KARSILIKSIZ ÇEKE HAPIS CEZASI ANAYASAYA AYKIRIDIR , Prof. Dr. Hayri Domaniç


KARSILIKSIZ ÇEKE HAPIS CEZASI ANAYASAYA AYKIRIDIR
Prof. Dr. Hayri Domaniç

Ödenmeyen çekleri imzalayanlara 1-5 yil hapis cezasi öngören 3167 sayili kanunla, bu kanunu daha agir cezalarla yenileyen 4814 sayili ve 26.2.2003 tarihli Kanun ve çekte hapis cezasinin sözlesmelerden dogan borçlarin yerine getirilmemesi nedeni ile kimsenin hürriyetinden yoksun birakilamayacagini emreden anayasanin 38. maddesine aykiri sayilmayacagina karar veren Anayasa Mahkemesi,
Agir sekilde hatalidir.
Çekte hapis cezasini tekrarlayan 4814 sayili kanunun hatali gerekçeler ile Anayasa Mahkemesi kararindaki hatalar, elestiriler, yasal ve doktrinal gerekçeler asagidadir:
A- Yeni Çek Kanunu’nu Hazirlayanlar ve Gerekçeleri:
TBMM, Adalet Bakanligi Alt Komisyon Baskani Hakki KÖYLÜ, üye Harun TÜFEKÇI ve Muharrem KILIÇ tarafindan imzali 3.2.2003 tarihli raporda belirtildigine göre, çeklerin ödenmemesini “objektif sorumluluk” nedeni sayan, yani Ceza Kanunu’nun 45. maddesinde yer alan ve “cürümde kasdin bulunmamasi cezayi kaldirir” diyen uluslar arasi kuralin disinda tutan kanun tasarisi:
1) Adalet Bakanligi,
2) Merkez Bankasi,
3) Türkiye Bakanlar Birligi,
4) Bankacilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu,
5) Türkiye Barolar Birligi,
Temsilcileri ile,
6) Yargitay 10. Ceza Dairesi Baskaninin
katildigi 31.01.2003.ve 03.02.2003 tarihli toplantilarda hazirlanmistir.
Alt Komisyon tasarida bazi degisikler yapmissa da, netice olarak tasari:
a) Bedeli bagis veya lehtara verilen ödünç bir para dahi olsa çeklerin ödenmemesini, genel olarak tüm suçlarda sart kosulan kasit unsurunu aramaksizin objektif sorumluluk sebebi saymis,
b) Bir yildan bes yila kadar hapis cezasi ile 80 milyar lirayi asmamak üzere çek bedeli kadar para cezasi öngörmüs,
c) Çek hamili lehine tazminat ve reeskont faizi önerilmistir.
10.1.2003 TARIHLI “GENEL GEREKÇE”nin ÖNEMLI BÖLÜMÜ SÖYLEDIR:
“Ceza hükmü içeren özel ceza kanunlari hükümlerinin, uygulanacak cezanin ülkedeki tüm ceza kurallarinin bütünü dikkate alinarak degerlendirilmesi gerekir. Çagdas ceza hukukunda, ekonomik iliskilerin gelismesi ve çesitlenmesi sonucu bu iliskilerden dogan ve netice itibariyla, cezaî müeyyideyi gerektiren eylemlere hürriyeti bagliyici cezanin basvurulacak en son çare olarak öngörülmesi,
‘EKONOMIK SUÇA EKONOMIK CEZA’ ilkesinin dogmasina yol açmistir.
Bu gelisme nedeniyle karsiliksiz çek keside etmek suçunu ilk defa isleyenlere hürriyeti bagliyici ceza yerine çek bedeli tutari kadar agir para cezasi verilmesi,
Ancak çeke güvenin zaafa ugratilmamasi ve cezada etkinligin arttirilmasi bakimindan, bu suçtan mükerrirler hakkinda (1 yildan 5 yila kadar) hapis cezasi verilmesi uygun görülmüstür.”
B- Anayasa Mahkemesi de Resmî Gazete’nin 26.04.2003 Tarihli Sayisinda Yayimlanan 11.12.2002 Tarihli 2002/165 K. Sayili Kararinda Çeklerin Sözlesme Olmadigini Bu Nedenle, Sözlesmeden Dogan Borçlarin Yerine Getirilmemesi Nedeni ile, Hapis Cezasi Verilemeyecegini Emreden Anayasanin 38. maddesi Disinda Kaldigini ve Karsiliksiz Çeke Hapis Cezasinin Dogru Oldugunu Baskan Vekili Hasim Kiliç’in Muhalefeti ve Oyçoklugu Ile Açiklamistir.
Kararin gerekçe bölümü söyledir:
“Türk Ticaret Kanunu’nda kambiyo senetleri arasinda düzenlenen çek;
Temel iliskide bir sözlesmenin bulunup bulunmadigindan bagimsiz olarak,
Kambiyo hukukuna özgü borç doguran özel bir havaledir.
Hatir senetlerinde oldugu gibi, taraflar arasinda herhangi bir sözlesme iliskisinin bulunmadigi veya temelde yer alan sözlesmenin geçersiz oldugu durumlarda çek, basli basina borç kaynagi biçiminde ortaya çikabilmektedir.
Ayrica, haksiz fiil veya sebepsiz zenginlesmeden kaynaklanan bir borç için dahi çek keside edilebilmektedir.
Çeki elinde bulunduran hamil, kesideci ile lehdar arasindaki temel iliskiden kaynaklanan bir alacagi degil, dogrudan dogruya çekten dogan bir hakki iktisap etmektedir.
O halde, çek iliskisi bizzat sözlesme olmadigi gibi, çekin temelinde her zaman bir sözlesme bulunmasi da zorunlu degildir. Temelde bir sözlesme iliskisinin bulundugu durumlarda ise, çekte bu iliskiden bagimsiz ve sözlesme olarak nitelendirilemeyecek bir kambiyo taahhüdü söz konusudur.
Borçlu, temel iliskisi ne olursa olsun borcunu ödemek için çek kullandiginda, asil borç iliskisi disinda kambiyo iliskisi dogmaktadir.
Itiraz konusu kuralin, Anayasa’nin 38. maddesi’nin sekizinci fikrasi kapsaminda degerlendirilebilmesi için iliskinin yalnizca sözlesmeden dogmasi ve borcun yerine getirilememesi gerekmektedir.
Oysa çek temelde sözlesmeden bagimsiz olarak kambiyo hukukuna özgü borç doguran bir havaledir.
Bu nedenlerle kural, Anayasa’nin 38. maddesi’nin sekizinci fikrasa aykiri degildir. Itirazin reddi gerekir.”

C- Çekte Hapis Cezasini Tekrarlayan 4814 Sayili Kanunla Bu Dogrultudaki Anayasa Mahkemesi Kararina Elestiriler Ile Yasal ve Doktrinal Dayanaklari:
“EKONOMIK SUÇA EKONOMIK CEZA” gerekçesi ile hapis cezasini tespit eden, 4814 sayili kanunla bu dogrultudaki Anayasa Mahkemesi karari hatali olup, DÜNYA MEVZUATINA AYKIRI VE ACEMILIK ÜRÜNÜDÜR..
1) Yeni Çek Kanunu’nun gerekçesinde yer alan “ekonomik suça ekonomik ceza” hem komik derecede yanlis, hem de çeke dayali ekonomik suç tekrarlandigi takdirde, karsiliksiz çek düzenleyenlere 1 – 5 yil hapis cezasi kurali ile çeliskilidir. Zira “ekonomik suç” kavrami, hirsizlik, dolandiricilik, evrakta sahtekarlik gibi haksiz yararlar saglayan suçlari da kapsar ve tüm Dünya kanunlarinda hapisle cezalandirilmistir. Hile ve dolandiricilik gibi bir suç unsuru bulunmadikça, çeklerin ödenmemesi “ekonomik suç” degil, “ekonomik direncedir” yaptirimi da faiz ve tazminattir. Para ve hapis cezasi Dünya tarihinde ve halen yoktur. Anayasa Mahkemesi kararlarina da yansiyan “ekonomik suça ekonomik ceza” hiçbir yasal dayanak gösterilmeden yakistirilmis bir acemilik ürünüdür, böyle bir prensip Dünyada yoktur. “Ekonomik suç” ile mal, hizmet ve para borçlarini “ödemede temerrüt dirence” karistirilmistir. Parasal direncelerin yaptirimi parasaldir, faiz ve tazminattir. Hapis ve hatta para cezasi yoktur. Ekonomik direnceye alacakli yararina parasal yaptirim uygulanacakken “ekonomik ceza” Devlete ödenmekte olup, alacagi direnceye ugrayan alacakliya bir faydasi yoktur. Çek bedeli borcunu ödemeyen borçlunun para cezasini Devlete ödemesi de söz konusu degildir. Çek Kanununun Yeni 16. maddesi’ne göre 80 milyar lirayi asmamak üzere karsiliksiz kalan çek bedeli kadar para cezasi da, çekin temsilciler tarafindan imzalanmasi halinde iki üç katina çikabilmektedir. Zira 16. madde hem temsil edene hem temsil edilen kisiye ayri ayri çek bedeli kadar para cezasi uygulamaktadir. Temsil edilen özel kisi 80 milyar, temsilcide 80 milyar lira ceza ödeyecektir. Vakif ve Dernek gibi özel tüzel kisiler adina çek imzalanmasi hallerinde de tüzel kisi ayri, temsilci veya temsilcilerden her biri ayri ayri çek bedeli kadar para cezasi ödemek zorundadir. Çeklere uygulanacak poliçe hükümlerine yollama yapan TK.730’un yollama yaptigi TK.599 ve 600 geregince, çek borçlusu çeki ibraz eden lehtara karsi her tür defileri ileri sürebildigi ve bu defi imkani nama yazili çeklerde iyi niyet sahibi üçüncü sahislara karsi da geçerli oldugu halde, 16. madde karsiliksiz çekte hapis ve para cezasi için bu defileri de göz ardi etmistir.
KUR’AN-I KERIM’in AHZAP Suresinin 72. Ayeti diyor ki;
Insan ZALUMEN CEHULA yani INSAN ÇOK ZALIM ve ÇOK CAHILDIR.
Çeklerin mutlaka bir sözlesmeye dayali olmasini emreden bunca kanun maddeleri ile parasal borçlarda dirence nedeni ile hapis cezasi verilemeyecegini emreden Anayasa’nin 38. maddesine ragmen, çekin bir sözlesme olmadigini gerekçe alan 16. madde’nin mimarlari da ayni görüsü paylasan yargi üyelerinin tutumu da 72. Ayeti animsatmaktadir.
Sürekli olarak Hazine Müstesarligi, Banka Denetleme Kurumu ve Merkez Bankasi gibi Devlet kuruluslarinin denetiminde bulunmasina ragmen 40 – 50 maddelik kredi sözlesmelerinin tamami emredici hükümlere aykiri ve geçersiz bulunan bankalarin yasama organini yaniltmasi neticesinde Çek Ceza Hukukunda su dengesizlige bakiniz:
1- Karsiliksiz kalan çek bedeli kadar para cezasi,
2- Temsil edilene ayri, temsilciye ayri olmak üzere çek bedelinin iki kati para cezasi,
3- Birden çok temsilci varsa her birine ayri ayri para cezasi, temsil edilene de üçüncü para cezasi,
4- Para cezalari bir ayda ödenmezse, üç yili geçmemek üzere hapis cezasi,
5- Birinci çekin karsiliksiz kalmasi nedeni ile para cezalarinin ödenmesinden sonra düzenlenen ikinci çekin karsiliksiz kalmasi halinde ise 1-5 yil arasi hapis cezasi,
6- TCK. 503 geregince dolandiricilik suçlarina 1-3 yil arasi hapis cezasi yeterli görüldügü halde, borç para vermek amaci ile düzenlenen çekin karsiliksiz kalmasina 1-5 yil hapis cezasi,
7- TCK. 491 geregince hirsiza 6 ay ile 3 yil arasinda hapis cezasi, buna karsi teslim edilmeyen malin bedeli olup, BK. 81. geregince ödenmeyen çek için 1-5 yil hapis cezasi,
8- TCK.508’de düzenlenen emniyeti suistimal suçu için 2 aydan 2 yila kadar hapis cezasi, bagis çekinin karsiliksiz kalmasi halinde ise 1-5 yil hapis cezasi,
9- Sahte belgeler düzenleyerek vergi kaçiranlara Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesi geregince alti aydan üç yila kadar hapis cezasi, hakli nedenle de olsa çeki ödemeyenlere 1-5 yil hapis cezasi,
Ödenmeyen çeklere hapis cezasi getirerek çok müsteri edinmek ve para kazanmak amacindaki bankalarin zulüm örneklerindendir. Bunca yasal dengesizlige ve karsiliksiz beher çek için 80 milyar liraya kadar para cezasi ile hapis cezasina neden olan bankalarin karsiliksiz çeklerde riski de yaprak basina 300 milyon liradan ibarettir.
Avrupa Birligi (AB) Devletleri’nin hiç birinde, kötü niyet ve dolandiricilik gibi suç unsurlari olmadikça tarihte ve halen karsiliksiz çek için hapis cezasi yoktur. Arjantin, Brezilya, Japonya gibi devletlerin çek kanunlarinda da hapis cezasi söz konusu degildir.
TK. 707, çeklerin vadeli olmasini yasakladigi halde uygulamamizda karsiliksiz çeklerin hemen hemen tümü vadelidir. Vadeli çekin vade beklemeksizin ibrazi TCK. 508 geregince suç oldugu halde, avukatlarla hakimler bunu da nazara almamakta hemen hapis cezasi uygulamaktadir. ZALUMEN CEHULA.
“Ekonomik suça ekonomik ceza” ayni zamanda aldaticidir. Çünkü para cezasi savcinin talebi üzerine ödenmezse 657 sayili Infaz Kanun’un 5. maddesi geregince, üç lira için bir gün hapis olmak ve üç seneyi geçmemek üzere hapse dönüsür. Yeni Çek Kanunun gerekçesinde yer alan ve çeklerde karsiliksizligin tekrari halinde hapis cezasi öngören bölüm de çeliskilidir. Madem ki, “ekonomik suça ekonomik ceza prensip edinilmistir” karsiliksiz çeklerin tekrarlanmasi halinde de “suç ekonomiktir” cezanin da parasal olmasi zorunludur. Yeni Çek Kanunu ve gerekçesi, kanunlari inceleme yetersizliginden kaynaklanan tam bir acemilik ürünüdür.
2) Çeklerin birer havale ve sözlesme senedi oldugunu düzenleyen baslica yasalar:
a) Çekler dahil Kiymetli Evraki tarif eden TK. 557:
Kiymetli evrak ÖYLE SENETLERDIR KI, bunlarda mündemiç olan hak senetten ayri olarak dermeyan edilemedigi gibi baskalarina da devredilemez.
Seklinde olup, çekin SENET oldugunu açiklamaktadir.
b) Çekin sekil sartlarini düzenleyen TK. 692’nin 2. bendine göre çek;
“Kayitsiz ve sartsiz muayyen bir bedelin ödenmesi için HAVALE”dir.
c) Borçlar Kanunu 457’ye göre de;”HAVALE BIR AKITTIR” sözlesmedir.
d) TK. 694 hükmü de çeklerin HAVALE SENEDI oldugunu tekrarlamistir.
e) Yargitay Hukuk Genel Kurulunun 9.7.1958 tarihli ve K. 28 sayili kararina göre de:
Çek mahiyeti itibariyle BORÇ IKRARINI HAVI bir vesika degil, HAVALE BENZERI bir ödeme vasitasidir.
f) Hususî ve resmî evrakta sahtekarlik suçlarini cezalandiran Türk Ceza Kanunu’nun 349. maddesi’nin 2. bendi de, TK. 557 geregince çekleri de kapsayan “Emre veya hamile yazili olarak tanzim edilen KAMBIYO SENETLERI”ni daha agir cezalara tabi tutmus ve ÇEKLERI de SENET VE SÖZLESME saymistir.
g) “KAMBIYO SENETLERI (ÇEK, POLIÇE VE EMRE MUHARRER SENET) HAKKINDAKI HUSUSI TAKIP USULLERI”ni düzenleyen IIK. 167-176 hükümleri de çekleri senet ve sözlesme saymis ve özel bir icra takip usulüne tabi tutmustur.
h) 57 maddeden olusan 1931 tarihli Milletler Yeknesak Çek Kanunu (Loi Uniforme Concernant le Cheque) de 1 ve 3. maddelerinde çekin bir banka üzerine yazilan özel bir havale sözlesmesi oldugunu açiklamistir.
HAYRI DOMANIÇ de, 1990 YAYIMI KIYMETLI EVRAK HUKUKU adli kitabinin 529. sayfasinda:
“Çek, münhasiran bir bankaya hitaben yazilabilen, kanuni sekil sartlarina tabi, kiymetli evrakta madut ve sadece nakde taalluk edebilen hususî bir HAVALE SENEDIDIR.”
Seklinde bir tarif yapmis, çekin bir senet ve sözlesme oldugunu belirtmistir. Hocamiz Ord. Prof. Dr. Halil ARSLANLI’da 1960 yayimi Ticari Senetler adli eserinde ÇEKIN BIR HAVALE SÖZLESMESI ÜRÜNÜ oldugu beyan etmistir.
Prof. Dr. Reha POROY ile Prof. Dr. Hamdi YASAMAN’ in müsterek eseri KIYMETLI EVRAK HUKUKU adli kitap da çekler bir havale ve senet olarak tarif edilmistir.
Ziraat Bankasinin, 1988 yayimi “Tevdiat ve Banka Hizmetleri Mevzuati” adli kitapçiginin 1 ve 2. sayfalarinda da çek, bir havale ve senet olarak tarif edilmistir.
Özetle, 26.2.2003 tarihli ve 4814 sayili Yeni Çek Kanunu’na kadar çekin sözlesme niteliginde bir havale ve senet olmadigini savunan yasal, yargisal ve doktrinal bir görüs yoktur.
Bir kimsenin diger bir kimseye çek vermesinde amaç:
– Ya çek lehtarina olan bir borcun ödenmesi;
– Veya çek lehtarina bir miktar paranin borç verilmesi;
– Yahut çek lehtarinin ileride teslim etmeyi vaadettigi mal ve hizmetlerden dogacak borçlarin karsilanmasi;
– Veyahut bir miktar paranin borç verilmesi;
gibi hukukî sebeplere dayali ve yönelik olabilir.
BK. 17’ye dayali tüm bu hukuki sebepler da yazili veya sözlü sözlesmelere dayalidir. Dolayisi ile Anayasa’nin 38. maddesinde yer alan ve:
“Hiç kimse, yalnizca sözlesmeden dogan yükümlülügü yerine getirememesinden dolayi özgürlügünden alikonulamaz.” diyen emredici kuralin kapsamindadir. Bu nedenle, çek bedelinin ödenmemesi hapis cezasini gerektirmez. Dolayisi ile bir yildan bes yila kadar hapis cezasi öngören 4814 sayili Yeni Çek Kanunu Anayasa’ya aykiridir.
Yeni Çek Kanunu’nun gerekçesinde yer alan “ekonomik suça ekonomik ceza” hem komik derecede yanlis, hem de çeke dayali ekonomik suç tekrarlandigi takdirde, karsiliksiz çek düzenleyenlere 1-5 yila hapis cezasi kurali ile çeliskilidir. Zira, “ekonomik suç” kavrami, hirsizlik, dolandiricilik, evrakta sahtekarlik gibi haksiz yararlar saglayan suçlari da kapsar ve tüm Dünya kanunlarinda hapisle cezalandirilmistir. Hile ve dolandiricilik gibi bir suç unsuru bulunmadikça, çeklerin ödenmemesi “ekonomik suç” degil “ekonomik direncedir” yaptirimi da faiz ve tazminattir. Para ve hapis cezasi Dünya tarihinde ve halen yoktur.
Anayasa Mahkemesi kararlarina da yansiyan “ekonomik suça ekonomik ceza” ilgili kanunlari yeterince incelememekten kaynaklanan hata ürünüdür, böyle bir prensip Dünyada yoktur.”ekonomik suç” ile mal, hizmet ve para borçlarini ödemede temerrüt dirence” karistirilmaktadir. Parasal direncelerin yaptirimi parasaldir, faiz ve tazminattir. Hapis ve hatta para cezasi yoktur. Ekonomik direnceye alacakli yararina parasal yaptirim uygulanacakken “ekonomik ceza” Devlete ödemekte olup, alacagi direnceye ugrayan alacakliya bir faydasi yoktur. Çek bedeli borcunu ödemeyen borçlunun para cezasini Devlete ödemesi de söz konusu degildir.
“Ekonomik suça ekonomik ceza” ayni zamanda aldaticidir. Çünkü para cezasi ödenmezse 657 sayili Infaz Kanunu’nun 5. maddesi geregince hapis cezasina çevrilir.
Yeni Çek Kanunu’nun gerekçesinde yer alan ve çeklerde karsiliksizligin tekrari halinde hapis cezasi öngören bölüm de çeliskilidir. Madem ki, “ekonomik suça ekonomik ceza prensip edinilmistir” karsiliksiz çeklerin tekrarlanilmasi halin de “suç ekonomiktir” yaptirimin da parasal olmasi zorunludur. Yeni Çek Kanunu ve gerekçesi tam bir acemilik ürünüdür.
NETICE:
ÇEK BANKALARA HITABEN YAZILAN BIR HAVALE SENEDIDIR. BK. 457’ye GÖRE ISE HAVALE BIR AKITTIR.”
SU HALDE ÇEK TANZIMI BIR SÖZLESMEDIR VE ANAYASA’NIN 38. MADDESI’NDE YER ALAN VE “HIÇ KIMSE KENDISINI VE KANUNDA GÖSTERILEN YAKINLARINI SUÇLAYAN BIR BEYANDA BULUNMAYA VEYA BU YOLDA DELIL GÖSTERMEYE ZORLANAMAZ”. SEKLINDE BULUNAN EMREDICI KURALA TABIDIR.
BU EMREDICI YASAL DURUMA RAGMEN, ÇEKLERIN ÖDEME ARAÇLARI OLDUGU, SENET OLMADIGI YÖNÜNDEKI GÖRÜSLER, YASALARI VE DOKTRINI GÖZARDI EDEN HATALARDIR.
Osmanli Imparatorlugunun 20 Nisan 1914 tarihli Çek Kanunu ile 1926 ve 1956 tarihli Türk Ticaret Kanunlari da karsiliksiz çeke hapis cezasi düsünmemistir. Hiçbir suç unsuru aramaksizin ve kesideciye, Anayasanin 36. maddesi’ne dayali savunma hakki da vermeksizin karsiliksiz çeke hapis cezasi öngören 1985 ve 2003 tarihli Çek Kanunlari çek kullanimini artirmak, daha çok çek hesabi açtirmak, kazanç artirmak pesinde kosan bankalarin ürünüdür.
Dogru ve olmasi gereken Kanun, Uyum Yasalari’ni hazirlamakta oldugumuz AB ülkeleri basta olmak üzere, ayri bir suç unsuru tasimadikça, tarihte ve halen karsiliksiz çeke cezasi vermeyen ve %5-10 tazminat ve masrafla yetinen medeni Dünya mevzuatina uygun bir çek kanunudur.

Önerdiğim yazılar

13 responses to “KARSILIKSIZ ÇEKE HAPIS CEZASI ANAYASAYA AYKIRIDIR , Prof. Dr. Hayri Domaniç

  1. a: bi gel hele buraya

    b: buyur abi
    a: olm fazla geri almışsınız

    b: yok abi tam sahilden ormanın içine 200 metre
    a: yok onu demiyorum

    b: tamam abi , biz arsaların kenarından geçecek ortasından değil dediydik arkadaşlar yine yanlış çizmişler o yüzden az geri aldık köprüyü
    a : yahu onu da demiyorum

    b: neyi diyosun abi
    a: çek kanunu

    b: nasıl abi ?
    a: ortaçağında gerisinde manga katranın da gerisinde diyorlar

    b: heee, o muuu, sorma yaaaaa ,
    a: nasıl yani ;

    b: ben 1000 – 1200 e kadar geri alın dediydim. çocuklar rumii takvime göre anlamışlar.
    a: …

  2. BAŞKAN : ABDÜLKADİR YAVUZ
    ÜYE : BURHANETTİN ESENKAR
    ÜYE : CEVDET BAK
    KATİP : BEHİYE AYDIN

    Hükümlü Abdullah Bekir vekili Av. Levent S. tarafından Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 28.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 24.03.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını ve tahliyesini istemiştir.
    İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
    1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :
    (1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
    2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ;
    (1) “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.”
    (3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
    3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :
    “Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. ”
    4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında;
    (1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
    (2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
    (3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. ”
    5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde:
    (1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
    6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:
    (1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.
    (3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
    7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:
    (1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir.
    (3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.” hükümleri bulunmaktadır.
    Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
    Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı “Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u va’zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın “Özel” niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi’nin pek çok uygulamalarında da “özel yasa ” niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma…gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de “çek bedeli kadar adli para cezası” olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden” sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
    Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
    Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
    Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak ” Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
    Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
    5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
    Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan “kanunda aksine hüküm bulunmayan haller” tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir.
    3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; “….. çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. ” hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
    Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
    Ayrıca Adalet Bakanlığı’nın cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz.” düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan “çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi” bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
    Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM’nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
    Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2008 tarih ve 2008/202 esas, 2008/323 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
    H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1-Hükümlü Abdullah Bekir vekilinin yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE,
    2-Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.03.2009 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
    3-Sanık hakkında Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 8.5.2008 tarih ve 2008/202 Esas, 2008/323 Karar sayılı ilamı ile verilen 4158 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
    4-Kararın bir örneğinin gereğinin yerine getirilmesi için Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,
    Dosyanın Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesine iadesine,
    Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,
    Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.27.03.2009

  3. Tarih : 27/03/2009
    Saygılar

    • Karşılıksız çeke önce para, sonra hapis cezası

      Çeki kısmen veya tamamen karşılıksız çıkanlar tüm çeklerini de iade edecek!

      ——————————————————————————–
      27 Mart 2009 09:49
      ——————————————————————————–

      Yeni yasal düzenlemede karşılıksız çeklerde ‘1500’ güne kadar adli para cezası getiriliyor. Birden fazla çeki karşılıksız çıkan kişilere hapis cezası verilmesi hükmü de korunuyor. Tasarıda çeki kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan kişinin elindeki tüm çeklerinin iadesi zorunlu kılındı.
      Başbakanlığa gönderilen taslakta çekin güvenli bir ödeme aracı olarak kullanılması için çalışmaların yapıldığı ifade edilerek “Karşılıksız çek ile mücadelenin ağır hapis cezaları ile önlenemediği anlaşılması nedeniyle, suçu önleyici önlemlere yönelinmesi gerekmektedir” denildi.
      Eski yasada karşılıksız çeklerde çek miktarı kadar ağır para cezasına hükmedileceği yasada düzenleniyor ve üst sınırı da belirleniyordu. Yeni yasada çek miktarı kadar ağır para cezası yerine ‘bin beş yüz’ güne kadar adli para cezası öngörülüyor ve fakat ‘hükmedilecek adli para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz’ deniliyor. Ayrıca mükerrirler(çeki birden fazla karşılıksız çıkan kişi) için hapis cezası yeni yasada da korunuyor.

      İşte o taslağın ünemli maddeleri:

      Karşılıksız Çek ve Neticeleri

      Karşılıksız çeki düzenleyen kişi, bu durumunu düzeltme imkanına sahiptir. Keşedici, çekin karşılıksız kalan kısmı ile birlikte belirli bir tazminat ve faiz tutarını ödeyerek kalmakla, ceza davasından da kurtulabilmektir. Karşılıksız çekin sonradan ödenmek istenmesi halinde, gecikme faizi olarak ticari işlerde temerrüt faizi esas alınacaktır.

      a) Karşılığı olmadığı içi ödenmeyen çek, karşılıksız çektir.
      b) Çekin karşılıksız olması nedeniyle ödenmediğinin tespiti gerekmektedir.
      c) Düzenlenen çekin ibraz anında karşılıksız çıkması, çeki düzenleyen açısından suçtur.
      d) Karşılıksız çıkan her çek yaprağı ayrı suç oluşturur.
      e) Karşılıksız çek düzenleme suçuna, ilk defasında para cezası verilecektir.

      – Yeni Yasa ile Değiştirilen 16’ıncı madde hükmü aşağıdaki gibidir.

      a) Karşılıksız çek düzenleme suçunun tekerrürü halinde hapis cezası uygulanacaktır.
      b) Tekerrürden dolayı cezanın artırılabilmesi için, daha önce mahkum olunması, bundan sonraki belli bir sürede tekrar suç işlenmesi gerekmektedir.
      c) Karşılıksız çek suçunun tekerrüre konu olması halinde, verilecek ceza hapi cezası olarak ağırlaşmaktadır.
      d) Karşılıksız çek düzenleyen kişinin, çek hesabı açması da yasaklanacaktır.
      e) Karşılıksız çek suçundan cezanın muhatabı, hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri ile tüzel kişilerdir.
      f) Karşılıksız çek düzenlenmesi suçu, takibi şikayete bağlı suçtur.
      g) Karşılıksız çek davasına asliye ceza mahkemesinde bakılacaktır.
      h) Keşedicinin yapacağı belirli bir ödeme ile, ceza davasının düşmesi mümkündür.
      i) Şikayetten vazgeçme halinde de, dava ve ceza ortadan kalkar.
      j) Yeni kanunun yürürlüğünden önceki karşılıksız çek düzenlemiş olanlar, hapis cezasına muhatap olmayacaktır.
      k) Yeni kanunun yürürlüğünden önceki karşılıksız çek davalarında, şikayetçinin davaya katılması zorunlu tutulmuştur.
      l) Yeni Kanunun yürürlüğünden önce işlenen suç nedeniyle hükümlü ve tutuklu bulunanlar serbest bırakılacaktır.
      m) Yeni Kanunun yürürlüğünden önce düzenlenen karşılıksız çeklerle ilgili hamilin zararı karşılanarak, dava ve cezadan kurtulmak mümkündür.

      – Bankaların Sorumlulukları

      a) Banka çek hesabı açarken ve çek defteri verirken gerekli araştırmaları yapmış olmalıdır.
      b) Karşılıksız çek halinde uygulanan idari yasaklılık kaldırılmıştır.
      c) Çek defterleri, bankalar ve özel finans kurumları tarafından bastırılır.
      d) Yetkisi olmadığı halde çek defteri basan veya bastıranlara, ağır hapis cezası verilecektir.
      e) Çek hesabının açılmasının da kapanmasının da TC Merkez Bankası’na bildirilmesi gerekir.
      f) Ek karşılığının olmaması nedeniyle ödenmemesi halinde, keşedicinin adresleri hamile verilecektir.
      g) Koşullarına uygun olarak ibraz edilen çek, karşılığı varsa ödenmelidir.
      h) Üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çek karşılığı varsa ödenmelidir.
      i) Takas odasında ibraz edilen çek nedeniyle kısmi ödeme yapılamaz.
      j) Çek karşılığının tamamen ödenmemesi halinde, çek de hamile geri verilmelidir.
      k) Çek karşılığının kısmen ödenmemesi halinde, çekin aslı bankada kalacaktır.
      l) Karşılıksız nedeniyle düzenlendiği çek, ödenmeyen hesap sahibine, çek defterlerini iade etmesi ihtar edilmelidir.
      m) İhtarın bankaya en son bildirilen adrese yapılması yeterlidir.
      n) Banka, karşılıksız çek keşidicisine ilişkin bilgileri TC merkez Bankası’na bildirmek zorundadır.
      o) Çek karşılığını ödeyen banka çek aslını alıkoyacaktır.
      p) Banka, karşılıksız çıkan her çek yaprağının 300 milyon lirasını ödemek zorundadır.
      q) Yeni şekle ilişkin üç ay içinde alınan çek defterlerinde sorumluluk miktarı, altmış milyon liradır.
      r) Bankalar, yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde para cezasına muhatap olacaklardır.
      s) Üçyüzelli milyon liradan üç milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılacak suçlar aşağıdaki gibi sıralanablir
      t) TC Merkez Bankası’na yapılacak bildirimler ile TC Merkez Bankası tarafından ilan edilmesi gereken hususlar aşağıdaki gibidir :

      Bankalar, çek hesabı açtıranların açık kimlik ve adreslerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı örnekleri ile yerleşim yeri belgelerini, tacir olanların ayrıca ticaret sicil kayıtlarını almak, bunların açık kimliklerini, adreslerini, vergi kimlik numaralarını ve çek hesabının kapatılma hallerini onbeş gün içinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına bildirmek zorundadırlar. Dolayısıyla çek hesabı açtıran kişilere ilişkin bilgiler ile çek hesabının kapatılması durumları TC Merkez Bankası’nda bulunacaktır.Muhatap bankanın, yeterli karşılığı olmadığı için ödenmeyen çeki ve hesap sahibi hakkında gereken bilgileri, ibraz tarihinden itibaren on gün içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirmesi gerekir. Bu bildirimden sonra çek tutarı ile öngörülen tazminat ve gecikme faizinin muhatap bankaya ödenmesi de, ödeme tarihinden itibaren on gün içinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına bildirecektir.

      u) Yasaklı olduğu süre içinde çek hesabı açtıran kişi de, açan banka da cezaya tabi olacaktır.

      v) Yeni Yasanın yürürlüğünden önce, yasaklılık süresi içinde çek hesabı açan ve açtıranlar cezaya tabi tutulmayacaktır

  4. babam hatır çeki yüzden bugün içeri girdi. saygın bir iş adamı ve her seyden önce de benim canım babam. o içerdeyken çekleri nasıl ödeyebiliriz ki? bu yasanın çıkması için sesimizi kime duyurmak lazım ne yapmak lazım lütfen yardımcı olun. kardeşim özel bir okulda ben özel bir üniversitede okuyorum. evin eşyalarını satıp bir süre geçinicez. ben okulu bırakıp kardeşime bakmak durumundayım. hiç bir şeyden gocunmuyorum gerekirse ömür boyu çalışır öyle evlerde oturmaz öyle okullarda okumaz çalışırım. ama babamın eve dönmesini istiyorum.bir katil bile 5 yıl yatıp bir daha ciayet işlememesi gerektiğini kavrayabiliyorsa, babam 5 yıl yatıp arkadaşlarına güvenmemesi gerektiğini mi kavrayacak? lütfen yeni bir gelişme olursa burdan beni haberdar edin.

  5. taslakda af ile ilgili bir düzenleme yok.kanunda eski çeklerle ilgili 3167 geçerli deniyor.

  6. ali ak beyin alıntı yaptığı madde

    l) Yeni Kanunun yürürlüğünden önce işlenen suç nedeniyle hükümlü ve tutuklu bulunanlar serbest bırakılacaktır.

    yeni çek kanunu taslağında yok gözdenmi kaçtı ltf tekrar kontrol edermisin

  7. Karşılıksız çeke önce para, sonra hapis cezası
    27 Mart 2009 09:49

    Yeni yasal düzenlemede karşılıksız çeklerde ‘1500’ güne kadar adli para cezası getiriliyor. Birden fazla çeki karşılıksız çıkan kişilere hapis cezası verilmesi hükmü de korunuyor. Tasarıda çeki kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan kişinin elindeki tüm çeklerinin iadesi zorunlu kılındı.
    Başbakanlığa gönderilen taslakta çekin güvenli bir ödeme aracı olarak kullanılması için çalışmaların yapıldığı ifade edilerek “Karşılıksız çek ile mücadelenin ağır hapis cezaları ile önlenemediği anlaşılması nedeniyle, suçu önleyici önlemlere yönelinmesi gerekmektedir” denildi.
    Eski yasada karşılıksız çeklerde çek miktarı kadar ağır para cezasına hükmedileceği yasada düzenleniyor ve üst sınırı da belirleniyordu. Yeni yasada çek miktarı kadar ağır para cezası yerine ‘bin beş yüz’ güne kadar adli para cezası öngörülüyor ve fakat ‘hükmedilecek adli para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz’ deniliyor. Ayrıca mükerrirler(çeki birden fazla karşılıksız çıkan kişi) için hapis cezası yeni yasada da korunuyor.

    İşte o taslağın ünemli maddeleri:

    Karşılıksız Çek ve Neticeleri

    Karşılıksız çeki düzenleyen kişi, bu durumunu düzeltme imkanına sahiptir. Keşedici, çekin karşılıksız kalan kısmı ile birlikte belirli bir tazminat ve faiz tutarını ödeyerek kalmakla, ceza davasından da kurtulabilmektir. Karşılıksız çekin sonradan ödenmek istenmesi halinde, gecikme faizi olarak ticari işlerde temerrüt faizi esas alınacaktır.

    a) Karşılığı olmadığı içi ödenmeyen çek, karşılıksız çektir.
    b) Çekin karşılıksız olması nedeniyle ödenmediğinin tespiti gerekmektedir.
    c) Düzenlenen çekin ibraz anında karşılıksız çıkması, çeki düzenleyen açısından suçtur.
    d) Karşılıksız çıkan her çek yaprağı ayrı suç oluşturur.
    e) Karşılıksız çek düzenleme suçuna, ilk defasında para cezası verilecektir.

    – Yeni Yasa ile Değiştirilen 16’ıncı madde hükmü aşağıdaki gibidir.

    a) Karşılıksız çek düzenleme suçunun tekerrürü halinde hapis cezası uygulanacaktır.
    b) Tekerrürden dolayı cezanın artırılabilmesi için, daha önce mahkum olunması, bundan sonraki belli bir sürede tekrar suç işlenmesi gerekmektedir.
    c) Karşılıksız çek suçunun tekerrüre konu olması halinde, verilecek ceza hapi cezası olarak ağırlaşmaktadır.
    d) Karşılıksız çek düzenleyen kişinin, çek hesabı açması da yasaklanacaktır.
    e) Karşılıksız çek suçundan cezanın muhatabı, hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri ile tüzel kişilerdir.
    f) Karşılıksız çek düzenlenmesi suçu, takibi şikayete bağlı suçtur.
    g) Karşılıksız çek davasına asliye ceza mahkemesinde bakılacaktır.
    h) Keşedicinin yapacağı belirli bir ödeme ile, ceza davasının düşmesi mümkündür.
    i) Şikayetten vazgeçme halinde de, dava ve ceza ortadan kalkar.
    j) Yeni kanunun yürürlüğünden önceki karşılıksız çek düzenlemiş olanlar, hapis cezasına muhatap olmayacaktır.
    k) Yeni kanunun yürürlüğünden önceki karşılıksız çek davalarında, şikayetçinin davaya katılması zorunlu tutulmuştur.
    l) Yeni Kanunun yürürlüğünden önce işlenen suç nedeniyle hükümlü ve tutuklu bulunanlar serbest bırakılacaktır.
    m) Yeni Kanunun yürürlüğünden önce düzenlenen karşılıksız çeklerle ilgili hamilin zararı karşılanarak, dava ve cezadan kurtulmak mümkündür.

    – Bankaların Sorumlulukları

    a) Banka çek hesabı açarken ve çek defteri verirken gerekli araştırmaları yapmış olmalıdır.
    b) Karşılıksız çek halinde uygulanan idari yasaklılık kaldırılmıştır.
    c) Çek defterleri, bankalar ve özel finans kurumları tarafından bastırılır.
    d) Yetkisi olmadığı halde çek defteri basan veya bastıranlara, ağır hapis cezası verilecektir.
    e) Çek hesabının açılmasının da kapanmasının da TC Merkez Bankası’na bildirilmesi gerekir.
    f) Ek karşılığının olmaması nedeniyle ödenmemesi halinde, keşedicinin adresleri hamile verilecektir.
    g) Koşullarına uygun olarak ibraz edilen çek, karşılığı varsa ödenmelidir.
    h) Üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çek karşılığı varsa ödenmelidir.
    i) Takas odasında ibraz edilen çek nedeniyle kısmi ödeme yapılamaz.
    j) Çek karşılığının tamamen ödenmemesi halinde, çek de hamile geri verilmelidir.
    k) Çek karşılığının kısmen ödenmemesi halinde, çekin aslı bankada kalacaktır.
    l) Karşılıksız nedeniyle düzenlendiği çek, ödenmeyen hesap sahibine, çek defterlerini iade etmesi ihtar edilmelidir.
    m) İhtarın bankaya en son bildirilen adrese yapılması yeterlidir.
    n) Banka, karşılıksız çek keşidicisine ilişkin bilgileri TC merkez Bankası’na bildirmek zorundadır.
    o) Çek karşılığını ödeyen banka çek aslını alıkoyacaktır.
    p) Banka, karşılıksız çıkan her çek yaprağının 300 milyon lirasını ödemek zorundadır.
    q) Yeni şekle ilişkin üç ay içinde alınan çek defterlerinde sorumluluk miktarı, altmış milyon liradır.
    r) Bankalar, yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde para cezasına muhatap olacaklardır.
    s) Üçyüzelli milyon liradan üç milyar liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılacak suçlar aşağıdaki gibi sıralanablir
    t) TC Merkez Bankası’na yapılacak bildirimler ile TC Merkez Bankası tarafından ilan edilmesi gereken hususlar aşağıdaki gibidir :

    Bankalar, çek hesabı açtıranların açık kimlik ve adreslerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı örnekleri ile yerleşim yeri belgelerini, tacir olanların ayrıca ticaret sicil kayıtlarını almak, bunların açık kimliklerini, adreslerini, vergi kimlik numaralarını ve çek hesabının kapatılma hallerini onbeş gün içinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına bildirmek zorundadırlar. Dolayısıyla çek hesabı açtıran kişilere ilişkin bilgiler ile çek hesabının kapatılması durumları TC Merkez Bankası’nda bulunacaktır.Muhatap bankanın, yeterli karşılığı olmadığı için ödenmeyen çeki ve hesap sahibi hakkında gereken bilgileri, ibraz tarihinden itibaren on gün içinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirmesi gerekir. Bu bildirimden sonra çek tutarı ile öngörülen tazminat ve gecikme faizinin muhatap bankaya ödenmesi de, ödeme tarihinden itibaren on gün içinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasına bildirecektir.

    u) Yasaklı olduğu süre içinde çek hesabı açtıran kişi de, açan banka da cezaya tabi olacaktır.

    v) Yeni Yasanın yürürlüğünden önce, yasaklılık süresi içinde çek hesabı açan ve açtıranlar cezaya tabi tutulmayacaktır

    • sayın ALİ kardeş yeni çek kanunun taslağının bu olduğuna emin misin. nereden baktın link i verirsen sevinirim . l) Yeni Kanunun yürürlüğünden önce işlenen suç nedeniyle hükümlü ve tutuklu bulunanlar serbest bırakılacaktır. yazıyo ama sanırım o 2003 yılına ait eski kanun yani . dediğin gibi olsa ne güzel. yine de tekrar kontrol et ve dediğin gibi ise adresi bildirirsen sevinirim

      • Çek Kanunu Tasarısı bloga eklendi.

        İnceleyebilirsiniz.

        hayırlı olsun.

        • borca hapis adil değildir. kalkmalıdır.

          Sayın Mehmet Zafer ÇAĞLAYAN,

          Size açık bir çağrı yapıyoruz. Ticaret erbabı mağdurdur. Çek yasası mağdurları oluşmuştur.
          alacaklı ve borçlu tarafta mağdurlar çığ gibi çoğalmaktadır.
          Ekonomik krizin faturası KOBI lere ödetilmek istenmektedir.
          Buna dur deyiniz. Bize çek yasası mağdurlarına destek olunuz.
          Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun bir çek yasasının çıkması için destek veriniz.

          Bizler internetde, özgür bloglar aracılığıyla toplanan çek yasası mağdurlarıyız. Adil bir çek yasası çıkmasını talep ediyoruz. Bu amaçla Sayın Mehmet Zafer ÇAĞLAYAN, Sadullah ERGİN, Kemal KILIÇDAROĞLU ve Ayşe ARMAN ‘a açık duyuru yapıyoruz. Bizim çağrımızı duyunuz.

          Çek yasası mağdurları ile ilgileniniz.

          KEMAL KILIÇDAROĞLU Kimdir ?
          İSTANBUL Milletvekili, Cumhuriyet Halk Partisi
          Kemal Kılıçdaroğlu, 17 Aralık 1948’de Tunceli Nazimiye’de doğdu. Babasının adı Kamer, annesinin adı Yemuş’tur. Ekonomist ve Maliyeci; Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ni bitirdi. Maliye Bakanlığı’nda Hesap Uzmanı, Gelirler Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcısı, Bağ-Kur Genel Müdürü, SSK Genel Müdürü olarak görev yaptı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı görevini yürüttü. Hacettepe Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak ders verdi. İş Bankası Yönetim Kurulu Üyeliğine getirildi. Değişik gazete ve dergilerde yayınlanmış çok sayıda makalesinin yanı sıra ayrıca üç kitabı yayınlandı. Ekonomik Trend Dergisi tarafından verilen “Yılın Bürokratı” ödülünü aldı. 22. Dönem İstanbul Milletvekili. Orta Düzeyde Fransızca bilen Kılıçdaroğlu, evli ve 3 çocuk babasıdır.

          MEHMET ZAFER ÇAĞLAYAN Kimdir ?

          ANKARA Milletvekili, Adalet ve Kalkınma Partisi
          Mehmet Zafer Çağlayan, 15 Kasım 1957’de Muş’ta doğdu. Babasının adı M.Salih, annesinin adı Muhlise’dir. Makine Mühendisi ve Sanayici; Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü bitirdi. Sanayici olarak çalıştı. 1987’de Ankara Sanayi Odası’na Oda Meclisi Üyesi oldu. 1989’da Ankara Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi, 1991’de Başkanvekili ve 1995’de Yönetim Kurulu Başkanı olarak, 2007’ye kadar bu görevini sürdürdü. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde üç dönem Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. TOBB Ekonomi Teknoloji Üniversitesi ile Türkiye Ekonomi Araştırma Vakfı’nın Mütevelli Heyet Üyesi oldu. 60. Hükümet’te Sanayi ve Ticaret Bakanı olarak atandı. Hükümette yapılan değişiklikte, Devlet Bakanlığı görevine getirildi. İngilizce bilen Çağlayan, evli ve iki çocuk babasıdır.

          SADULLAH ERGİN Kimdir ?
          HATAY Milletvekili, Adalet ve Kalkınma Partisi
          Sadullah Ergin, 6 Temmuz 1964’te Hatay Antakya’da doğdu. Babasının adı Mehmet İsmet, annesinin adı Hatice’dir. Avukat; Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Hatay Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nde kurum avukatı olarak çalıştı. Serbest avukatlık yaptı. Çeşitli dernek ve cemiyetlerde yöneticilik görevlerinde bulundu. Adalet ve Kalkınma Partisi Kurucu Üyesi oldu. 22. Dönem Hatay Milletvekili. 60. Hükümet’te Adalet Bakanlığı görevine atandı. İyi düzeyde İngilizce bilen Ergin, evli ve 3 çocuk babasıdır.

          Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeleri,

          Çek yasası nedeniyle insan hakları ihlalleri olmaktadır.
          -Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi açıkca ihlal edilmektedir.
          -Farklı mahkemeler farklı kararlar vermektedir.
          -Savunması bile alınmayan kişilere, sırf şikayet üzerine hapis cezası verilmektedir.
          -Cezaevlerindeki mağdurlar umutlarını yitirmektedir.
          -Mağdurlar haklarını arayamamakta, sinmektedirler.

          bize yardım ediniz. Adil bir çek yasası için destek veriniz.

          İnsan haklarıyla insandır. İnsan hakları hemen şimdi !

          Mehmet Zafer Üskül Başkan AK Parti Mersin
          Halide İncekara Başkanvekili AK Parti İstanbul
          Mehmet Ekici Başkanvekili MHP Yozgat
          Abdurrahman Kurt Sözcü AK Parti Diyarbakır
          Ayşe Jale Ağırbaş Katip DSP İstanbul
          Ahmet Koca Üye AK Parti Afyonkarahisar
          Kazim Ataoğlu Üye AK Parti Bingöl
          Mehmet Ocakden Üye AK Parti Bursa
          Murat Yıldırım Üye AK Parti Çorum
          Mithat Ekici Üye AK Parti Denizli
          Mustafa Ataş Üye AK Parti İstanbul
          Erdal Kalkan Üye AK Parti İzmir
          Fatih Arıkan Üye AK Parti Kahramanmaraş
          Ahmet Gökhan Sarıçam Üye AK Parti Kırklareli
          Kerim Özkul Üye AK Parti Konya
          Cemal Yılmaz Demir Üye AK Parti Samsun
          Ali Rıza Ertemür Üye CHP Denizli
          Çetin Soysal Üye CHP İstanbul
          Ahmet Ersin Üye CHP İzmir
          Malik Ecder Özdemir Üye CHP Sivas
          Akın Birdal Üye DTP Diyarbakır
          Şenol Bal Üye MHP İzmir
          Gürcan Dağdaş Üye MHP Kars

          Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu üyeleri,

          Çağdaş bir çek yasası için mağdurlara yardım ediniz. Türkiye bir ekonomik krizin etkisi altındadır. Suyu kesmek değil, suyun akışını arttırmak istiyoruz. İşletmeler çalışsın, işçiler maaş alsın istiyoruz. Karşılıksız çekin cezası hapis olmamalıdır.

          Adil bir çek yasası için yardım ediniz.

          Ekonomik krizi biz çıkarmadık. Ekonomik krizin kurbanı olmayı red ediyoruz.

          .
          Soner Aksoy Başkan AK Parti Kütahya
          Hasan Angı Başkanvekili AK Parti Konya
          Mahmut Mücahit Fındıklı Sözcü AK Parti Malatya
          Osman Coşkun Katip AK Parti Yozgat
          Ahmet Edip Uğur Üye AK Parti Balıkesir
          Kutbettin Arzu Üye AK Parti Diyarbakır
          Metin Kaşıkoğlu Üye AK Parti Düzce
          İbrahim Halil Mazıcıoğlu Üye AK Parti Gaziantep
          İsmail Katmerci Üye AK Parti İzmir
          Eyüp Ayar Üye AK Parti Kocaeli
          Bayram Ali Bayramoğlu Üye AK Parti Rize
          Hasan Ali Çelik Üye AK Parti Sakarya
          Afif Demirkıran Üye AK Parti Siirt
          Mustafa Cumur Üye AK Parti Trabzon
          Kayhan Türkmenoğlu Üye AK Parti Van
          Fazlı Erdoğan Üye AK Parti Zonguldak
          Tacidar Seyhan Üye CHP Adana
          Hüsnü Çöllü Üye CHP Antalya
          Ergün Aydoğan Üye CHP Balıkesir
          Mehmet Ali Susam Üye CHP İzmir
          Mehmet Şevki Kulkuloğlu Üye CHP Kayseri
          Mehmet Nezir Karabaş Üye DTP Bitlis
          Yılmaz Tankut Üye MHP Adana
          Cemaleddin Uslu Üye MHP Edirne
          Alim Işık Üye MHP Kütahya

          Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu üyeleri,

          Konuyu baştan beri biliyorsunuz. Çek yasası gecikmiştir. Çek yasası adil değildir. Borca hapis ayıptır.

          adil bir çek yasası için desteğinizi istiyoruz.

          Ahmet İyimaya Başkan AK Parti Ankara
          Hakkı Köylü Başkanvekili AK Parti Kastamonu
          Mehmet Emin Ekmen Sözcü AK Parti Batman
          İlknur İnceöz Katip AK Parti Aksaray
          Ahmet Aydın Üye AK Parti Adıyaman
          Zekeriya Aslan Üye AK Parti Afyonkarahisar
          Yılmaz Tunç Üye AK Parti Bartın
          Mehmet Tunçak Üye AK Parti Bursa
          Mehmet Salih Erdoğan Üye AK Parti Denizli
          Celal Erbay Üye AK Parti Düzce
          Veysi Kaynak Üye AK Parti Kahramanmaraş
          Ali Öztürk Üye AK Parti Konya
          İhsan Koca Üye AK Parti Malatya
          Mustafa Hamarat Üye AK Parti Ordu
          Yahya Akman Üye AK Parti Şanlıurfa
          Halil Ünlütepe Üye CHP Afyonkarahisar
          Turgut Dibek Üye CHP Kırklareli
          Ali Rıza Öztürk Üye CHP Mersin
          Rahmi Güner Üye CHP Ordu
          Ali İhsan Köktürk Üye CHP Zonguldak
          Hamit Geylani Üye DTP Hakkari
          Osman Ertuğrul Üye MHP Aksaray
          Metin Çobanoğlu Üye MHP Kırşehir
          Rıdvan Yalçın Üye MHP Ordu

          Kemal KILIÇDAROĞLU, Sadullah ERGİN, Mehmet Zafer ÇAĞLAYAN ve Ayşe ARMAN için bloglarımızda açık duyuru yayınlıyoruz. Yorum bırakarak destek olunuz. Özgür bloglarımız birer demokrasi okuludur.

          Intenet özgürlüktür. Bizi destekleyiniz. Blog larımıza yorum bırakınız.

        • 31.12.2008 TARİHİ SONRASINDA, KARŞILIKSIZ ÇEK KEŞİDE ETME SUÇUNA UYGULANACAK OLAN TÜRK CEZA KANUNU HÜKÜMLERİNİN KISA BİR DEĞERLENDİRMESİ

          5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 1. Maddesine göre;
          “Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”
          Bu hüküm çerçevesinde, belirtilen tarihten sonra, Türk Ceza Kanunu (TCK) dışındaki ceza hükmü getiren tüm ceza kanunları hükümlerinin, TCK’da öngörülen şekle uydurulması çerçevesinde, 3167 Sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun’unun (Çek Kanunu) uygulanma şartlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
          Belirtmek gerekir ki, 31.12.2008 tarihine dek, ceza hükmü getiren diğer özel kanunlardan olan 3167 Sayılı Çek Kanununun cezai hükümleri, TCK’nun genel hükümlerine aykırı olsa da uygulanabilmekteydi. Ancak 31.12.2008 tarihine kadar, Çek Kanun’unda gerekli değişiklikler yapılmadığından, artık 01.01.2009 tarihi itibariyle TCK’nun genel hükümlerinin (1-75. maddeleri) uygulama alanı bulması söz konusudur.
          Ayrıca, 5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.
          Bu çerçevede aşağıda, Çek Kanunu’ndaki karşılıksız çek keşide etme suçunu düzenleyen hükümler yerine uygulanması gerektiği düşünülen TCK hükümlerinin kısa ve acil bir değerlendirilmesi yapılmıştır.
          1. 3167 SK. m. 16/1’de karşılıksız çek keşide etme suçu,
          “Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar adli para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.” Şeklinde olmak üzere, karşılıksız çek keşide etme suçu, “şekli suç” niteliğinde düzenlenmiştir.
          Ancak, TCK’nın genel hükümleri uyarınca, bir suçun oluşumu kastın varlığına bağlıdır (TCK m. 21). Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Bu nedenle, bir kişinin karşılıksız çek nedeniyle cezlandırılabilmesi için, bu kişinin çeki keşide ederken, çekin karşılıksız kalacağı kastıyla hareket etmiş olması gerekmektedir. Başka bir deyişle, bunu bilmeli ve istemelidir. Dolayısıyla, yapılan yargılamada, artık kastın varlığı mutlak olarak araştırılmalı ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır.
          Bunun yanı sıra belirtmek gerekir ki; TCK m. 21/2’ye göre, somut olayda karşılıksız çek keşide eden kişide “olası kast”ın varlığı da ayrıca değerlendirilerek, maddede öngörülen hafifletici durumların dikkate alınması gerekir.
          2. TCK m. 20
          TCK m. 20 uyarınca, ceza sorumluluğu şahsidir ve kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz. Ancak bu maddenin 2. fıkrasında, tüzel kişiler açısından ayrı bir düzenleme yapılmış ve tüzel kişiler bakımından –hiçbir suretle- ceza yaptırımı uygulanamayacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla, bir tüzel kişi çek keşide ettiği takdirde, bu tüzel kişi hakkında artık ceza yaptırımı uygulanamayacaktır.
          3. TCK m. 22
          Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hallerde cezalandırılır. Bu nedenle, taksirle işlenen bir fiilin cezandırılabilmesi için, açıkça düzenlenmiş olması gerekir. Oysa ki, karşılıksız çek keşide etme suçu için, taksirle işlenebileceği yönünde özel bir düzenleme kanunda yer almamaktadır. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme fiilini taksirle işlemek mümkün olmadığından, ceza yaptırımı da uygulanamaz.
          4. TCK. m. 43
          Bu hüküm, zincirleme suçu düzenlemektedir. Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Bu nedenle, karşılıksız çek keşide etme suçu bakımından, bir tek kişiye karşı (sıralı çek) işlenmiş birden fazla karşılıksız çek keşide etme suçunun “zincirleme suç” kapsamında değerlendirilmesi gerekecektir.
          Bunun sonucu olarak da, Çek Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrasında belirtilen “Kısmen veya tamamen karşılıksız çıkan her çek yaprağı ayrı bir suç oluşturur” hükmünün artık her durumda uygulanabilmesi mümkün değildir. Yapılan yargılamada, bu hükmün de değerlendirilmesi gerekmektedir.
          5. TCK m. 52 – 61/8
          Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek keşide etme suçunun cezası, çek bedeli tütarı kadar “adli para cezası” olarak belirlenmekteydi. Verilecek para cezasının üst sınırı her yıl 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre artırılan miktarla sınırlıdır.
          Ancak, TCK’nın adli para cezalarına ilişkin 52. maddesi uygulama alanı bulacağından, ceza miktarının ve niteliğinin belirlenmesi farklılaşacaktır.
          Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. Yargılama sonucunda verilen kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilmelidir. Adli para cezasının miktarının tespiti artık, sadece bu yolla gerçekleştirilebilecektir.
          Bu noktada, yargılamada sanığın lehine olan hafifletici hükmün de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceği belirtilir. Dolayısıyla, karşılıksız çek keşide etme suçuna karşılık verilecek cezanın tayininde bu hükmün uygulanması gerekmektedir.
          Burada karşılaşılacak bir başka sorun, karşılıksız çek keşide etme suçuna tayin edilecek cezanın tam gün karşılığının neye göre belirleneceğidir. Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çek miktarına göre belirlenmekteyken, TCK’nın 52. maddesinin uygulanmasıyla, öncelikle tamgün hesabının yapılması ve bir güne karşılık gelen parasal miktarın belirlenmesi üzerine karar verilmesi gerekmektedir.
          TCK m. 61/8 hükmüne göre, adli para cezasının hesaplanması ise, adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılmalıdır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunacaktır. Bu itibarla, yargılama sonucunda verilecek adli para cezasının tayini usulü de tümden değişmektedir.
          6. TCK m. 73
          Çek kanunu’na göre, karşılıksız çek suçundan dolayı kovuşturma yapılması şikayete bağlı tutulmuştur. Ancak bu şikayet hakkının kullanılma süresi Çek Kanunu’nun 16b maddesinin ikinci fıkrasında; “Çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle şikayet hakkı, 8 inci maddede belirtilen miktarın yatırılması için öngörülen sürenin dolduğu tarihte; ihtiyati tedbir kararı veya ödeme yasağı nedeniyle süresi içinde ibrazında çek hakkında işlem yapılmaması halinde ise, ihtiyati tedbir kararının veya ödeme yasağının kalktığı tarihte doğar” olarak belirtilmiştir.
          Fakat, TCK’nın genel hükümlerinden şikayet’i düzenleyen 73. maddesinin uygulamasıyla, karşılıksız çek suçunun kovuşturulmasına ilişkin usul de değişmektedir. Bu çerçevede, TCK’ya göre süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlayacak şekilde hesap edilmek üzere, 6 ay olarak belirlenecektir. Bu durumda, şikayetçinin fiili ve faili öğrenme tarihi, çekin ibraz tarihi olacağından (Çekin karşılıksız olduğunun öğrenildiği, bankaya ibraz tarihinde), şikayet hakkının başlangıcı daha geriye çekilmiş olacaktır. Kovuşturma ve yargılamada, bu durumun da dikkate alınması ve şikayet süresinin buna göre hesaplanması gerekmektedir.
          7. 5252 Sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun
          5252 Sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca, Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Dolayısıyla, aynı kanunun geçici 1. maddesi yanında, yargılamada, 9. maddenin de göz önünde bulundurulmasıyla sanığın en lehine olan hükümlerin araştırılıp değerlendirilmesi gerekmektedir.

          turkhukuksitesi ‘nden alıntıdır.

Yorum yaparak destek olabilirsiniz