Author Archives: elif1998

Çek yasasını anlattık.

ÇEK MAĞDURLARI FLASH TV’De

30 Aralık

İlk konuşmacı olarak Acil Demokrasi şu cümlelerle sözlerine başladı;

“Yargıtay daire başkanı 160.000 dosyanın Yargıtay da olduğunu ve 1 milyonu aşkın dosyanın da yerel mahkemede olduğunu belirtti. Sorunun özü, konu toplumsal bir konudur. Gerçek olan bu rakamlar değil aslında, dosya sayısı ortalama iki milyon civarıdır ve aileleriyle birlikte çok daha fazla mağduriyetten söz edebiliriz. Bizler çek mağduru olarak aslında daha farklı bir tanımla devletin uyguladığı Adli Para Ceza’sının mağduru olan kişileriz. Şuan sürekli gündemde olan bir konu var. Alacaklının ne olacağı ve alacaklının mağduriyeti. Aslında adli para cezasındaki bizim mağduriyetimiz, alacaklıyla hiçbir ilgisi olmayan mağduriyettir. Biz ticaret yaptık ve bu ticaret içerisinde alacaklarımız oldu, borçlarımız oldu ve bu borç alacak ilişkisi karşısında alabildiklerimizi tahsil ettik, ödeyebildiklerimizi ödedik. Bunlar ticaretin gerçekleridir. Ticaretin gereği olmayan bir konuyla karşı karşıyayız. Yani Adli Para Cezasıyla…

Okumaya devam et

Yargı bağımsızlığının reklamı

Yargıya müdahale

20.12.2005 vatan gazetesi suat kılıç yazısından alıntı

AB üyesi bazı ülkeler, ifade hürriyetine ilişkin bozuk sicillerini Türkiye üzerinden temizleme çabasındadır. Bu, Türkiye için azap, onlar içinse azaptan kurtuluştur. Çok açık bir örneğini Danimarka’da Başbakan Erdoğan’ın basın toplantısına Roj TV’nin davet edilmesi skandalında yaşadık. Avrupa’yı tehdit eden terör odaklarına karşı acımasız davrananlar, Türkiye’yi tehdit eden terörün savunucularına karşı korumacılık hissine kapıldı.

Yeni bir çifte standart ise Orhan Pamuk davasıdır. Soykırım iddialarının inkârını Ermeni halkına hakaret saymak, buna karşılık Türklüğe yönelik bir hakaret davasında “karşı taraf” olmak fevkalâde çirkin bir tavır, kötü bir tercihtir.

Türkiye mahkemeleri bağımsızdır. Türkiye Yargı bağımsızlığıyla yeni tanışmıyor. Bu ülkede bakanlık, başbakanlık koltuğunda bulunmuş isimler bugün Yüce Divan’da yargılanıyor. Onlar da mahkemelerin bağımsızlığına, hukuka, hakimlerin vicdanına emanet edilmiştir. Okumaya devam et

Haksızlık ve hukuksuzluk kalıcı olamaz.

rahmiofluogluEylül 27, 2009, 4:25 pmCevapla

İnsan haklarından, hukukun üstünlüğünden yana olan birliktelik bu çağ dışı uygulamayı kaldıracaktır.
Bir yasa, bir haksızlık eğer haksızsa kalıcı olamaz, mazlumlar mutlaka galip gelecektir. Okumaya devam et

Cezayı haketmedim. Sonuna kadar direneceğim.

b.c. PERMALINK
Mayıs 11, 2009 8:14 pm

Atilla İlhan ne güzel söylemiş.

Akşam olur mektuplar hasretlik söyler
Zagrep radyosunda Lilimarlen türküsü.
Siperden sipere ateş tokuşturanlar
Karanlıkta dem tutan ishak kuşu.

Biz insanlar, dünyalılar yemin ettik imanımız var
Hürriyet için, hürriyet aşkına
Savulacak dönem
Savulacak düşman
Dehrin cefasını çektik
Sefasını süreceğiz. Okumaya devam et

cezaevine kapısına gelince neler konuşulmaz ?

UMUTSUZLUĞU UMUDA ÇEVİRMEK İÇİN BİRLİK VE DAYANIŞMA ŞART

İnkarcı, dışlayıcı, sekter anlayışlar toplumsal olaylara yön veremezler, başarılı olamazlar.

Biz KOSİAD olarak bir internet sitesinin öncülük ettiği son eylemlere gayri resmi olarak destek verdik. Eylem öncesinde, eylem sırasında hiçbir eleştiri yöneltmedik. Bu sitede Av. Rahmi Ofluoğlu’dan neden ses çıkmıyor diye yorumlar çıkınca, Rahmi Ofluoğlu bu blogda ve Admin’in blogunda hareketi destekleyen bir yazı yazdı.

İNKARCI Okumaya devam et

Çek kanunu için yerel mahkemeden iptal isteği

TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
İZMİR
26. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ

DOSYA NO: 2009/1042

ANAYASA MAHKEMESİ’NE İPTAL BAŞVURUSU

HAKİM : YAHYA KESİM 30968
CUMHURİYET SAVCISI : KEMAL ÇAKIR 32637
KATİP : FİRDEVS NEHİR 111810
KATILAN : xx
VEKİLİ : Av. R.T.
SANIK : E.U.
MÜDAFİİ : Av. K.A.
SUÇ : Karşılıksız Çek Keşide Etmek
SUÇ TARİHİ : 05/05/2009
SUÇ YERİ : İzmir
YASA MADDESİ : 3167 Sayılı Yasanın 16/1-3 maddeleri

Sanığın Türk Ekonomi Bankası Işıkkent Şubesindeki hesaptan katılana verdiği 05/05/2009 keşide tarihli ve 7.960 TL miktarındaki çekin karşılıksız çıkması nedeniyle Karşılıksız Çek Keşide Etme suçunu işlediği iddiasıyla 22/10/2009 tarihli iddianame ile mahkememize kamu davası açılmıştır.
Sanığa CMK 195 meşruhatlı davetiye … İZMİR adresinde kendisine tebliğ edilmiştir.
Sanık müdafii K.A. 30/12/2009 tarihli celsede Denizli 5. Noterliğinin 03/06/2009 tarih ve 9279 Yevmiye Nolu vekaletname ile 5941 Sayılı Çek Kanunun geçici 2/b fıkrası gereğince çek bedelini ibraz tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte toplam bedelinin 1/3′ünü 20/12/2010 tarihinde, kalan 2/3′ünü ise 20/12/2011 tarihinde ödemeyi taahhüt ettiklerini, aynı yasa maddesi gereğince yargılamanın durdurularak sanığın taahhüt tarihlerinin beklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 30/12/2009 tarihli 2 nolu ara kararı ile Anayasa Mahkemesine İptal Davası açılmasına karar verilmiştir. Okumaya devam et

Çek kanunu için Ankara’da idik.

Ankaradaki randevumuz 20 ocak tarihinde
İstanbulda sn aAli Rıza Öztürkün katılımı ile yaptığımız toplantıdan
önce alınmıştı. Okumaya devam et

Cezaevlerini de özel sektör yapacak ama…

Cezaevlerini de özel sektör yapacak ama…

Aysel ALP/ANKARA 25 Ocak 2010

Kamu okul,otoyol, cezaevi, hastane gibi kamu yatırımlarını özel sektöre yaptırmanın yollarını arıyor. Ancak yeni sistemde cezaevinin, hastanenin yada okulun sahibi işadamı olurken; devlet kiracı olacak.

Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, kamu yatırımlarının daha hızlı ve daha kısa sürede yapımını sağlayacak bir model üzerinde çalıştıklarını söyledi. Yılmaz düzenlediği basın toplantısında, kamu özel sektör yatırım ortaklığı modeli hakkında bilgi verdi. Bu modelin yap-işlet; yap-işlet-devret; yap-kirala; işletme hakkı devri gibi yöntemleri bulunduğunu anlattı.

Kamu-özel-sektör yasa taslağının birkaç ay içinde Bakanlar Kurulu’na geleceğini belirtti. Yılmaz, söz konusu model ile otoyol yapım ve bakımından maden aramaları, bazı tesislerin resterasyonu gibi çok sayıda işin gerçekleştirilebileceğini belirtti. Okumaya devam et

Adalet Reformu Nasıl Olmalı?

Arkadaşlar yargıda reform nasıl olmalı diye uzun bir yazıdır.  kim kaleme almış bulamadım ama çok ilginç uzun da olsa bir inceleyin böyle bir konu  yazılmışsa birileri buna hazırlık mı yapıyor diye düşündüm

Adalet Reformu Nasıl Olmalı?

Ülke gündeminde sık sık kendisinden söz ettiren ‘adalet reformu ‘ hakkında…

1-)Anayasa Mahkemesini yerine Türkiye İnsan Hakları Mahkemesi kurulacaktır. Yargıtay’dan sonra insan hakları ihlal niteliği taşıyan davalar bu mahkemeye ücretsiz olarak iletilecektir. Bunun için hangi hukuk ihlallerinin ve ne tür suçların insan hakları ihlali olduğuna dair ve bu mahkemeni görev-yetki ve çalışma usullerine ilişkin özel bir kanun çıkarılacaktır. Ayrıca yasalardaki ve anayasadaki insan hakları ve hürriyetlerine aykırı hükümlerin iptali için bu mahkemeye doğrudan bireysel başvuru hakkı açıktır.

Türkiye İnsan Hakları Mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Kurulu, Yargıtay, Danıştay üyelerine aday olan hakimler ÖSYM tarafından Hukukun tüm dalları ile ilgili sınava tabi tutulur. Bu sınava, dosyası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ceza almış, dul ve bekar hakimler giremezler. 100 üzerinden 80 ve üzeri alan hakimler arasından noter huzurunda yapılan BİLGİSAYARLI ATAMA YÖNTEMİ ile boş kadrolara atama yapılır.

2-)Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun toplantıları herkese ve basın mensuplarına açıktır. Hakimler ve Savcılar Kurulu üye sayısı arttırılarak 19 a çıkarılmalıdır. Adalet bakanı ve müsteşar kurul üyeliğinden çıkarılmalıdır. Üyelerin 9 tanesi TBMM tarafından oy çokluğu ile atanmalıdır. Kalan 10 üyeden iki tanesi birinci derece mahkeme hakimlerinden 8 si ise Danıştay ve Yargıtay üyeleri arasında yine Danıştay ve Yargıtay hakimleri arasında yapılan oylamada oy çokluğu ile seçilmelidir.

Hakimler ve Savcılar Kurulu kararları yargı itirazına açıktır. İtiraz makamı da Türkiye İnsan Hakları Mahkemesi’dir. Okumaya devam et

Özgürlüğün ve demokrasinin tek güvencesi …

BİR KİŞİYE YAPILAN HAKSIZLIK

“Bir kişiye yapılan haksızlık,
bütün topluma karşı
işlenmiş bir suçtur.
bu bilinci paylaşmak ve
bu sorumluluğu yerleştirmek
zorundayız.
Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci,
özgürlüğün de,
demokrasinin de
tek güvencesidir.
Bu güvence sağlanmadıkça,
demokrasinin temeline
tek bir taş bile konmuş olamaz.
Unutmayalım ki “cesur bir kez,
korkak bin kez ölür”. Okumaya devam et