Yeni Çek Kanunu Salı Gününe kaldı ama …


Salı gününe kaldı ama…

Meclis görüşmeleri sırasında bir vekil tarafından aşağıda kopyaladığım metin dile getirildi. Savunmamız gereken, torunlarımıza göstermemiz gereken bir konuşmaydı bana göre siz mağdur dostlarımla paylaşmak istedim buyrun

***
“Bugün yüce Parlamento, yasama yetkisinden çok daha farklı olan, Anayasa’da ayrı bir iktidar olarak tanımlanan ceza kurma, suç kurma, suçu yürürlükten kaldırma, cezayı yok etme iktidarını, yetkisini kullanıyor. Şu anda aranan cevap: Karşılıksız çek eylemi suç olmaya devam etsin mi yoksa suç olmaktan çıkararak bir özgürlük alanı mı üretelim? Bu soruya doğru, inandırıcı, kamuoyu tarafından kabul edilebilir bir yanıt oluşturabilmek için iki açılı bir değerlendirme yapmak gerekir. Birinci açı, bağlayıcı hukuk bakımından Parlamentonun iradesini belli bir noktaya tespit eden, farklı bir irade seçeneğini yok eden bir hukuk var mıdır yok mudur? Buna ben bağlayıcı hukuk yararı diyeceğim.

Değerli arkadaşlar, kişiler arası ilişkilerden kaynaklanan borçların yerine getirilmemesi eylemi hukuk tarihinin gelişimi içerisinde farklı yaptırımlara bağlanmıştır. İlk dönemler özel borcun ödenmemesi kişi üzerinde hapsin, haczin ve evde tutulmanın bir nedeni sayılmıştır. Hatta Solon Kanunlarına göre alacaklılar borçluyu öldürebilir, etlerini paylaşabilir, kemiklerini bölüşebilirdi. Tarihi gelişim boyunca, Borcun ifa edilmemesi hâline mali edimler, mali yaptırımlar öngörüldü. Evrim 1950 yılında İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan özgürleşme ve demokrasi eğilimi içerisinde doruğa ulaştı. Ceza doktrini dedi ki: “Hiçbir cezaya özel borcun ifası misyonu yüklenemez.

Değerli arkadaşlar, bizim Anayasa’mızın 38′inci maddesi kapsamında, özel borç ilişkilerinden kaynaklanan edimlerin yerine getirilmemesine hapis yaptırımını öngörmemiz mümkün değildir. Şu ana kadar yaşanan, bir hukuk ihlalidir, bir Anayasa ihlalidir ve ciddi hukukçular, rahat rahat bu konuda ön açıcı mekanizmaları dava kazanma yoluyla geliştirebilirlerdi.

Anayasa Mahkememiz, maalesef, bu konu gündemine geldiğinde “Çek borcu özel borç ilişkisinden kaynaklanmaz, sözleşmeden kaynaklanmaz.” dedi ve özgürlük aleyhinde bir yorum yaptı. Bir defa, Anayasa hukukunun temel işlevi, Anayasa’nın ve uluslar üstü sözleşmenin öngördüğü özlük alanını yorumuyla pekiştirmektir. Anayasa mahkemeleri özgürlük lehine yorum yapmak zorundadırlar; bu, temel bir ilke. Bugün yaptığımız düzenleme, bağlayıcı hukuk normları bakımından zorunlu bir düzenlemedir, farklı bir şey benimsesek dahi aksi Anayasa ihlali olan bir düzenlemedir. Parlamento doğruyu yapıyor.

Ciddi temel düzenlemelerin süregelen beklentileri etkilememesi mümkün değil ama her reformun, her dönüşümün kaderinde bir geçiş süreci veya süresi kaçınılmazdır. Şu anda bu çek alanındaki yeni düzenin meydana getirebileceği zihniyet dönüşümü, ekonominin kendi işleyişini düzeltmesi, vesaire gibi hâller için bir buçuk senenin yeterli olacağını düşünüyorum. Bu hukuk ihlalini bertaraf etmek bakımından siyaset kurumunun kabul etmesi gereken bir yapı olması gerekir. Kaldı ki hapis gerçekten ödeme amacını sağlıyor mu?

Bu reform, doğrudur, sonuçları itibarıyla yargı yükünü azaltacaktır; dosyalar düşecektir, sanıklar çıkacaktır, bundan sonra adliye, yargı böyle bir şeyle uğraşmayacaktır. O hâlde sonucudur bu. Yani adli yükün, adli yargı yükünün azalması projenin bir gerekçesi değil, sonucudur.

Çözümün hayırlı olmasını diliyor, yüksek Parlamentoyu tekrar saygıyla selamlıyorum”

Ahmet İyimaya (26 Ocak 2012 TBMM 137. sıra nolu kanunun kanunlaşma süreci görüşmeleri)

5 responses to “Yeni Çek Kanunu Salı Gününe kaldı ama …

  1. bu konuda karşı düşüncede olanları hayretle izliyorum.kötü niyetli borçlular zaten çekle borçlanmıyor ki.ayrıca mevcut uygulamadan zarar görenlerin yüzde doksanı iyi niyetli borçlular mevcut sistemin çarpıklığından nemalanan tembel avukatlar iş yapamaz olacaklar iyi niyetli borçlular da borçlarını daha kısa dönemde ve gerçek bedeli üzerin den ödeyebilecekler en iyi maddesi de konut ta yaşayan diğer insanlarıkorumasıu..bizzat yaşadım avukatlar eve gelme tehdi di ile tavuk bibi yoldular ve borcumun 3 katı ödeme yaptım iki sene için de hala son kırıntılarını ödemeye çalışıyorum.yanlış bir uygulama olan taahüdü ihlal cezası da kalkmalı.

  2. Çekleri PKK tahsil edecek”

    MHP milletvekili Lütfü Türkkan ‘’ Çekleri artık PKK tahsil edecek’’ dedi
    ANKARA – Karşılıksız çeke hapis cezasının kaldıran tasarının, PKK için de, yeni bir ‘’Kazanç kapısı’’ olacağı öne sürüldü. TBMM’deki görüşmeleri gelecek hafta da devam edecek olan tasarıda yapılacak bir değişiklikle, ‘’Karşılıksız çek vermeyi alışkanlık haline getiren kötü niyetli kişiler için hapis cezası’’ devam edecek.

    MHP Kocaeli milletvekili Lütfü Türkkan, ‘’Çekin finansman argümanı olmasındaki en önemli etken, ödenmemesi durumunda yaptırımı bulunması. Şimdi çek tahsilatçıları devreye girecek. Çeki PKK’lılar tahsil edecek. PKK’ya sigara kaçakçılığı gibi yeni bir gelir kapısı açılıyor’’ dedi. MHP’li Celal Adan da, bu düzenlemeyle, borçlunun ödüllendirildiğini, alacaklının mağdur edildiğini söyledi.

    600 BİN KARŞILIKSIZ ÇEK
    Geçen yıl 594 bin 836 karşılıksız çek verildi. 382 bin 385 çek, ‘Karşılıksız’ damgası vurulduktan sonra ödendi. Ödenmesi yapılmayan ve halen takipte olan 212 bin 451 çek bulunuyor. 1997-2002 arasında karşılıksız çekten 1 milyon 68 bin dava açıldı ve 1 milyon 137 bin kişi yargılandı. AKP iktidarı döneminde son 8 yılda ise 1 milyon 114 bin dava açıldı.

    Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, cezaevlerindeki bin 500 kişi tahliye olacak. Karşılıksız çekte hapis yerine 10 yıllık çek kullanım yasağı gelecek. Karşılıksız çeki faizi ile birlikte ödeyenin yasağı ise kalkacak. Adli sicilde kaydı da silinecek. Bankaların sorumluluğu ise artacak. Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, her çek yaprağı için, karşılığının hiç bulunmaması halinde; çek bedeli 10 bin lira ya da üzerinde ise 10 bin lira, çek bedeli bin liranın altında ise tümünü ödeyecek.

  3. hasan karcılı

    bu çek yasası çek madurlarını dahada kötü duruma düşürdü.bir kere herkes mahkeme kapılarından beri gelmiyecek. avukatların işi devam edecek.her çek için ayrı dava olacağından her dava ağrı şehirde görülecek. bu azmış gibi herkes nitelikli dolandırıcılıktan aranacak.bu davalarda hemen tutuklama yapılabiliyor. birde dolandırıcı olacağız anlat derdini anlatabilirsen. soracaklar ne mahkemen var. dolandırocılıktan.keşke bu yasa çıkmasaydı.arkadaşlar hapisten kurtuluş yok.ve hatta daha fazla ceza alınacak.

    • BURHAN İŞCAN

      YİNE EZBERCİLER, YİNE SABİT FİKİR, YİNE PEŞİN HÜKÜM VE BUNLARDAN OLUŞMUŞ HEZEYAN:
      Hukuki Haber Net adlı bir site var. Çoğu İstanbul Barosu Avukatlarından Yazarların olduğu bir site. Av. Ramazan Kerpeten efendi çıkmış; hasan kırcalı efendi gibi hezeyanlarını bir bir sıralamış.
      “Türklere özgü olan vadeli çek kavramında, en güvenli teminatlardan olan bu ödeme aracının bağlayıcılığını arttırmak için, çeklerin zamanında ödenmemesi, karşılıksız kalması hallerinde hapis cezaları öngörüldü. Yani karşılıksız çek keşide edenlerin dolandırıcılık suçunu işlemiş olacakları hüküm altına alınmıştı.
      Borçlu mağdur olmasın ama alacaklı da ortada kalmasın!” diye yazı döşenmiş sitede.
      BUNU SÖYLEMEK YA CAHİLLİKTİR, YA MUGALATA=KANDIRMACA YAPMAKTIR.
      Çek Mağdurluğunun sebebi, DOLANDIRICILIK SUÇU DOLAYISIYLA YARGILANMAK değil; kendinin de belirttiği gibi eylemin cezasız kalmaması için Çek Yasası içine konmuş, dayatma suç teorisi ile üretilmiş şekli suç tipi ile yargısız infazdır.
      Eğer çek mağdurları, DOLANDIRICILIK SUÇU ile yargılansalardı;
      1-TCK nın sanık lehine olan 1.maddeden 75. maddeye kadar hükümlerinden yararlanacaklardı. Bu da onları mağdur etmeyecekti.
      2-Bir kimseye DOLANDIRICI demek o kadar basit değil. Sırf Çek Karşılıksız kaldı diye bir insana dolandırıcı denilemez.
      3-Yargısız İnfazla, CEBRİ İCRA takibi yapmaktan başka bir becerisi olmayan, yargılama karşısında hukuk bilgisi ve becerisi yetersiz kalan avukatlar güruhunun yanlışın sürmesinden nemalanmak gayesi ile hezeyanda bulunması normaldir. Tek bilgi ve becerileri boşa çıkıyor, aç kalacaklar çünkü.
      Bu avukat efendi belli ki tasarının gerekcesini okuyup algılayamamış. Hala Anayasa Mahkemesinin çek yasasını niçin iptal etmediğini de algılayamamış.
      Çünkü;
      Ne Ticaret Yasasını, Ne Ceza Yasasını, ne de Bağlayıcı Hukuku bilmiyor.
      Bilmediği bir şey daha var; “ekonomi batarsa hepimiz batarız” inancında, Aristoles’in Meşhur Eşek Arıları_Yargıçlar tiplemesindeki gibi yargıçlarımızın olduğu. Yani bağımsız yargımızın olmadığını bilmediği ortada.
      Kendi aç kalmasın da; adalet olsun olmasın, kurunun yanında yaş yansın yanmasın adamın umrunda değil.
      ÜLKE GERÇEKLERİNE FRANSIZ KALANLAR BİLMELİDİR Kİ,
      BU ÜLKEDE DEVLETE KARŞI ÇIKAN EN BETER TERÖR ÖRGÜTLERİ;
      Ne PKK dır, Ne Ergenekon dur, Ne de DERİN DEVLET
      BU ÜLKE TOPLUMUNUN KANINI EMEN, YAŞAM ŞANSI BIRAKMAYAN İKİ TANE TERÖR ÖRGÜTÜ VARDIR
      BANKALAR ve BAROLAR.
      Adalet Mülkün Temelidir. Bu temel olmazsa ortada bu iki örgütte kalmaz.
      Keşke bilincinde olsalardı.

  4. Rahmi bey benim 2007 batık ceklerin hepsine 2009 cezaevinde tahütverdim ama esnafkefelate tahüt erdim bana esnafkefalete iyi kötü ödüyom ama ödemessem bana hem cekten hemde esnafkefaletten dolayı dolandırıcılık acılırmı?

Yorum yaparak destek olabilirsiniz