kimsenin neden sesi çıkmıyor
eskiden ortalık karışırdı
eski insanlar daha mı yürekliydi
yoksa şimdi üzerimizdeki baskımı daha güçlü
değer yargılarımız mı değişti yoksa
üstümüze ölü toprağı mı serpildi.
inandığımız şeyleri neden savunamıyoruz
hayata katılamıyoruz
birileri hiçbir açıklama gereği bile duymadan bizim adımıza şimdiye kadar doğru bellediklerimizi üstelik göz göre göre hiçe saymaya çekinmiyor.
bizi taraf,muhattab kabul etmiyor,adam yerine koymuyor.
kendi doğrularını bizle paylaşma zaruriyeti bile duymuyor.
bizi o kapasitede yada o sıfatta görmüyor.
karar veriyor ve uyguluyorlar
biz sadece seyrediyoruz
ama orda can veren şehitler bizim şehitlerimiz
içerde çek kanunundan yatan dürüst,namuslu sadece borçlu olduğu için hapis yatan bizim esnafımız
kimse neden sahip çıkmıyor,çıkamıyor
biz bumuyuz artık
bu kadar asalak,tepkisiz bir toplum mu olduk
bu kadar teslimiyetçilik niye
damarlarımızdaki asil kan mı bozuldu yoksa
a.b. , 20.ekim.2009
karşılıksız çek ve yasal düzenlemeler. 
Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras, ‘Sorunun önemini çok kişi ve özellikle Büyük Türk Büyükleri bilmiyor, anlamıyor’ diyor…
İşte Güngör Uras’ın Milliyet gazetesindeki yazısı:
Karşılıksız çekten hapse girmeyen esnaf kalmayacak
Vadeli çekleri karşılıksız çıkanlar hapse giriyor ama, alacaklıya borçlarını ödemediklerinden değil, devletin kestiği para cezasını ödemediklerinden hapis yatıyor.
Şimdilerde esnafımızın en büyük dertlerinden biri, “karşılıksız çek” sorunudur.
Sorunun önemini çok kişi ve özellikle Büyük Türk Büyükleri bilmiyor, anlamıyor.
– Ticari hayatta alışverişler her zaman peşin parayla yapılmaz. Kredi kullanılır. Kredi (1) Ya bankadan alınır. Borçlu bankada senet imzalar (2) Ya da banka dışında borçlu alacaklıya bir senet (ödeme vaadi olan imzalı kâğıt) verir.
– Çağdaş hukuka göre insanlar (dolandırıcılık, sahtekârlık gibi özel durumlar hariç) ticari borçları nedeniyle hapsedilemez. Borçlu ödeme yapmazsa, alacağı olan, icra takibiyle parasını tahsil etmeye çalışır.
– Bankalar, bankada hesabı (parası) olanlara çek karnesi verir. Çek bir ödeme aracıdır. Esas olarak çekin karşılığının bankada olması ve de çekin ibrazında bankaca ödenmesidir.
Senette hapis yok
– Bizde bir zamanlar, bankalarca verilen çeklerin kötü kullanımını önlemek için, karşılığı olmayan çeki yazan banka müşterilerine hapis cezası uygulanıyordu.
– Borç senedini ödenmeyenlere hapis yok iken, karşılıksız çek yazanların hapisle cezalandırıldığı günlerde borç senetlerinin yerini vadeli çek aldı.
– Ama bir süre sonra, çağdaş hukuk ilkelerine göre, insanlara borç dolayısıyla hapis cezası verilemeyeceği görüldü. Senet borcunu ödemeyenler gibi çek borcunu ödemeyenlerin de hapse girmemelerini sağlayan bir düzenleme yapıldı. (Prof. Dr. Ünal Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 18’inci basım, 2007)
– Fakat karşılıksız çek kullanımını caydırmak için bu defa da kanuna karşı hile yapıldı. Yeni düzenlemeye göre, karşılıksız çek yazanlara, çek üzerindeki borç miktarıyla orantılı olarak devlete para cezası ödeyecekleri hükmü getirildi. Devlete bu parayı ödemeyenlerin hapse atılmasının yolu açıldı.
– Dikkat buyurunuz, çeki ödeyemeyen para cezasını devlete ödüyor. Bu uygulamada çeki ödeyemeyen para cezası ödese de, para cezası ödeyemediği için hapse girse de, çekin alacaklısının cebine beş kuruş girmiyor. Borcu aynen kalıyor. Hapse girenin para kazanma imkânı kalmadığından işi çöküyor. Alacaklın parasını alması hayal oluyor.
1.5 milyon karşılıksız çek
Sadece 2009 yılının ilk 9 ayında (daha öncekileri unutunuz) 1.5 milyon çek karşılıksız çıkmış. Ekonomi yazarı Hacer Gemici’den öğrendiğime göre, daha önceki dönemden bu yana yargıya intikal eden dosya sayısı 1 milyona ulaşmış.
Kim diyebilir ki karşılıksız çek ödemeyenlerin hepsi fırsatçı ve kötü niyetli? Bu işin sonunda hapis var. Kim bile bile hapis yatmak ister?
Onun için:
(1) Karşılıksız çek sayısındaki artışa bakarak ekonominin sorununun büyüklüğünü görelim.
(2) Vadeli çek uygulamasına son vermek için, çeki ibrazında ödenecek bir ödeme aracı haline tekrar getirmek ve çekten senede dönmek için gereken düzenlemeleri yapalım.
Sevgilim,
başlar önde, gözler alabildiğine açık,
yanan şehirlerin kızıltısı,
çiğnenen ekinler
ve bitmez tükenmez ayak sesleri :
gidiliyor.
Ve insanlar katlediliyor :
ağaçlardan ve danalardan
daha rahat
daha kolay
daha çok.
Sevgilim,
bu ayak sesleri, bu katliâmda
hürriyetimi, ekmeğimi ve seni kaybettiğim oldu,
fakat açlığın, karanlığın ve çığlıkların içinden
güneşli elleriyle kapımızı çalacak olan
gelecek günlere güvenimi kaybetmedim hiçbir zaman…
NAZIM
yarın saat 9:00′da ankara güven parktayız.
düzeltiyorum:)
22.10.2009’da saat 09:00’da abdi ipekçi parkındayız:)
bende açıklamanızdan sonra bilet almıştım yandı mı şimdi biletim
🙂
Rezalete bakın bugun haberturk un Fatıh Altaylı kosesini okuyun savcı dagdan inen pkklılara sormuş …karsılıksız çekiniz varmı diyeiiiipkk lılar yok deyınce salıverildiler…eger karsılıksız ceklerı olmuş olsaydı şimdi hapiste idiler..ama pkk yonetımı tedbirli davranmış ve cek davası olanları yollamamış…gelenler çek suçu işlememiş basit terör suçluları imiş…bu sorusturmanın sebei ise çek suclularını dağa cıkıp sonra teslim olarak kurtulmalarını engellemek…mişşşş…vah vah vah guzelim devletim ne duruma gelmiş…ellerine şehit bebek kanı bulaşmış katiller basit terör suclusu ve 212 ci maddeden serbestler ama karsılıksız çek keşide etmekten muhalefetten yargılanan terör suclusundan daha ağır cezalık yazıklar olsunn
günaydınlar..
günaydın sn.a.b. evet,içinde bulunduğumuz ruh alini hitaben güzel bir yazı olmuş.
bir iki eklemede izninle ben yapmak istiyorum..
aslen geldiğimiz nokta,gelirken çokta umursamadığımız dikkatimizden özenle kaçırılan ya da bizlerin zaten gözden kaçırdığı,bireyselleşme ile karıştırılan bencilleşmedir,diye düşünüyorum..
özellikle özal’lı süreçte yürütülen bu politika ile birlikte albenili tüketim ürünlerinin pazar yerine dönüştüğü ülkemizde sadece kendimize dair düşünmeye ve yaşamaya başladık.
ve 12 eylül tabi ki.
dağıtılan siyasi örgütlenmelerin yanında siyasi örgütlenmelerin bu topluma kazandırdığı ne kadar değer var ise;korku ve işkence panzerleri üzerinden geçmiştir.
demokratik örgütlenmelerde bu süreçten nasibini almıştır.
yani;sn.a.b. asıl sorun örgütlenmede.sıkıntılı bulunan her alanda.
saygılarımla,
ben ses getirecek büyük bir eylem hazırlığı içindeyim..bugun pkk ya af getıren devlet bizleri beni odemiş olduğum cekten dolayı mahkum etti dolandırıldım dedim dinlemediler..bu yargılamanın cunta rejımıninden hiç bir farkı yok ve şimdi odeyemediğim adli para cezası yuzunden yakalama emri cıktı polis hergun kapıma dayanıyor tanıyorlar diye az bir sure tanıdılar ode diye ama odeyemiyorum..ben bu çeki zaten odemiştim ve bunun gıbi 7 cek daha var yargıtayda bekleyen ..ama sonuc ne biliyormusunuz ben keside ettiğim yere odedim çeki ama keside ettiğim yer banka kredşsşbe kulanmış beni mahkemeye veren banka ama ben o fırmaya odeme yapmıştım..cünkü tıcarette bir sey vardır çekler bankadan takastan cıkar ve eger odeyemdiğiniz çeki cıro sahıpler sırasına gore oder bana o gune dek halk bankasından bir yazı dahı gelmedi bende doğal olarak bu cekleri keside ettiğim yere odedim ..ki kaldı ki ceklerim karşılıksız da degıldı tıcarı bır antlaşmazlıktan dolayı odemeden men talimatı vardı sadece ve sonra da odendi…ve sonrasında iflas ettim krızde…şimdi sorarım savcılığın bu durumda yaptığı yargısız infaz degılde nedir..benim gibi baskaları yanmasın kaybedeceğim bir canım kaldı ..ben onursuz bir adam degılim ki haksız yere hapis yatayım ..uzun bir mektup yazacağim bunu gazetelere mail atacağim ve ardından onurlu bir şekilde ebediyete gideceğim belki bazıları artık ders alır ve bu yasayı değiştirir
Sayın Erkan Şat,
Geçmiş olsun. Kırgınsınız. Üzgünsünüz. Öfkelisiniz.
Ama inan hepimiz bazen benzer duyguları yaşıyoruz.
Dünyada hiç bir şey insan hayatından önemli değildir.
Adaletsizliklerle örgütlü bir şekilde mücadele etmeliyiz.
Bizimle bu mücadeleyi paylaşmaya devam ediniz.
hayatı iki türlü kabul edip yaşayan insan vardır.
1,herşeyin bu dünyada olup biteceğine inananlar
2.bu dünyanın bizler için bir imtihan olduğuna ve ahiret hayatına inananlar.
birinci şık için sorun yok inancı gereği dilediğini yapmakta özgürdür,ona göre yapacaklarından kendisi mesul değildir çünkü başına gelenler kendi seçimi değildir
ikinci şıkta olanlar kendi varlıklarınında üstünde inanca sahip olanlar yaşadıkları hayatın hesabını yanlız vicdanlarına ve onu yaradana vereceklerine inanan insanlardır.
sana uğruna canını vermeyi düşündüğün onurunu bağışlayan bir yaradan var
başına gelenleri için demek ki Allahın bir bildiği var ben yanlış birşey yapmadım ve onun adaletine güveniyorum.
zalimlerden ona sığınıyorum.
hakkımda hayırlısı ne ise o olsun demen gerekmez mi.
isyan etmenin dayanılmaz hafifliğine sığınmadan bir kez daha düşün bence.
kolayı herkez başarır
mühim olan zoru başarmak
Allahın izniyle..
erkan bey,
geçen gün dernek avukatının telefonunu verdim diye anımsıyorum.Pazartesi günkü toplantıya gelirmisiniz.Sizin konularınızı da görüşelim yanlız biraz erken gelebilirseniz sevinirim.Avukatlarla bir çözüm yolu bulmya çalışalım.Üzüntülerinizden kurtulun
Sevgiler
yüreğine sağlık a.b.