplarının kullandıkları kimi ifadelerinin gerçekte olmayan şeyleri var gibi gösterdiğini ifade eden Çağlayan, kendisinin başına ilk defa böyle bir şey geldiğini ve konunun bu kadar çarpıtılmasından dolayı üzüntü duyduğunu belirtti.

  12. günaydın arkadaşlar,
    günaydın sayın bakanım..

  13. Çağlayan: Turkey, Libya to sign FTA in September
    Foreign Trade Minister Zafer Çağlayan (R) and Libyan Secretary of the General People’s Committee for Public Works Muhammad Matuq face the press.
    Foreign Trade Minister Zafer Çağlayan (R) and Libyan Secretary of the General People’s Committee for Public Works Muhammad Matuq face the press.
    Foreign Trade Minister Zafer Çağlayan said on Wednesday that Turkey and Libya may sign a free trade agreement (FTA) in September.

    Following a meeting with Libyan Secretary of the General People’s Committee for Public Works Muhammad Matuq, who is also the co-chair of the Turkey-Libya Joint Economic Committee in Ankara, Çağlayan told reporters: “Talks on establishing an FTA are still continuing. A delegation from the Turkish Foreign Trade Undersecretariat will pay a visit to Libya to have talks on the agreement on Sept. 7 and 8. I hope that the agreement will be signed in September.”

    The mutual trade volume between the two countries reached $1.4 billion last year, and Turkey’s exports to Libya constituted $1.1 billion of this amount, the minister said, noting that the government expects to double this amount by the end of the year. “We are working to increase this figure to $5 to $10 billion in the coming years,” he said, adding that Turkish contractors have undertaken projects worth $9 billion in Libya and are eager to take part in more infrastructure projects there.
    ‘Iraq will pay debts to Turkish firms shortly’

    As for Iraqi debts to Turkish firms, the minister said the Iraqi government had pledged to pay an accumulated debt of $150 million to Turkish companies that have sold goods to the Iraqi Trade Ministry. He said the initial payment would be made next week while the remainder would be paid in a month. Discussing mutual trade with Iraq, Çağlayan said Turkish exports to Iraq had surged by more than 50 percent so far this year compared to the same period of 2008 and the government expects it will reach $7 billion by the end of the year.
    ‘Turkey ready to commence water transport to Libya’

    Meanwhile, Environment and Forestry Minister Veysel Eroğlu said on Wednesday that Turkey is ready to resume talks concerning the transport of water to Libya. After talks between the two countries started a few years ago, no further developments regarding the issue were realized. However, after meeting with Matuq, Eroğlu said Turkey was eager to resume talks about transporting water from the Manavgat River to Libya by tanker.

    Turkey has planned several projects in recent years to sell water from the river to countries in the region, including Israel, Palestine, Jordan and the Turkish Republic of Northern Cyprus (KKTC). “We are ready to provide any kind of support to Libya. We have a special friendship with this country,” Eroğlu said. He mentioned Turkish entrepreneurs’ investments in Libya and said businessmen from both countries could cooperate in investments in Africa. Matuq also said Libya expects to collaborate with Turkey, especially on trade and investments.

    13 August 2009, Thursday
    TODAY’S ZAMAN ANKARA

  14. ANKARA, Aug. 1 (Xinhua) — Turkey’s exports in July fell 27.2 percent year-on-year to 8.8 billion U.S. dollars, the semi-official Anatolia news agency reported Saturday.

    Exports increased by 9.6 percent in July compared with June, showing Turkey would be able to reach the 104-billion-U.S. dollar export target for 2009, the agency cited a statement by Turkish State Minister Zafer Caglayan as saying.

    Quoting Turkish Exporters’ Assembly (TIM) chairman Mehmet Buyukeksi, the agency said July’s export volume was the highest monthly figure so far in 2009 and exports to Africa and the Middle East countries saw increases and would continue to grow.

    Turkey has seen exports tumble as the global financial crisis sapped demand. Its economy shrank a painful 13.8 percent in the first quarter, the largest slump since 1945.

  15. Turkey seeks to carve out new niche in global fashion industry

    Turkey targets to make Istanbul one of top five world fashion capitals, alongside Paris, Milan, New York, London.

    By Sarah Shard – ISTANBUL

    Turkey is seeking to carve out a new niche in the global fashion market by promoting its dynamic generation of young designers.

    With a solid reputation for textiles and production for big international brands like Gap and Dolce & Gabbana, it sees its home-grown creativity as the best strategy to combat the threat to the sector from China and the Far East.

    “Our target is to make Istanbul one of the top five world fashion capitals, alongside Paris, Milan, New York and London,” said Hikmet Tanriverdi, the new chairman of ITKIB, the body representing manufacturers and designers.

    Tanriverdi was the prime mover behind the just-ended Istanbul Fashion Days, the first event to present designers and brands under one roof to invited international press and buyers.

    The initiative has enthusiastic government backing, with good reason: 55 percent of Turkey’s exports are to Europe, of which 82 percent are in the apparel sector.

    Minister of State for Foreign Trade Zafer Caglayan said Turkey was already “an address for good quality clothing” but needed to develop strong brands with wider recognition.

    He was optimistic about the sector’s future, while frustrated at delays in Turkey achieving its goal to become a full member of the European Union

    “When it does, the EU’s border will touch Asia. Turkey is a bridge, an excellent corridor between the East and West. It is only four hours by plane to more than 50 countries — a quarter of the world’s population and a quarter of the world’s economy.”

    While Turkey’s clothing sector had been hit by the global recession, the effect had been mitigated by the falling exchange rate of the local currency to the euro, he said.

    As to competition from cheaper Asian imports, he said he was confident: “There are international trade laws which must be respected. I do not see China as a threat. I see China as an opportunity, in fact I am flying there tomorrow at the invitation of the prime minister and foreign ministers.”

    Odile Baudelaire, a Paris-based agent who advises the buyers of specialty stores like Nordstrom in the United States and Myer in Australia, agrees.

    “The price is a bit higher in Turkey than China but creativity and design is much better. So are the fabrics.”

    Michael Bonzom, a trend spotter for the NellyRodi agency and style consultant, noted there is already regional cooperation over the Asian competition: “Turkey, Morocco and Italy are all trying to get together to beat the threat from China.”

    Turkey’s very good reputation for respecting production deadlines and delivering on time was in its favour, he added.

    On the likely future success of Istanbul fashion week in attracting international press and buyers, opinions were reserved.

    “Many Turkish designers don’t show anywhere in Europe so it is a good alternative. I think there is potential. They have the factories and they have the creativity,” says Baudelaire.

    But she wondered if buyers would trek to Istanbul and whether it might make more sense to hold showrooms in the other fashion capitals.

    Paul Chan, a buyer from Singapore, was similarly sceptical.

    “Paris, Milan, London are all close together and they have the big name brands like Louis Vuitton and Dior.”

    He said the 10-hour flight was too far for southeast Asian buyers and that Istanbul would need to promote itself in the region. Meanwhile he thought there was untapped potential closer to home: “Why don’t they design for the Middle East?”

    The verdict of Faris and Layla Shehri, from the exclusive Art of Kohl Ltd shops in Riyadh, was “quite interesting. It is a good initiative from government to recognise talent in the fashion industry.”

    But they felt Istanbul had “invited the buyers too soon. They are not ready.”

    Bonzom was more upbeat. “Turkey is known for casual wear, cotton, denim, beachwear, and leather but not at all for its ready-to-wear. They are quite right to want to construct an identity in the middle to luxury ready-to-wear range.

    “They have some very talented designers, like Arzu Kaprol. Also good menswear. I really hope it will pay off.”

    Natalie Lacroix, a buyer for the exclusive Franck et Fils boutiques in Paris, was impressed by all the edgily-dressed young women jostling to get into the shows and the hip street scene in Istanbul. “They are clearly mad about fashion.”

    She liked the idea of Istanbul’s fashion week — “Turkey is the first country in the Mediterranean basin to try to establish its fashion identity” — but the catwalk shows fell short of expectations. “Some designers need to westernise their styling more.”

    Designer Mehtap Elaidi, who was on the organising committee, said the event already provided a much-needed platform. “To put a show on in Paris costs as much as a whole season here. We want to show we really have something. This is just the tip of the iceberg.”

    But it takes a long time to build a brand, let alone a fashion capital. As several insiders put it: “There’s a long road ahead.”

    A sizeable contingent of towards 100 international press, buyers and trend spotters from as far afield as Japan, Brazil and Saudi Arabia turned up for the debut event held on the campus of Istanbul’s technical college.

    “Next year we will hold it twice, in February and August,” Tanriverdi says, emphasising that Istanbul Fashion Days is intended to promote Turkey’s brand image as a whole, not individual brands.

    “We are known all over the world as a producer. We also want to be known for our design.

    “We are not able to compete with China or the far Eastern countries on price. We know that. Our manufacturing industry is so developed – their labour market is so much cheaper.”

    “We have to exploit our advantages. Like our location: we are so much nearer to Europe.” Eighty percent of Turkey’s textiles and apparel are exported to Europe.

    “Turkey has the right infrastructure. All the elements are there. We have a reputation for quality clothing, for reliability, for delivering on time, for flexibility in production, for the fastest response to consumer’s request.”

    So will Turkey make the 2023 deadline to turn Istanbul into a new fashion hub? “We are confident we will be able to do that.”

  16. Turkish, Chinese ministers vow to enhance bilateral economic ties
    By honger

    Visiting Chinese Minister of Commerce Bo Xilai and Turkish State Minister Kursad Tuzmen vowed here Sunday to enhance bilateral economic cooperation between the two countries.

    The two ministers told government officials and representatives of business people attending the Turkey-China Business Forum that Chinese and Turkish governments are ready to enhance bilateral economic and trade cooperation.

    Speaking at the forum, Bo pointed out that China never purposely seeks a trade surplus and has tried to reach a balance in foreign trade.

    “We will draw more products from Turkey to the Chinese market. We will try to buy more Turkish goods. We want to build a more balanced trade,” Bo said.

    Noting that there are great trade complementation and potential for Sino-Turkish trade, Bo stressed that they decided to bring the economic cooperation to a new height with joint efforts from both sides.

    Bo, underlined that bilateral collaboration, especially in fields such as construction, aviation and tourism, could be further enhanced.

    He said that China would encourage Chinese businessmen to make investments in Turkey and would welcome Turkish businessmen to make investments in China.

    According to Bo, China-Turkey trade has witnessed a growth rateof 50 percent last year and nearly 100 percent in the first four months of 2007. He also anticipated greater trade volume with the development of bilateral cooperation.

    Tuzmen, the Turkish state minister for foreign trade, hailed the fast growth of Turkey-China trade in recent years. He also called on the two sides to enhance exchanges and cooperation.

    The two ministers signed a Memorandum of Understanding (MoU) on launching a China-Turkey Economic and trade Cooperation Website. Moreover, the two sides also signed a MoU on construction services and another on business contracts.

    According to official statistics, trade relations between the two countries have been developing smoothly in recent years. Sino-Turkish trade, which was 1.2 billion dollars in 2000, reached 8.1 billion dollars last year.

  17. Monday, Jul. 27, 2009
    Turkey No Longer a Safe Haven for Chinese Uighurs
    By Pelin Turgut / Istanbul

    On a humid afternoon in a quiet Istanbul suburb, Abdullah, a pint-sized, bright-eyed octogenarian, presides over a chaotic household. Over a dozen Turkish Uighurs have gathered to welcome his distant cousin and family who have fled China’s Xinjiang province after the recent communal violence. Fearing retribution from the Chinese authorities, he insists on using only his first name. The dining room’s table is laden with Uighur specialities — steamed dumplings, sesame-encrusted flatbreads, pastries stuffed with cheese and dates. “This isn’t our homeland,” Abdullah says, leaning on a mahogany cane, “but Turkey is our home. We are comfortable here.” He fumbles for the Turkish ID card he carries in his shirt pocket and points to his place of birth: Xinjiang. Abdullah received Turkish citizenship almost instantly when he first arrived, via Afghanistan, in 1981. (Read “In the Middle East, Little Outcry over China’s Uighurs.”)

    Turkey once had an open-door policy toward its Uighur brethren, the Turkic ethnic minority who began arriving in waves from China from the late 1930s. In 1952, for instance, when several thousand Uighurs fled China’s communist regime into Pakistan, the Turkish government stepped in and brought 1,850 people overland to Turkey. The new arrivals were settled in purpose-built housing — called the New Quarter — in the city of Kayseri in central Anatolia, and were given jobs and citizenship. (Read “A Brief History of the Uighurs.”)

    Such a welcome, however, is unimaginable today.

    Even though public sympathy still runs strong for the long-suffering Uighur population of what many Turks refer to as East Turkestan, Ankara has become increasingly wary of antagonizing Beijing. Just last month, President Abdullah Gul visited China and oversaw the signing of $1.5 billion in Turkey-China business contracts. After the recent violence in Urumqi, one minister called for a boycott of Chinese goods, but that was quickly retracted; Prime Minister Recep Tayyip Erdogan labeled events there “tantamount to genocide,” but his outburst was soon smoothed over by apologetic Foreign Ministry officials. (See pictures of the race riots in China.)

    “It’s a dilemma for Turkey,” says Hugh Pope, author of Sons of the Conquerors: The Rise of the Turkic World. “On one hand, there is a bond. [Uighurs] are Turks. You can fly east from Istanbul, get off the plane and make conversation to some degree. On the other hand, most of the official reaction was domestic political grandstanding. You don’t get the impression that the Prime Minister cares as much about Xinjiang as he does, say, about Gaza.” (Erdogan had a high-profile clash with Israel’s President Shimon Peres at the World Economic Forum in Davos last February when he sharply condemned Israel’s military offensive in the Palestinian enclave.)

    Turkey’s ability to strike a balance between its ties with the Uighurs and with Beijing may soon be further tested if Rebiya Kadeer, the fiery Washington-based Uighur leader, decides to take up Erdogan’s offer of a visa to visit Turkey. Her previous requests to visit were denied under pressure from Beijing, which accuses her of fomenting the current outbreak of violence. Chinese officials have warned Turkey against allowing Kadeer to visit. (Read an interview with the Uighur leader.)

    For Uighur refugees like Abdullah’s newly arrived relative Mahmut, a 39-year-old construction worker, and his preschool teacher wife and daughters, the reluctance of Turkey and the Central Asian countries that border Xinjiang to jeopardize their relations with China could make for a difficult and lonely future.

    Today, a few hundred Uighurs trickle into Turkey each year, and they can apply to the local office of the United Nations High Commissioner for Refugees (UNHCR) for refugee status, but are treated no differently than an Iraqi or a Sudanese. They wait months to be processed and, if approved, are given temporary travel papers and sent on to receptive third countries such as Canada or the Netherlands. “Turkey used to have a law which allowed Turkic people like the Uighurs to be treated like migrants, instead of immigrants, but that has changed,” says the UNHCR’s Metin Corabatir.

    Individuals with relatives living in Turkey can sometimes win residency status, but there are no guarantees. Mahmut was trying to get there years before the latest outbreak of violence in Xinjiang. He waited two years to be issued a Chinese passport, he says, because he is Uighur. He was also required to provide two guarantors to vouch that his family would return to China. “If you don’t come back, you know those two people will get in trouble,” he says. “But it’s a risk we had to take. The pressure keeps increasing on us Uighurs and I didn’t want the girls brought up living in fear.” Getting a Turkish visa took several more months. After the riots, Mahmut paid people to get his family past security checkpoints to the airport.

    He hopes to eventually end up in Europe, even though he has family in Istanbul. “It is hard for us to get permission to stay here. It’s not like it used to be,” he says. “But there is no going back now.” He mimics a knife slitting his throat and says “Han Chinese.” There is silence in the room, then the children — dressed in brightly colored batik print dresses — burst out laughing and begin imitating his motion. Mahmut smiles slowly. For a brief moment, this is just another family reunion.

  18. Turkish minister, Chinese FM discuss killings of Uighurs
    Turkish State Minister Caglayan met with Chinese FM Yang Jiechi
    Monday, 31 August 2009 09:13

    World Bulletin / News Desk

    Turkish State Minister Zafer Caglayan met with Chinese Foreign Minister Yang Jiechi on Sunday, state-run news agency said.

    Caglayan told reporters that they discussed relations between the two countries. Caglayan added that he conveyed Turkey’s views about the incidents which occurred in Urumqi on July 5 and affected everybody deeply.

    Caglayan said that Chinese foreign minister briefed him about the measures taken after the incidents in Urumqi. Caglayan added that he would also visit Urumqi.

    Caglayan said that Uighur Turks were important for Turkey as they were both Turks and Muslims.

    Caglayan is expected to meet with Chinese Commerce Minister Chen Deming and Prime Minister Wen Jiabao today, Anadolu Agency said.

    Uighur demonstrators took the streets in Urumqi on July 5 to protest against Han Chineses’ attacks on Uighurs workers at a factory in south China in June which left two Uighurs dead. Hans in Urumqi sought bloody revenge two days later.

    World Uighur Congress said that near 800 Uigurs were killed during a week-violence after Han Chineses attacks and following intervention of China forces. The China governmnet put the death toll 197.

    Video appeared showing Chinese lynch that sparked Uighur protests. Exiled Uighur leaders said the protests were peaceful until security forces over-reacted with deadly force.

    East Turkistan was occupied by the communist China in 1949 and its name was changed in 1955.

    Turkey’s stance

    Turkish PM Recep Tayyip Erdogan called killings “genocide”.

    He said: “The incidents in China are, simply put, a genocide. There’s no point in interpreting this otherwise.”

    Turkey keeps protests against China violence in Uighur region and a Minister and a Turkish consumer organization has called for boycott of Chinese goods.

    Many Uighurs resent Han Chinese rule, complaining they’re marginalised economically and politically in their own land, while having to tolerate a rising influx of Han Chinese migrants.

    Meanwhile, human rights groups accuse Beijing of using claims of “terrorism” as an excuse to crack down on peaceful pro-independence sentiment and expressions of Uighur identity.

    East Turkistan, that has 8 million Uighurs, borders Russia, Mongolia, Kazakhstan, Kyrgyzstan, Tajikistan, Afghanistan, Pakistan and India, has abundant oil reserves and is China’s largest natural gas-producing region.

  19. State Minister Zafer Caglayan met with Chinese Foreign Minister Yang Jiechi on Sunday, state-run news agency said.

    Caglayan told reporters that they discussed relations between the two countries. Caglayan added that he conveyed Turkey’s views about the incidents which occurred in Urumqi on July 5 and affected everybody deeply.

    Caglayan said that Chinese foreign minister briefed him about the measures taken after the incidents in Urumqi. Caglayan added that he would also visit Urumqi.

    Caglayan said that Uighur Turks were important for Turkey as they were both Turks and Muslims.

    Caglayan is expected to meet with Chinese Commerce Minister Chen Deming and Prime Minister Wen Jiabao today, Anadolu Agency said.

  20. Minister Çağlayan: Chinese eager to build third bridge in İstanbul

    State Minister Zafer Çağlayan has said that the Chinese are willing to take part in the construction of İstanbul’s third bridge over the Bosporus “either as a contractor or jointly with a Turkish firm or by funding it.”

  21. Chinese foreign minister meets Turkish PM’s envoy on bilateral ties

    2009-08-30 21:21:10

    BEIJING, Aug. 30 (Xinhua) — China is ready to advance cooperation with Turkey in combating terrorism to better fulfill the common task of safeguarding national unification and territorial integrity and opposing separatism, Foreign Minister Yang Jiechi said here Sunday.

    Yang made the remarks when meeting in Beijing with Turkish State Minister Zafer Caglayan, who paid the visit to China as special envoy of Turkish Prime Minister Recep Tayyip Erdogan.

    The visit “indicated Turkey’s political will to further its relationship with China,” Yang said during the one-hour meeting, adding China attached great importance to promoting the ties with Turkey.

    China was ready to strengthen the bilateral relations on the basis of universally recognized norms of international relations, he said.

    Yang said China always held that safeguarding the overall development of the bilateral relations could serve the fundamental interests of the two peoples.

    Both China and Turkey were faced with common tasks of protecting national unification and territorial integrity. The two countries enjoyed long-standing coordination in security fields including anti-terrorism, Yang said.

    China would work with Turkey to boost the cooperation in this regard, so as to better carry out the common task of safeguarding national unification and territorial integrity and opposing separatism, he said.

    Yang also said that the July 5 riot in Urumqi was neither an ethnic problem nor a religious issue, but an incident plotted and organized by the “East Turkestan” separatist forces both inside and outside China. It had a profound political background.

    The riot, taking place on July 5 in capital of the northwest China’s Xinjiang Uygur Autonomous Region, left 197 people dead and more than 1,600 others injured.

    Yang said the “East Turkestan” separatist forces’ nature and harm was disclosed in the riot as it seriously jeopardized the lives, property of the Chinese people of various ethnic groups, and the local stability.

    The measures taken by the Chinese government to deal with the incident according to law won wholehearted support of the local people of all ethnic groups, Yang said.

    Caglayan reiterated Turkey’s adherence to the one-China policy and its respect for China’s sovereignty and territorial integrity.

    The two peoples had a long history of friendship, and the two countries enjoyed “sound cooperation” in areas such as fighting terrorism, Caglayan said, adding Turkey would like to keep close contact with China in this area.

    “Turkey will endeavor to develop a strong relationship with China, through deepening bilateral cooperation,” he said.

    Caglayan, who arrived in Beijing Saturday, also said the success of Turkish President Abdullah Gul’s visit to China in June had exerted profound influence on the bilateral relations.

    During his four-day stay in China, Caglayan was also scheduled to meet Chinese Premier Wen Jiabao and visit Xinjiang, according to Chinese Foreign Ministry.

  22. 15 milyon dolarlık tavuk ayağı satıyoruz

    Zafer Çağlayan, dünyadaki tavuk ayağının yüzde 90’ını Çin’in tükettiğini söyledi ve “Çin’e şu anda dolaylı olarak 15 milyon dolar civarında tavuk ayağı ihracatımız var. Dünya Sağlık Örgütü’nün Türkiye’nin kuş gribi riski taşımadığını beyan etmesiyle beraber, ‘direkt bu mal size gelir’ dedik. Eğer bunu yaparsak, Çin’e tavuk ayağı ihracatımız 40 milyon dolara çıkacak. Tavuğun, kullanmadığımız yeri olan ayağını ihraç edeceğiz. Buna Kuru söğütten düdük çıkartmak derler” dedi. İşlenmiş gıda ihracatı konusunda da önemli fırsatlar bulunduğunu anlatatan Bakan Çağlayan, Çin Eximbankı’nın Halkbank’a 500 milyon dolarlık kredi açabileceğini de ileri sürdü.

    • Bırakın bu ayakları kardeşim …….:)

    • girişimci bir arkadaş da çekirge ihracaatı yapıyordu, evcil hayvan yemi olarak.
      n’oldu acaba devam ediyor mu…

    • zafer bey, iş dünyasını bilen bir insan. çok pratik çözümler ortaya çıkartıyor.

    • “Dünya Sağlık Örgütü’nün Türkiye’nin kuş gribi riski taşımadığını beyan etmesiyle beraber ”

      iyi de biz 3 kıtanın ortasında , bütün kuş göçlerinin kavşağındayız. dünyada bizden daha riskli bir ülke yok gibi geliyor.

      eğer bütün çiftlikler izole edilmiş ise o başka

  23. Prangalar

    Ben ki yalnızca sevmek isterdim
    Sizi, kırları, yaz akşamlarını
    Bir kadın eli gibi geçsin
    İsterdim saçlarımdan rüzgâr
    Bir Hasan var orda dağ köylerinde
    Daha hiç okşanmamış
    Bir Elif var saçları taranmamış
    Trahomsuz büyüsünler isterdim
    Öyleyse nedir bu prangalar

    Ben kimin ağlamasını istedim ki
    Yok ki benim kurşunlarım
    Dikenli tellerim, taş duvarlarım yok ki
    Bir türkü söylerim güneş vardır içinde
    Alınteri, Toprak ve hayat
    Beni elleriniz ilgilendirirdi
    Gözleriniz, o hilesiz ve dost
    Öyleyse nedir bu prangalar

    Çocukları kılıçlara büyütmeyelim
    Çocukları ağlamaya büyütmeyelim
    Ağaçları küstürmeyelim kendimizden
    Bombaları çoğaltmasak sevinçler
    çoğalırdı
    Kinleri bilemesek ne güzel gülümserdik

    İstesek bölüşürdük doğan Günü
    Birleşirdi ellerimiz ve türkülerimiz
    İstesek bölüşürdük bir dilim Ekmeği
    Ama ne çoğalırdı yaprakların sevinci
    Ne mutlu büyürdü çocuklar

    Ben sizden bir maviyi gizledim mi
    Hangi denizleri kaçırdım sizden
    Hangi yağmuru, çiğ tanelerini
    Size şiirler getirirdim, nisan aylarını
    Yalnızlığımı getirirdim ısınmanız için
    Öyleyse nedir bu prangalar

    Ben kimin ağlamasını istedim ki
    Yok ki benim kurşunlarım
    Dikenli tellerim, taş duvarlarım yok ki

    KEMAL BURKAY

  24. abdurrahman kıcık

    sayın arkadaşlar ben de 25 yıllık ticaret hayatımın ardından maalesef 3167 sayılı kanuna muhalefetten hapis yattım yattım ama birde bana sorun çıktık da ne oldu işimiz dagıldı hepsinden kötsü insanlar ve dostlarımız sandıgımız kişilerin bile bakışları degişti bunları da bilin

  25. sayın zafer caglayan, umarız sesimizi duyar bize yardım eli uzatırsınız..

  26. sevgili admin
    aşağı aldığım bölümde “adli para cezası” yerine sanırım yanlışlıkla
    “idari para cezası” yazılmış!!!

    “idari para cezası arkasına gizlenmiş
    özgürlüklerimizi borcumuzun teminatı sayan
    sadece ülkemizde hapislik sonucu doğuran
    tüm sonuçlarıyla insan hakları ihlali olan”

  27. örnek mektup
    sn zafer çağlayan
    önce selam eder
    küçüklerin ellerinden
    büyüklerin yanaklarından öperim
    nası orda işler
    geçim derdi sıkıntısı varmı
    çek kesme ihtiyacı oluyomu hiç
    insanlar ne için risk alır hayatta
    özgürlük denen şey kaç para eder
    en büyük suç insan hayatına kıymak değilmi
    peki neden bu suçu istem ve ihmal olmadan işliyenler ceza almıyor.
    kasıt aranmıyan tek kanun maddesi hangisi
    suçsuz günahsız insanları kasıt aramadan hapse göndermek onların ve ailelerinin hayatını kasıtlı mahvetmek hangi vicdanın muhasebesi
    para satanların alım gücünün sınırları nedir
    bu teslimiyetin sonu nedir
    vericek cevabınız varmı bakanım
    herkeze selam
    allah sizi sevdiklerinizden ayırmasın
    işleriniz asla bozulmasın
    düşmeye görün sakın bu ülkede,tökezlemeyin
    ağız tadınız bozulmasın
    toplum huzuru önemli değil zaten
    size birşey olmasın
    yoksa biz ne yaparız

  28. M. Zafer Çağlayan

    ………………………… ….*

  29. Sayın Zafer ÇAĞLAYAN, adil bir çek yasası için desteğiniz gerekmektedir.

    ilginiz için teşekkür ederim.

    • ÇEKLE ÖDEMELERİN DÜZENLENMESİ VE ÇEK HAMİLLERİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN

      Kanun Numarası: 3167

      Kabul Tarihi: 19/03/1985

      Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 03/04/1985

      Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı:18714

      KAPSAM:

      Madde 1 – Bu Kanun çek kullanımı hakkındaki esasları, çek hamillerinin korunmasına dair tedbirleri ve uygulanacak müeyyideleri düzenler.

      Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır.

      SORUMLULUK:

      Madde 2 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./1. md.)

      Bankalar, çek hesabı açmak maksadıyla bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklılık ve engel durumu bulunup bulunmadığını Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca 9 uncu maddeye göre bankalara yapılan duyurular çerçevesinde her birinin kendi nezdinde oluşturduğu kayıtlardan araştırırlar; ayrıca bu kişinin ekonomik ve sosyal durumu gibi hususların belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler.

      ÇEK DEFTERLERİ:

      Madde 3 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./2. md.)

      Çek defterleri bankalarca bastırılır.

      Çek defterlerinin baskı şeklini belirleyen esaslar, Türkiye Bankalar Birliğinin görüşü alınarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca Resmi Gazetede yayımlanacak bir tebliğle düzenlenir. Çek defterlerinin her yaprağına, çek hesabının bulunduğu şubenin adı, hesap numarası ve hesap sahibinin vergi kimlik numarası yazılır; ancak, hesap sahibinin vergi kimlik numarası hariç olmak üzere bunların yazılmamış olması veya bankalarca baskı şekline ilişkin esaslara aykırı davranılması çekin geçerliğini etkilemez.

      29/06/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 692 nci maddesinde belirtilen unsurları taşımayan senetler bu Kanun kapsamında kabul edilmez; ancak aynı Kanunun 693 üncü maddesi hükmü saklıdır.

      Bankalar, çek hesabı açtıranların açık kimlik ve adreslerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı örnekleri ile yerleşim yeri belgelerini, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını almak, bunların açık kimliklerini, adreslerini, vergi kimlik numaralarını ve çek hesabının kapatılma hallerini onbeş gün içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirmek ve bunlara ilişkin belgeleri hesapların kapatılmalarını izleyen beşinci yılın sonuna kadar saklamak zorundadırlar. Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde hamilin talebi üzerine keşidecinin bankaca bilinen adresleri kendisine verilir.

      İBRAZ VE ÖDEME:

      Madde 4 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./3. md.)

      Çek hesabı açılan bankaya muhatap banka denir.

      Koşullarına uygun ve karşılığı var olan çek, muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak, çek hesabı açılmış olan şube dışında herhangi bir şubeye ibraz edilen çek, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.

      Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde bankanın ödeme yükümlülüğü, 10 uncu maddede belirlenen sorumluluk miktarı saklı kalmak üzere, çek hesabında bulunan miktarla sınırlıdır. 10 uncu maddede belirlenen miktar dahil olmak üzere kısmi ödeme halinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi; Cumhuriyet savcılığına şikayette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi halinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.

      ÇEK KARŞILIĞININ ÖDENMEMESİ:

      Madde 5 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./4. md.)

      Çekin ibrazında karşılığının tamamen ödenmemesi veya çek hamili tarafından kısmi ödemenin kabul edilmemesi halinde, ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir; çekin ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır.

      HESABEN TESVİYE:

      Madde 6 – T.C. Merkez Bankası, çeklerin banka şubeleri arasında hesaben tesviyesini sağlayacak tüzelkişiliği haiz sistemi kurmaya ve gözetimi altında yürütmeye yetkilidir. T.C. Merkez Bankası, şubesi bulunmayan yerlerde bu yetkisini uygun göreceği başka bir bankaya devredebilir.

      Hesaplaşma sisteminin kuruluş ve işleyişi, T. C. Merkez Bankasınca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.

      (Ek fıkra: 26/02/2003 – 4814 S.K./5. md.) Yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde çeklerin fiziki olarak ibraz edilmeksizin sadece çek bilgileri üzerinden bankalararası takas odaları aracılığı ile elektronik ortamda muhatap bankaya gönderilerek işlem görmesi, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 710 uncu maddesine göre takas odasına ibraz hükmündedir.

      (Ek fıkra: 26/02/2003 – 4814 S.K./5. md.) Takas odaları aracılığıyla ibraz edilmiş çekler için, 10 uncu maddede belirlenen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılmaz. Ancak, takas odaları aracılığıyla ibraz edilen çekin, hesapta yeterli karşılığının olmadığının belirlenmesi halinde muhatap banka tarafından, hesapta bulunan kısmi karşılık tutarı, çeki ibraz eden hamil lehine onbeş gün süreyle bloke edilir.

      İHTAR:

      Madde 7 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./6. md.)

      Yeterli karşılığı bulunmadığı için çeki kısmen veya tamamen ödemeyen muhatap banka, hesap sahibine, kendisine ait bütün çek defterlerini aldığı bankalara geri vermesini, 8 inci maddede öngörülen sürenin bitiminden itibaren on gün içinde iadeli taahhütlü mektupla bildirir.

      DÜZELTME HAKKI:

      Madde 8 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./7. md.)

      Çekte yazılı keşide gününe göre hesaplanacak ibraz süresinin bitim tarihinden itibaren en geç on gün içinde çekin karşılıksız kalan kısmını yüzde on tazminatı ve ibraz tarihinden ödeme gününe kadar geçen süre için 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte ödemek suretiyle düzeltme hakkını kullanan, çek keşide etmek hakkını yeniden kazanır.

      BİLDİRME VE DUYURU:

      Madde 9 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./8. md.)

      Muhatap banka, yeterli karşılığı olmadığı için çekin ödenmediğini ve hesap sahibi hakkında gereken bilgileri, ibraz tarihinden itibaren on gün içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirir. Bu bildirimden sonra çek tutarı ile 16c maddesinde öngörülen tazminat ve gecikme faizinin hamile veya hamile ödenmek üzere muhatap bankaya ödenmesi de, muhatap banka tarafından ödeme tarihinden itibaren on gün içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da bu bildirimleri en geç onbeş gün içinde bankalara duyurur.

      BANKANIN SORUMLU OLDUĞU MİKTAR:

      Madde 10 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./9. md.)

      Muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için üçyüzmilyon liraya tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir.

      Yukarıda belirtilen sorumluluk miktarı, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca yayımlanan toptan eşya fiyatları yıllık endeksindeki değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmi Gazetede yayımlanır.

      TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASINCA İLAN EDİLECEK HUSUSLAR:

      Madde 11 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./10. md.)

      Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, 16 ncı madde gereğince çek hesabı açtırmaktan yasaklamaya ve 16c maddesinin dördüncü fıkrası gereğince yasaklama kararının ortadan kaldırılmasına dair mahkeme kararlarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilmesine ilişkin esas ve usulleri Adalet Bakanlığının; bankalara duyurulmasına ilişkin esas ve usulleri Türkiye Bankalar Birliğinin görüşünü alarak Resmi Gazetede yayımlanacak bir tebliğle düzenler.

      Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, yeterli karşılığı olmadığı için ödenmeyen ve daha sonra ödenen karşılıksız çekler ile hesap sahibi hakkındaki bilgilerin bankalardan toplanma ve bankalara duyurulma esas ve usullerini Türkiye Bankalar Birliğinin görüşünü alarak belirler ve Resmi Gazetede yayımlar. Bankalar belirlenen esas ve usuller çerçevesinde bu bilgileri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına gönderirler.

      TEBLİGAT ADRESİ:

      Madde 12 – Bu Kanun uyarınca yapılacak ihtarlar, herhangi bir adres değişikliği bildiriminde bulunulmadığı müddetçe çek hesabı sahibinin hesabı açtırırken bildirdiği adrese yapılmakla geçerli olur.

      İHTARA VE YASAKLAMAYA UYMAYANLAR:

      Madde 13 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./11. md.)

      7 nci madde gereğince banka tarafından yapılan ihtarı aldığı veya almış sayıldığı tarihten itibaren on gün içinde geçerli bir sebebe dayanmaksızın çek defterlerini geri vermeyenlere, ilgili bankanın ihbarı üzerine üçyüzellimilyon liradan üçmilyar lira ya kadar adli para cezası verilir. İlgili banka bu ihbarı yapmakla yükümlüdür.

      16 ncı madde gereğince hükmolunan yasaklama süresi içinde çek hesabı açtıranlara bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Hakkında yasaklama kararı verilmiş kişilere yasaklama süresi içinde çek hesabı açan bankalara birmilyar liradan beşmilyar liraya kadar adli para cezası ve rilir.

      YETKİLİ OLMADIĞI HALDE ÇEK DEFTERİ BASANLAR VE BASTIRANLAR:

      Madde 14 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./12. md.)

      Çek defteri basmaya veya bastırmaya kanunen yetkili kılınanlar dışında çek defteri basanlara ve bastıranlara iki yıldan beş yıla kadar hapis ve üçyüzellimilyon liradan üçmilyar liraya kad ar adli para cezası veril ir.

      BANKALARA UYGULANACAK CEZALAR:

      Madde 15 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./13. md.)

      3, 4, 5, 7, 9 ve 11 inci maddeler ile 13 üncü maddenin birinci fıkrasında yazılı yükümlülükleri yerine getirmeyen bankalar hakkında üçyüzellimilyon liradan üçmilyar liraya ka dar adli para cezasına hükmolunur.Yargılamada bankayı şube müdürü temsil eder.

      KARŞILIKSIZ ÇEK:

      Madde 16 – (Değişik madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./14. md.)

      Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap s ahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar adli para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu su çtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

      Bu suçun, organ veya temsilcisi tarafından tüzelkişi yararına işlenmesi halinde özel hukuk tüzelkişisi hakkında da birinci fıkra uyarınca para cezasına hükmolunur. Ayrıca yetkili temsilci tarafından yararına çek keşide edilen hesap sahibi gerçek kişi hakkında da bu fıkra hükmü uygulanır.

      Mahkeme, ayrıca işlenen suçun niteliğine göre bir yıl ile beş yıl arasında belirleyeceği bir süre için hesap sahiplerinin ve yetkili temsilcilerinin çek hesabı açtırmalarının yasaklanmasına karar verir. Yasaklanma kararı bütün bankalara duyurulmak üzere Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilir.

      Kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek yaprağı ayrı bir suç oluşturur.

      KARŞILIKSIZ ÇEKTE GECİKME FAİZİ:

      Madde 16/a – (Ek madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./15. md.)

      Çekin karşılıksız kalan miktarı için gecikme faizi, ibraz tarihinden itibaren, 04/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanır.

      SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ, GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME:

      Madde 16/b – (Ek madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./16. md.)

      16 ncı maddede öngörülen suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması, hamilin, çeki elinde bulundurmaları koşulu ile ödemede bulunan cirantanın veya kanuni veya akdi teminatı nedeniyle tam ödemede bulunan bankanın şikayetine bağlıdır. Bu suçlara çekin ibraz edildiği … veya şikayetçinin yerleşim yerinin bulunduğu yer asliye ceza mahkemesinde bakılır.

      Çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle şikayet hakkı, 8 inci maddede belirtilen miktarın yatırılması için öngörülen sürenin dolduğu tarihte; ihtiyati tedbir kararı veya ödeme yasağı nedeniyle süresi içinde ibrazında çek hakkında işlem yapılmaması halinde ise, ihtiyati tedbir kararının veya ödeme yasağının kalktığı tarihte doğar.

      Hükmün kesinleşmesinden sonra şikayetten vazgeçildiğinde de, hüküm bütün cezai sonuçları ile ortadan kalkar.

      Bu suçlardan dolayı yapılan yargılamalarda 04/04/1929 tarihli ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 225 inci maddesi uygulanabilir.

      Şikayetten vazgeçme nedeniyle davanın düşmesi halinde, müdahil, ödeme nedeniyle davanın düşmesi veya cezanın ortadan kaldırılması halinde sanık veya hükümlü, yargılama giderlerinden sorumlu olur.

      DAVANIN AÇILMASINA ENGEL OLAN, DAVAYI DÜŞÜREN VE CEZAYI ORTADAN KALDIRAN NEDENLER:

      Madde 16/c – (Ek madde: 26/02/2003 – 4814 S.K./17. md.)

      Aşağıda belirtilen koşulların yerine getirilmesi halinde ceza davası açılmaz:

      a) 8 inci maddeye göre düzeltme hakkının kullanılması,

      b) 8 inci maddede belirtilen süre geçtikten sonra ve henüz dava açılmadan önce çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait yüzde oniki tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi.

      Dava açıldıktan sonra hüküm verilinceye kadar geçen süre içinde, çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait yüzde onbeş tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi halinde ceza davası düşer.

      Hüküm verildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar geçen süre içinde, çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait yüzde onsekiz tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi halinde ceza davası düşer.

      Hüküm kesinleştikten sonra çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait yüzde yirmi tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi halinde bütün cezai sonuçları ile birlikte hüküm ortadan kalkar.

      Yukarıdaki fıkralarda belirtilen ödemeler hamile veya hamile ödenmek üzere muhatap bankaya yapılabilir.

      GEÇİCİ MADDE

      Geçici Madde 1 – Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, karşılıksız çek keşide etmiş olanlar hakkında hazırlık tahkikatına başlanmış veya dava açılmış ve mahkümiyet hükmü kesinleşmemiş olduğu takdirde;

      a) Yürürlük tarihini takip eden üç ay içinde çek tutarının veya karşılıksız kalan bölümünün %10 tazminatı ve gecikme faizi ile birlikte muhatap bankaya veya herhangi bir şubesine yatırılması,

      b) Çek tutarı ödenmemiş olsa bile şikayetten vazgeçilmiş olması,

      c) Çek tutarının daha önce ödenmiş bulunması,

      Hallerinde, hazırlık tahkikatında takibata yer olmadığına, açılmış davaların düşürülmesine karar verilir.

      Geçici Madde 2 – (Ek madde: 18/02/2009-5838 S.K./18.mad)

      31/12/2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.

      YÜRÜRLÜK:

      Madde 17 – Bu Kanunun 1,2,4,5 ve 16 ncı maddeleri ile Geçici Maddesi Kanunun yayımı tarihinde, diğer maddeleri yayımından altı ay sonra yürürlüğe girer.

      YÜRÜTME:

      Madde 18 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

      KANUNA İŞLENEMEYEN GEÇİCİ MADDELER:

      14/01/1993 TARİHLİ VE 3863 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ MADDESİ:

      Geçici Madde – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce mahkumiyet hükmü kesinleşmiş veya hüküm infaz edilmiş ise, yürürlük tarihini takip eden 3 ay içinde çek tutarının veya karşılıksız kalan bölümünün %10 tazminat ve gecikme faizi ile birlikte muhatap Bankaya veya herhangi bir şubesine yatırılması veya yine bu sürede şikayetten vazgeçilmiş olması halinde kamu davası ve cezanın bütün neticeleri ile ortadan kaldırılmasına karar verilir.

      26/02/2003 TARİHLİ VE 4814 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ MADDELERİ:

      Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce karşılıksız çekler hakkında açılmış bulunan davalarda, bu tarihten sonra yapılacak ilk duruşmada hazır bulunmayan şikayetçiye, ilk duruşmada hazır bulunması veya bir vekil ile kendini temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği veya vekil de göndermediği takdirde şikayetten vazgeçmiş sayılacağı hususunda davetiye çıkarılır. Bu davetiye, şikayetçinin, mahkemeye bildirdiği; mahkemede dinlenmemişse şikayet dilekçesinde belirttiği adresine gönderilir. Davetiye tebliğine veya tebliğ edilmiş sayılmasına rağmen üst üste iki duruşmaya gelmeyen veya vekil de göndermeyen şikayetçinin şikayetinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilir. Şikayetçinin veya vekilinin haklı mazereti halinde bu hüküm uygulanmaz.

      Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce işlenen karşılıksız çek keşide etme suçu hakkında, 3167 sayılı Kanunun bu Kanunla değiştirilen 16 ncı maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi uygulanmaz.

      Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3167 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin kapsamına giren suç nedeniyle;

      a) Hükümlü ve tutuklu bulunanların bu hallerinin derhal sona erdirilmesine ve tahliyelerine,

      b) Bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren üç ay içinde bunların dosyalarının ele alınarak hükümlüler hakkındaki hapis cezalarının çek bedeli tutarı kadar adli para cezasına dönüştürülmesine, tutuklular hakkında talep edilmiş olan hapis cezaları yerine çek bedeli tutarı kadar adli para cezasına hükmedilmesine,

      Mahkemesince karar verilir.

      Geçici Madde 2 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce karşılıksız çek keşide etmiş bir kimsenin, bu tarihten sonraki üç ay içinde çek tutarını veya karşılıksız kalan kısmını yüzde on tazminatı ve 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte muhatap bankaya veya herhangi bir şubesine ödemesi veya 3167 sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre düzeltme hakkını kullanmak suretiyle hamilin zararını karşılamış olması halinde şikayetten vazgeçme koşulu aranmaksızın,

      a) Hazırlık soruşturmasında kovuşturmaya yer olmadığına,

      b) Açılmış davaların düşürülmesine,

      c) Kesinleşmiş mahkumiyet hükümlerinin bütün cezai sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmasına,

      Karar verilir.

      Geçici Madde 3 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 3167 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmüne aykırı fiilden dolayı yapılmakta olan hazırlık soruşturmasında kovuşturmaya yer olmadığına; görülmekte olan kamu davalarının ortadan kaldırılmasına karar verilir.

      Bu suçtan dolayı verilen mahkumiyet hükümleri bütün kanuni sonuçları ile birlikte ortadan kalkar.

      Geçici Madde 4 – Bu Kanunun 10 uncu maddesi ile değiştirilen 3167 sayılı Kanunun 11 inci maddesinde yer alan esas ve usuller belirleninceye kadar muhatap bankalarca yeterli karşılığı olmadığı için ödenmeyen çekler ile sonraki ödemelere ilişkin bilgiler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirilir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca da bu bilgilerin bankalara duyurulmasına devam olunur.

      Geçici Madde 5 – Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca bu Kanunun yayımını izleyen bir ay içinde Resmi Gazetede yayımlanacak bir tebliğle belirlenecek esaslara uygun olarak yeni çek defterleri bastırırlar.

      Bankalar, bu tebliğin yayımını izleyen üçüncü ayın sonuna kadar müşterilerine yeni çek defterlerini verir ve ellerindeki eski çek defterlerini imha ederler.

      Bankaların, ikinci fıkrada yazılı sürenin sonuna kadar müşterilerine verdikleri çek defterlerinden ötürü 3167 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi uyarınca sorumlulukları her çek yaprağı için altmışmilyon liradır.

Yorum yaparak destek olabilirsiniz