ya ben çok kötüyüm. babamı görmeye gittim. çok öksürüyordu …


ya ben çok kötüyüm babamı görmeye gittim çok öksürüyordu eğerki beni babamma bişey olursa bunu bilinki ben gerçeyi söylüyorum yeminedrimki dünyayı başınıza dar edrim ben babam için herşey yapaım çünkü o benim babam bizi bu yaşlara kadar ogetirdi ve şuan cezaevinde devlet başını yastığa nasıl koyuoyr onu anlamıyorum kardeşlerim yatarken babamın gömleyini koklayıpta yatıyo ben buna çok üzülüyorum devlet bişey yapamıyo diye bişey yapmayacksanız neden bu devlet bakanlar var ben bunu anlamıyorum doğru ya bizim gibi saf inlarla uğraşırsınız ama bunu bilinki benim adım SENA eğerki af çıkmassa canlı bomba ile devletyin önüne geçip patlatırım ben bunu babam için yaparım af çıksın babam ordan çıksın çok yaşlı ne olur ben babamı özledim tam 3 ay oldu biz babasız olamayız ne olur bir el uztın babam çıksın ordan ben babamı özledim asıl suçlu dışarda kolunu sallayıp geziyo benim babam suçsuz ispalaya bilirim bunu babamı zorla kaçırıp işkence yaptılar gecenin o saatinde tehdit ettiler çocuklarında olursun benim babam bizi çok seviyo ve gitti sonrasını siz anlayon artık çok kötü çok dualar ettim ama faydası yok devlet ancak sabah olur araba sağıtır çocuklara benim BABAMMMMMMM çıksın cezaevinde devlete bedava 1 yıl çalışırım yetmesse 5 yıl ama BABAM çıksın ALLAH RIZASI İÇİN çıksın duyun bizm sesimizi ne olur af çıksın dayanamıyorum artık yavaş yavaş devletten soğuyorum

sena, Haziran 25, 2009, 7:48 pm üzerinde

hapis ne arkadaşlar nasıl adalet tamam cinayet işleyenlerf kalsın ona bişey demiyorum ama karşılıksız çekler neden içerde onu anlamıyoum isterlerse 2 milyon ceza versinlert ama babam çıksın o haksız yere yatıyo hiç suçu yok suçu olsa hiç bişey demem başım dik babam yaptı yatsın derim ama suçu oyk ne olur meclisler toplanın af çıkarın deli olacam babammı görmeyeli 4 ayoldu ve kardeşimin diploma töerni en küçük erkek kardeşimin okuma bayramına babm gitmedi nedenimi çünkü ceza evinde bizim elimiz kolumuz bağlı çünkü hepimiz kızız af çıksın ne olurrrrrrrrrrr

sena, Haziran 27, 2009, 5:28 pm üzerinde

amin size teşekkür edrim ben 2 yıl sonra hemşire olcam ama babam yok evin de en büyüğü benim onun için okulu bırakmak zorundayım ailemi bakmak zorundayım devletten bişey bekleymem devlet ancak kendi çıkarlarını düşünür ben para değil babamı istiyorummmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm

sena, Haziran 27, 2009, 8:14 pm üzerinde

SENA rumuzlu okuyucu tarafından  “karşılıksız çek ve yasal düzenlemeler “ bloguna bırakılmış yorumlardan alıntıdır.

2 responses to “ya ben çok kötüyüm. babamı görmeye gittim. çok öksürüyordu …

  1. çocuklarımızın babaları cezaevinde iken, tatil nasıl geçiyor ?

    —————————
    bir umudumuz sizdeydi sayın Kılıçdaroğlu.
    oysa son dönemde medyadaki demokrasi tartışmaları içinde hep sizi görmüştük,
    size bu tavrınızdan dolayı “gandi kemal” bile dedik
    umutlarımızı karartmayınız
    çek mağdurları ilginizi bekliyor

    insan haklarıyla insandır.

    insan hakları hemen şimdi

    Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU ; küresel ve yerel çıkar odaklarının baskısı ile ezilen çek mağdurları yardım istiyor. Çek Mağdurları sizi bekliyor.

    Çek Mağdurları, Burhan İŞCAN ve Av. Rahmi OFLUOĞLU sizi ziyaret ettiklerinde konu ile ilgilenme sözü vermiştiniz.

    Sözünüzü tutmanızı bekliyoruz.

    —————————————-
    Sayın Adalet Komisyonu üyeleri,

    Çağdaş bir çek yasası gerekmektedir.

    Durumu bilgilerinize sunarız.

    Ahmet İyimaya Başkan , Adalet ve Kalkınma Partisi, Ankara
    Hakkı Köylü Başkanvekili , Adalet ve Kalkınma Partisi, Kastamonu
    Mehmet Emin Ekmen Sözcü , Adalet ve Kalkınma Partisi, Batman
    İlknur İnceöz Katip , Adalet ve Kalkınma Partisi, Aksaray
    Ahmet Aydın , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Adıyaman
    Zekeriya Aslan , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Afyonkarahisar
    Yılmaz Tunç , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Bartın
    Mehmet Tunçak , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Bursa
    Mehmet Salih Erdoğan , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Denizli
    Celal Erbay , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Düzce
    Veysi Kaynak , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Kahramanmaraş
    Ali Öztürk , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Konya
    İhsan Koca , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Malatya
    Mustafa Hamarat , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Ordu
    Yahya Akman , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Şanlıurfa
    Halil Ünlütepe , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Afyonkarahisar
    Turgut Dibek , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Kırklareli
    Ali Rıza Öztürk , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Mersin
    Rahmi Güner , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Ordu
    Ali İhsan Köktürk , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Zonguldak
    Hamit Geylani , Üye, Demokratik Toplum Partisi, Hakkari
    Osman Ertuğrul , Üye, Milliyetci Hareket Partisi, Aksaray
    Metin Çobanoğlu , Üye, Milliyetci Hareket Partisi, Kırşehir
    Rıdvan Yalçın , Üye, Milliyetci Hareket Partisi, Ordu

    ———————————————–
    Sayın Anayasa Komisyonu üyeleri, sizlerden çağdaş bir çek yasası için çalışmalarınıza devam etmenizi rica ediyoruz.,

    Burhan Kuzu Başkan , Adalet ve Kalkınma Partisi, İstanbul
    Güldal Akşit Başkanvekili , Adalet ve Kalkınma Partisi, İstanbul
    Ayşe Nur Bahçekapılı Sözcü , Adalet ve Kalkınma Partisi, İstanbul
    Ayhan Sefer Üstün Katip , Adalet ve Kalkınma Partisi, Sakarya
    Mehmet Daniş , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Çanakkale
    Mahmut Durdu , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Gaziantep
    Hacı Hasan Sönmez , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Giresun
    Haydar Kemal Kurt , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Isparta
    Mevlüt Akgün , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Karaman
    Hasan Kara , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Kilis
    Hüsnü Tuna , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Konya
    İsmail Bilen , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Manisa
    Enver Yılmaz , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Ordu
    Suat Kılıç , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Samsun
    Mustafa Çetin , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Uşak
    Atila Emek , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Antalya
    Mehmet Ali Özpolat , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, İstanbul
    Atilla Kart , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Konya
    Şahin Mengü , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Manisa
    İsa Gök , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Mersin
    Aysel Tuğluk , Üye, Demokratik Toplum Partisi, Diyarbakır
    Süleyman Nevzat Korkmaz , Üye, Milliyetci Hareket Partisi, Isparta
    Faruk Bal , Üye, Milliyetci Hareket Partisi, Konya
    Behiç Çelik , Üye, Milliyetci Hareket Partisi, Mersin

    ————————————————

    Sayın İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyeleri,

    çek yasası nedeniyle insan hakları ihlalleri yaşanmaktadır. Çek yasasına katkılarınızı bekliyoruz.

    Mehmet Zafer Üskül Başkan , Adalet ve Kalkınma Partisi, Mersin
    Halide İncekara Başkanvekili , Adalet ve Kalkınma Partisi, İstanbul
    Mehmet Ekici Başkanvekili , Milliyetci Hareket Partisi, Yozgat
    Abdurrahman Kurt Sözcü , Adalet ve Kalkınma Partisi, Diyarbakır
    Ayşe Jale Ağırbaş Katip DSP İstanbul
    Ahmet Koca , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Afyonkarahisar
    Kazim Ataoğlu , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Bingöl
    Mehmet Ocakden , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Bursa
    Murat Yıldırım , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Çorum
    Mithat Ekici , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Denizli
    Mustafa Ataş , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, İstanbul
    Erdal Kalkan , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, İzmir
    Fatih Arıkan , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Kahramanmaraş
    Ahmet Gökhan Sarıçam , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Kırklareli
    Kerim Özkul , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Konya
    Cemal Yılmaz Demir , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Samsun
    Ali Rıza Ertemür , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Denizli
    Çetin Soysal , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, İstanbul
    Ahmet Ersin , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, İzmir
    Malik Ecder Özdemir , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Sivas
    Akın Birdal , Üye, Demokratik Toplum Partisi, Diyarbakır
    Şenol Bal , Üye, Milliyetci Hareket Partisi, İzmir
    Gürcan Dağdaş , Üye, Milliyetci Hareket Partisi, Kars

    ————————————————-

    Sayın Sanayi ve Ticaret komisyonu üyeleri,

    Türk Ticaret hayatı çek yasası aksaması nedeniyle darbe almaktadır. Bir hukuk depremi yaşanmaktadır.

    Soner Aksoy Başkan , Adalet ve Kalkınma Partisi, Kütahya
    Hasan Angı Başkanvekili , Adalet ve Kalkınma Partisi, Konya
    Mahmut Mücahit Fındıklı Sözcü , Adalet ve Kalkınma Partisi, Malatya
    Osman Coşkun Katip , Adalet ve Kalkınma Partisi, Yozgat
    Ahmet Edip Uğur , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Balıkesir
    Kutbettin Arzu , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Diyarbakır
    Metin Kaşıkoğlu , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Düzce
    İbrahim Halil Mazıcıoğlu , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Gaziantep
    İsmail Katmerci , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, İzmir
    Eyüp Ayar , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Kocaeli
    Bayram Ali Bayramoğlu , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Rize
    Hasan Ali Çelik , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Sakarya
    Afif Demirkıran , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Siirt
    Mustafa Cumur , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Trabzon
    Kayhan Türkmenoğlu , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Van
    Fazlı Erdoğan , Üye, Adalet ve Kalkınma Partisi, Zonguldak
    Tacidar Seyhan , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Adana
    Hüsnü Çöllü , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Antalya
    Ergün Aydoğan , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Balıkesir
    Mehmet Ali Susam , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, İzmir
    Mehmet Şevki Kulkuloğlu , Üye, Cumhuriyet Halk Partisi, Kayseri
    Mehmet Nezir Karabaş , Üye, Demokratik Toplum Partisi, Bitlis
    Yılmaz Tankut , Üye, Milliyetci Hareket Partisi, Adana
    Cemaleddin Uslu , Üye, Milliyetci Hareket Partisi, Edirne
    Alim Işık , Üye, Milliyetci Hareket Partisi, Kütahya

    ********

    Kemal KILIÇDAROĞLU, Sadullah ERGİN, Zafer ÇAĞLAYAN ve Ayşe ARMAN için açık mektup kampanyamıza destek veriniz. Çek yasası nedeniyle yaşanan insan hakları ihlallerinin durdurulmasını talep ediyoruz.

    ****

    Yaşasın tam bağımsız ve adil Türk Yargısı !
    Yaşasın tam bağımsız Türkiye !
    Yaşasın demokrasinin bekçisi, bağımsız Türkiye Büyük Millet Meclisi !

    insan haklarıyla insandır. İnsan hakları hemen şimdi !

    ***

    Bu bir “sivil direniş” dir. TC Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinden doğan haklarımızın, örgütlü olarak kullanılmasından ibaretdir.
    Bu bir “yurttaş hareketi” dir. Benzerleri Türk tarihinde yaşanmıştır : Tramvaycılar grevi, İpek işcileri grevi, Paşabahçe grevi, Askeri mahkemelere direnen anneler, Bergama köylüleri direnişi

    • Kamu Yönetiminde Ahlak ve Kalite
      Cuma, 04 Ağustos 2006 19:45
      Kamu yönetimi; yasama, yargı ve yürütme erki ile bir bütündür. Dolayısıyla, kamu yönetiminde ahlak ve kaliteden söz ederken, soruna bu çerçeveden yaklaşmanın daha yararlı olacağını düşünüyorum.

      Türk Dil Kurumu “ahlak”ı, “bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları” olarak tanımlar. Bu tanımdan yola çıktığımızda, ahlaki kuralların, toplumların uzun bir zaman süreci içinde yarattığı ortak değerler olduğunu görürüz.

      Kamu yönetiminin temel amacı, yurttaşa kamu hizmetini ahlak kuralları içinde ve kaliteli olarak sunmaktır. Kuşkusuz bunun bazı temel koşulları vardır. Bu koşullar aranmadığı ya da gerçekleşmediği sürece, kamu yönetiminde “ahlak” ve “kalite” sorgulanamaz. Örneğin, kamu yönetiminde olması gereken; saydamlık, tarafsızlık, dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme gibi ilkeler yaşama geçirilmedikçe, sistemin toplumun beklentilerine yanıt vermesi beklenemez.

      Türkiye bu konuda bazı ciddi değişiklikleri yaşama geçirmekle birlikte, kamu yönetiminde pek çok eksiği bünyesinde barındıran bir ülkedir. Bu konuda yapılması gerekenleri, “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne Katılım Sürecine İlişkin 2004 Yılı İlerleme Raporu ve Tavsiye Metni’nde görebiliriz.

      Söz konusu Rapora baktığımızda, kamu yönetimi ile ilgili temel eksikliklerimizi görebiliyoruz. Bu eksikliklerimiz, Raporun değişik bölümlerinde belirtilmiştir. Bunları kısaca şöyle özetleyebiliriz.

      1. “Yargının bağımsızlığı ilkesi Anayasa ile güvence altına alınmakla birlikte yargı bağımsızlığı Anayasada yer alan bazı hükümler nedeniyle belli ölçüde zedelenmektedir” (Sayfa 22) Bağımsız yargının olmadığı bir ülkede, kamu yönetiminde ahlaktan söz edemeyiz. Yargının yurttaşa güven verebilmesi için, bağımsızlığının anayasal güvenceye alınması zorunludur. Bu zorunluluk, yargıda kaliteyi de beraberinde getirecektir.

      2. “…araştırmalar Türkiye’de yolsuzluğun ciddi bir sorun olmaya devam ettiğini göstermektedir.” (Sayfa 22) Yolsuzluğun ciddi bir sorun olarak algılandığı bir ülkede, kamu yönetiminde ahlak ve kaliteden söz edilemez. Türkiye, yolsuzluk konusunda çok daha ciddi önlemler almak zorundadır. Nitekim aynı Raporun başka bir bölümünde yine yolsuzluklara değinilerek, şu belirlemede bulunulmuştur. “… yolsuzluk, hem yasal hem kurumsal açıdan büyük çabalar gerektiren ciddi bir problem olmaya devam etmektedir. Yolsuzluğa karşı mücadele için kurulan çeşitli idari, parlamenter ve diğer kurumların verimliliği ve etkinliği endişe konusu olmaya devam etmektedir. Politikaların tutarlılığı, eşgüdüm ve işbirliği zayıftır. Türkiye, bağımsız bir yolsuzlukla mücadele birimi kurmaya ve yolsuzlukla mücadele konusunda bir kanun çıkarmaya davet edilmektedir.” (sayfa 129) Bu belirlemelerden sonra, Türkiye’de yolsuzlukların üzerine kararlılıkla giden bir siyasi oluşumdan söz edilemez. Bir iktidarın, bu konudaki samimiyeti, öncelikle yolsuzlukların üzerine kararlılıkla giden bir görüntü vermektir. Arkasından da gerekli yasal değişiklikleri ivedilikle parlamentoya getirip, yasalaştırmaktır. Türkiye bu konuda henüz ciddi bir adım atmış değildir.

      3. Yolsuzluklarla mücadelede, yasama dokunulmazlığının ayrı bir önemi vardır. “Balık baştan kokar” atasözünün unutulmaması gerekir. Raporda bu konuda şöyle denmektedir. “Yasama dokunulmazlığının kapsamı, Türkiye’de kamu kesiminde yolsuzluk açısından önemli problemlerden biri olarak tanımlanmıştır. Çok sık gündeme gelmesine rağmen, yasama dokunulmazlığının kapsamının daraltılması konusunda hiçbir gelişme kaydedilememiştir” (Sayfa 23) Kamu yönetiminde, ahlakı ve kaliteyi egemen kılacaksak, öncelikle, örnek olması gereken kesimlerin, yani parlamenterlerin kendilerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekir. Yapmadığını halktan beklemek, siyasete güven kazandırmaz. Türkiye’de artık yasama dokunulmazlığının AB standartlarına kavuşturulması gerekiyor. Yolsuzluklara adı karışanların, halk adına parlamentoda bulunması, politikaya ve politikacıya güveni sarsan temel bir olgudur. Bu olgunun değişmesi gerekiyor.

      4. Kamuda yolsuzluğun en yoğun olarak gündeme geldiği alan, kamu ihaleleridir. Kamu ihalelerindeki yolsuzluklarla, bir yandan siyasal partiler finanse edilirken, öte yandan bireysel çıkarlar korunur. Siyasetçi, işadamı ve bürokrat birlikteliğinin görüldüğü bu alanda, sağlıklı önlemler alınmaktan siyasilerimiz özenle kaçınmıştır. Çünkü iktidar olanlar, kamu ihaleleri yoluyla, siyasal yandaşlarına kaynak aktarmayı adeta kendilerine görev edinmişlerdir. Nitekim bu gerçeği, söz konusu Raporda da bulmak mümkün. Raporda aynen şöyle deniyor. “Türkiye, ayrıca şeffaf olmayan ve ayrımcılık unsurları taşıyan kamu ihaleleri uygulamalarından vazgeçmeli, Avrupa mevzuatından daha da uzaklaşan yeni hükümler kabul etmekten kaçınmalı ve ihale rejimini müktesebat ile uyumlu hale getirmelidir.” (Sayfa 70) İlk AKP Hükümeti 18.11.2002’de kuruldu. Bu Hükümet 31.12.2002 tarihine kadar (yani 13 günde) tam 219 adet yol ihalesi yaptı. İhale bedelleri toplamı 52 trilyon liradır ve ihale bedelleri, Sayıştay vizesinden kaçınmak için 750 milyar lirayı aşmayacak şekilde ayarlanmıştır. Şimdi kamu yönetiminde ahlak ve kaliteden nasıl söz edeceğiz…

      5. Sistemin sağlıklı sorgulandığı ülkelerde, kamu yönetiminde iyileşme beklenebilir. Kamudaki işini aracı kullanarak yapmak zorunda kalan bir yurttaşa, kamu yönetiminde ahlak ve kaliteden söz edemezsiniz. Sistemin sağlıklı sorgulanabilmesi için, insan kalitesi büyük önem taşır. Bunun temel koşulu da eğitimdir. İyi eğitilen bir toplumda, yurttaş demokratik haklarını sonuna kadar kullanır. Çünkü o yurttaş, kamu harcamalarını karşılamak için, mali gücüne göre vergi ödemiştir ve ödediği vergilerin hesabını soracaktır. Bu sürece geçilen ülkede, artık gerçek demokrasiden söz edilebilir. Sivil toplum örgütlerinin güçlendiği ve yurttaşların hesap sorduğu bir toplumda, demokratik süreç sağlıklı çalışıyor diyebiliriz. Bu sürecin doğal bir sonucu da “sosyal devlettir.” Sosyal devlette, yurttaşın, devletten “hak isteme” özgürlüğü vardır. Sosyal devlet, yoksulluğun yurttaş açısından “kader” olmadığının algılanmasıdır. “İane devleti” ile “sosyal devlet” arasındaki temel fark budur. Sosyal devlette, yoksul yurttaşın da hesap sorma hakkı vardır.

      6. Kamu yönetiminin zaafını gösteren bir diğer temel gösterge de “af” uygulamalarıdır. Sık sık çıkarılan aflar, kamu yönetiminin iyi çalışmadığının tipik göstergesidir. Afların çıkış gerekçesi ne olursa olsun, sık sık bu yola başvurulması, yasalara yurttaşların uymamasını gündeme getirir. “Nasıl olsa af çıkacak” beklentisi sistemin sağlıklı çalışmasını engeller. Bu beklenti bir yandan kamu yönetimini hantallığa iterken, öte yandan, kamuya duyulan güvenin yurttaş gözünde törpülenmesine yol açar…

      7. Kamu yönetiminde ahlakı ve kaliteyi egemen kılan bir diğer temel unsur da, kayıtlı ekonomidir. Ekonomisinin en az yüzde 50’si kayıtdışı olan bir ülkede, kamu yönetiminde arzulanan düzeyde kalite ve ahlaktan söz edilemez. Çünkü kayıtdışı ekonomi, rüşvet dediğimiz yasadışı kazancın ana kaynağını oluşturur. “Bıçak parası” vermeden ameliyat olamıyorsanız, “bahşiş” vermeden bazı kurumlardan kamu hizmetini alamıyorsanız o ülkede kamu yönetimi sorunlu demektir. Kayıtdışılığın getirdiği bir diğer sorun da gelir dağılımındaki çarpıklıklara ortam hazırlaması ve derinleştirmesidir. Bu aynı zamanda yoksulluğun artması anlamına da gelir. Bu bağlamda, sosyal koruma çok önemlidir ve sosyal devletin vazgeçilmez işlevlerinden birisidir. Türkiye bu konuda da sorunlu bir ülkedir. Nitekim söz konusu AB Raporunda bu konuda şu belirlemeye yer verilmiştir. “Sosyal koruma alanında, (…) Sistemin mevcut başlıca zayıflıkları; mali istikrar eksikliği, kayıtdışı sektörün büyüklüğü ve idari sorunlardır.” (Sayfa 99) Bu belirlemelere katılmamak mümkün değildir.

      Kamu yönetiminde ahlak ve kaliteden söz ederken, kuşkusuz pek çok unsuru ele alıp değerlendirmemiz gerekiyor. Bu değerlendirmede varacağımız temel unsur eğitimdir. İnsan kalitesini yükseltmek, sistemi daha sağlıklı çalışır hale getirecektir. Bu da yönetim kalitesini artıracaktır. Kuşkusuz burada sözünü ettiğimiz eğitim, çağdaş eğitimdir. İnsanlığı ileriye taşıyacak doğmalardan uzak eğitim… İyi eğitilen bir toplumda, sağlıklı “etik değerler” oluşur ve etik değerlere karşı davranışlara toplumsal refleks, çok daha güçlü olur. Örneğin, adı “naylon fatura” düzenlemeye karışmış bir kişi, o ülkede maliye bakanı koltuğuna oturamaz.

Yorum yaparak destek olabilirsiniz