Çek Mağdurları ses


Arkadaşlarım birbiriniz ile haberleşmek , not iletmek, fikir paylaşmak veya sırf günaydın demek için burayı kullanabiliriniz.

Bu kurallara uymanızı rica ediyorum.

  • Kişileri hedef almayınız.
  • Kimsenin e-posta sı, kişisel telefonu gibi bilgileri paylaşmayınız
  • Küfür, hakaret elbetteki bize yakışmaz.

Yorumlar onaylama için beklemeyecektir.  Aykırı kullanım durumunda sileceğim.

Fotoğrafların üzerine basarak yorum ve haberlerinizi bırakabilirsiniz.  Burayı biraz düzenlememiz gerekiyor.

7.123 responses to “Çek Mağdurları ses

  1. Yargıya müdahale

    20.12.2005 vatan gazetesi suat kılıç yazısından alıntı

    AB üyesi bazı ülkeler, ifade hürriyetine ilişkin bozuk sicillerini Türkiye üzerinden temizleme çabasındadır. Bu, Türkiye için azap, onlar içinse azaptan kurtuluştur. Çok açık bir örneğini Danimarka’da Başbakan Erdoğan’ın basın toplantısına Roj TV’nin davet edilmesi skandalında yaşadık. Avrupa’yı tehdit eden terör odaklarına karşı acımasız davrananlar, Türkiye’yi tehdit eden terörün savunucularına karşı korumacılık hissine kapıldı.

    Yeni bir çifte standart ise Orhan Pamuk davasıdır. Soykırım iddialarının inkârını Ermeni halkına hakaret saymak, buna karşılık Türklüğe yönelik bir hakaret davasında “karşı taraf” olmak fevkalâde çirkin bir tavır, kötü bir tercihtir.

    Türkiye mahkemeleri bağımsızdır. Türkiye Yargı bağımsızlığıyla yeni tanışmıyor. Bu ülkede bakanlık, başbakanlık koltuğunda bulunmuş isimler bugün Yüce Divan’da yargılanıyor. Onlar da mahkemelerin bağımsızlığına, hukuka, hakimlerin vicdanına emanet edilmiştir.

    Parlamenterlerini Türkiye’ye göndererek, medyasında Türkiye aleyhtarı yayınlara geniş yer vererek bağımsız Türk mahkemelerini baskı altına alan AB, bu konuda da yanlış bir yol izliyor. Geleneklerinde şehit aileleri ile görüşmek yok. Terör mağdurlarının haklarını değil teröristlerin davalarını takip ediyorlar. Tercihleri mağdurun insan haklarından yana değil, teröristin yaşam hakkından yana. İçimizde “Orhan Pamuk değil, Türkiye yargılanacak” yorumunu yapanlar da bu tavra bilerek bilmeyerek destek veriyor. Bazı çevreler davalının aracını taşlamayı, olayları abartmak üzere Türkiye’ye gelen yabancıları yumurta yağmuruna tutarak ateşi körüklemeyi maharet sanıyor. Bıraksaydık, sessiz sedasız yargılansaydı. Ün ve koz arayanların eli boş kalsaydı.

    Ama olmadı. Senelerdir işi roman yazmak olan bir yazar, yıllardır romanlarını satın alan ve okuyan halkını, şöhretini borçlu olduğu ülkeyi bir hiç uğruna hırpaladı. Türkiye’nin zor koşullar altında düzeltilmiş imajı aşındırıldı. Avrupa’ya bir kahraman yaratmak uğruna Türkiye karalandı. Ne diyelim, yol kazası. Bu da bize ders olsun.

    YORUMSUZ

  2. KARŞILIKSIZ ÇEK PATLAMAYA DEVAM EDİYOR
    Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan toplam karşılıksız çek sayısı geçen yıla göre arttı…

    Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan toplam karşılıksız çek sayısı, 2009 yılının onbir ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 27,8 artarak 1 milyon 776 bin 365’e çıktı.

    Merkez Bankası verilerine göre, karşılıksız çek sayısı 2008 yılının onbir ayında 1 milyon 389 bin 802 adet idi.

    Aynı dönemde, mahkemeler tarafından yapılan bildirimlere göre ise, Merkez Bankasınca duyurulan yasaklanan çek sayısı da yüzde 7,8 artarak 71 bin 476’dan 77 bin 39’a yükseldi.

    Bankalarca Merkez Bankasına yapılan bildirimlere göre, Merkez Bankasınca duyurusu yapılan, karşılıksız kaldıktan sonra ödenmiş çek sayısı 2009 yılının onbir ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,4 artarak 849 bin 123’den 1 milyon 22 bin 679 oldu.

  3. Erken İbrazda Beraat Gerçeği ve Savunma Metodları

    Birçok işletmenin keşide etmiş olduğu ileri vadeli çekler, 2008 yılı sonlarında etkisini arttıran global krize ve panik havasına paralel olarak Ekim-Kasım-Aralık ayları içersinde erken takasa sürülerek vadesinden önce ibraz edilmiş ve yazdırılmıştır. Zaten ekonomik gücü zayıflamış ve zar zor ayakta kalmaya çalışan bu işletmeler kredileri geri çağırmak için erken ibraz hakkından yararlanıp ‘ilk önce ben alacağımı tasfiye edeyim gerisi batsın ‘ mantığı ile hareket eden faktoring ve bankaların icra-haciz-muhafaza altına alma uygulamaları ile kıskaca girmiş ve iflasa sürüklenmiştir. Bu etik dışı ve sorumsuz tahsilat şekli alacağını ilk alma stratejisiyle yürüyen hacizcilerin bazılarını avantajlı hale getirdiysede işletmeye direk zarar vermesi ve işletmenin ticari tüm hareketlerini bitirmesi sebebi ile diğer alacaklılarıda dolaylı olarak zarar ettirmiştir. Hatta uygulamalar sadece işyerinde haciz uygulaması ile sınırlı kalmamış, işletmelerin doğmuş veya doğacak alacaklarına 89/1 tebliği ile haciz konularak işletmenin müşterileri üzerindede itibar kaybetmesine sebebiyet vermiştir. Hatta işletmeye borçlu olupta 89/1 talimatını alan bazı kötü niyetli müşteriler bu tebliği bahane ederek borçlarını tamamen ödememeye çalışmışlar ve başarılı olmuşlardır.

    Bu haksız ve yersiz uygulamalar o dönemde başbakan Tayyip Erdoğan tarafındanda eleştirilmiş ve ‘kredileri erken çağıran bankalar bunun hesabını verecekler’ uyarısı yapılmıştır.

    5941 sayılı yeni çek kanununun 3. maddesi 8. fıkrası yeni uygulamayı açıkça ortaya koymuştur:

    Madde3 /8 Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çekin karşılığının Türk Ticaret Kanununun 707 nci maddesi uyarınca kısmen veya tamamen ödenmemiş olması hâlinde, bu çekle ilgili olarak hukukî takip yapılamaz. İleri düzenleme tarihli çekle ilgili olarak hukukî takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksızdır işlemine tabi tutulması şarttır.

    Bu maddeye paralel Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Tayyar Cem Eralp açıklamasında ‘ Eğer, sadece yeni Çek Kanununun geçici 1/5. maddesinin dışında başka bir hüküm bulunmasaydı ilamdaki görüşe itibar etmek mümkün olurdu, ancak; yeni Çek Kanunun 5. maddesinin 1. fıkrasında “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında” denilmek suretiyle suçun oluşumunu çekin üzerinde yazan keşide tarihinden sonra ibraz edilmiş olması şartına bağlamıştır.
    Bu nedenle; 5941 s. Yasa yürürlüğe girmeden önce üzerinde yazan keşide tarihi gelmeden ibraz edilen çeklerle iligili karşılıksız çek keşide etmek suçundan açılan soruşturma ve koğuşturmaların 5237 s. TCK. nun 5. ve 7. maddeleri uyarınca ortadan kaldırılması gerekmektedir ‘ demiştir.

    T.C.K.nun 5 ve 7. maddeleri:

    MADDE 5. – (1) Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.

    Zaman bakımından uygulama

    MADDE 7. – (1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanunî neticeleri kendiliğinden kalkar.

    (2) Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.

    (3) Güvenlik tedbirleri hakkında, infaz rejimi yönünden hüküm zamanında yürürlükte bulunan kanun uygulanır.

    (4) Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.

    Sonuç olarak haksız ve etik dışı bir tahsilat yöntemi olan vadesinden önce çeki ibraz edip arkasını yazdırarak haciz işlemi başlatma yöntemi, karşılıksız çek suçundan dava açılması durumunda sanığın lehine direk beraat kararı aldıracak bir uygulama halinide almıştır. Buna göre çekleri vadesinden önce yazılmış ve yargılanmış / yargılanan tüm sanıklar savunmalarını aşağıdaki şekilde yapabileceklerdir:

    1. Çekin erken ibraz edildiğinin mahkemede belirtilmesi

    2. 5941 sayılı yeni çek kanununun 3 maddesi 8 . fıkrasına göre erken ibraz çeklerde hukuki takip yapılamacağının belirtilmesi

    3. T.C.K. nun 5-7 maddeleri uyarınca sanığın lehine olan bu durumun gözetilerek beraatine karar verilmesi.

    Bu üç maddenin mahkemede belirtilmesi ve mahkeme tutanaklarına geçmesi yeterlidir. Bu durumda ceza verilemez ve verilmiş olan tüm cezalar düşecektir.

  4. angelmutlu

    ugur efkan,sen sor sorunu ben ara ara siteye girip takip ediyorum.Mutlaka cevaplarım.

  5. angelmutlu

    MERHABA ugur efkan,burdayım

  6. ugur efkan

    merhaba günaydınlar… Angel mutlu sana bi sorum olucak…. online olunca haber ver lütfen… teşekkürler.