Cezaevlerini de özel sektör yapacak ama…
Aysel ALP/ANKARA 25 Ocak 2010
Kamu okul,otoyol, cezaevi, hastane gibi kamu yatırımlarını özel sektöre yaptırmanın yollarını arıyor. Ancak yeni sistemde cezaevinin, hastanenin yada okulun sahibi işadamı olurken; devlet kiracı olacak.
Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, kamu yatırımlarının daha hızlı ve daha kısa sürede yapımını sağlayacak bir model üzerinde çalıştıklarını söyledi. Yılmaz düzenlediği basın toplantısında, kamu özel sektör yatırım ortaklığı modeli hakkında bilgi verdi. Bu modelin yap-işlet; yap-işlet-devret; yap-kirala; işletme hakkı devri gibi yöntemleri bulunduğunu anlattı.
Kamu-özel-sektör yasa taslağının birkaç ay içinde Bakanlar Kurulu’na geleceğini belirtti. Yılmaz, söz konusu model ile otoyol yapım ve bakımından maden aramaları, bazı tesislerin resterasyonu gibi çok sayıda işin gerçekleştirilebileceğini belirtti.
O kadar da değil!
Bakan Yılmaz bir soru üzerine, okul, hastane, cezaevi yatırımlarının da bu modele uyarlanabileceğini anlattı. Yılmaz, özel sektörün cezaevi yatırımlarını bu modelle yapabileceğini ancak işletmesinin yine devlette kalacağını söyledi. Cezaevlerinin yapımında ‘yap-kirala’ modelinin uygulanabileceğini belirten Yılmaz, “Cezaevi işletmesi özele bırakılamaz. Gerçi başka ülkelerde bu model uygulanıyor ama Türkiye için o kadar da değil” dedi.
arkadaşlar,
Yarın kadıköy asliye ticarette ödenmiş çeklerimle ilgili duruşmam var.Savunmamı kendim yapacağım.5241 sayılı çek yasasının 5/1 maddesi sebebiyet vermek,kusur ilkesi maddesi gereğince yasanın sanığın lehine uygulaması ışığında değerlendirilme yapılmasını ve ödenmiş ama hala bana verilmeyen çeklerden dolayı beraatimi isteyeceğim.
Bakalım sonuç ne olacak!
2010 Ocak 25 acil demokrasi permalink
sayın ben
sebep sonuç ilişkisini sanırım çek yasası açısından soruyorsunuz
yeni çek yasası yeni tck daki kast unsuruna uyum amacı ile çıkarıldı
İyimaya yeni çek yasasını savunurken bu yasada kast unsuru vardır dedi
bunuda meclis genel kurulunda çek yasası görüşmeleri sırasında söyledi
İyimayanın kast vardır derken kastetiği şey sebebiyet unsurudur
yasa koyucumuz sebebiyet le tck ya uyum sağladı
o zaman sebebiyetin bir diğer anlamı kasttır
eski yasda hapsi gizleme nasıl adli para cezası ile yapılmışsa,yeni yasadada kast sebebiyetle gizlenmeye çalışılmıştır
şimdi görev yine bize düşüyor
sebebiyetle gizlenmeye çalışılan kast ı ortaya çıkarmalıyız
suna hanım davanız ne oldu
acil demokrasİ,
Davaya girdim çeklerimin ödenmiş olduğunu elimde bunla ilgili icra dairesi yazısı olduğunu söyledim ve gösterdim.ancak çeki alanın avukatının avukatlık ücreti ödenmediği için davayı sürdürdüğünü söyledim Yeni yasadaki lehe olan unsurlardan faydalandırılmamı karşılıksız çekten beraatimi istedim.,hakim bey bana dediki bu çek kimdeyse gelsin parasını aldığını söylesin dedi.
bende tamam duruşmaya çağırayım dedim.anladığım kadarıyla çekler elimde dahi olmasa çeki verdiğim kişinin beyanı bile yetecek beraat etmeme.eski çek kanunu olsa basardı cezayı valla
yapma
Bu bir ön yargıdır..
“ceza evlerini özel sektör yapacak”
yapsın da, özel sektör kar etmediği bir işi yapar mı? yapmaz da kar etmek için ortam yaratır mı? yaratır.. peki nasıl yaratır? Bilmem, belki de suç işlenmesine yardımcı olur. ya da lobi oluşturup, kanunsuz ceza işlemlerini destekler ki, cezaevi talebi artsın.. Talep artsın ki, yaptığı cezaevini devlet kiralasın..
yok canım bu kadar da olmaz.. Şeytanın avukatlarını göreve çağırıyorum.. Bakın daha neler bulacaklar..
AMERİKAN FİLİMLERİNDE , MAHKUMLARI YOL YAPIMINDA EMEĞİNİ FALAN KULLANIYORLAR BAŞLARINDADADA POLİS GARDİYANLAR VAR BİZDEDE MAFYA BABALARI YOLUN KENARINA ÇÖKER TESPİH ELDE,ÇEK MAĞDURLARI İLE GARDİYANLAR ÇALIŞIR EN FAZLA OLACAĞI BU:)
Süpersiniz Sayın hukukcu,:)
Olur mu olur,valla
sn ben dar alanda kısa paslaşmalar
maliye ve sgk banka heasplarından tahsilata
başladı çekiniz varmış kimin umurunda
karşılıksız çek demek para cezası demek
mapusluk demek faiz demek
ne yandan baksanız para demek
bu da benim komplo teorim
bende bu konuda paranoyak oldum…
Canım Ülkem,
Kanunsuz cezalar verildi, sesimiz çıkmadı..
Dünya da bir tek ülkemizde çek ten hapis cezası verildi sesimiz çıkmadı..
Anayasa aykırı kanunlar yapıldı sesimiz çıkmadı..
şimdi de haklı olup olmadığı araştırılmadan, SGK ve MALİYE cüzdanlarımızdan istediğini almaları kanunu çıktı..
Paronayak olmayalım da ne olalım? Sayın Elif
sebebiyet üzerine kafa yormamız gerekiyor
Sebep, sonuç, ilişkisi bir kuram mı dır?
sayın ben
sebep sonuç ilişkisini sanırım çek yasası açısından soruyorsunuz
yeni çek yasası yeni tck daki kast unsuruna uyum amacı ile çıkarıldı
İyimaya yeni çek yasasını savunurken bu yasada kast unsuru vardır dedi
bunuda meclis genel kurulunda çek yasası görüşmeleri sırasında söyledi
İyimayanın kast vardır derken kastetiği şey sebebiyet unsurudur
yasa koyucumuz sebebiyet le tck ya uyum sağladı
o zaman sebebiyetin bir diğer anlamı kasttır
eski yasda hapsi gizleme nasıl adli para cezası ile yapılmışsa,yeni yasadada kast sebebiyetle gizlenmeye çalışılmıştır
şimdi görev yine bize düşüyor
sebebiyetle gizlenmeye çalışılan kast ı ortaya çıkarmalıyız
“Sebebiyet vermek” edilgen bir yapı da gibi,
“kast” ise etken, umarım yargıçlar farkın farkına varabilirler
yoksa halimiz harap diyebilirmiyiz?
cıktımı bu kanun yaaaaa resmı gazetede yayınlandımı
hangi kanun can bey
banka hesabından tahsilat
sebebiyet olabilirmi
sn acil demokrasi bankada hesabım yok da
bugün bir vatandaşın bu nedenle çeki yazılmış
devlet eli ile artan mağdurluklar
sebebiyet,kastın lastik gibi her yana çekilebilen hali diye düşünüyorum
biz bu konunun üzerine yoğunlaşırsak belki netleştirebiliriz
kast bilinçli yapılan bir eylem
sebebiyet bizim irademiz dışındaki nedenlerin ortaya çıkardığı bir sonuç
maliye hesabımızdan tahsilat yapmışsa çekimizi ödeyemememize sebebiyet vermiştir
sebebiyet varsa çekten cezalandırılmamamız gerekir
belkide maliye tahsilat yaparak arkadaşı çek cezası almaktan kurtarmıştır
benim çekimin yazıldığı dönemde bir firma bamka hesabıma haciz koymuştu
hesabımda haciz olduğu için çekimi ödeyemedim
sebebiyet kavramı burada devreye girmeyecekmi
girmeyecekse çek yasasına eklenen sebebiyet ne anlama geliyor
sn acil demokrasi derdini anlatıp
inandırıp dinleyecek bir hakim bulur ise
hakim samimiyetine inanır ise yada 3167 lik
çek kanunundan kendini soyutlayabilmiş bir hakim olur ise
yeni kanunudaki sebebiyet olgusu devreye alınabilecekse
mesele yok aksi durumda (:
elif hanım
ayni şeyler bizim içinde geçerli
bizde açacağımız davalarla sebebiyetin araştırılmasını istiyeceğiz
çekimizin yazıldığı dönemdeki icrayı
yurtdışı çıkış yasağını
döviz kurlarının hızlı değişimini
faiz oranlarını
o dönemde geçirdiğimiz bir rahatsızlığımızı
belgeleyip yeni çek yasasının sebebiyet kuralıyla yeniden yargılanma talebinde bulunacağız
maaşlarada el koyuyorlarmı
elıf hanım maaşada el koyarlarmı
Stopaj, Mahrecinde kesmektir. Ama tahakkuk esastır. tahakkuk etmeden stopaj uygulamak “el koymaktır.” Çizgi çok ince 8 harf genişliği (tahakkuk) kadar
can bey emekli maaşı ise koymazlar
aylık cretli çalışan maaşı ise belli kısmına haciz koyarlar
Bu uygulama 28 Eylül 2009 tarihinde Resmi Gazete’de sessiz sedasız yayınlanan “5510 Sayılı Kanun’un 8. Maddesi’nin 7. Fıkrasının Uygulanması Hakkında Tebliğe” dayanıyor. Tebliğ yayınlandığı ve yürürlüğe girdiği dönemde uygulamanın yaratacağı sonuçları öngöremeyen iş dünyası ve Bağ-Kur’lular şimdi ne yapacağını bilemiyor.
Uygulama özetle şöyle: Bankalar, hesap sahiplerinin kimlik bilgilerini SGK’ya vermekle yükümlü. SGK da bu bilgileri alarak Kurum’a borçlu olanların, bankalardaki hesaplarına elektronik ortamda haciz koyarak borcunu tahsil ediyor. Bir başka deyişle, ekonomik krizdesiniz ve işletmenizi ayakta tutmak için devlete ödemeniz gereken vergi ve primleri ertelediniz. Çek ödemeniz ya da elektrik faturanız için banka hesabınıza para yatırdınız ancak SGK parayı borcunuza karşılık sizin ve bankanın haberi olmadan tahsil ediyor. Bankaya gittiğinizde paranın olmadığını görüyorsunuz…
maaşlarada el koyarlar can bey
bu kanun ne zaman cıkmış ya
acıl demokrası ne zaman bu kanun cıktı yaaaaa
acıl demokrası maaşın hepsınemı el koyarlar
can bey
Bu uygulama 28 Eylül 2009 tarihinde Resmi Gazete’de sessiz sedasız yayınlanan “5510 Sayılı Kanun’un 8. Maddesi’nin 7. Fıkrasının Uygulanması Hakkında Tebliğe” dayanıyor. Tebliğ yayınlandığı ve yürürlüğe girdiği dönemde uygulamanın yaratacağı sonuçları öngöremeyen iş dünyası ve Bağ-Kur’lular şimdi ne yapacağını bilemiyor.
Uygulama özetle şöyle: Bankalar, hesap sahiplerinin kimlik bilgilerini SGK’ya vermekle yükümlü. SGK da bu bilgileri alarak Kurum’a borçlu olanların, bankalardaki hesaplarına elektronik ortamda haciz koyarak borcunu tahsil ediyor. Bir başka deyişle, ekonomik krizdesiniz ve işletmenizi ayakta tutmak için devlete ödemeniz gereken vergi ve primleri ertelediniz. Çek ödemeniz ya da elektrik faturanız için banka hesabınıza para yatırdınız ancak SGK parayı borcunuza karşılık sizin ve bankanın haberi olmadan tahsil ediyor. Bankaya gittiğinizde paranın olmadığını görüyorsunuz…
Bence yargılamayıda özel sektör yapsın.
Hatta…
Oldu olacak devletide özel sektör yönetsin.
Sonuçta özel sektörün daha verimli olduğu ispatlanmış.
Düşünsenize seçimleri!
Seçim değil başbanlık genel müdürlüğü koltuğu ihalesi..
Köşk genel müdürlüğü ihalesi.
Yap,işlet,sat kalanıda devret.
Yaşasın TÜRKİYE LTD DEVLETİ..:))
beş ortak bulunur ve AŞ olur
:))
Bu gülücük saçan mağdur figürünü beceremiyorum.
Klasik tebessümle yetiniyorum.
Kusura bakma admin.
Aaaa becermişim.Demin olmamıştı.
ERESİN OTELİNDEKİ,toplantıda güzel bir çıkış yapılDI bazı arkadaşlar ,devlet başkanlarının toplantı için ekonomik forumlara Davosa gidildiğini ve büyük insanların iş dünyasına nekadar önem verdiklerini, oysa parlementomuzun meclise bile gelmekte üşendiğini söylediler ayrıca yine bu arkadaş, madem Başbakan ve hükümeti ikiyıl minumum süre veriyor sayın Başbakan, devletin borçlarınını iki yılda ödemesini ödeyemezse başbakanlarında borç hükümlerinden hapis yatması gerektiğini teklif etti, yine yaşamın pahalı olduğunu ve 100 gr zeytin kaç para?100 gr peynir kaç para? bir dilim ekmeğin fiyatı nekadar? yemek yapacak margarin nekadar ? bu hayat pahalılığında bırakın borç ödemeyi karnımızı nasıl doyuracağız gibi soruları ALİRIZA BEYE Sordular gerçektende çok iyi konuşmacılar varmış mağdurlar arasında toplantılara katılmak güzel birşey..!
BU SORUNUN CEVABI , YONTMA TAŞ DEVRİNDEN ,CİLALI TAŞ DEVRİNE GEÇEMEYİŞİMİZDEN KAYNAKLI BİR SORUN OLMASI METİN.
Doğru söze ne denir
“Cezaevi işletmesi özele bırakılamaz. Gerçi başka ülkelerde bu model uygulanıyor ama Türkiye için o kadar da değil”
neden öyle demiş ki.
çek mağdurları 35.000 kişi.
doldur içeri, aylık 100 tl den çalıştır.
onu da iaşe bedeline say, hatta üste borçlandır…
bak şimdi ciddiye alacaklar sn bsa.aman dikkat:)
:))
zaten satır arasından mesajı veriyor vatandaş;
“gerçiii başka ülkelerde bo model uygulanıyor ammmaaaa…”
ne aması,
aması ne?
şimdi tam zamanı değil mi, zamanı gelince mi?
ne.
ama ne…
uzun sürmez,
çok değil 10-15 yıl önce itfaiye hizmetleri özelleşecek dense kim inanırdı?
kadir abi bile inanmazdı 🙂
ama şimdi, oldu işte…
sorsanız özelleşmedi sadece personel hizmet alımı özelleşti derler bizi aptal yerine koyarak.
geçen gün evde konuşuyorduk, gün gelecek yangına müdahale için bile para isteyecekler…
bende bunun gerçekleşme ihtimalinden ürktüm zaten:(
sn.sk’ya telif borcum olmasın diye sadece sk’nın dediği gibi,demekle yetiniyorum.
iyi akşamlar..
Adaleti gitti kalkınması kaldı
o da yakın çevreye
kalkınmayıda tamamladılar,son rütuşlar yapılıyor sanki..
İpek parayı halktan çıkaracak
Milliyet ve Vatan gazeteleri ile Star TV’nin satın alınmasıyla ilgili düğüm çözüldü.
Yaklaşık 6 aydır görüşmeleri süren Milliyet ve Vatan Gazeteleri ile Star Televizyonu’nun Doğan Grubu’ndan İpek Grubu’na satışı ile ilgili sorunlar çözüldü.
İpek Grubu Koza Altın’ı halka arzedecek, Milliyet, Vatan ve Star TV’nin parasını çıkartacak!
ince işler…
…
“Koza’ya AKP’nin en büyük kıyağı ise 2009 yılının Şubat ayında KDV
tebliğinde yaptığı değişiklikler oldu. Yapılan değişiklikle altın,
gümüş gibi kıymetli maden çıkaran şirketlerin, yurtiçine satışta
üretimde ödedikleri KDV’nin tamamını vergiden indirebilmesinin yolu
açıldı. Yapılan bu değişiklik, borsanın değer kaybettiği bir dönemde
Koza’nın hisselerinin tavan yapmasına neden oldu. Koza, iktidar
sayesinde değerini bir kez daha katlamış oldu.”
…
tamamı odatv internet sitesinde…
zaten ne olursa giderayak olur
bu ülkenin mevcut durumu, sonrası?
havanın bu karışıklığı,
ben bir sigara içeyim:)
gider ayak artar indira gandi işleri :))
Villa kardeşliği
25.01.2010
CHP’li milletvekilinin başkanı olduğu tripleks villa kooperatifi, AKP desteği ile kentsel dönüşüm kapsamına aldı.
CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün başkanlığını yaptığı ve AKP ile CHP milletvekillerinin yanı sıra bürokrat, gazeteci ve işadamlarının da üye olduğu ‘’Çiftlik Evleri’’ kooperatifi için özel hüküm getirildi. AKP’lilerin önergesi ile milletvekillerinin arazisi kentsel dönüşüm kapsamına aldı.
Milletvekilleri yaklaşık 5 yıl önce “Ankara Çiftlik Evleri Konut Yapı Kooperatifi’’ kurdu. Ankara’ya 17 kilometre uzaklıkta, Yenimahalle Karacakaya köyünde 600 dönüm arsa alındı. Her üye için 343 metrekarelik, bahçeli villalar yapılması kararlaştırıldı. Ancak arsanın üst birlikten kooperatife devrinde sorun çıktı, bölgenin tarım arazisi olduğu ve konut alanına çevrildiği öne sürüldü.
Bunun üzerine Villalarının yapılacağı arazinin Belediye tarafından konut ve sosyal donatı kapsamında kentsel dönüşüm alanı olması ve kamulaştırılarak sorunun çözümü hedeflendi. Ancak Belediye kanununun 73. maddesinin Belediyelere sadece şehrin eskiyen ve yeniden gelişimine ihtiyaç duyulan alanlarında kentsel dönüşüm projesi yapmasına olanak verdiği belirlendi.
Kooperatif üyesi AKP İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar ile 14 milletvekili TBMM’ye bir kanun teklifi verdi. Belediyeler Yasası’nın 73’ncü maddesinin değiştirilmesini öngören teklif ile, Büyükşehir belediyelerine, “Boş alanlarda da kentin değişimine uygun olarak konut yapımı amacıyla kentsel dönüşüm veya gelişim projeleri olanağı tanınması’’ öngörüldü.
KOMİSYONDA DEĞİŞTİ
Teklif Bayındırlık Komisyonu toplantısında ele alınırken, AKP’li milletvekillerince verilen önergeyle kapsam genişletildi. Büyükşehir belediye meclisince uygun görülmesi halinde ilçe belediyelerine de, kendi sınırları içinde aynı biçimde kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri yapma yetkisi verildi. Böylelikle Yenimahalle ilçe sınırları içindeki milletvekili villaları da kentsel dönüşüm alanına sokuldu.
MHP’li Kenan Tanrıkulu önergeye karşı çıkarken, CHP’li Ahmet Ersin de “Burada maç oynanırken kaleyi büyütüyorsunuz’’ dedi. Ersin, kendisinin de verdiği ancak önergedeki hususların yer almadığı benzer teklifteki imzasını geri çekti. MHP’li Metin Çobanoğlu ve arkadaşları da aynı yöndeki tekliflerini geri çekti. Kooperatif Başkanı CHP’li Öğüt ise öneriye destek verdi. AKP’lilerin teklifi benimsendi ve önerge de kabul edilerek değişiklik yapıldı.
Önergeye karşı çıkan CHP’li Tayfun Süner, GAZETEPORT’a yaptığı açıklamada da “Teklif yasalaşırsa, her yer Kentsel Dönüşüm Alanı olabilecek. Vatandaşların mülklerine kamulaştırma yapılabilecek. İlçe ve beldelerde ise Belediye Başkanları siyasi olarak kendilerine muhalefet edenlerin, mülklerini istediği gibi ele geçirip tehdit unsuru olarak kullanabilecek” dedi. Teklif İçişleri Komisyonu ve TBMM Genel Kurulunda da görüşülecek.
işlerine geldiği zaman muhalefetle nasıl uyum içine giriyorlar.
yazıklar olsun