Karşılıksız Çek sorunu bitiyor. “Emekli Albay Hilmi Ertunç” olaya el koyacak …


Karşılıksız Çek sorunu bitiyor.  “Emekli Albay Hilmi Ertunç” olaya el koyacak …

yeni çek yasası
Taslağı gördük.  Ciddi bir hazırlık yapılmış. En önemlisi 3167 ‘nin geçersiz-eski-çağdışı olduğuna vurgu yapılmış. Kasıt unsurunu belirginleştirmek için ilk karşılıksız çekde yapılacaklar, daha kesin olarak açıklanmış.
Tasarı-taslak üzerinde, özellikle madde madde açıklama yapmadım. Temel sorunlar durdukca incelemeyede gerek yok. Çek konusunda ceza doktrini sürdükce, yasanın ruhundaki tüm iyileşmeler rağmen radikal bir değişiklik olacağını öngörmüyorum.

Yeni Çek Yasasında hapis sürecek mi ?


Adaletsiz olmasına rağmen karşılıksız çek verenlerin hapis edilmesi uygulamasının süreceğine inanıyorum.  Bazı arkadaşlar,  bana   tepki gösteriyor.  Gerçeği kabul etmezsek, onu değiştirecek inanca sahip olamayız.  Borç ve hapis doktrini savunanlarda bir azalma yoktur. Bu düzen sürdükce,  karşılıksız çek ‘in cezası ağır hapis cezası olarak kalır.

Çek Yasası gibi önemli yasayı sırf hukukcular hazırlamış olsaydı, kimsenin itiraz edemeyeceğini biliyorum.  Bu işlerde bankacılar ve odalar , yönlendiricidir.  Güdümlü medya,  hapis cezası kalktı naralarıda atıyor.  Meclisde para cezası eşittir hapis cezası olduğunu bilen kaç kişi var sanıyoruz ki …

Çok mail gönderirseniz, hapis cezası kalkar gibi bir şeye ben inanmıyorum.  İnanmadığım şeyler üzerinden sizlere umut dağıtamam.

İlk kez Karşılıksız Çek verenlere yönelik uygulanan  hapis cezası adaletsizdir. Fakat hukuka uygundur.  Ben bu hapis cezasına karşıyım.  Haklı olanların karşısında güçlü bir lobi vardır. Bu lobinin içinde kimler vardır.

  • Finans kuruluşları
  • Işin kolayına kaçan avukatlar
  • Para cezasının, hapis cezası demek olduğunu bilmeyen karar vericiler.

Benim görüşüme göre Türk ticaretine ve hukukuna uygun çek yasasındaki ceza sistemini anlatmıştım.

  • İlk karşılıksız çek için %10 civarında bir tazminat istenir.
  • Keşideci piyasaya verdiği tüm çekleri bildirir.
  • Bu çekler dışındaki yaprakları bankaya iade eder.
  • Sulh ceza mahkemesinde dava açılır. Tek duruşmada karar alınır.
  • Artık bundan sonraki tüm karşılıksız çekler mükerrerlik ve kasıt içermektedir.
  • Bunlarda hapis cezası sürer.
  • Keşideci bildirdiği çekleri, ödeyebilirse sorun kalmaz. Haklarını geri almış olur. Yeni yasada etkin pişmanlık olarak işlenmiş.

Ekonomik krizin etkisi, af çıkar mı ?
Baştan beri, söylemim aynıdır.

  • Ekonomik kriz, karşılıksız çek ve benzeri ekonomik suçları arttırmıştır.
  • Kontrolden çıkmışmıdır ?  Yüzbin kişinin hapis edilmesinden bahsedersek , evet kontrolden çıkmıştır.
  • Ekonomik krizin olması suç işlemeyi mazur gösteremez. Geçerli Kanunlar açısından  banka soymak ile karşılıksız çek arasında fark yok.
  • Adaletsiz olduğunu söylemiştim. Ama hukuki olarak böyledir.

Ekonomik kriz var, bu suçlar affedilsin demek  hoşgörülebilecek bir görüşdür. Fakat ayrıma dikkat etmek gerekiyor.

Ben borç nedeniyle insanların cezaevine konmasına karşıyım. Beklediğim , mağdurların afedilmesi değildir. Yasal düzenleme ile Cezanın ortadan kalkmasını istiyorum.

Cezaevlerinde yer yok. Nereye konulacak bu insanlar.  Af çıkar mı ?
Cezaevlerinde yer olmaması, suçluların affedilmesini gerektirmez.

  • Cezaevi koşulları, yer olsun-olmasın kötüdür.
  • En büyük ceza, bir babaya kızını göremeyeceksin demektir. Bir anneye, oğlunu göremeyeceksin demektir.
  • Sorun “borcunu ödeyemeyen kişi hapis edilecek mi , edilmeyecek mi ? ”  ise bu ayrı bir konudur.
  • Cezaevlerini Hilton’da açsalar dahi  karşılıksız çek suçunun cezası hapis olmamalıdır.

Cezaevleri koşulları, iş bozulması gibi üzücü haberler mağdurları yaralar. Basının ilgisini çeker.  Ama hukukcular açısından farketmez. Hukukcular kanunları uygular.  Cezasız suç olmaz.  … Karşılıksız çek suçunun cezası hapis olarak öngörülüyorsa, mahkemeler bunu vermek zorundadır.
Cezaevlerinde yer olmaması ayrı bir sorundur.  Devlet orada insani koşullar sağlamak zorundadır.

Ben, borcunu ödeyemeyen kişilerin  hapis edilmesine karşıyım.  Cezaevi koşulları iyide olsaydı karşı olurdum.
Af çıkacak mı ?
Af çıkacaktır.  Af demir bir leblebidir. Kolay yutturalamaz.  Fakat bir şekilde çıkacağına inanıyorum. Öyle karşılıksız çek suçluları içinde çıkmayacaktır.  Siyasi ve ekonomik gelişmelere göre bir barış sağlanması gerekecektir.

Alın size bir senaryo ….

  • Meclis toplanır.
  • Ekonomik ve sosyal barışı sağlamak için bir özel af kararı alınabilir. Gerçek amaç farklı olsa da, bu bahaneye çoğunluk itiraz etmez.
  • Aynı nedenle bedelli askerlikde gündeme gelir.
  • Cezalar silinmez, ertelenir.  Zaman aşımından vs otomatikman düşmüş olur.

Beklentim af değildir. Zaten kanun boşluğundan ötürü bu cezalar kanunsuz kalmıştır. Düşmüştür.

Devlet ekonomik barışı sağlamak istiyorsa çek yasasının durumundan bağımsız olarak tüm para cezaların affetmelidir.  Ekonominin bu ölçüde çöktüğü bir toplumda para cezası tahsili için vatandaşı sıkıştırmak haksızlıktır.  Devlete olan borçlar ayrı bir konudur. Bunların silinmesini  elbetteki düşünmüyorum.

Çek mağdurları ne olacak ?
Yeni yasadan bağımsız olarak, zaten 3167’e göre verilen tüm cezalar kanunsuz kalmıştır. TCK ile uyum düzenlemelerini yapmayan yetkililer  afetmek için zemin hazırlamak istemiştir.

Daha önce bu konuda görüşlerimi aktarmıştım.  Şu anda karşılıksız çek suçundan ceza almış olanlar tahliye olacaktır.

Yeni yasanın 3167 ile bağ kurulmamasındaki bir önemli neden budur.  Yeni yasanın adı farklıdır ve işlevi farklıdır.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin

Adalet Bakanı Sadullah Ergin

Şu anda ne yapmalıyız ?

Haksızlığı olabildiğince insana duyurmalıyız. Mağrur ve vakur durmalıyız.   Biz insan haklarına uygun bir yaşamı, düzeni savunuyoruz.   Meclis ve yargıtay’ın kararların açıklamasına kadar yapabilecek başka bir şey yok. Sonrasında duruma göre ne yapmak gerekiyor ise yine yapacağız.

Ben özgürlüğü savunuyorum. Sizde savunuyorsanız, blogu takip edersiniz ve bana destek verirsiniz.

ilginiz için hepinize teşekkür ediyorum.

sevgiyle kalın.

Önerdiğim yazılar

Sadullah ERGİN

Sadullah ERGİN

165 responses to “Karşılıksız Çek sorunu bitiyor. “Emekli Albay Hilmi Ertunç” olaya el koyacak …

  1. Bu faydalı yazı için teşekkürler.

  2. Yakın zamanda taahütlerin ilk taksit ödemesi gelecek…aylardr bakıyorum çek mağdurları sankı ceza kalkmış gibi davranıyor..kımseler yok ortada ..elle tutulabilir hiç ama hiç bir çalışma yok…uyanma vakti geldi beyler hanımlar ..ceza olduğu yerde duruyor halen insanlar karşılıksız çek keşide etmekten verılen adlı para cezalarını yatıramadıklarından dolayı cezaevlerine giriyor..peki hiç farkına varmadınızmı aylardır her ay ekonomı sayfalarında haber oluyor çek konusuu ..ama lehımıze degıl aynen soyle başlıklar…bu ay gecen seneye gore karşılıksız çek sayısınde yuzde 50 -60 düşüş var..bu haberi okuyan ınsanlarda sankı bunu yenı cek yasası bu hale getırdı dıye..ama göz boyamalar var..evet rakam adet olarak karşılıksız çek sayısı azaldı çünkü pıyasada dolaşan çek adeti 2 sene evvelın yuzde kırk gecen senenın de yuzde ellı cıvarı düşüğünde..ve buna rağmen hala insanlar ekonomının belırsızlığınden dolayı çeklerini ya ck zorlanarak odüyor yada hiç ödeyemiyorlar…anayasa mahkemesınden hala bir ses yok ..yakında yenı bütce gorümeleri başlıyor..bakın bugunde esi SAT komandosu Namık Ekın cezaevıne girdi sebep karşılıksız çek..evet cok yakında bir cok arkadaşımız tekrar yakalanma rıskı ıle karsı karşıya kalacaklar..kım ne yapacak ..nasıl davranacak ..çekleri yeni yazılan arkadaşlarımız ne yapmalı nasıl hareket etmelı ..çok yakında yıne bu konuda gayet iyi bir deneyimi olan bir avukat arkadaşımız bir danışma sıtesi kuracak nette ..Admın de izin verırse o sıte kurulduğunda buradan duyuracağım..amac herkesi bir şekılde bılgılendırmek ve dıleyen de avukat arkadaşımıza merak ettığı konuları sorabılır ..unutmayın bundan sonra sadece bılerek hareket etmelıyız …

  3. BENİM DAYIM HAPİSE GİRDİ CEKE AFCIKACAK MI MERAK EDİYORUZ TÜM AİLE BİRLİKTE.????????

    • Dayınız tez zamanda kurtulsun.

      Bir af çıkacağını sanmıyorum.

      yeni çek kanununda bazı iyileşmeler var. onlardan yararlanabilir. Durumunu anlatmanız gerekiyor.

    • EŞİM 6 AYDIR ÇEKTEN CEZAEVİNDE …3 YAŞINDA OĞLUM VAR PERİŞAN OLDUK BU AF NE ZAMAN ÇIKAR …İÇERDE OLDUĞU SÜRECE DURUMLAR DAHA KÖTÜYE GİDİYOR …DIŞARDA OLSAYDI ŞİMDİYE KADAR ÖDERDİ…
      ORDAYKEN KİM ÖDÜCEK …BORCUNU …? EN BÜYÜK CEZAYI BİZ ÇEKİYORUZ ASLINDA EVDEN ÇIKARTILIYORUZ ..EŞYALARIMIZIDA HİCRA EL KOYDU ..BEN ÇOCUĞUMLA SOKAKTAMI KALAYIM …BU NASIL ADALET …CEZA EVİNDEN ÇIKIP ÇALIŞIP BORCUNU ÖDEMESİ GEREK
      NEDEN BÖYLE BİR ŞANS TANINMIYOR …EKİM AYINI BEKLİYORUZ ..AF ÇIKACAKMI?ACİL CEVAP BEKLİYORUM

      • yasemin hanım;çok ümit verdik çok ümüt kaybettik.fazla ümit vermek istemem ama ekim ayı içinde 5 yıla kadar olan cezaların ertelenmesi gündemde umarım ertelenirde sizde kurtulursunuz bizde…umarım herşey çekzedelerin istediği gibi olur

        • Hakan kardes Ekim ayinda gercekten olacakmiymis boyle bir calisma?kaynak saglammidir duydugun?umut sunyasi oldu artik bizimkiside.ufacikta olsa olumlu bir haber duymak icin dortgozle bekliyoruz 🙂

          • FİRARİ HAKAN

            kaynak meclisin içinde ama önceki dediklerine bakarsam fos çıkar o yüzden çek konusunda kimseye inanmıyorum.ama meclise 5 yıla kadar olan cezaların ertelenmesi ile ilgili yasa tasarısı gelecek umarım istedigimiz gibi güzel bir durumla karsı karsıya kalırız.ölmemden güzel memleketi görürüz.tabi demir parmaklıklardan deil.dısarıdan özgürce…

        • insallah Hakan kardesim Insallah…

  4. adalet bakanı çek kanunu görüşülürken salonda yoktu.

  5. mayıs ayında söylemişiz.

    bu iktidar, bu siyasi düşüncedeki insanlar borca hapisi kaldıramaz. af gelecek koşullar yok. erteleme ile sıyırırlar.

    yargıtay’da yasa çıkmazsa kımıldamaz …

  6. kaçtane site var karşılıksız cekle ilgilenen ama ne olduysa hiçbiri cevap vermiyor bilende bilmeyende sorumun karşısında susuyor çok zor bir sorumu sordum bende bilmiyorum sadece dedimki vekaleleten şirket cekine imza atanların durumu ne olaçak sorum bu bilen varsa allah rızası için cevap versin

  7. babamla beraber calısıyoruz ceklerımız yazıldı 7 tane ceklerı gerıye dogru oduyoruz. bu yasal sartlar altında alcaklı mahkemeye basvursa ne kadar surer mahkeme kararı lutfen acıl cvp.

  8. sayın acil demokrasi
    hukuk hakkında pek bilgim yok daha doğrusu hiç böyle durumda olmamıştım.sizin açıklamalarınız birazda olsa aydınlattı.tşk cvplarınız için .biliyorum dava açarsam 1,2 sene sürecek ve ne duruma düşceğim belli değil.buyüzden bu davayı açıp açmama konusunda kararsızım.haklıyken haksız yerine düşmek biraz kötü olr.tekrar tşk

  9. slm
    ben 2 yıl önce bir çek aldım ve karşılıksız.paramı alabilmek için ne yapmalıyım hukuki yönden neler yapmalıyım ki paramı alabilelirim:((((((((

    • paranı alabilemezsin
      çeki hatıra olarak saklıyabilirsin bende bissürü var istersen işine yararsa hepsini sana veriym kolleksiyon yaparsın

      • peki çeki veren kişiye ceza uygulanmmıyormu?dava felan…mutlaka bir yönden kazanççlı çıkmalıyım hiç olmazsa ceza alsın

      • acil demokrasi

        sayın necla
        siz parınızı almanınmı yoksa intikam peşindemisiniz
        iki soru sormuştum
        -ticaret sonucumu çek aldınız
        -ticaretiniz resmi yani faturalımıydı
        bu soruları yanıtlarsanız yardımcı olabiliriz

        • öcelikle niyetim paramı almak ama paramı almasamda bana karşılıksız çek veren bir kişinin ceza almasıda yeterli.
          karşılıksız çek veren kişi kiracım daha doğrusu kiracımdı.ama bir sözleşmemiz yok.ve senedin günü geçeli 1 yıl oldu.hukuki yndn ne yapılabileceğini bilmiyorum.avukat gereklimi.bir dilekçeyle cumhuriyet başsav. (avukatsız )başvurabilirmiyim.
          duyduğuma göre karşılıksız çek verenler ceza alıyormuş ve cezası bittiğinde hala parayı ödemiyorsa 1 yıl sonra tekrar ceza alıyorlarmış.
          böyle..

        • acil demokrasi

          sayın necla
          elinizdeki evrağın senetmi çekmi olduğunu anlayamadım
          çek olsada aradan bir yıl geçtiğine göre şu anda senet durumundadır
          senetle icra takibi dışında yapabileceğiniz herhangi birşey yoktur
          icra takibi yapabilirsiniz ama önce borçlunun adresini tespit etmeniz gerekiyor
          kira kontratınız olmadığını söylüyorsunuz,icra takibi yaptığınızda borçlu kişi borcum yoktur diye itiraz ederse sizin alacağınızı belgelemeniz gerekir,yani resmi bir evrağınız olmadığı için zor durumda kalabilirsiniz,haksız zenginleşmeden aleyhinize tazminat davası açılabilir
          ceza konusuna gelince senette hapis cezası yoktur,bu durumda intikamınızı bir tarafa bırakmanız gerekiyor
          hapis çek yasasında vardır ve haksız bir uygulamadır
          sizin örneğinizden yola çıkarak haksızlığı anlatabilirim
          sadece borcundan dolayı insanları hapsetmeyi istiyoruz
          sizin olayınızdada kira borcundan dolayı kiracınızı hapsettirmek istiyorsunuz
          elinizdeki çek zamanında işlem yapılmadığı için senet haline gelmiş,siz icra işlemi başlatıyorsunuz,karşı taraf borca itiraz ediyor ve size haksız zenginleşme davası açıyor
          siz elinizde kira kontratı olmadığı için alacağınızı kanıtlıyamıyorsunuz ve davayı kaybediyorsunuz
          mahkeme sizi %40 tazminat ödemeye mahkum ediyor
          bu parayı ödeyemiyorsunuz ve borcunuzu ödeyemediğiniz için günlüğü 100 tl den hesaplanmak üzere hapse giriyorsunuz
          ne dersiniz bu hakmıdır
          yani borcundan dolayı hapsedilmek doğrumudur
          ben borca hapse karşıyım
          sizinde karşı olacağınızı umuyorum

          • syın acil demokrasi
            cvp için tşk. cezaya bende karşıyım ama bile bile bana karşılıksız çek veya senet veren bir kişinin ceza almasını istemem çok normaldir.ama karşımdaki insan ödemek maksadıyla bu çeki vermiş ve iflas etmişse madur olur.işte böyle olduğunda ceza almasını istemem.
            tmm herhangi bir resmi evrak olmayabilir ama şahit yani komşuların buna şahitlik etmesi mümkün olrmu davayı kazanmam için.illa evrakmı olmalı.

          • acil demokrasi

            komşularınızın şahitliği olabilir
            senede itiraz edilsede icra işlemini durdurmaz
            ben örnek olsun diye yazdım,elbetteki yasal yollardan hakkınızı aramanız en doğal şeydir

          • sayın acil demokrasi
            hukuk hakkında pek bilgim yok daha doğrusu hiç böyle durumda olmamıştım.sizin açıklamalarınız birazda olsa aydınlattı.tşk cvplarınız için .biliyorum dava açarsam 1,2 sene sürecek ve ne duruma düşceğim belli değil.buyüzden bu davayı açıp açmama konusunda kararsızım.haklıyken haksız yerine düşmek biraz kötü olr.tekrar tşk

          • eğer mümkünse sizden bir çözüm yolu göstermenizi istiyorum.sizce ne yapmalyım.bu arada elimdeki senet ve 1 sene oldu.yanıtlarsanız çok sevinirim

          • acil demokrasi

            sayın necla
            ben sizin haksız duruma düşeceğinizi düşünmüyorum,ancak küçükte olsa böyle bir ihtimalde var
            verdiğim örnek borca hapsin haksızlığına ilişkindir
            biz ticari işlerimizi (kiracı evsahibi ilişkiside ticari bir ilişkidir) gereklerini yerine getirerek yapmıyoruz
            ne yazıkki bu kültürümüz yeterince gelişmemiştir
            bu yüzden alacağımızı hapis tehdidiyle almak aklımıza yatıyor
            aslında borca hapis bir demokrasi ayıbıdır
            eksiklerimizi insanların özgürlükleriyle örtme telaşıdır
            elbetteki bu ayıp ortadan kalkacaktır
            bu ayıpta hepimizin sorumluluğu vardır
            ilginiz için teşekkür ediyorum

          • acil demokrasi

            senetle icra takibi yapabilirsiniz
            icra takibi yapabilmeniz için tebligat yapmanız gerekecek
            yani adres tespiti yapmalısınız
            kolay gelsin

          • necla kızım git işine kafa bulacak başka yer bulamadınmı.burdakiler aylardır hikaye yazıyor sen en dogrusunu yazmışın

  10. emekli albay hilmi ertunç olaya el koymuştu bir zamanlar
    o kadar
    ne oldu o elin akibeti bilen varmı
    himi ertunç kimdi
    şu an aramızdamı
    aramızdaysa hangi sıfatı kullanıyor

    • dayanamadım itiraf edecem
      benim
      henüz el koyamadım
      ama yarın el koyacam
      rahat
      eleştiri düzeni al

      • biliyorum meselenin nerede yattığını
        tam onbeş türk devletinin
        bu yüzden battığını
        disiplinsiz çatlak sesler canımı çok sıkıyor
        ne kadar assan kessen bu gibiler hep çıkıyor

        ben hilmi ertunç, emekli albay ertunç
        ben çözdüm işi
        benim bu başıboş gidişe dur diyecek kişi

        sabah aynı anda kalkıp yüzler yıkanmalı
        bu ahenkli uyanışı alem tören sanmalı
        züppelik kol geziyor
        kahveler nes çaylar torba
        kahvaltıyı tespit ettim
        herkese bir tas çorba
        aç bırakılmalı katlamayan peçetesini
        hastalara genelkurmay yazmalı reçetesini

        ben hilmi ertunç, emekli albay ertunç
        ben çözdüm işi
        benim bu hayasız gidişe dur diyecek kişi

        yek vücut olup başlayalım her işe ayinle
        eş-dost seçimi ve her şey ayarlansın tayinle
        yaramaza itaatsize damgalar basalım
        milli maç kaybında üç, grevde beş kişi asalım
        biz istersek eğer bu aziz millet neler yapar
        adamı göklere çıkarır, alkışlar, tapar

        oğlum ben albay ertunç, emekli albay ertunç
        ben çözdüm işi
        benim serkeşliğe gaflete dur diyecek kişi

        i’m hilmi ertunç, retired colonel ertunç
        iki çocuk babası, ingilizce bilir
        yeter ki hiza istikamete doğru bakalım
        ve altılı ganyanı öğrenip şu kahveden çıkalım

        o hilmi ertunç, emekli albay ertunç
        o çözmüş işi
        odur bu serseri gidişe dur diyecek kişi

        • bu işide çözecektir .

          Kemal KILIÇDAROĞLU ‘na açık mektup yazıyoruz. Yaşasın tam bağımsız ve adil Türk Yargısı ! Yaşasın demokrasinin beşiği olan tam bağımsız Türkiye Büyük Millet Meclisi !

          ******

          Adalet komisyonun sayın üyeleri;

          Görüşmekte olduğunuz çek kanundan hapis cezasının ve hapis cezasına yol açabilecek düzenlemlerin çıkartın lütfen. yuvalar yıkılmasın. hapis yatarak borç ödenmez.

          Ahmet İyimaya Başkan AK Parti Ankara
          Hakkı Köylü Başkanvekili AK Parti Kastamonu
          Mehmet Emin Ekmen Sözcü AK Parti Batman
          İlknur İnceöz Katip AK Parti Aksaray
          Ahmet Aydın Üye AK Parti Adıyaman
          Zekeriya Aslan Üye AK Parti Afyonkarahisar
          Yılmaz Tunç Üye AK Parti Bartın
          Mehmet Tunçak Üye AK Parti Bursa
          Mehmet Salih Erdoğan Üye AK Parti Denizli
          Celal Erbay Üye AK Parti Düzce
          Veysi Kaynak Üye AK Parti Kahramanmaraş
          Ali Öztürk Üye AK Parti Konya
          İhsan Koca Üye AK Parti Malatya
          Mustafa Hamarat Üye AK Parti Ordu
          Yahya Akman Üye AK Parti Şanlıurfa
          Halil Ünlütepe Üye CHP Afyonkarahisar
          Turgut Dibek Üye CHP Kırklareli
          Ali Rıza Öztürk Üye CHP Mersin
          Rahmi Güner Üye CHP Ordu
          Ali İhsan Köktürk Üye CHP Zonguldak
          Hamit Geylani Üye DTP Hakkari
          Osman Ertuğrul Üye MHP Aksaray
          Metin Çobanoğlu Üye MHP Kırşehir
          Rıdvan Yalçın Üye MHP Ordu

          *****

          Avrupa Birliği uyum komisyonu’ nun sayın üyeleri,

          görüşmekte olduğunuz çek kanundan hapis cezasının ve hapis cezasına yol açabilecek düzenlemlerin çıkartın, lütfen. yuvalar yılkılmasın. hapis yatarak borç ödenmez.

          Yaşar Yakış Başkan AK Parti Düzce
          Lutfi Elvan Başkanvekili AK Parti Karaman
          Onur Başaran Öymen Başkanvekili CHP Bursa
          Fazilet Dağcı Çığlık Sözcü AK Parti Erzurum
          Osman Çakır Katip MHP Samsun
          Afif Demirkıran Üye AK Parti Siirt
          Burhan Kayatürk Üye AK Parti Ankara
          Yusuf Ziya İrbeç Üye AK Parti Antalya
          Cevdet Yılmaz Üye AK Parti Bingöl
          İbrahim Kavaz Üye AK Parti Erzurum
          Mustafa Öztürk Üye AK Parti Hatay
          Mehmet Sait Dilek Üye AK Parti Isparta
          Mehmet Beyazıt Denizolgun Üye AK Parti İstanbul
          Taha Aksoy Üye AK Parti İzmir
          Musa Sıvacıoğlu Üye AK Parti Kastamonu
          İsmail Hakkı Biçer Üye AK PartiKütahya
          Cüneyt Yüksel Üye AK Parti Mardin
          Çağla Aktemur Özyavuz Üye AK Parti Şanlıurfa
          Nevingaye Erbatur Üye CHP Adana
          Mustafa Şükrü Elekdağ Üye CHP İstanbul
          Algan Hacaloğlu Üye CHP İstanbul
          Osman Coşkunoğlu Üye CHP Uşak
          Ahmet Kenan Tanrıkulu Üye MHP İzmir
          Mithat Melen Üye MHP İstanbul
          Bengi Yıldız Üye DTP Batman
          Hüseyin Pazarcı

          ******

          Ayşe ARMAN, Zafer ÇAĞLAYAN ve Kemal KILIÇDAROĞLU ‘na Türkiye’de yaşanan bu hukuk depremi ile ilgilenmeleri için mektup yazıyoruz. Desteğinizi bekliyoruz.

          Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, Çek Mağdurlarının Sesini Duyunuz.

  11. Geri bildirim: Çek Mağdurları Derneği, Üçüncü Ankara Buluşması 29.Haziran.2009. Kırık kalpler derneğinden istifa ediyoruz. « karşılıksız çek ve yasal düzenlemeler

  12. Geri bildirim: Yeni Çek Yasası Ne Kadar Yenidir ? « karşılıksız çek ve yasal düzenlemeler

  13. Geri bildirim: Yargıtay başkanını dinlemeden bir yasa çıkartılamaz. Bize destek veriniz. « karşılıksız çek ve yasal düzenlemeler

  14. Geri bildirim: Demokrasi, seçim zamanı oy istemekten ibaret değildir. « karşılıksız çek ve yasal düzenlemeler

  15. Arkadaşlar habertürk’e girip yorumlarımızı ekleyelim sesimizi duyuralım.
    üyelik gerekmiyor..

  16. MEVCUT YASAYI SAVUNUNAN ALACAKLILARA SORUYORUM.
    MEVCUT KANUNLARLA DEVLET KENDİSİNE ŞİKAYET EDİLEN BORÇLU VATANDAŞA
    SEN BİRİNE BORÇLANMIŞSIN AMA BANA PARA VERİRSEN BEN ARADAN ÇEKİLİRİM
    DUYMAMAZLIKTAN GELİRİM DOLANDIRDIĞIN PARALARDAN BANA VER BEN SUSARIM SENDE ALACAKLINLA NE YAPARSAN YAP
    YOKSA SENİ HAPSE ATARIM DİYORMU DEMİYORMU.
    AMA HESAP YİNE ŞAŞIYOR GERÇEKTEN DOLANDIRICI OLAN PARAYI NE DOLANDIRDIĞI KİŞİLERE NEDE DEVLETE ÖDÜYOR SAHTE KİMLİKLE YOLUNA DEVAM EDİYOR DİĞER KISIMDA İŞLERİ OLMADIĞINDAN ALACAĞINI ALAMADIĞINDAN DOLANDIRILDIĞINDAN TEFECİLERİN BANKALARIN FAİZ YÜKÜYLE BOĞULDUĞUNDAN HİÇ PARASI OLMAYANLAR (ÇEK MAĞDURLARI ) HAPİSLERDE ÇÜRÜYOR.
    BUMU İSTEDİĞİNİZ ADALETLİ ÇEK YASASI KANUNU

    • Alacaklılar hadiseye bu boyuttan bakmıyorlar ne yazık ki..Krize kesilmiş yaklaşık 2,000,000YTL ile yakalandım,sonuna kadar mücadele ettim,borcu 225,000 YTL ye indirdim. Aradaki fark hep alacaklı olduğum kişiler ödendi ki bunların hepsi yıllardır iş yaptığım kişiler ve yaptığım mücadeleyi biliyorlar.Riskleri küçüldü alacakları azaldı ama ne yazık ki bitmedi. Şimdi bunlar hapis cezası ile peşimdeler,üstelik parça parça ödediğim çeklerin tam bedeli ile..Bunlar dolandırıcı değil de biz dolandırıcıyız ve sahtekarız.Devlet de bundan kendine pay çıkartıyor ve bana parayı ver aradan çıkayım diyor.Bu nasıl adalet anlayışı,çok haklısınız…Şimdi ben de para olsa taksitlendirip devlete mi öderim yoksa alacaklılarıma mı?Böyle anlamsız bir durum işte..

      • mehmet arkadaşım,aynı durumlardan muzdaripiz.benim ki daha da feci.çok yakın bir arkadaşıma2 yıl boyunca hatır çeki verdim.karşılığında da çek,güvence v.s almadan.bu çeklerle kendisine mal aldı.kredi kullandı.neden verdin dersen,arkadaş işte.güvendim.ben vermeseydim işleri batacaktı.ailesi dağılacaktı.bunun kendisi de farkında.ama işlerim bozulunca ne yaptı biliyormusun?benim ona vermiş olduğum hiç bir çeki ödemedi.hapis cezaları çıkardı.şimdi telefonlarıma çıkmıyor.zar zor buldum kendisini.avukat çek bedelleriyle avukatlık ücretini istiyor,benim durumum yok öde kaldıralım hapisleri diyor.durumu iyi gayrımenkulleri var.ama satıp da ödemiyor işte.olan bizlere oluyor.DÜŞENİN DOSTU OLMAZ YANİ MEHMET KARDEŞİM.’CENNET UCUZ DEĞİL,CEHENNEM DAHİ LÜZUMSUZ DEĞİL’ SÖZÜNÜ BÜYÜKLER KİM İÇİN SÖYLEMİŞLER. SABIR BİLİRSİN Kİ KURTULUŞUN ANAHTARIDIR KARDEŞİM.

        • oguz abi senin durum nedir cok daha feci demiisssin ??

          mesela benim durumum 500.000 tl borcuma karsılık elimdekilerin hepsi 200.000 tl oda cıkarsa bunun altından kalkmamın imkanı yok aileme bakan olacaktır mutlaka bir eşim iki yavrum var ya babam anneem yada eşimin annesi babası sahip çıkarlar ben ümidimi kaybetim gelip sıkmalarını bekliyorum artık hapis yatmakla borcum bitecekse onada razıyım ama bitiyomu borc bitmiyomu onuda bilmiyorum

          • cemşit kardeşim.maddi boyutu itibarıyle daha feci gerçekten.ancak yukarıda kastettiğim o değildi.arkadaşımın kendi ödemesi gereken çekleri ödemediği için sıkıntıda olduğumu anlatmaya çalışmıştım sadece feci olan buydu.benden sana kabul edersen şayet bir tavsiye.eldeki 200 000 tl değerini korumaya bak.varsa çeksiz borçlarını da biraz ertele.sakın ola ki çek cezaları çıkana kadar kazanır öderiz diyerek harcama.elindeki değerleri tut.misal çek cezaları çıktı.o zaman 200 000 tl ne işler hallediyor bak gör.şimdi 500 000 olan borc, avukatlık ücreti,çek tazminatı,gecikmesi v.s ile en az 0/0 20 üstüne biner.

          • Sakın böyle şeyler düşünme cemşit kardeş Allah a sığın ….her kapanan kapı yeni birini açar …Karıncanın rızkını düşünen Allah seninkini düşünmez mi sanırsın ? …Evlatların için ayakta ve dik durmalısın …..Sen bir değersin bunu unutma …..

          • kardeşim işin infazı 5 yıl zaten istediğin kadar borcun olsun ama avukatınada sor ii ögren ben çekten içerde yatmış biri olarak içeri giren avukat gibi oluyor elindeki 200.000 kalsın af çıkmazsa içeri düşersen 6 ay içinde bütün dosyaların toplanır 5 yıla karşı gelen günlüğü yüz tl den olan 180.000 civarındaki parayı yatırır çıkarsın ben ahmaklık edip elde birşey bırakmadım şimdide kaçıyorum saygılar unutma infazı 5 yıl onunda karşılıgı günlük 100 tl den 180,000 paranı elinde tut inci-sigorta@hotmail.com soracagın birşey varsa burdan sorabilirsin bana

      • merhaba mehmet abi bende seninle aynı durumdayım gemi su aldı batıyo hatta battı diyebilirim elimdekileri tutmaya calısıyorum ama nereye kadar bilmiyorum cıkacak cek yasası daha cok içeridekileri ve su anda hapis kararı kesinleşmiş olan kaçaklar için daha önemli umarım karar istediklerinin 10 misli daha iyi çıkar ve içeride ve hapis cezası alan herkes affedilir
        mehmet abi senin ve benim durumumuz biraz farklı gibi şimdilik belki ileride bizde aynı durumda olucaz
        bizim şimdi yapacagımız yapmamız gereken nedirki paramız olsa iflas etmiş olmasak zaten borcumuzu oderiz ee odeyemediğimize göre ne olacak bizim sonumuz alacaklının biri gelirde sıkarsa kafamıza kurtuluruz…

      • Bu konuları çözüme ulaştıracağız .emin olun.hiç kimse adaletsiz davranamaz davranırsada bedelini öder.
        onlara ne söylesek azdır

  17. Günaydın arkadaşlar…

  18. Sayın admin,,

    30.10.2008 tarihinde karşılıksız çek suçundan tutuklanıp ümraniye ceza evine girdim. İnanın koğuş çekçilerden geçilmiyordu içlerinde gerçekten iflas etmiş insanlar olduğu gibi dolandrma amaçlı olan insanlarda vardı tam 7 ay içerde yattım. Benim için ve ailem için çok acı bir durum bu

    Ticaret hayatına 1990 senesinde başladım babadan kalma 1 presle 1992 senesinde kuveyt savaşı çıktı işler kriz sonra 1994 senesinde Tansu Çiller krizi
    elimizde avucumuzda ne varsa sattık. 1999 senesinde deprem işler yine durdu. 2001 senesinde anayasa kitabının fırlatılması ve yine büyük bir kriz Ticaret hayatımız hep ekonomik krizlerle geçti. Bizler hep daha büyümek isteyen daha çok eleman ve istihdam sağlamak isteyen insanlarız. Her zaman geleceğe yatırım yapmak zorundayız ki ayakta kalabilelim en son 2001 krizinde dışarda tam 150 ye yakın çekim vardı
    krizle birlikte işler durdu ben tesisimi 100 e yakın elemanımı kaybetmemek için savaşıp durdum batmamak için çırpındım 2006 senesine kadar şirketi ayakta tuttum ama 2006 senesinde maalesef iflas ettim dışarda kesilmiş 120 ye yakın çekim vardı yaklaşık 1.200.000(birmilyon ikiyüzbin tl)şimdiki parayla bunlardan 900.000 tl yakınınını neyim varsa satarak ödedim kalanı içinde ödeme gücüm kalmadı. çekler yazıldığında evet banka çekleri istedi fakat bütün yapraklarım dışarda olduğu belirttim. toplam 26 dosyadan ceza aldım ve ceza evine girdim.
    Sayın admin şimdi soruyorum size ticaret yapmak suçmu bu ülkede .bu krizleri bizlermi yaratıyoruz krizleri ülkenin başındakiler yaratıyor bizler anayasa kitaplarını biryerlere atmıyoruz bizler gecemizi gündüzümüzü birbirine katıp istihdam yaratıp vergimizi ve ssk larımızı ödemeye çalışıyoruz. İnanın cebimizde kuruşsuz kaldığımız günler çoktur. Amaç dolandırmak değil amaç ticaretimizi yapmaktır. hapishanelerde söylendiği gibi 1100 kişi yoktur çok daha fazla insan vardır.

    hapishanede aynı suçtan ceza almış insanlar bazı mahkeme kararı ile çıkmakta iken bizler aynı suçtan içerde tutulduk bu nasıl bir anayasa hakkıdır. Anayasada suçlar eşit değilmidir. Anayasa kişilere göre değişmektemidir. Mahkemeler kafalarına göre birilerini cezalandırmakta birilerini cezalandırmamaktadırlar. Peki bizim suçumuz ne

    Pendik Asliyesinden ceza evinde iken tebliğ aldım
    süresi içinde itiraz etmeme karşın sanki 100 kişi öldürmüş gibi bizi cezalandımaya ve itirazımızı kabul etmemek için direnmekteler hemde mükerrer çek cezası 1 yıl olarak. Yukarıda da söylediğim gibi ben çekler yazılmaya başladığında dışarda 120 ye yakın çekim vardı bu nasıl bir mükerrer anlayış. ve bunların çoğunu da ödedim ama hakim kabul etmiyor kafasına koymuş cezalandıracak ne yapsak boş keşke hakimleride ticaret sahibi yapabilseydik bakalım o kadar kolay orda oturmakla işler yürütülebiliyormu bu TÜRKİYE de
    Bugün yine kartal ve beyoğlu mahkemelerinden tebliğ aldım kanuni olarak 3 taksit yapma hakkım olmasına rağmen (öyle biliyorum) kartal daki infaz savcısı taksitlendirme yapılamadığını söylüyor tek seferde yatırmamı istiyor sayın admin ben 7 aydır ceza evinde borçlarımı ödemek için ne gerekiyorsa yaptım ve çıktım yoksa cezam 5 yıl idi. hiçbir şeyim kalmadı taksit yapılmasını istedim ama kabul etmediler bu nasıl bir anlayış bu nasıl bir türkiye bazıları bu suçtan bazı mahkemelerce dışarda bedavadan gezecek biz cezamızı taksitlendirelim diyoruz HAYIIIRRR sen yat . LÜTFEN BİTSİN ARTIK BU İŞKENCE 31.12.2008 itibari ile komple bir af gelsin bu işkence bitsin ayrıca yeni yasa ile kimse çek karnesi alacağını da zannetmiyorum. Piyasa daha da kilitlenecektir. Kimse parası olsa dahi bu sıkıntıya giremez piyasa zar zor çeklerle dönüyordu ama inanın bu PİYASAYI İYİCENE KİLİTLEYECEKTİR.

    saygılarımla,,,

    cabir KESKİN

  19. ben cekleri mal almadan calıstıgım fabrikaya verdim onlar iflas edince ve cekeri 3,şahıslara vermişler.ve 3.şahıslar karşılıksız cek davası acıp.tutuklanmamı cıkarmışlar ne yapa bilirim .elimde.faprika ile yaptıgım ve alacaklı oldugumu belgeleyen sözleşmelerim ve faprikanın acık senedi var fakat fabrika sahibleride ceza evinde.bu olay trküye genelinde 17 bayi arkadaşın başında ve avukat tutacak paramız bile kalmadı tek umut devletin yapacagı af

  20. sn admin torbalıdan beraat kararı olmadığını biliyorum.ceza kararı mutlaka vardır,onun da burda olmasına gerek yoktur bize fayda sağlamaz diye düşünüyorum.

    • mgecsec arkadaşımızın Torbalı’da dosyaları varmış. Ona ne önerelim …

      Beraat kararı alınmıyorsa, itiraz etmesine gerek yok. 1 ay beklemek daha anlamlı olur.

      bir öneriniz var mı ?

      • evet sayın admin 1 ay beklemek en mantıklısı.şu anda beraat veren mahkemeler bile işi ağırdan alıyorlar zaten.konya da 6.asl cezada dosyam var beraat veren bir mahkeme.itiraz edeli 2 ayı geçti daha gelen giden cevap yok.

  21. gecmiş yıllarda bu konuda magdur olanlardanım inanın tarafsız yazıyorum o kadar gereksiz bir ceza ki neye üzüleceginize karar veremiyorsunuz bu yasanın kökten cözümlenmesi gerekmektedir umarım meclisimiz bu konunu önemini kavrar da gereken adilane düzenleme yapılır.saygılarımla

    • Merhaba Resül bey,

      Çek yasası kökten çözülmedikce daha çok can yanacaktır. geçici ara aflar ile bu iş halledilemez.

      ilginiz ve desteğiniz için teşekkür ediyorum.

  22. Sabah gazetesinde çıkan haber ve linki aşağıdaki gibidir;

    Çek mahkûmları afla çıkacak
    Zübeyde YALÇIN/
    30.05.2009
    Krizle birlikte karşılıksız çıkan çeklerin sayısı artarken, hükümette af hazırlığı başladı. Adalet Bakanlığı ve Adalet Komisyonu’nda yapılan çalışma kapsamında karşılıksız çek verdiği için cezaevine girenleri affedecek, mevcut davaların da düşmesini sağlayacak bir düzenlemenin Meclis gündeminde bekleyen çek yasa tasarısına eklenmesi planlanıyor. Önerge kabul edildiğinde yaklaşık 1100 kişi cezaevinden çıkacak.

    http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2009/05/30/cek_mahkmlari_afla_cikacak

    • DEĞİŞİKLİĞİNE İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI İSTANBUL MV. VE CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN SİLİVRİ’DE İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİNE İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI
      Çarşamba, 15 Ekim 2008 15:06
      Değerli Basın Mensupları

      11 Ağustos’ta yaptığım basın toplantısında bir rüşvet protokolünü kamuoyuna açıklamıştım. Silivri’de satılan bir arsa dolayısıyla gözü doymaz işadamına siyasetçi ve bürokratın desteği ile sağlanan 11 trilyonluk ranttı…

      Ortaya çıkan rüşvet belgesi üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş ve Silivri Belediye Başkanı ve yardımcıları açıklamalar yaptılar… Bizi suçladılar… İftira attığımızı söylediler… Ama güneş balçıkla sıvanamadı…

      Değerli Basın Mensupları…

      Bu olaylar tartışılırken şu sorunun yanıtını bugüne kadar alamadık… “48 saat içinde bir işadamına 11 trilyonluk rantı sağlayan bir belediye başkanı hangi çağdaş demokratik ülkede sorgulanmaz?”

      Bir belediye başkanı ne zamandan beri yandaşlarına rant sağlamakla kendini görevli hissediyor? 11 trilyonluk rantın bir karşılığı olmaz mı?
      3 Y ile mücadele edeceğim diye iktidar olanlar, yandaşları yolsuzluk yapınca niçin gereğini yapmaktan kaçınırlar?

      Çankaya Belediyesinde ortaya atılan bir yolsuzluk iddiası dolayısıyla, savcılık derhal harekete geçerek soruşturma açtı… İçişleri Bakanlığı bir grup müfettişi derhal görevlendirdi… CHP kendi içinde ayrıca bir komisyon kurarak olayı araştırıyor…

      Bunların tümü olması gerekendi… Yolsuzluklara karşı mücadelede hukuk devletinde olması gerekenler demek ki istendiğinde yapılabiliyor… CHP olarak biz hiçbir yolsuzluk olayının karanlığa mahkum edilmemesini, tam aksine aydınlanmasını istiyor ve diliyoruz…

      Peki İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Silivri Belediyesi ekseninde olan ve günlerce tartışılan bir yolsuzluk olayında ne oldu?

      Savcılar derhal harekete mi geçtiler? HAYIR…

      •İçişleri Bakanlığı derhal müfettişler mi görevlendirdi? HAYIR….
      •AKP bu yolsuzluk iddialarını sorgulamak ya da en azından araştırmak için bir komisyon mu kurdu? HAYIR…

      Peki o zaman sormazlar mı… “Kardeşim madem ki yolsuzluklar karşısında bunları yapmayacaktın o zaman partinin adına niçin “AK” diyorsun?” Bence AKP’nin adına yakışan kısa sözcük “AK PARTİ” değil, “YE PARTİ” dir… Nitekim gelişmeler de bunu doğruluyor…

      Bunu gerekçelendiren bir olayı geçen haftalarda birlikte yaşadık… AKP’nin 2. Adamı, yani AKP’nin bir Genel Başkan Yardımcısı bir hayali ihracatçıdır… Kendi şirketinde yönetim kurulu üyeliği yaptığı dönemde hayali ihracat yapmış ve bu suçu Danıştay kararıyla kesinleşmiştir.

      Değerli Basın Mensupları

      Hayali ihracat niçin yapılır? Devleti tokatlamak ve dolayısıyla fakir fukaranın rızkını cebe indirmek için yapılır… Bunu yapan bir kişi ortada kapı gibi bir mahkeme kararına rağmen AKP’nin Genel Başkan Yardımcılığı görevini hala sürdürürse artık o parti kendine “AK PARTİ” diyemez… O parti artık bir yiyenler partisidir…

      Değerli Basın Mensupları,

      Daha ilginç olanı Silivri’deki arsa olayı ortaya çıktığında Silivri Belediyesi yetkilileri bir basın toplantısı yaparak İçişleri Bakanlığından müfettiş istemişlerdi… Onlar da çok iyi biliyor ki müfettiş gitmeyecek… Ya da giden müfettiş olayı örtecek… Çünkü gerek İstanbul Büyükşehir ve gerekse Silivri Belediyesindeki yetkililer AKP’nin özel koruması altındadırlar…

      O kadar ciddi bir koruma var ki artık rüşvet belgelerine imza atmaktan milletvekilleri bile çekinmemektedir…

      Şimdi size açıklayacağım belge bir banka dekontudur… Bu dekonta göre, para gönderen kişi gözü doymaz işadamı, Şaban Dişli olayının baş aktörü Mehmet Karasu… Rüşvet belgesinde imzası olan kişi… Mehmet Karasu ayrıca Bankalardan kredi alabilmek için Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in yeğenine rüşvet verilmesine ilişkin olayda adı geçen kişi… Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Namık Öndeş’e banka havalesi ile 80 milyar lira gönderiyor…

      Bu 80 milyarlık dekont ne anlama geliyor?

      Bir belediye başkan yardımcısı Mehmet Karasu’dan 80 milyar lirayı niçin alır?

      Şimdilik Silivri Belediyesi ayağının bir kısmı ortaya çıktı… İstanbul Büyükşehir Belediyesi ayağı hala karanlıkta… Kadir Topbaş ve imar komisyonu üyeleri gecikmeksizin mal varlıkların kamuoyuna açıklamalıdırlar…

      Değerli Basın Mensupları,

      Rüşvetin adeta yasallaştığı bir süreci yaşıyoruz… Sözleşmeler imzalanıyor? Banka dekontlarıyla paralar alınıyor… Çünkü yolsuzluklar AKP’nin koruması altında… AKP yolsuzlukların hamisi konumunda… Şimdi sokaktaki yurttaş adına soruyorum… Bu kadar yolsuzluk batağına saplanan bir ülkede haydi kuldan utanmıyorsunuz diyelim… Allahtan da mı korkmuyorsunuz…

      Değerli Basın Mensupları…

      Son bir soru Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanına…

      17.12.2007 tarihinde İstanbul WOW Otelde İsrail Enerji Bakanı ile bir araya geldiniz mi?

      Geldinizse hangi konuyu konuştunuz?

      Oteldeki yemek masraflarını hangi şirket karşıladı?

  23. Geri bildirim: Türk Usülü Çek Kullanımı ve Çek Yasalarımız « karşılıksız çek ve yasal düzenlemeler

  24. Geri bildirim: Çek Yasasındaki cezalar geçersiz kalmıştır. Örnek beraat kararları … « karşılıksız çek ve yasal düzenlemeler

  25. MGECSEE İMZAYI ATTIYSAN SUCLUSUN TUZEL GERCEK KIŞI ONEMLI DEĞİL KALEM TUTAN SUCLUDUR

  26. Merhabalar, konu maalesef hepimizi yaşadığı benzer beklenmedik olaylar neticesinde yeni ilgi alanıma girdi. Sizlere sormak istediğim, diğer yorumlardan net olarak çıkaramadım, ben limited şirketi ortağı ve aynı zamanda yetkili imza sahibi kişisi olarak keşide ettiğim çeklerin karşılıksız olması durumunda hapis cezasına konu olacak bir suç işlemiş oluyor muyum? Tüzel kişiler ile ilgili durum nedir. Ve ilgili karar/kararlar 31.12.2008 Den önce çıkmış olduğunu gözönünde bulundurarak beni aydınlatabilir misiniz lütfen?

    Saygılarımla,

    • merhaba,

      Çekin önünde imzası olan herkes için ceza davası açılabilir.

      Tüzel kişilerin cezai sorumluluğu ayrı bir konudur.

      Suç tarihi 2009 öncesi olduğu için kanun boşluğundan yararlanabileceğini öngörüyoruz.

      Nitekim bu yönde mahkeme kararları var.

      Hangi Asliye Ceza mahkemelerinde dava açıldı ?

      esen kalınız.

    • Merhaba mgecsec,
      Geçmiş olsun öncelikle.
      Ben de Ltd. şirket müdürü olarak imzaladığım çekler için ceza aldım.
      Yani şirketi temsile yetkiliysen ve imzan varsa ceza alıyorsun. Ama kanuni detaylarını tabi ki bilmiyorum.
      Bildiğim, tüzel kişilik olması bir şey değiştirmiyor.
      Kolay gelsin.

  27. yetkililer bu kadar ticaret yapan insan ve esnaf var
    borcundan dolayı zor duruma düştügü an ve çek kesmiş olup ödeyemedigi an neden hemen hapis neden
    cocugumuz bile hata yapıyor ama onu zincire zindana atarsan herkez lanet yagdırır devlet bizim babamız anamız her seyimiz ise, borcunu ödemedi diye zindana mı atmak lazım bir baba evladına bir anne evladına yapamaz ken koskoca devlet esnafına onu ayakta tutan vergi veren esnafına nasıl kıyar da içeri atar devlet milletin başıdır affeder büyükse büyüklügünü gösterir çek hapisliginin bir an önce kaldırılmasını istiyorum
    zaten insanın borcu varsa öder kanun icra kanalları bu kanunu uyguluyor.. benim en çok dikkatimi hiç bir avukat bu konuda yorum yapmıyor neden
    devlet hapislik çıkartıyor avukatlarda birini hapise gönderecem diye devletin adına borçluya peşkes çekiyor öbür yandan içeri girene de seni çıkaracam diye parasını alıyor
    ayıp ya
    sen bu vatanın evladı degilmisin siz avukatlar hersey paradan mı ibaret ayıp ya
    bu yasa sadece borçluları degil tüm halkımızı tüm insanlarımızı ilgilendiriyor şahsen yemin olsun benim böyle birseyim olsa hiç bir avukata hapislik ten dolayı borç ödemem devlete öderim ama yine ödemem icrada ömür boyu beklesin alacakları
    ayıp ya insan iki satır destek yazısı yazar bu kadar insan burda ateş gibi yanıyor bunu görmezlikleten gelmek bunu işitmemezliklikten gelmek hepinizin krakterini ortaya koyuyar daha duyarlı olmanızı istiyorum allahım tüm borclulara sabırr ihsan etsin
    ve yardım etsin.

  28. ANKARA 10 ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
    DOSYA NO : 2007/948
    KARAR NO : 2008/220

    HAKİM : İBRAHİM EKDEMİR 22085
    C.SAVCISI: ARAP LÜTFÜ KARAKUŞ
    KATİP : HÜSEYİN KARAKUŞ
    KATILAN : A.. G..
    VEKİLLERİ: Av. HÜSEYİN BUZOĞLU
    HÜKÜMLÜ : Ö.K. ÇANKIRI ORTA K2 TİPİ KAPALI CEZAEVİNDE TUTUKLU
    SUÇ : Karşılıksız Çek keşide etmek
    SUÇ TARİHİ : 27/10/2006
    ASIL KARAR TARİHİ: 12/03/2008
    EK KARAR TARİHİ: 13/05/2009

    Orta C.Başsavcılığı muhabere bürosunun 24.04.2009 tarih 2009/289 sayılı yazısı ile gönderilen 14.04.009 tarihli dilekçesi ile hükümlü Ö.K kendisi hakkında verilen cezaya dir infazın durdurulmasına karar verilmesini talep etmekle:
    Mahkememiz C.Savcısının yazılı görüşü CMK.33 uyarınca alındıktan sonra dilekçe ve dava dosyası birlikte tetkik edildi.

    TÜRK MİLLETİ ADINA GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
    Hükümlü hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan kamu davası açılmış olup davaya konu çekin tetkikinde
    22.11.2006 keşide tarihli olmasına rağmen bu tarihten önce 27.10.2006 tarihinde bankaya ibraz edildiği görülmektedir.
    28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5858 sayılı SK nın 18. maddesi ile 4814 sk’da 3167 sayılı kanuna geçici 2. madde eklenmiştir.
    4814 skd 3167 sk’nın 16/ b-2 maddesinde
    “ çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle şikayet hakkı 8.maddede belirtilen miktarın yatırılması için öngörülen sürenin dolduğu tarihte doğar”
    hükmü yürürlükte iken bu yasa maddesi üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın geçici ikinci madde kanuna eklenmiştir.
    5237 sayılı TCK nın 7/1-2 maddelerinde “İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilmez ve güvenlik tedbiri uygulanmaz böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar. suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur içermektedir.
    Geçici ikinci maddenin gerekçeleri ne olursa olsun keşide tarihinden önce çeklerin geçersizdir hükmü getirildiğine göre Bu kuralın yargılaması biten hükümlülere ve cezası süren sanıklara lehe olması sebebiyle uygulanması yasal zorunluluktur.
    HÜKÜM: Bu nedenlerle,
    Hükümlü Ö.K nın talebinin kabulüne
    5858 sayılı kanunun 18. maddesi ile eklenen geçici 2. madde uyarınca hakkındaki İNFAZIN HEMEN DURDURULMASINA
    Ek kararın, infaz evrakının infaz edilmeden hemen iadesi için Orta C.Başsavcılığı infaz bürosuna FAX ile gönderilmek üzere kararın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine
    İnfaz evrakın geldikten sonra duruşma açılarak işin esasına ilişkin karar verilmesine
    Kararın katılan vekili ve hükümlüye ayrı ayrı tebliğ edilmesine
    Dair talebe uygun tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde Ankara Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/05/2009
    Hakim : 22085
    Katip : 86482

  29. 1)5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre; “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”

    Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin uygulama alanı bulması gerekmektedir.

    2)TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Olayda kast yoksa yahut fiil objektif sorumluluk çerçevesinde mütalaa ediliyorsa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır. suçun manevi unsuru olarak “doğrudan kast” aranmıyor ve objektif sorumluluk esasına göre “olası kast”ın var olduğu kabul edilerek ceza tayin ediliyorsa, bu durumda TCK m.21/2 uygulanmalı ve “diğer suçlar” kapsamında, temel cezada üçte birden yarısına kadar indirime gidilmelidir.

    3167 SK bakımından yürürlüğe giren TCK genel hükümlerine göre, suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Anılan suçun “taksirli” hali de kanunda öngörülmediğinden ceza yaptırımı uygulanamayacaktır.

    3)TCK m. 52 – 61/8 bakımından
    Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.

    Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.

    4)18.02.2009 tarih ve 5838 Sayılı Kanunun 18nci maddesindeki düzenlemeye göre, artık çek bir havale aracı değil, üzerinde yazılı tarihte ödenmesi gereken bir bono/poliçe haline gelmiştir. Bu düzenleme de esasen TCK nun kastı düzenleyen maddesiyle uyumludur.Böylece suç kasıtlı bir suç haline getirilmiştir.

    Son düzenleme ile, geçici bir süre ile de olsa, “ibrazında ödenmesi” özelliği kaldırılmış olduğundan, havale ve ödeme aracı değil, bono/poliçe vasfı kazanmış olan çekin karşılıksız çıkmasından dolayı hapis cezası verilmesi uygulaması, Anayasanın 38nci maddesine eklenen son fıkrasına da aykırılık teşkil edecektir.

  30. Kıymetli kardeşlerim; ben yazılarımı başta başbakanlık olmak üzere, hükümet üyelerine, milletvekillerine , ilgili tüm sivil toplum örgütlerine, basınımıza ve böyle kıymetli sitelerin tümüne gönderiyorum. Presstürk ve Wordpres konuya olan hassasiyetleri itibari ile beni ciddiye alıp yazılarımı yayınlıyorlar. Yazılarımın çalınması gibi bir durum yoktur. Her iki sitenin de asıl konuya duyarlılığı takdire şayandır. Sayın Mustafa Özbey ve sayın Admina Kardeşlerim kendilerini topluma adamış kimselerdir. Benim yazılarım yüzünden veya hatam yüzünden her iki kardeşime de yazılan yazılardan ben sorumluyum. şu anda büyük üzüntü içindeyim. kendilerine sonsuz şükran hisleri besliyorum. Tüm okurların ve bu iki kardeşimin beni affetmesini saygılarımla arz ederim. Burhan İŞCAN

  31. admina kızacak. site üzerindeki bazi ise yarar bilgileri buraya kopyaladim. burasi kalsin. buradan takip edelim.

    mail falan atalim. bir seyler yapalim. cok sessiz kaldik. hadi arkadaslar. bir seyler yapalim.

  32. Daire:10
    Tarih:2009
    Esas No:2007/11212
    Karar No:2009/2458
    Kaynak:MAHKEME DOSYASI
    İlgili Maddeler:TCK 5, 20/2, 60
    İlgili Kavramlar:TÜZEL KİŞİLER HAKKINDA CEZA YAPTIRIMI UYGULANAMAZ

    Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanıklar Ahmet Ç…….. ve Ç.LTD. hakkında ANTALYA 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 03.06.2004 tarihinde 2004/300 esas ve 2004/590 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanıklar tarafından temyiz edilmesi üzerine, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın onama isteyen tebliğnamasi ile 18.07.2007 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.

    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    1- 3167 sayılı Kanunun 4814 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin 2.fıkrası ile 5.maddesinin 1 ve 2. fıkralarına, ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nca hazırlanarak 09.04. 2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2003/1 sayılı Tebliğin geçici 2. maddesine göre;4813 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 08.03.2003 tarihinde önce veya sözü edilen Tebliğin yayımını izleyen üçüncü ayın sonu olan 31.07.2003 tarihine kadar düzenlenmiş çeklere vergi kimlik numarası yazılmamış olmasının “çekin geçerliliğini etkilemeyeceği”, 31.07.2003 tarihinden sonra düzenlenen çeklere vergi kimlik numarasının yazılmamış olması durumunda ise “çekin geçerli olmayacağı” kabul edildiğinden; keşide tarihi 30.10.2003 0lan üzerinde vergi kimli numarası bulunmayan çekin belirtilen dönemde ileri tarihli olarak düzenlenip düzenlenmediği ve muhatap banka tarafından sanık şirketin elindeki çek defterinin yenisi ile değiştirilip değiştirilmediği araştırılarak, sonucuna göre sanık Ahmet’in hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı biçimde mahkumiyet kararı verilmesi,
    2- 31.12.2008 tarihine kadar 3167 sayılı Kanun’un, 5237 sayılı Kanun’un birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerine ilişkin yeni bir yasal düzenleme yapılmadığı dikkate alınarak, TCK’nın 5, ve 20/2. ve 60 maddeleri ile 5560 sayılı Kanun’la değişik 5252 sayılı Kanun’un geçici 1.maddesi uyarınca, tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanmasına olanak bulunmaması,
    3- Kabule göre; ağır para cezasının; 5083 sayılı Kanun’un 1 ve 2, 5252 sayılı Kanun’un 5/1 maddeleri ile 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 04.04.2007 tarih ve 2007/11963 sayılı kararının 1.maddesi uyarınca belirlenmesinde ve adli para cezasına dönüştürülmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23.02.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    Başkan Üye Üye Üye Üye

  33. ŞİŞLİ 3.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ, DOSYA NO: 2007/221, KARAR NO: 2008/167, 2-mart-2009
    ŞİŞLİ 3.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
    DOSYA NO: 2007/221
    KARAR NO: 2008/167
    HAKIM : YALÇIN HAYRET 30442
    C.SAVCISI : HASAN OZDEMIRN 24633
    YAZI ISLERI MÜDÜRÜ : SAADET ÖZOGUZ
    ANIK : u ………………………………..
    SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME

    SUÇ TARİHİ : 10/04/2006 , 24,04/2006

    ASIL KARAR TARİHİ : 13/02/2008

    EK KARAR TARİHİ : 02/03/2009

    Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 02/03/2009 tarih ve 2008/10-4157 sayılı Müzekkeresi mahkememize gelmiş olmakla dosya incelendi.

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

    Hükümlünün, 30/06/2006 keşide tarihli ve 8500 TL Bedelli, 30/04/2006 keşide tarihli ve 1600 Tl: bedelli, 30/05/2006 Keşide tarihli ve 5000 TL. Bedelli, miktarındaki çeklerle ilgili olarak, karşılıksız keşide etmek suçundan 3167 sayılı yasanın 16/1-3 maddeleri gereğince adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş İSE DE dava konusu bu çeklerin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibraz edilmiş olduğu anlaşılmakla, 3167 sayılı Yasaya, 28.02.2009 tarihinde yüyürlüğe giren 5838 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 18.maddesi ile eklenen Geçici. 2.Madde gereğince hükümlünün, 31.12.2009 tarihine kadar üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz olduğundan, TCK.nun 7/2 maddesi gereğince hükümlünün lehine olan bu düzenleme doğrultusunda, yeniden yapılan değerlendirme sonucunda, hükümlünün bu çekler ile ilgili olarak, kanunda suç olarak tanımlanmayan YÜKLENEN SUÇTAN BERAATİNE KARAR VERİLMİŞTİR.

  34. Sarayköy Asliye Ceza Mahkemesi, Karşılıksız Çekde İdari Para Cezasının Ödenememesinden Dolayı Hapis Cezasının Durdurulması
    SARAYKÖY
    ASLİYE CEZA MAHKEMEİ
    DOSYA NO :2007/176
    KARAR NO :2007/201

    HAKİM : GÜLPERİ GÜNEŞ 32147
    C.SAVCISI : HÜSEYİN HÜR 107696
    KATİP : MURAT AYRAL 97009

    SANIK : A. G. K.

    SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME
    SUÇ TARIHİ : 19/02/2007
    ASIL KARAR TARİHİ : 25/09/2007
    EK KARAR TARİHİ : 28/01/2009

    HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ………KAN IN 21/01/2009 ARİHLİ İNFAZIN DURDURULMASINA İLİKİN DİLEKÇESİ C. SAVCISININ YAZILI GÖRÜŞÜ ALINARAKİNCELENDİ.

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜ:
    HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN …..KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/2009 TARİH 2007/176-201 ESAS E KARAR SAYILI KARARI İLE KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETMEK SUÇUNDAN DAYI 60.000 TL ADLİ PARA CEZASI İL CEZALANDIRILMASIA KARAR VERİLDİĞİ, KARARIN 20/11/2007 TARİHİNDE KESİNLEŞEREK İNFAZA VERİLDİĞİ HÜKÜMLÜĞÜN ADLİ PARA CEZASNI ÖDEMEMESİ ÜZERİNE SARAYKÖY C.BAŞSAVCILIĞININ 29/01/2008 GÜNLÜ KARARI İLE HÜKÜMLÜYE VERİE ADLİ PARA CEZASININ 600 GÜN HAPİS CEZASINA ÇEVRİLDİĞİ VE 28/02/2008 TARİHİNDE İNFAZA BAŞLANDIĞI HÜKÜMLÜNÜN HALEN B CEZASINI İNFAZ TTİĞİ 5252 SAYILI ÜÇK NIN YÜÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDAKİ KANUNUN GEÇİCİ 1.MADDESİDE BELİRTİLEN DİĞEN KANUNLARIN TCK NIN GEEL HÜKÜMLERİNE AKRI OLAN MADDELERİNİN UYGULANMASINA DEVAM EDİLECEĞİNE İLİŞKİN HÜKMÜN 31/12/2008 TARİHİ İTİBARİYLE YÜRÜRÜKTE KALKTIĞI YASA KOYUCU TARAFINDAN 5728 SAYILI YASA İLE BİR ÇOK ÖZEL YASDAKİ CEZA HÜKÜMLERİ 5237 SAYILI YASAYA UYGUN HALE GETİRİLMESİNE RAĞMEN 3167 SAYILI YASA YÖNÜNDEN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR HER HANGİ BİR DÜZENLEME YAPILMADIĞI 5252 SAYILI TCK NIN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KARARIN MADDESİ 5237 SAYILI TCK 45/1 52/1 MADELERİ İLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRLDİĞİNDE BU GENEL URALIN BÜTÜN ÖZEL YASALARI BAĞLAYACĞI ÖZEL YASALARDAKİ AYKIRI HÜKÜMLRİN 31/12/2008 TARİHİNE KADAR UYGUNABİLECEĞİ BU TARİHE KADAR ÖZEL YASALARIN 5257 SAYILI TCK NIN GEEL KÜMLERİNE UYARLANMASININ ZORUNLU BULUNDUĞU ANCA 3167 SAYILI YASA AÇISINDAN HALEN BU UYARLAMANIN YAPILMAMIQŞ OLDUĞU ANLAŞILMAKLA HÜKÜMLÜNÜN MAĞDURİYETNE NEDE ALMAMAK AÇISINDAN 527 SAYILI ASANIN 98. MADDESİ UYARINCA İNFAZIN DURDURULMASINA KARAR VERMEKGEREKMİŞTİR.
    HÜKÜM YUKARIDA AÇIKLANAN NEDENLERLE

    HÜKÜMLÜ AHMET GÜRKAN ……KAN HAKKINDA MAHKEMEMİZİN 25/09/207 TARİH 2007/176-201 ESAS VE KARAR SAYILI İLAMI İLE VERİLEN 60.000 TL ADLİ PARA CEZASINA İLİŞKİN İNFAZIN DURDURULMASINA.
    HÜKÜMLÜNÜN BAŞKA BİR SUÇTAN TUTUKLU VEY HÜKÜMLÜ ULUNMAASI HALİNDE SALIVERİLMESİNE
    KARARIN C.SAVCILIĞI ARACILIĞIYLA HÜKÜMLÜYE TEBLİĞİ
    DAİR, DOSYA ÜZERİNDEYAPILAN İNCELEMESONUCUNDA İSTEME UYGUN V TEBLİĞ TARİHİNDEN İTAREN 7 GÜN İÇİNDE DENİZLİ NBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE İTİRAZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERERKARAR VERİLDİ
    2801/2009

  35. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru olanakları

    Sümer v. Türkiye (no. 27158/02) davasında, 2002 yılında karşılıksız çek keşide etnek suçundan Sulh Ceza Mahkemesince duruşma yapılmaksızın 180 Euro cezaya çarptırılan başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini öne sürdüğü başvurusunda Mahkeme, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi ve başvurucuya 1.000 Euro manevi tazminat ile 1.000 Euro yargılama giderinin ödenmesine hükmetti.

    Evrenos Önen v. Türkiye (no. 29782/02) davasında, idari düzenlemelere uymadığı gerekçesiyle para cezasına çarptırılan ve cezayı ödemediği için cezası hapis cezasına çevrilen başvurucunun, yargılamanın duruşmasız yapıldığı ve kendisine savunma için yeterli süre tanınmadığı gerekçeleriyle 6. maddenin ihlal edildiğini belirterek yaptığı başvuruda Mahkeme, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi ve başvurucuya 2.160 Euro maddi tazminat ile 1.000 Euro yargılama giderinin ödenmesine hükmetti.

    Taner v. Türkiye (no. 38414/02) davasında, Sulh Ceza Mahkemesi tarafından para cezasına çarptırılan başvurucunun, kararş kabul etmemesine rağmen cezasının hapis cezasına çevrileceğinin bildirilmesi üzerine para cezasını ödemiştir. Baþvurucunun duruşmasız, avukat yardımından yararlanmasına izin verilmemesi ve savunma için yeterli zamanın verilmediği gerekçeleriyle 6. maddenin ihlal edildiğini ileri sürdüğü başvurusunda Mahkeme, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verdi ve herhangi bir tazminat talebi ileri sürülmediği için tazminata hükmetmedi.

  36. Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.1.2009 tarih 2007/392-856 esas karar sayılı ek kararı
    Karar Açıklamasıdır

    Hükümlü vekili tarafından Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.1.2009 tarih 2007/392-856 esas karar sayılı ek kararı ile sanık vekilinin talebinin redidine ve mahkemelerinin 2007/392 esas-2007/856 karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına süresi içerisinde: müvekklilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği ve para cezasının ödenmemesi nedeni ile hapse çevrildiği halen ceza evinde olduğu,5275 Sayılı Yasanın 98.maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği,bu kararın 5237 Sayılı TCK’nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1.maddesi,3167 Sayılı Yasanın 16.maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu,

    31.11.2008 tarihi itibarı ile karşılıksız çek keşide eylemenin suç olmaktan çıktığı,böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 29.1.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve müvekkili hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.

    İddia makamı alındı,dosya incelendi

    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

    Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde:
    1-3167 Sayılı Yasanın 16.maddesinde:
    (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4’üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri ve yetkili temsilcileri kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar,ağır para cezası ile cezalandırılır. Ancak verilen para cezası sensen milyar liradan fazla olmazsa. Bu miktar 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2’nci maddesine göre her yıl arttırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilir.

    2-5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ;

    (1)’’Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilmez ve güvenlik tedbiri
    uygulanmaz.Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve
    güvenlik tedbirine hükmolunmaz.’’

    (3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz.Suçve
    ceza içeren hükümler,kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.

    3-5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :

    ‘’Bu kanunun genel hükümleri,özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar
    hakkında da uygulanır.’’

    4-5237 Sayılı TCK nun 52/11-2-3 Madde ve fıkralarında;

    (1)Adli para cezası,beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde
    yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının,bir gün karşılığı
    olarak takfir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü
    tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.

    (2)En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adli para cezasının
    miktarı ,kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.

    (3)Kararda,adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün
    karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.’’

    5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6.Maddesi ile değişik Geçici 1.Maddesinde:

    (1)Diğer kanunların,5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan
    düzenlemelere aykırı hükümleri,ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç
    31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.

    6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:

    (1) Mahkumiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında
    duraksama olursa,cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri
    sürülür yada sonradan yürürlüğe giren kanun ,hükümlünün lehinde olursa,duraksamanın
    giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden
    karar istenir.

    (3)Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını
    ertelemez.Ancak,mahkeme olayının özelliğine göre infazın ertelenmesine veya
    durdurulmasına karar verebilir

    7-5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:

    (1)Cezanın infazı sırasında,98 ila 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden
    alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir.Karar verilmeden önce Cumhuriyet
    savcısı ve hükümlünün görüşleri yazılı olarak bildirmeleri istenebilir.

    (3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş
    olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidebilir.’’hükümleri bulunmaktadır.

    Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli
    Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun İLE düzenleme
    yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde
    3167 Sayılı Yasanın 16.Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.

    Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında 3167 Sayılı Yasanın
    yürülükten kalkmadığını ve halen karşılıksız çek keşide etmek suçunun bulunduğunu,bu
    durum karşısında kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edilmediğini,3167 Sayılı
    Yasanın 16/1 naddesindeki düzenlemenin TCK nun 52.maddesi ile uyumlu
    olduğunu,çek bedelinin 5-730 gün arasında olması halinde belirlenen tam gün sayısı ile takdir edilen bir gün karşılığı adli para cezasının çarpılması sonucu para cezası vermek olanaklı olduğu gibi çek bedelinin 5 tam günün altında olması halinde 5 tam güne yükseltilmesi,730 tam günün üstünde olması halinde ise kanunlarda aksine hüküm bulunmayan hallerde ibaresi dikkate alınarak 3167 Sayılı Kanun 16/1 maddesi uyarınca belirlenecek adli para cezasının verilebileceği bunun TCK nun 52 maddesine aykırılık oluşturmayacağı yasal sebepleri ve diğer yasal sebeplerle sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

    Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde;TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun
    genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlamak istenmiştir.

    Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1.maddesine;diğer kanunların TCK nun birinci
    kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri,ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler
    yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre
    yeniden uzatılmıştır.

    Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1.Madde hükmü dikkate alınarak ‘’Temel
    Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik

    Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasaya çıkartmış
    ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.

    Bundan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK’nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.

    5237 Sayılı TCK’nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tamamının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak taktir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir.

    Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan” kanunda aksine hüküm bulamayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde olabileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan Da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir.

    3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde;….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası ile cezalandırılır. Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olmaz” hükmünün bulunduğu bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK’nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır. Bu düzenleme karşısında açık bir yasal düzenleme yokken çek bedeli kadar tam gün sayısı belirlenerek bunun 20-100 TL arasında takdir edilecek bir bedele çarpılması sureti ile sanığın cezalandırılabileceğini değerlendirmek kıyas yapmaktır. Kıyas TCK’nun 2/3. madde ve fıkrası ile yasaklanmıştır. Buna göre kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılmaz. Suç ve ceza içeren hükümler kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. Kararına itiraz edilen mahkeme gerekçesinde kıyas yasağına rağmen kıyas yaparak 3167 Sayılı 16/1 maddesindeki ceza düzenlemesinin TCK 52. maddesindeki adli para cezası sistemine uygun olduğunu belirtmiştir.

    Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 sayılı TCK’nun 1. kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31/12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK’nun 1.kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.

    Yasan koruyucunun altlama yaptığı bu konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine göre yasa koruyucunun muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması uygulamaz olması olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulama amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan düzenlemeye, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslar arası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanununun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulamaz. Kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.

    Bu yasal durum karşısında hükümlünün 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmamakla cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması haline kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.02.2007 tarihi ve 2007/392 esas 2007/856 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına kara vermek gerekmiştir

  37. TC Şişli 11. Asliye Ceza Mahkemesi
    DOSYA NO:2007/541
    KARAR NO:2009/113
    C.Savcılığı Esas No:2007/6970
    GEREKÇELİ KARAR
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    HAKİM :F.O
    C.SAVCISI :C.K
    DAVACI :KAMU HUKUKU
    KATILAN :K.K
    VEKİLİ :Av.S.Y
    SANIK :A.A
    SUÇ :Karşılıksız Çek Keşide Etme
    SUÇ TARİHİ:16.12.2006
    KARAR TARİHİ:05.03.2009
    Mahkememizce açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

    Sanığın karşılıksız çek keşide ettiğinde bahisle hakkında kamu davası açılmış ve 3167 sayılı yasanın 16/1 maddesi gereğince çek yaprağı sayısınca cezalandırılması talep edilmiştir.
    Öncelikle 5237 sayılı yeni TCK’nun özel kanunlarla ilişkisini düzenleyen 5. maddesinde “Bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı” hükme bağlanmış TCK’nun yürürlük ve uygulama şekli hakkındaki 5252 sayılı yasanın 5560 yasayla değişik geçici 1. maddesinde ise “Diğer kanunların 5237 sayılı TCK’nun 1.kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin ilgili kanunlarda değişiklik yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanmasına devam edileceği” belirtilmek suretiyle çek yasasının TCK’un genel hükümlerine aykırılık içeren kısımları süreye tabi tutularak bu tarihten sonra aykırı düzenlemelerin artık uygulanmayacağı açıkca ifade edilmiştir.

    Yasama organı tarafından bir çok yasada TCK’nın genel hükümlerine uygun düzenlemeler yapıldığı halde 31.12.2008 tarihine kadar 367 sayılı çek yasası bakımından böyle bir düzenleme yapılmamıştır.

    TCK’nun genel hükümleri yürürlüğe girmemiş gibi 01.01.2009 tarihinden itibaren karşılıksız çek keşide edenlere çek bedeli kadar adli para cezası verilmesi TCK’nın 5. maddesiyle 5252 sayılı yasanın geçici 1. maddesini anlamsız hale getirecektir.Bir başka değişle ceza içeren diğer özel yasalar bakımından TCK’nın genel hükümlerinin yürürlüğe girdiğinin kabul edip sadece çek yasası bakımından yürürlüğe girmediğini ileri sürmek böyle bir istisnai düzenleme olmadığı için mümkün değildir.

    Ayrıca tüzel kişilere ceza verilemeyeceğine ilişkin lehe olan TCK’nın 20/2 maddesinin 01.01.2009 tarihinden itibaren çek yasası bakımından da geçerli olduğunu kabul edip TCK’nın genel hükümlerinde yer alan diğer hususların ise çek yasası bakımından geçerli olmadığını ileri sürmek de kendi içinde tutarsızlık oluşturacak ve TCK ile 3167 yasanın genel nitelikteki hükümlerinin karma uygulamasına yol açacaktır.

    TCK’nun yürürlüğüne ilişkin 5252 sayılı yasanın 5/2 maddesinde nispi nitelikteki adli para cezalarından aksedilmiş olması,bu tür cezaların karşılıksız çek keşide etmek suçları bakımından da varlığını kabul ve 01.01.2009 tarihinden itibaren de uygulanacağı anlamına gelmemektedir.Bu düzenleme aynı maddede belirtilen alt ve üst sınırların maktu adli para cezaları bakımından geçerli olduğunu ancak nispi nitelikteki adli para cezaları bakımından geçerli olmadığını ifade etmek için yasaya konulmuştur.Dolayısıyla 31.12.2008 tarihine kadar özel ceza yasalarında belirtilen nispi nitelikteki adli para cezaları uygulamasına devam edileceği ve söz konusu tarihten sonra ise bu uygulamanın da son bulacağı amaçlanmış,zaten bu durum aynı yasanın geçici 1. maddesinde açıkca ifade edilmiştir.Eğer 5252 yasanın geçici 1. maddesindeki düzenleme söz konusu olmasaydı TCK’nın genel hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarih ile 31.12.2008 tarihleri arasındaki dönemde de çek bedeli kadar adli para cezası uygulaması yasal açıdan mümkün olmayacaktı

    TCK’nın nitelikli dolandırıcılık suçuna ilişkin 158/1-Son maddesinde nispi nitelikteki adli para cezasına yer verilmiş olması da çek yasası bakımından nispi nitelikte adli para cezasının kabul edildiği anlamına gelmemektedir.Çünkü bu düzenleme istisnai nitelikte özel bir düzenleme olduğundan ve TCK’nın genel hükümleri içinde yer almadığından çek yasası bakımından nispi adli para cezalarının kabulune imkan vermeyecektir.
    Çek yasası bakımdan da 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren ve genel hükümler içinde yer alan TCK’nın 52/3 maddesinde ise ADLİ PARA CEZALARININ BELIRLENMESİNDE ESAS ALINAN TAM GÜN SAYISI İLE 1 GÜN KARŞILIĞI OLARAK TAKTİR EDİLEN MİKTARIN KARARDA AYRI AYRI GÖSTERİLECEĞİ belirtilmiş,dolayısıyla çek yasasında olduğu gibi çek bedeline bağlı adli para cezası uygulaması son bulmuştur.

    Ayrıca cezanın belirlenmesine ilişkin TCK’nun 61/8 maddesinde ise ADLİ PARA CEZASINDA ARTIRIM VE İNDİRİM YAPILIRKEN HESAPLAMANIN GÜN ÜZERİNDEN YAPILMASI ÖNGÖRÜLMÜŞTÜR.

    Bu durumda çek miktarına bağlı olup gün hesabıyla tespiti mümkün olmayan karşılıksız çek suçuna ilişkin adli para cezasına örneğin:TCK’nın 62. maddesinde düzenlenen taktir-i indirim nedenlerini uygulama imkanı da kalmamış ve sonuç olarak çek yasasındaki yaptırım yasal süre içinde TCK’nın genel hükümlerine uygun hale getirilmediği için 01.01.2009 tarihinden itibaren zımmen yürürlükten kalkmıştır.

    4814 sayılı yasa ile 3167 sayılı yasada değişiklik yapılmasından sonra her bir çek yaprağı ayrı suç oluşturduğundan karşılıksız çek keşide edenler hakkında teselsül hükümlerini uygulama imkanı kalmamış,ancak ceza içeren özel yasalar bakımından 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın genel hükümlerindeki 43.maddeye göre lehe kanun uygulaması nedeniyle belli şartların varlığı halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması tekrar mümkün hale gelmiştir.Bu durumda da gün hesabına göre tespiti mümkün olmayan çek yasasındaki mevcut yaptırımı TCK’nın 61/8 maddesindeki düzenleme nedeniyle teselsülden dolayı artırma imkanı kalmamıştır.

    Ayrıca yürürlüğe giren TCK’nın genel hükümleri karşısında,karşılıksız çek keşide etmek suçları yönünden tekerrür,şikayetten vazgeçme,çek hesabı açtırmaktan yasaklanmaya ilişkin çek yasasındaki mevcut düzenlemeler de TCK’nın genel hükümlerine aykırı hale gelmiştir.5252 sayılı yasanın 5/3 maddesiyle cezaların infazına ilişkin 5275 sayılı yasanın geçici 1.maddesinde belirtilen ve adli para cezasının ödenmemesi halinde günlüğü kaç liradan hapse çevireleceğine ilişkin kurallar ise para cezasının ödenmemesi durumunda nasıl davranılacağını gösteren kurallar olup karşılıksız çek keşide edilmesi halinde cezanın miktarının tayini için başvurulabilecek kurallar değildir.

    3167 sayılı yasadaki cezanın miktarına ilişkin ÇEK BEDELİ TUTARI KADAR ibaresi 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren TCK’nın genel hükümleri nedeniyle geçerlilğini kaybettiğinden bu durumda TCK’nın 52. maddesine giderek yaptırımı belirlemek imkanı da kalmamıştır.Çünkü genel düzenleme içinde yer alan ve cezaların sınırlarını gösteren maddeler suç olarak kabul edilen eylemlere yaptırım olsun diye değil sadece cezaların alt ve üst sınırlarını belirtmek amacıyla konulmuş hükümlerdir.
    Diğer taraftan 4814 sayılı yasa ile değişiklik yapılmasından önce karşılıksız çek keşide edenler hapisle cezalandırılmaktaydılar bu değişikliğin yapılmadığı ve karşılıksız çek keşide edenlerin hapisle cezalandırıldıkları vasayılıdığında sonradan yürürlüğe giren yasa hükümleri nedeniyle maddede hapis cezası muhafaza edilip cezanın miktarına ilişkin kısım uygulama imkanını kaybetseydi o zaman TCK’nın genel hükümlerinde yer alan 49.maddeye giderek karşılıksız çek keşide edenlere 1 aydan 20 yıla kadar hapis cezası verilmesi ve buna bağlı olarak görevsizlik kararı verilip dosyanın ağır ceza maddesine gönderilmesi mi kabul edilecekti?
    Anayasının 38.maddesinde ifadesini bulan SUÇTA VE CEZADA KANUNİLİK İLKESİNİN d
    oğal sonucu olarak yasama organı suç olarak benimsediği bir eylemin cezasının türünü ve miktarını ilgili maddede belirtmek durumundadır.Zaten bu nedenle ceza kanunlarında her bir suç yönünden ilgili maddede cezanın türü ve sınırları gösterilmiş,genel hükümler içinde yer alıp cezanın sınırlarını gösteren maddelerle yetinmek yolu benimsenmemiştir.Çünkü hangi eylemin kamu düzenini daha çok bozduğu ve bu nedenle daha fazla cezalandırılması gerektiği konusundaki tercih,suç ve ceza siyasetiyle ilgili olup siyası sorumluluğu gerektiren ve yasama organlarının mutlak taktirinde olan bir husustur.Ancak bu durumun belirli bir ceza makası aralığında cezanın bireyselleştirilmesi için mahkemeye tanınan taktir hakkıyla karıştırılmaması gerekmektedir.
    5237 sayılı TCK’nın bedelsiz senedi kullanma suçuna ilişkin 156. maddesinde adli para cezasının sınırlarının belirtilmemiş olması karşı örnek olarak gösterilebilir ise de zaten bu madde de yasama organı bu fiil için sınırlarını belrttiği hapis cezasını da öngördüğünden aynı yasanın 52. maddesindeki limitlerin farkında olarak adli para cezası yönünden taktir hakkını mahkemeye bırakmış,dolayısıyla cezasının türü ve miktarı konusundaki tercihini açıkca ortaya koymuştur kaldı ki hapis ve adli para cezasının birlikte uygulanması gereken durumlarda,bu cezalardan birisinin asgari hadden diğerinin ise azami hadden tayini kendi içinde tutarsızlık oluşturacağından mahkemenin taktir ettğini hapis cezasının miktarı adli para cezasının gün bakımından miktarını belirlemede ölçü oluşturacaktır.Mevcut durum nedeniyle çek yasası bakımından ise yaptırımın ne miktarda olacağı konusunda kanun koyucunun ortaya koyduğu açık bir iradeden bahsetmek söz konusu değildir.Niye miktarı belirtilmeyen adli para cezasıyla hapis cezasının seçimlik olarak düzenlendiği bazı suçlarda örneğin:Mühür fekki suçunda asgari hadden uygulama yapılması yönünde bir eğilim gösterilmesi nedeniyle 5560 sayılı yasayla TCK’nın 61. maddesinde değişiklik yaparak adli para cezasının tercih edilmesi halinde hesaplamanın ne şekilde yapılacağını belirlemiştir.Zaten bu örnekler genel hükümler içinde yer almayıp TCK’nun özel hükümlerine ilişkin 2. kitabında yer aldığından çek yasası bakımından sonuca etkili olmayacaklardır.
    31.12.2008 tarihine kadar karşılıksız çek keşide edenlere çek bedeli kadar adli para cezası verilmesinin o dönem için yasaya uygun olduğu ve dolayısıyla infazının gerektiği ileri sürülebilir ise de bu tarihten sonra gün hesabına göre adli para cezası belirlemek zorunlu hale gelmiş ve buna uygun bir düzenleme yapılmadığı için de eylemin yaptırımsız kaldığı sonucuna varılmış,dolayısıyla meydana gelen ve lehe olan bu durumdan henüz cezaları infaz edilmeyen kişilerin de yararlanması yolu açılmıştır.

    Karşılıksız çek keşide etmek suçlarına ilişkin yeni bir yasa yapıldığı taktirde bu yasanın yürülüğe gireceği tarihe kadar,TCK’nın genel hükümlerine aykırılık içeren mevcut çek yasasının ilgili maddelerini uygulamak imkanı kalmadığı için bu boşluğu kıyas veya kıyasa yol açacak biçimde geniştici yorum yapmak yoluyla doldurmakta TCK’nın 2/3 maddesi kapsamında mümkün görülmemiştir.

    Sonuç olarak karşılıksız çek keşide etmek suçu için 368 sayılı yasada öngörülen yapıtırımda,31.12.2008 tarihine kadar TCK’nın genel hükümlerine uygun düzenleme yapılmadığından 3167 sayılı yasadaki mevcut yasadaki yaptırımı fiilen uygulama imkanının kalmadığı,ayrıca ceza miktarını TCK’nın 52.maddesine göre tayin imkanı da olmadığı,dolayısıla çek yasasındaki mevcut yaptırımın zımmen yürürlükten kalktığı sonucuna varılmış,yaptırımı kalmayan bir eylemi de suç olarak kabul etmek mümkün olmadığı için aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.
    HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:

    Sanık A.A’ya atılı olan karşılıksız çek keşide etmek suçunun yasal unsurları bakımından oluşmadığı anlaşılmakla sanığın BERAATİNE,
    Yapılan yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılmasına,

    Sanığın ve katılan vekilinin yokluğunda açıkca yapılan yargılama sonucunda Cumhuriyet Savcısının istemine aykırı olarak,kararın tefhim veya tebliğden itibaren 7 gün içinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine yapılacak beyanın tutanağa geçilmesi suratiyle Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi.05.03.2009

  38. ŞİŞLİ 3.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
    DOSYA NO: 2007/221
    KARAR NO: 2008/167
    HAKIM : YALÇIN HAYRET 30442
    C.SAVCISI : HASAN OZDEMIRN 24633
    YAZI ISLERI MÜDÜRÜ : SAADET ÖZOGUZ
    SANIK : H.A.
    SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME
    SUÇ TARİHİ : 10/04/2006 , 24,04/2006
    ASIL KARAR TARİHİ : 13/02/2008
    EK KARAR TARİHİ : 02/03/2009

    Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 02/03/2009 tarih ve 2008/10-4157 sayılı Müzekkeresi mahkememize gelmiş olmakla dosya incelendi.

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

    Hükümlünün, 30/06/2006 keşide tarihli ve 8500 TL Bedelli, 30/04/2006 keşide tarihli ve 1600 Tl: bedelli, 30/05/2006 Keşide tarihli ve 5000 TL. Bedelli, miktarındaki çeklerle ilgili olarak, karşılıksız keşide etmek suçundan 3167 sayılı yasanın 16/1-3 maddeleri gereğince adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş İSE DE dava konusu bu çeklerin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibraz edilmiş olduğu anlaşılmakla, 3167 sayılı Yasaya, 28.02.2009 tarihinde yüyürlüğe giren 5838 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 18.maddesi ile eklenen Geçici. 2.Madde gereğince hükümlünün, 31.12.2009 tarihine kadar üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz olduğundan, TCK.nun 7/2 maddesi gereğince hükümlünün lehine olan bu düzenleme doğrultusunda, yeniden yapılan değerlendirme sonucunda, hükümlünün bu çekler ile ilgili olarak, kanunda suç olarak tanımlanmayan

    YÜKLENEN SUÇTAN BERAATİNE KARAR VERİLMİŞTİR.

  39. T.C. YARGITAY 10. Ceza Dairesi Esas No : 2006/1285 Karar No : 2008/5876 Tebliğname No : 10/2006-2653
    Daire:10
    Tarih:2008
    Esas No:2006/1285
    Karar No:2008/5876
    Kaynak:www.adalet.org
    İlgili Maddeler:
    İlgili Kavramlar:Karşılıksız çek keşide etmek

    T.C. YARGITAY 10. Ceza Dairesi Esas No : 2006/1285 Karar No : 2008/5876 Tebliğname No : 10/2006-2653

    TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN YARGITAY KARARI Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Sinan K. hakkında İSTANBUL 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu, 21.07.2005 tarihinde 2004/2124 esas ve 2005/1622 karar sayı ile kurulan mahkumiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, aynı Mahkemenin hükmün kesin nitelikte bulunduğu gerekçesiyle temyiz talebinin reddine ilişkin 17.10.2005 tarih ve 2005/95 müteferrik sayılı kararının da sanık tarafından temyiz edildiği, dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ret kararının kaldırılarak hükmün bozulmasını isteyen tebliğnamesi ile 14.02.2006 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı.

    Dosya incelendi.

    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    Dairemizce de kabul edilen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.11.2005 tarih ve 2005/10/140-143 sayılı kararında da açıklandığı üzere; 4814 sayılı Kanun’la değişik 3167 sayılı Kanun’un 1. fıkrasında, “…karşılıksız çek keşide eden hesap sahipleri ve yetkili temsilcilerinin çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası ile cezalandırılacağı”, aynı maddenin 3. fıkrası ile de “…ayrıca suçun niteliğine göre 1 yıl ile 5 yıl arasında belirlenecek bir süre için çek hesabı açtırmaktan yasaklanmasına” karar verileceğinin öngörülmesi karşısında, anılan mahkumiyet hükmü kesinlik kapsamı dışında kaldığından, temyiz talebinin reddine ilişkin karar kaldırılarak yapılan incelemede: Şikayet dilekçesini veren G. Plastik Yapı Elemanları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi‘nin, ciro zincirinde imzasının bulunup bulunmadığı, dosya içinde mevcut çek fotokopisinin arka yüzüne ait bilgilerin okunaksız olması ve dosya içinde muhatap banka tarafından düzenlenen ihtarnamenin de olmaması sebebiyle anlaşılamadığından; suça konu çek aslı veya ibraz anında alınan okunaklı ve onaylı fotokopisi getirtilip, şikayetçinin cirosunun bulunup bulunmadığı, dolayısıyla şikayet hakkının mevcut olup olmadığı denetime olanak verecek şekilde saptanarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün istem gibi BOZULMASINA 14.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

  40. T.C.
    SAKARYA
    1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

    DEĞİŞİK İŞ KARAR
    DEĞİŞİK İŞ NO : 2009/213

    BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ
    ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR
    ÜYE : CEVDET BAK
    KATİP : BİLGEN EL

    Hükümlü vekili tarafından Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih 2007/415-739 esas karar sayılı ek kararı ile sanık vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 2007/415 esas-2007/739 karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği ve para cezasının ödenmemesi nedeni ile hapse çevrildiği halen ceza evinde olduğu, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 29.1.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve müvekkili hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.

    İddia makamı mütalaası alındı, dosya incelendi

    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
    1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :
    (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

    2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ;
    (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
    (3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.

    3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :
    “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “

    4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında;
    (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
    (2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
    (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “

    5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde:
    (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.

    6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:
    (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.
    (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.

    7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:
    (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir.
    (3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.

    Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.

    Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında 3167 Sayılı Yasanın yürürlükten kalkmadığı ve halen karşılıksız çek keşide etmek suçunun bulunduğu, bu durum karşısında kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edilmediği, 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin TCK nun 52. maddesi ile uyumlu olduğu, çek bedelinin 5-730 gün arasında olması halinde belirlenen tam gün sayısı ile takdir edilen bir gün karşılığı adli para cezasının çarpılması sonucu para cezası vermek olanaklı olduğu gibi çek bedelinin 5 tam günün altında olması halinde 5 tam güne yükseltilmesi, 730 tam günün üstünde olması halinde ise kanunlarda aksine hüküm bulunmayan hallerde ibaresi dikkate alınarak 3167 Sayılı Kanun 16/1 maddesi uyarınca belirlenecek adli para cezasının verilebileceği bunun TCK nun 52 maddesine aykırılık oluşturmayacağı yasal sebepleri ve diğer yasal sebeplerle sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

    Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.

    Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
    Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak “ Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
    Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.

    5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir

    Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde olabileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir.

    3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır. Bu düzenleme karşısında açık bir yasal düzenleme yokken çek bedeli kadar tam gün sayısı belirlenerek bunun 20-100 TL arasında takdir edilecek bir bedelle çarpılması sureti ile sanığın cezalandırılabileceğini değerlendirmek kıyas yapmaktır. Kıyas, TCK nun 2/3. madde ve fıkrası ile yasaklanmıştır. Buna göre kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. Kararına itiraz edilen mahkeme gerekçesinde kıyas yasağına rağmen kıyas yaparak 3167 Sayılı 16/1 maddesindeki ceza düzenlemesinin TCK 52. maddesindeki adli para cezası sistemine uygun olduğunu belirtmiştir.

    Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.

    Yasa koyucunun atlama yaptığı, bu konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine göre yasa koyucunun muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması,uygulanamaz olması olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan düzenlemeye, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.

    Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmamakla cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.

    H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

    1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE,
    2-Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
    3-Sanık hakkında Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen 33.000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
    4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    Dosyanın Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine
    Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,
    Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.03.2009..

  41. ŞİŞLİ 3.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
    DOSYA NO: 2007/221
    KARAR NO: 2008/167
    HAKIM : YALÇIN HAYRET 30442
    C.SAVCISI : HASAN OZDEMIRN 24633
    YAZI ISLERI MÜDÜRÜ : SAADET ÖZOGUZ
    SANIK : H.A.
    SUÇ : KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME
    SUÇ TARİHİ : 10/04/2006 , 24,04/2006
    ASIL KARAR TARİHİ : 13/02/2008
    EK KARAR TARİHİ : 02/03/2009
    Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 02/03/2009 tarih ve 2008/10-4157 sayılı Müzekkeresi mahkememize gelmiş olmakla dosya incelendi.

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

    Hükümlünün, 30/06/2006 keşide tarihli ve 8500 TL Bedelli, 30/04/2006 keşide tarihli ve 1600 Tl: bedelli, 30/05/2006 Keşide tarihli ve 5000 TL. Bedelli, miktarındaki çeklerle ilgili olarak, karşılıksız keşide etmek suçundan 3167 sayılı yasanın 16/1-3 maddeleri gereğince adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş İSE DE dava konusu bu çeklerin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibraz edilmiş olduğu anlaşılmakla, 3167 sayılı Yasaya, 28.02.2009 tarihinde yüyürlüğe giren 5838 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 18.maddesi ile eklenen Geçici. 2.Madde gereğince hükümlünün, 31.12.2009 tarihine kadar üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz olduğundan, TCK.nun 7/2 maddesi gereğince hükümlünün lehine olan bu düzenleme doğrultusunda, yeniden yapılan değerlendirme sonucunda, hükümlünün bu çekler ile ilgili olarak, kanunda suç olarak tanımlanmayan

    YÜKLENEN SUÇTAN BERAATİNE KARAR VERİLMİŞTİR

  42. KONYA 6. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
    2007 / 866 E., 2008 / 211 K. Ek karar tarihi 15.01.2009

    5252 saylı TCK nun yürürlük ve uygulama şeklindeki geçici 1. maddesi 5237 sy TCK nun 2,5,7/2,45/1 ve 52 maddelderinden anlaşılacağı üzere özel yasalardaki aykırı hükümlerin 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabileceği bu tarihten sonra 5237 sy TCK nun yukarıda bahsedilen maddelerinde ve genel hükümlerinde ceza nevi olarak hapis cezası ve gün para sistemi öngörüldüğü, bu durumda çek cezaları için düzenlenen para cezalarının uygulama kabiliyetinin kalmadığı, 5728 sy Temel Ceza Kanunlarına uyum amacı ile çeşitli kanunlarda ve diğer bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunda yapılan değişiklik ile çek yasasında değişiklik yapılmadığı, bu durumda çek yasasındaki müeyyidenin uygulama kabiliyetinin kalmadığı anlaşıldığından cezanın durdurulmasına kara vermek gerekmiştir.
    Ancak 1999 yılından bu yana çıkarılan af yasaları ve TCK ile CMK nun tümü ile değiştirilmesi, uyarlama çalışmaları yapılması esnasında geriue yönelik olarak kanun haricinde Yargıtay kararları ve uyum asaları ile uygulama yapıldığından bu aşamada ortadan kaldırma kararı vermenin mevcut uygulmayaya aykırı düşeceği kanısı ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
    HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
    1) Hükümlü ……….. ve ………… A.Ş. hakkında mahkememizden verilen ……… tarih ve ………….. esas ve karar ile ilamatın ……… sırasında işlem gören İNFAZIN DURDURULMASINA
    2) Bu aşamada ORTADAN KALDIRMA TALEBİNİN REDDİNE,
    3) Karardan bir suretin Konya C. Başsavcılığı’ na gönderilmesine
    Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu itirazı kabil olmak üzere karar verildi. 15.01.2009

  43. T.C.
    SAKARYA
    1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

    DEĞİŞİK İŞ KARAR
    DEĞİŞİK İŞ NO : 2009/213

    BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ
    ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR
    ÜYE : CEVDET BAK
    KATİP : BİLGEN EL

    Hükümlü vekili tarafından Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih 2007/415-739 esas karar sayılı ek kararı ile sanık vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 2007/415 esas-2007/739 karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği ve para cezasının ödenmemesi nedeni ile hapse çevrildiği halen ceza evinde olduğu, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 29.1.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve müvekkili hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
    İddia makamı mütalaası alındı, dosya incelendi

    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
    1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :
    (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

    2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ;
    (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
    (3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.

    3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :
    “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. “

    4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında;
    (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
    (2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
    (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. “

    5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde:
    (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.

    6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:
    (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.
    (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.

    7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:
    (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir.
    (3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.

    Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
    Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında 3167 Sayılı Yasanın yürürlükten kalkmadığı ve halen karşılıksız çek keşide etmek suçunun bulunduğu, bu durum karşısında kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesinin ihlal edilmediği, 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin TCK nun 52. maddesi ile uyumlu olduğu, çek bedelinin 5-730 gün arasında olması halinde belirlenen tam gün sayısı ile takdir edilen bir gün karşılığı adli para cezasının çarpılması sonucu para cezası vermek olanaklı olduğu gibi çek bedelinin 5 tam günün altında olması halinde 5 tam güne yükseltilmesi, 730 tam günün üstünde olması halinde ise kanunlarda aksine hüküm bulunmayan hallerde ibaresi dikkate alınarak 3167 Sayılı Kanun 16/1 maddesi uyarınca belirlenecek adli para cezasının verilebileceği bunun TCK nun 52 maddesine aykırılık oluşturmayacağı yasal sebepleri ve diğer yasal sebeplerle sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
    Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.

    Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
    Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak “ Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
    Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
    5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
    Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde olabileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir.

    3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır. Bu düzenleme karşısında açık bir yasal düzenleme yokken çek bedeli kadar tam gün sayısı belirlenerek bunun 20-100 TL arasında takdir edilecek bir bedelle çarpılması sureti ile sanığın cezalandırılabileceğini değerlendirmek kıyas yapmaktır. Kıyas, TCK nun 2/3. madde ve fıkrası ile yasaklanmıştır. Buna göre kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz. Kararına itiraz edilen mahkeme gerekçesinde kıyas yasağına rağmen kıyas yaparak 3167 Sayılı 16/1 maddesindeki ceza düzenlemesinin TCK 52. maddesindeki adli para cezası sistemine uygun olduğunu belirtmiştir.
    Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
    Yasa koyucunun atlama yaptığı, bu konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine göre yasa koyucunun muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması,uygulanamaz olması olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan düzenlemeye, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
    Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmamakla cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.

    H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1-Hükümlü H.S.S. müdafiinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE,
    2-Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.02.2009 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
    3-Sanık hakkında Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.10.2007 tarih ve 2007/415 esas 2007/739 karar sayılı ilamı ile verilen 33.000TL adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
    4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    Dosyanın Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine
    Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,
    Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.11.03.2009

  44. YARGITAY 7. Ceza Dairesi 2006/16811 Esas-2009/2220 Karar sayılı ve 11/02/2009 tarihli Yargıtay içtihat Kararı
    3167 sayılı Yasa’nın 16/1. maddesine göre CEZA VERİLEMEZ.

    GEREKÇE:
    5252 Sayılı Kanunun geçici birinci maddesi ile TCK’nın 2′ inci maddesi ve 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5′inci maddesi birlikte değerlendirildiğinde; 556 Sayılı KHK’nın suç tanımlayan hükümlerinin tümüyle zımni olarak ilga edildiğinin (örtülü olarak yürürlükten kaldırıldığının) kabulü gerekmektedir. Bu hukuki değerlendirmeye göre atılı eylem 556 Sayılı KHK hükümleri kapsamında suç oluşturmayacaktır..

    MADDE 1. – (1) Bu Kanunun amacı, 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlüğe konulmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
    Kapsam
    MADDE 2. – (1) Bu Kanun, diğer kanunlarda, yürürlükten kaldırılan 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununa yapılan yollamaları, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun yürürlüğe girmesiyle yürürlükten kaldırılan hükümleri ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun uygulanması için diğer kanunlarda yapılan değişiklikleri, yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş suçlar hakkında ne suretle hüküm kurulacağına ve kesinleşmiş cezaların nasıl infaz edileceğine ilişkin hükümleri kapsar.

    Ağır para cezasının dönüştürülmesi
    MADDE 5. – (1) Özel ceza kanunları ile ceza içeren kanunlarda öngörülen “ağır para” cezaları, “adli para” cezasına dönüştürülmüştür.
    (2) Bu kanunlarda Türk Ceza Kanununda belirlenen cezalar sistemine uygun değişiklik yapılıncaya kadar, birinci fıkrada belirtilen kanunlarda alt ve üst sınırlarından birisi veya bunlardan her ikisi gösterilmemiş olmakla birlikte, alt veya üst sınırlar arasında uygulama yapılmasını gerektirir nitelikteki adli para cezalarında cezanın alt sınırı dörtyüzellimilyon, üst sınırı yüzmilyar Türk Lirası olarak uygulanır. Bu fıkra hükümleri, nispî nitelikteki adli para cezaları hakkında uygulanmaz.

    3167 sayılı yasa nın 16 /1 aşagıda yazılı olan
    KARŞILIKSIZ ÇEK

    MADDE 16 – İbraz süresi içinde veya üzerinde yazılı keşide tarihinden önce, 4 üncü maddeye göre ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Mahkeme ayrıca işlenen suçun mahiyetine göre bir yıl ile beş yıl arasında belirleyeceği bir müddet için failin bankalarda çek hesabı açmasının ve çek keşide etmesinin yasaklanmasına karar verir. Yasaklama kararı bütün bankalara duyurulmak üzere T.C. Merkez Bankasına bildirilir.

  45. AĞIR CEZA MAHKEMESİNE YAPILACAK İTİRAZ DİLEKÇE ÖRNEĞİ

    …..AĞIR CEZA MAHKEMESİ’ NE

    ESAS NO :
    KARAR NO :
    İTİRAZ EDEN (Sanık) :
    VEKİLLERİ :

    KONUSU : Mahkeme kararının itiraz yoluyla kaldırılması ve düzeltilerek karar verilmesi istemini içerir, itiraz dilekçesinin sunumudur.

    İTİRAZ NEDENLERİ:
    31/12/2008 tarihi itibariyle 5252 sayılı Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun geçici 1. maddesinde yeni bir değişiklik yapılmadığı için “diğer kanunların TCK.nun genel hükümlerine aykırı olan maddelerinin uygulanmasına devam edileceğine” ilişkin kural yürürlükten kalkmıştır. 5237 sayılı TCK. nun “zaman bakımından uygulama” başlıklı 7/2 maddesinde “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı belirtilmiş olmakla öncelikle Türk Ceza Kanunun Genel hükümlerine aykırılık içeren kesinleşmiş mahkeme ilamlarının da bu kapsamda yeniden gözden geçirilmesi gerekir. TCK 5.maddeye göre TCK genel hükümleri olan ilk 75. maddesi 1.1.2009 gününden itibaren ceza içeren tüm kanunlar için uygulanması zorunlu hale gelmiştir. Bu gerekçelerle
    …. Asliye Ceza Mahkemesine itiraz edilmiş fakat mahkemece bu talebimiz tamamen reddedilmiştir.
    Dava konusu olayda TCK 45 madde ve 61/10 ve TCK 2. madde birlikte değerlendirildiğin de çek suçu 1.1.2009 dan sonra cezasız kalmıştır. TCK 52. maddede ‘ÇEK BEDELİ KADAR ADLİ PARA CEZASI’ uygulamak yasal değildir TCK 45. maddede de böyle bir ceza vermeye yasal imkan da yoktur cezasız kalan suç nedeniyle de önceden verilmiş cezanın ortadan kaldırılması infazlarınında durdurulması gerekir.

    SONUÇ :
    Yukarıda sunulan ve resen tespit edilecek sair nedenlerle dosya içeriğine, Usule, Yasa’ ya aykırı anılan Mahkeme kararının itirazen kaldırılmasını ve düzeltilerek davanın reddine karar verilmesini, vekaleten talep ederiz.

  46. İNFAZI ÇIKMIŞ KARARLARDA ASLİYE CEZA MAHKEMSİNE KARAR ÖRNEĞİ

    …. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
    ŞEHİR

    ESAS NO : …. /….
    KARAR NO : …. / …
    SANIK : ……

    TALEP : Mahkemenizin kesinleşen 2003/… ESAS, 2005/…. KARAR sayılı ilamı ile öngörülen cezanın kaldırılması ve hükmün infazının durdurulması talebidir.

    O L A Y L A R :

    5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre; “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”

    Bu hüküm çerçevesinde, belirtilen tarihten sonra, Türk Ceza Kanunu dışındaki ceza hükmü getiren tüm ceza kanunları hükümlerinin, TCK’da öngörülen şekle uydurulması çerçevesinde, 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.

    31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanununda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur.

    Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005/90 sayılı kararında, çek suçları için TCK Genel Hükümlerindeki “uzlaşma” esaslarının uygulanmasını isteyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mütalaasını, 3167 Sayılı Kanunda öngörülen davayı ve cezayı ortadan kaldıran sebeplere ilişkin düzenlemenin , TCK Genel Hükümlerindeki (m. 73/8) uzlaşma kurumuna açıkça aykırı olduğundan bahisle, bu aykırı hükümlerin de 31.12.2006 (bilahare yapılan değişiklikle 31.12.2008) tarihine kadar uygulanacağı gerekçesiyle reddetmiştir. Bir başka deyişle, Ceza Genel Kurulu, 3167 Sayılı Kanunda yer alan ve fakat, yeni TCK Genel Hükümlerine aykırılık teşkil eden maddelerinin sırf bu sebeple 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmasının mümkün olmadığını açıkça belirtmiştir.

    Ayrıca, 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki (3167 SK) ve sonraki kanunların ( 1.1.2009’da yürürlüğe giren TCK madde 5) ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.

    Bu çerçevede aşağıda, Çek Kanunu’ndaki karşılıksız çek keşide etme suçunu düzenleyen hükümleri yerine uygulanması gerektiği düşünülen TCK hükümlerinin kısa bir değerlendirilmesi yapılmıştır.

    1. TCK m. 21 bakımından : 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir. Ancak, TCK ’nın genel hükümleri (m. 21) uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Kast “doğrudan”(m. 21/1) veya “olası kast” (m. 21/2) olabilir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezalandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.

    Şayet olayda kast yoksa yahut fiil objektif sorumluluk çerçevesinde mütalaa ediliyorsa TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen ceza indirimleri uygulanmalıdır.

    Bu noktada dikkate alınması gereken en önemli husus şudur: Eski TCK 45. madde çerçevesinde “objektif sorumluluk” kapsamında mütalaa edilen karşılıksız çek suçuna verilen cezalar, yeni TCK 21. maddeye aykırıdır. Zira , şayet suçun manevi unsuru olarak “doğrudan kast” aranmıyor ve objektif sorumluluk esasına göre “olası kast”ın var olduğu kabul edilerek ceza tayin ediliyorsa, bu durumda TCK m.21/2 uygulanmalı ve “diğer suçlar” kapsamında, temel cezada üçte birden yarısına kadar indirime gidilmelidir. Eski TCK madde 45’e göre böyle bir indirim gerekmediğinden mahkemeler kanunda öngörülen cezayı aynen verebilmekteydiler. Oysa yeni TCK madde 21, objektif sorumluluk halinin kabul edildiği suçlarda, yani “olası kast”ın varlığı halinde, verilecek cezalardan indirim yapılmasını emredici olarak va’zetmiş bulunmaktadır.

    Şu halde, karşılıksız çek suçlarında suçun manevi unsuru olarak “kast” aranmalı, yok eğer objektif sorumluluğa göre ceza tayin ediliyorsa, “olası kast”ın varlığı araştırılmalı ve olası kast varsa temel cezada kanunda belirtilen indirim uygulanmalıdır. Bunlar yapılmadan tayin edilen cezalar, 3167 Sayılı Kanunun uygulanması açısından 1.1.2009’da yürürlüğe giren 5252 Sayılı yeni TCK ‘nun 5nci maddesi dalaletiyle 21 nci maddesine aykırılık teşkil etmektedir, bu sebeple de ortadan kaldırılmaları ve infazlarının durdurulması icap etmektedir. Aksi bir uygulama “kanunsuz suç ve ceza olamaz” esasına açık bir aykırılık teşkil edecektir.

    2. TCK m. 52 – 61/8 bakımından
    Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tutarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Ancak, 1.1.2009 tarihinden itibaren TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.

    Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Yargılama sonucunda verilen kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece bu yolla gerçekleştirilebilecektir.

    Bu noktada, yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme suçuna karşılık verilecek cezanın tayininde bu hükmün uygulanması gerekmektedir.

    Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.

    TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezasının hesaplanması ise, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılmalıdır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.

    K I S A C A : Bu değerlendirmeler ışığı altında mahkemenizce verilen ilgili karar, 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan TCK 5nci maddesi uyarınca , aynı kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir ve sanık/hükümlü lehine olan yeni hükümler uygulanmalıdır. Şöyle ki:

    1. İlgili karar tesis edilirken, karar tarihindeki kanun uygulandığı için “kasıt” unsuru aranmamıştır. Oysa 3167 SK bakımından yürürlüğe giren TCK genel hükümlerine göre, suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır. Anılan suçun “taksirli” hali de kanunda öngörülmediğinden ceza yaptırımı uygulanamayacaktır. Diğer taraftan, 18.02.2009 tarih ve 5838 Sayılı Kanunun 18nci maddesindeki düzenlemeye göre, artık çek bir havale aracı değil, üzerinde yazılı tarihte ödenmesi gereken bir bono/poliçe haline gelmiştir. Bu düzenleme de esasen TCK nun kastı düzenleyen maddesiyle uyumludur ve böylece karşılıksız çek suçu, yasama organının da iradesiyle artık “kasıtlı suç” haline gelmiştir. Kast unsuru aranmadan verilen cezanın infazının durdurulması gerekmektedir.

    Diğer taraftan, son düzenleme ile, geçici bir süre ile de olsa, “ibrazında ödenmesi” özelliği kaldırılmış olduğundan, havale ve ödeme aracı değil, bono/poliçe vasfı kazanmış olan çekin karşılıksız çıkmasından dolayı hapis cezası verilmesi uygulaması, Anayasanın 38nci maddesine eklenen son fıkrasına da aykırılık teşkil edecektir.

    2. Tayin edilen adli para cezalarında TCK m. 52 ve m. 61/8 uygulanmalıdır.

    N E T İ C E V E T A L E P :
    Bu sebeplerle, sanık lehine olan TCK genel hükümlerinin davaya uygulanarak mahkemenizin ilgili kararında öngörülen cezanın ortadan kaldırılması ve infazın durdurulması hususunda hüküm tesis edilmesini arz ve talep ederiz.
    Saygılar,
    Sanık Savunucusu

  47. Adalet Bakanlığı’na;

    5252 saylı TCK’nın yürürlük ve uygulama şeklindeki geçici 1. maddesi 5237 sayı TCK’nın 2,5,7/2,45/1 ve 52. maddelderinden anlaşılacağı üzere, özel yasalardaki aykırı hükümlerin 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabileceğ,i bu tarihten sonra 5237 sayı TCK’nın yukarıda bahsedilen maddelerinde ve genel hükümlerinde ceza nevi olarak hapis cezası ve gün para sistemi öngörüldüğü, bu durumda çek cezaları için düzenlenen para cezalarının uygulama kabiliyetinin kalmadığı biliniyor. 5728 sy. Temel Ceza Kanunlarına uyum amacı ile çeşitli kanunlarda ve diğer bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunda yapılan değişiklik ile çek yasasında değişiklik yapılmadığı, bu durumda çek yasasındaki müeyyidenin uygulama kabiliyetinin kalmadığı anlaşıldığından, cezanın durdurulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
    Yukarıda belirtilen nedenlerle, 3167 sayılı kanun ve TCK’nın ilgili maddeleri uygulanabilirliğini yitirmiştir. Ceza hukuku otoriteleri Sayın Prof. Adem Sözüer ve Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya’nın görüşleri de bu yöndedir.
    Türkiye genelinde Sarayköy, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Şişli 11. Asliye Ceza, Şişli 3. Asliye Ceza ve başka mahkemeler infazı durdurma kararı vermekteler.

    Hukukta, özellikle ceza yasalarında yorum ve kıyas olmaz. Anayasa kuralı olan bir taahhütten dolayı, kişilere hürriyeti bağlayıcı ceza verilemez şartı varken, genel kaide olan suçsuz ceza olmaz şartı varken, bazı mahkemelerin uygulayıp, bazılarının da karara devam etmesi hukukta kaosa neden olmakta. Bu durum da adalete olan güvenimizi sarsmaktadır. Buradan yetkililere sesleniyoruz; kanayan yara olan “karşılıksız çek” artık kangrene dönüşmüş ve içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Binlerce aile dağılmış, binlerce esnaf olmayan bir kanundan ceza evinde, onbinler kaçak yaşamaktadır.

    Esnaf intiharları artmıştır. Sesimizi duymanız için daha kaç esnafın intihar etmesi gerekecektir? Çok acil bir çözüm lazım. Bizler af istemiyoruz, yasal hakkımız olan özgürlüğümüzü, bir şans daha verilerek çalışıp borçlarımızı ödemek ve kul hakkından kurtulmak için kullanmak istiyoruz.

Yorum yaparak destek olabilirsiniz