Yargıtay kararı “Tefeci faiz uygulaması”


T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2008/18296
K. 2008/21466
T. 16.12.2008
• İKRAZAT FİRMASININ FAİZ UYGULAMASI ( Borçlunun Temerrüdünün Alacaklıyı Kazançlı Duruma Getirdiği – Ödünç Sözleşmesinde Kararlaştırılan Faiz İle Gecikme Faizinin Bankalarca Verilen Kredi Faizleri de Gözetilerek Makul Bir Seviyeye İndirilmesi Gerektiği )
• ÖDÜNÇ SÖZLEŞMESİ ( İkrazat Firmalarının Faiz Uygulamasının Haksız Kazanç Sağladığı – Ödünç Sözleşmesinde Kararlaştırılan Faiz İle Gecikme Faizinin Bankalarca Verilen Kredi Faizleri de Gözetilerek Makul Bir Seviyeye İndirileceği )
• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( İkrazat Firmalarının Faiz Uygulamaları Sonucu Haksız Kazanç Sağladığı – Ödünç Sözleşmesinde Kararlaştırılan Faiz İle Gecikme Faizinin Bankalarca Verilen Kredi Faizleri de Gözetilerek Makul Bir Seviyeye İndirileceği )
• HAKSIZ KAZANÇ ( İkrazat Firmalarının Uyguladığı Faiz Oranlarının Haksız Kazanç Sağladığı – Ödünç Sözleşmesinde Kararlaştırılan Faiz İle Gecikme Faizinin Bankalarca Verilen Kredi Faizleri de Gözetilerek Makul Bir Seviyeye İndirileceği )
6762/m. 14
ÖZET : Davacı dilekçesinde, Maliye Bakanlığı’nın izniyle ikrazatçılık işi yaptığını, ödünç sözleşmesi ile davalılara kredi kullandırdığını; sözleşmede öngörülen oranlarda faiz uygulanması neticesinde ulaşılan toplam alacağın ödenmesi için yapılan icra takibine davalıların haksız itiraz ettiklerini iddia ederek; itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatı istemiştir. Ödünç sözleşmelerinin tümünde aylık faizin %10, gecikme faizinin %20, kararlaştırılan vadenin tüm sözleşmelerde bir ay gibi kısa süreli olarak belirlendiği, sonuçta, borçlunun temerrüdünün alacaklıyı zarara uğratmadığı aksine kazançlı duruma getirdiği görülmektedir. Bu dava dosyalarındaki tüm savunmalarda sözleşmeyi müşterek borçlu olarak imzalayan davalıların ödünç para almayıp gerçekte kefil olduklarını ileri sürdükleri, asıl borçlunun bankadan kredi alamayacak durumda borca batık kişilerden olduğu, özellikle memur, işçi yahut emekli oldukları gözlenmiştir.
Mahkemece, ikrazatçı alacaklının sağladığı haksız kazanç ölçüsünde sözleşmeye müdahale edilerek ödünç sözleşmesinde kararlaştırılan faiz ile gecikme faizinin bankalarca verilen kredi faizleri de gözetilerek makul bir seviyeye indirilmesi suretiyle bir hüküm kurulmalıdır.
DAVA : Dava dilekçesinde 3500 YTL asıl alacak ve fer’ileri için takibe yapılan itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatı istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.
Her ne kadar temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması talep edilmiş ise de; asıl alacak miktarı gözetilerek duruşma isteminin reddine karar verildi.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı dilekçesinde, Maliye Bakanlığı’nın izniyle ikrazatçılık işi yaptığını, 15.08.2005 tarihli ödünç sözleşmesi ile davalılara 3500 YTL kredi kullandırdığını; sözleşmede öngörülen oranlarda faiz uygulanması neticesinde toplam alacağın 14000 YTL’ye ulaştığını, bu miktarın ödenmesi için yapılan icra takibine davalıların haksız itiraz ettiklerini iddia ederek; itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatı istemiştir.
Davalılar, kendilerinin kefil konumunda bulunduklarından sorumluluklarının limit ile sınırlı olduğunu, uygulanan faiz oranlarının da fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, “TTK’nun 14.maddesine göre davacı taraf tacir sayıldığından, 8.maddesine göre ticari işlerde faiz miktarı serbestçe tayin olabileceğinden; davalı borçluların faiz ve faiz oranına itiraz etmiş olmasına rağmen, sözleşme ile belirlenen faiz oranının tarafları bağlayıcı olduğundan bahisle” davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, kural olarak ekonomik bakımdan zayıf, güçsüz kişilerin karşı tarafça önceden hazırlanan genel işlem şartına katılma yolu ile girdikleri sözleşme ilişkilerinde edimler arasında dengesizlik bulunduğu taktirde; sözleşmenin aynen ifası borçlunun ekonomik varlığını önemli ölçüde etkilemekte ise, hakim özel hukuk düzeninin çerçeve hükümleri yoluyla sözleşmeye müdahale edebilir. Nitekim, Anayasa; Borçlar Hukuku yönünden de temel üst normdur. Anayasa ile öngörülen ekonomik bakımdan güçsüz olanların korunması lüzumu, özel hukuk ilişkilerinde de gözetilmeli; hakim, TMK.nun 1. maddesinin kendisine tanıdığı kanun koyucu gibi hareket etme yetkisine dayanarak; ( özellikle hakların kullanılmasında ve borçların yerine getirilmesinde objektif iyi niyet kurallarına uyulmasını emreden MK.2/1; ekonomik varlığın yitirilmesinin kişilik hakları ile ilgisi itibariyle, kişiliğin korunmasını düzenleyen MK.nun 24 ve BK.nun 19/2 gibi genel kurallara dayanarak ) sözleşmeye müdahale etmelidir.
Gecikme faizi yönünden de BK.nun 161/son hükmü uyarınca bu imkan açıkca düzenlenmiş bulunmaktadır.
Taraflar arasında ödünç verence önceden düzenlenen sözleşmeye katılan davalılar aylık faiz oranını %10 gecikme faizini %20 olarak kabul etmiştir.
Dairemize gelen benzer dava dosyalarından ödünç sözleşmelerinin tümünde aylık faizin %10, gecikme faizinin %20, kararlaştırılan vadenin tüm sözleşmelerde bir ay gibi kısa süreli olarak belirlendiği, sonuçta, borçlunun temerrüdünün alacaklıyı zarara uğratmadığı aksine kazançlı duruma getirdiği görülmektedir. Bu dava dosyalarındaki tüm savunmalarda sözleşmeyi müşterek borçlu olarak imzalayan davalıların ödünç para almayıp gerçekte kefil olduklarını ileri sürdükleri, asıl borçlunun bankadan kredi alamayacak durumda borca batık kişilerden olduğu, özellikle memur,işçi yahut emekli oldukları gözlenmiştir. Sözleşme hükümleri uyarınca giderek artan borç yüksek gecikme faizi sayesinde zaman içerisinde büyümekte, ekonomik bakımdan güçsüz olan borçlunun ekonomik varlığını büyük ölçüde yitirmesine neden olmaktadır.
Mahkemece, ikrazatçı alacaklının sağladığı haksız kazanç ölçüsünde sözleşmeye müdahale edilerek yukarıda anılan hükümler uyarınca ödünç sözleşmesinde kararlaştırılan faiz ile gecikme faizinin bankalarca verilen kredi faizleri de gözetilerek makul bir seviyeye indirilmesi suretiyle bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.12.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

BU KARAR DOĞRULTUSUNDA TEFECİ VE İKRAZATÇILARLA HUKUK MÜCADELENİZİ YAPARAK BU ŞAHISLARA YENİLMEYİN…..

…BU KARAR DOĞRULTUSUNDA TÜM TEFECİ VE İKRAZATÇI MAĞDURLARI HİÇ ÇEKİNMEDEN KORKMADAN BU ADAMLARIN BASKILARINA BOYUN EĞMEDEN HUKUK MÜCADELENİZİ YAPIN.

14 responses to “Yargıtay kararı “Tefeci faiz uygulaması”

  1. iyi günler,
    bir ikrazatçı firma
    ipotek işlemi yerine haciz işlemi yaparsa
    cebri icradan yolsuz beyan ile yolsuz tescil sonucu taşınmazları üzerine alırsa,
    dava sonucu ne olur
    teşekkür ederim.

  2. iyi günler,
    kadıköy altıyolda bir ikrazatçıdan 2008 şubat ayında borç alınmış, 2008 şubat, mart ve nisan aylarında borç kapanmış fakat ev bu arada haciz ve icra işlemlerine devam edilmek sureti ile eşve çocuklar üzerinden tehdit edilerek kişi iradesi dışına itilerek tebligatların alınması sağlanmış 2009 mayıs ayında bilgim oldu satışın iptali ve aile konutu şerhi konulması ile ilgili dava açıldı bu tarihte menfi tespit davası açılabilirmi? zaman aşımı engeli varmıdır,
    tüm bilgiler belge ve şahitlerin ifadeleri ve somut delillere rağmen (ikametler, evlilik cüzdanı, çek görüntüleri vs ) hakim değişikliğinde sonra dava düştü,
    bilgilendirmenizi rica ederim.

    diğer vermiş olduğunuz bilgiler ile ilgili yoğun bir takip ve işlem devam etmektedir.
    teşekkür ederim

  3. Mr Manfred Svatos

    Biz ve teminat olmaksızın kredi teklifinde herhangi bir yerde ya da dünyanın bir parçası size iş yapmak için bu yıl bir kredi arıyorsunuz veya sonra şimdi bizden bir alabilirsiniz kişisel faaliyetler için kişisel bir kredi ihtiyacı, hepimiz ve kiralık teklif Eğer ilgilenirseniz size e-posta yoluyla bize ulaşabilirsiniz: manfredsvatossloanfirm@gmail.com

    İsminizi ..
    Miktar gerekli ..
    Süre …
    Telefon numarası ..
    Ülke ..
    iş yeri ..
    Kredinin amacı ..
    Saygılarımızla,
    Mr Svatos Manfred

  4. can eryıldırım

    ikrazat firmasından borç alınıyor borç aralıksız geri ödeniyor fakat ikrazatçı borcun verildiği gün haciz yapıyor ve ilamsız takip başlatıyor borç ödendiği ve bittiği halde icra devam ediyor geri ödeme belgelidir.
    bu davayı nasıl değerlendirisiniz adı nedir bilgilendirirmisiniz .

    • İcra dosyasına ilişkin olarak menfi tespit davası açmanız gerekiyor. Bu davada icra dosyayı için borçlu olmadığınızın tespitine karar verilecek. İkrazat firması borç ödendiği halde kötü niyetli olarak icra takibine devam etmiş ise açacağınız menfi tespit davanızda, talep etmeniz halinde, % 40 oranında kötü niyet tazminatı ödemeye de mahkum edilecektir. Ayrıca buradaki yargıtay kararlarını incelediyseniz, fahiş miktarlarda faiz uygulaması söz konusu ise istirdat(geri alım) davası açmanız da mümkün. Böylelikle fazladan ödediğiniz faizi de geri alabilirsiniz. (Aynı cevap, arşiv bölümündeki “tefeciden korunma rehberi” başlığı altına da yazılmış olup adminin isteği doğrultusunda oradan devam edilecektir)

      • iyi günler ,
        menfi tespit davası açılması konusunu benim içinmi yazdınız?
        2009 da icradan alnmış ev… bugün menfi tespit davası açabilirmiyim?
        zaman aşımı varmı? bilgilendirirseniz sevinirim teşekkür ederim.

        • hukuksuzluğun düzeltilmesinden sonra %40 tazminat alınacak sanırım
          bu dolandırıcılık başkaca tuzağa düşürülen insanlara uygulanmaya halen devam ediyor peki neden savcılar bu şikayetlere inceleme soruşturma yapıp delillere bakarak hemen dava açmıyor sizce???

    • CEVABI ARŞİVDEKİ TEFECİDEN KORUNMA BÖLÜMÜNE YAZDIM.
      KOLAY GELSİN.

  5. Tefecilik ve bağlı konular için ayrı bir bölüm açmış idik. Orada toplarsak, ulaşımı kolay olur.

    Blogun sağ tarafındaki SITMA SINEK ‘ine tıklayarak
    veya
    yukarıdaki menüden ARŞİV ‘in altında TEFECİDEN KORUNMA REHBERİ ‘ne tıklayarak
    veya bu adrese tıklayarak ulaşabilirsiniz.

    Tefeciden korunma rehberi

  6. Tefecilere verilen çeklerden dolayı karşılıksız çek cezalarından kurtulmak da mümkün..Tefecileri şikayet edip cezalandırılmalarını sağlarsanız, bu çeklerin suça konu olarak verildiğini ispatlamış olursunuz..Çekler suça konu olduğundan ve hatta ödediğiniz paralar çek bedellerini fazlasıyla karşıladığından açacağınız menfi tespit davasında bu çeklerden dolayı borçlu olmadığınızı ispatlarsınız.Dolayısıyla ortada karşılıksız çek suçu kalmaz. Karşılıksız çek davanız devam ediyorsa beraat etmeniz mümkün hale gelir. Ya da aleyhinizde karşılıksız çekten dolayı kesinleşmiş bir karar varsa bu menfi tespit davanızın kararı ile yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurabilirsiniz..HERŞEY İÇİN SADECE BİRAZ CESARET..

    • Ayrıca bu kişileri illa şikayet edip ceza mahkemesinde suçlu bulunmalarını sağlamanızda gerekmez ,elinizdeki maddi delillerle GELİRLER İDARESİNE şikayette bulunup ,vergi denetmenlerinin incelemesi sonucunda ortaya çıkan vergilendirilmemiş kazançtan doğan vergi ziyaından yada bu kişilerin orada verdiği ifadeler doğrultusunda HUKUK mahkemesine başvurarak MENFİ TESPİT,İSTİRDAT ,SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME davalarınızla haklılığınızı kanıtlayabilirsiniz.

  7. can eryıldırım

    ikrazat firmasının dolandırıcılık suçu işlemesi halinde alacağı ceza nedir
    yukarıda dava konusuna benzer başkaca kararlar varmıdır
    teşekkürler

    • İkrazat firmasının dolandırıcılık suçu işlediğine dair bir ilam değildir bu.Sözleşmeye bağlı faizin banka kredi faizlerinden fazla olması ve alacaklının borçludan aşırı yararlanmasından doğan haksız kazanca ilişkin bir karardır.Kısaca maliyeden izinli bile olsa hatta borçlu ile akit bile imzalansa İKRAZATÇI aleyhine özel hukuka müdahale edilebileceğine yüksek faizin indirilebileceğine dair bir içtihattır.
      Bu konunun mağduruysanız bir yerel mahkemede davanızı bu karara istinaden açabilirsiniz.
      TEFECİ mağduruysanız yani izin almadan ikrazatçılık failyetini sürdüren insanlardan, bu konudada ayrıca sizi bilgilendirebilirim.

  8. T.C.
    YARGITAY
    3. HUKUK DAİRESİ
    E. 2008/5324
    K. 2008/5974
    T. 7.4.2008
    • ÖDÜNÇ SÖZLEŞMESİ ( İkrazatçı Alacaklının Sağladığı Haksız Kazanç Ölçüsünde Sözleşmeye Müdahale Edilerek Sözleşmede Kararlaştırılan Faiz İle Gecikme Faizinin Bankalarca Verilen Kredi Faizleri de Gözetilerek Makul Bir Seviyeye İndirilmesi Gerektiği )
    • GECİKME FAİZİ ( Ödünç Sözleşmesi – İkrazatçı Alacaklının Sağladığı Haksız Kazanç Ölçüsünde Sözleşmeye Müdahale Edilerek Sözleşmede Kararlaştırılan Faiz İle Gecikme Faizinin Bankalarca Verilen Kredi Faizleri de Gözetilerek Makul Bir Seviyeye İndirilmesi Gerektiği )
    • TEMERRÜT FAİZİ ( İtirazın İptali – İkrazatçı Alacaklının Sağladığı Haksız Kazanç Ölçüsünde Sözleşmeye Müdahale Edilerek Sözleşmede Kararlaştırılan Faiz İle Gecikme Faizinin Bankalarca Verilen Kredi Faizleri de Gözetilerek Makul Bir Seviyeye İndirilmesi Gerektiği )
    4721/m.1,2,24
    818/m.19, 161
    ÖZET : Mahkemece, ikrazatçı alacaklının sağladığı haksız kazanç ölçüsünde sözleşmeye müdahale edilerek, sözleşmede kararlaştırılan faiz ile gecikme faizinin, bankalarca verilen kredi faizleri de gözetilerek, makul bir seviyeye indirilmesi gerekir.
    DAVA : Dava dilekçesinde takibe itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
    KARAR : Davacı dilekçesinde, Maliye Bakanlığı’nın izniyle ikrazatçılık yaptığını, 24.01.2006 tarihli ödünç sözleşmesi ile davalıya kredi kullandırdığını, takip tarihi olan 13.09.2006 tarihinde borcun sözleşme uyarınca 6.240 YTL’ye ulaştığını beyanla takibe vaki itirazın iptalini istemiştir.
    Davalı cevabında, memur olduğunu, aylık maaşının 947.42 YTL olması nedeniyle, aşırı faiz yüzünden giderek artan borcun ekonomik bakımdan kendisini sarsacağını ve mahvına sebep olacağını savunmuştur.
    Mahkemece, ödünç sözleşmesinin tarafların karşılıklı ve serbest iradesiyle yapıldığını, sözleşme serbestisi içerisinde bağlayıcı olduğu nedeniyle istemin kısmen kabulüyle itirazın 3.449,33 YTL işlemiş faiz istemi yönünden iptaline ve takipten itibaren de sözleşmede kararlaştırıldığı gibi aylık %20 gecikme faizi uygulanmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Kural olarak ekonomik bakımdan zayıf, güçsüz kişilerin karşı tarafça önceden hazırlanan genel işlem şartına katılma yolu ile girdikleri sözleşme ilişkilerinde edimler arasında dengesizlik bulunduğu takdirde; sözleşmenin aynen ifası borçlunun ekonomik varlığını önemli ölçüde etkilemekte ise, hakim özel hukuk düzeninin çerçeve hükümleri yoluyla sözleşmeye müdahale edebilir. Nitekim Anayasa, Borçlar Hukuku yönünden de temel üst normdur ve Anayasa ile öngörülen ekonomik bakımdan güçsüz olanların korunması lüzumu, özel hukuk ilişkilerinde de gözetilmeli, hakim MK’nın 1. maddesinin kendisine tanıdığı kanun koyucu gibi hareket etme yetkisine dayanarak; özellikle hakların kullanılmasında ve borçların yerine getirilmesinde objektif iyiniyet kurallarına uyulmasını emreden MK 2/1, ekonomik varlığın yitirilmesinin kişilik hakları ile ilgisi itibariyle, kişiliğin korunmasını düzenleyen MK’nın 24 ve BK’nın 19/2 gibi genel kurallara dayanarak sözleşmeye müdahale etmelidir.
    Gecikme faizi yönünden de BK’nın 161/son hükmü uyarınca bu imkan açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Taraflar arasında ödünç verence önceden düzenlenen sözleşmeye katılan davalı aylık faiz oranını %10, gecikme faizini %20 olarak kabul etmiştir.
    Dairemize gelen benzer dava dosyalarından ödünç sözleşmelerinin tümünde aylık faizin %10, gecikme faizinin %20, kararlaştırılan vadenin tüm sözleşmelerde bir ay gibi kısa süreli olarak belirlendiği, sonuçta, borçlunun temerrüdünün alacaklıyı zarara uğratmadığı, aksine kazançlı duruma getirdiği görülmektedir. Bu dava dosyalarındaki tüm savunmalarda sözleşmeyi müşterek borçlu olarak imzalayan davalıların ödünç para almayıp gerçekte kefil olduklarını ileri sürdükleri, asıl borçlunun bankadan kredi alamayacak durumda borca batık kişilerden olduğu, özellikle memur, işçi yahut emekli oldukları gözlenmiştir. Sözleşme hükümleri uyarınca giderek artan borç, yüksek gecikme faizi sayesinde zaman içerisinde büyümekte, ekonomik bakımdan güçsüz olan borçlunun ekonomik varlığını büyük ölçüde yitirmesine neden olmaktadır.
    Mahkemece, ikrazatçı alacaklının sağladığı haksız kazanç ölçüsünde sözleşmeye müdahale edilerek yukarıda anılan hükümler uyarınca ödünç sözleşmesinde kararlaştırılan faiz ile gecikme faizinin bankalarca verilen kredi faizleri de gözetilerek makul bir seviyeye indirilmesi suretiyle bir hüküm kurulmalıdır.
    SONUÇ : Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    yarx

    ..BUDA İKİNCİ İLAM..

Yorum yaparak destek olabilirsiniz