Çek kanunu taahhüt ile ilgili karar


İZMİR 5.AĞIR CEZA MAHKEMESİ TÜRK ULUSU ADINA DEĞİŞİK İŞ KARAR
DEĞİŞİK İŞ NO : 2010/782
BAŞKAN :AHMET HEKİMOĞLU 21561
ÜYE :ŞENAY CENGİZ 33281
ÜYE :HÜLYA BABADAĞ 36889
KATİP :AYBEN UZUN 103827

İzmir 1.ASCM. nin 13.07.2010 tarih, 2005/284 E-2005/665 K. Sayılı ek kararına hükümlü Y…… S……. Tarafından 2.08.2010 günü dilekce ile itiraz edilmesi ve aynı mahkemece itirazın reddine karar verilerek dosyanın mahkememize gönderilmesi üzerine C.savcısının itirazın reddi yönünde görüşü alınarak, dava dosyası okundu, incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ-
Yapılan İNCELEMEDE:

Hükümlü Y……… S. …… ‘nin İş Bankası Bayındır Şubesinait 01/09/2004, 05/09/2004, 20/09/2004, 20/09/2004, 30/09/2004, 05/10/2004, 15/10/2004, 31/10/2007 tarihli çekleri karşılıksız düzenlemesinden dolayı İzmir 1.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, mahkemece 08/09/2005 tarih ve aynı sayılı kararla çek miktarı kadar adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 1 yıl süre ile çek hesabı açtırmaktan yasaklanmasına karar verildiği, kararın 09/02/2007 tarihinde kesinleştirilerek infaza verildiği,
Hükümlünün ödeme taahhüdünde bulunduğu ve dilekcesinde borcunu faizi ile birlikte 2 yıl içinde, borcu ödeyeceğini taahhüt ettiği,
Mahkemece 05/02/2010 tarih ve aynı sayılı ek kararla taahhütnamenin kabulü ile hükümlünün infazının 25/06/2010 tarihine kadar durdurulmasına karar verildiği,
Hükümlünün ilk ödermeyi yapacağı 25/06/2010 ödeme yapmadığı gerekcesiyle mahkemece 13/07/2010 tarih ve aynı sayılı kararla hükmün aynen infazına karar verildiği, bu karara hükümlü tarafından itiraz edildiği görülmüş isede,
Hükümlünün verdiği taahhütnamenin 5941 SY.’nın geçici 2/1-b maddesine uygun olduğu, hükümlünün taahhüt ettiği tarihte ödeme yapmadığı sebebiyle mahkemece verilen ek kararın doğru ve yerinde olduğu anlaşılmıştır.

BU NEDENLERLE:
1-Hükümlünün itirazının REDDINE,(Başkanın karşı oyu ile)
2-Karardan bir örneğinin mahkemesince itiraz edene tebliğine,
3-Dosyanın mahkemesine iadesine
Dosya üzerinde C.Savcısının görüşüne uygun ve kesin olarak-yazılı emir dışında- oy çokluğu ile karar verildi. 26/11/2010
BAŞKAN ÜYE ÜYE KATİP

KARŞI OY:Hükümlünün dilekcesinde belirttiği ödeme savunmasının araştırılması gerektiği kanaati ile sayın çokluğun kararına karşıyım
BAŞKAN

O L A Y L A R :

1–20.12.2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5941 sayılı “Çek Kanunu” ile 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunyürürlükten kaldırılmış, dava konusu suçun unsurları ve yaptırımları farklı biçimde yeniden düzenlenmiş olduğundan; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanığın hukuksal durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir. (10. C.D.Karar Tarihi 25.01.2010. Esas No: 2008/2928. Karar No: 2010/999)

2-Karşılıksız çek suçu şikayete bağlı suçlardan olduğu için şikayetçinin şikayete hakkı olup olmadığı araştırılmalıdır. 5941 SY. GEÇİCİ EK 2MADDE- 5) “Şikâyetçinin başvurusu üzerine, anlaşma veya taahhüde uyulmadığının tespiti hâlinde, soruşturmaya, kovuşturmaya veya hükmün infazına devam edilir.” Hükmü vardır. Bu tesbitin yapılması gerekir.
3- YARGITAY 16.HUKUK DAİRESİ Tarih: 7.7.2008 Esas: 2008/871 Karar: 2008/4936 ve YARGITAY Ceza Genel Kurulu Esas No 2001/17HD-294 Karar No 2002/1
ÖDEME TAAHHÜDÜNDE BORCUN TÜM FER’İLERİYLE BİLRİKTE RAKAMSAL OLARAK GÖSTERİLMESİ MECBURİYETİ
Taahhüdü ihlalin doğabilmesi için ödenecek toplam borç miktarının rakamsal olarak, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Alacaklı ile borçlunun anlaşması suretiyle oluşan ödeme taahhüdünde borçlu tarafından ödenecek toplam miktarın rakamsal olarak açıkça gösterilmesi ve tarafların bu miktar üzerinden icap ve kabulde bulunmaları gerektiği ve taahhütte bulunulduğu esnada, işleyen ve işleyecek faiz, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin belirlenmesi gerektiği hususları gözetilmeksizin, geçerli bir taahhüdün şartları oluşmaz. Bu tarz taahhütler butlandır. Ancak, Ceza Genel Kurulu’nun ve özel dairelerin süreklilik gösteren kararlarında da açıklandığı üzere, taahhüt tutanağında kısmi ödemelerinde göz önüne alınarak toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faiz, vekalet ücreti, icra harç ve giderleri ile birlikte belirlenmesi, böylece borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gereklidir. Bu miktar belirlenmediğinde borçlunun hangi miktar için taahhütte bulunduğu, bu taahhüdün kabulünün hangi miktarın nazara alınarak yapıldığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanamayacağından, ödeme koşulunun ihlali halinde cezanın belirlenmesi de imkansız olacaktır. Bu nedenle sanığın borcunu hangi nedenle veya nedenlerle yerine getiremediğinin araştırılarak, hukuki durumunun belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Çünkü borçlu yönünden, mükerrer ödeme(haciz ve icrada kısmi ödemeler) gibi makul bir nedenin mevcudiyeti halinde haksız cezalandırma söz konusu olacaktır. Burada ifade edilen “makul bir neden”, kuşkusuz borçlunun kusuru ile oluşmayan nedendir.
Borçlunun taahhütte bulunması ve bu taahhüdün alacaklı tarafından kabul edilmesi bir akittir. Akit iki tarafın karşılıklı ve birbirlerine uygun surette rızalarını beyan ettikleri takdirde tamam olur. (B.K. md. 1) Kabul için bir süre tayin ederek başka bir kimseye bir akdin yapılmasını teklif eden kimse, bu sürenin bitimine kadar icabından dönemez. Bu süre bitmeden evvel kabul haberi kendisine yetişmezse icabı ile bağlı kalmaz. (BK. md. 3) Bu itibarla, borçlunun taksit talebinin, ilk taksit tarihinden evvel kabul keyfiyetinin borçluya bildirilmiş olması zorunludur. Aksi halde, borçlu icabı ile bağlı kalmadığından akit tamamlanmamış olur
Öte yandan; Borçlu ve alacaklı tarafından kararlaştırılan ödeme koşuluna ait tutanağın, İİY.nın 8. maddesi uyarınca tutanakların aleniyeti ve ispat kuvveti gereği ilgililer ve icra müdürü veya yardımcısı veya katibi tarafından imzalanması zorunluluğu bulunmaktadır. İmza, sözleşmenin değil tutanağın geçerlilik şartı olup, icra memurları bu taahhütte taraf olmadıklarından içeriğine müdahale edememekte, sözleşme sadece icranın tarafları arasında yapılmaktadır.

4-5941 Sayılı Yasanın geçici 2. Maddesinin 1.fıkrasının b bendi uyarınca, aynı yasanın 6. Maddesine göre hesaplanacak faiziyle birlikte çek bedelini ödeme taahhüdünde bulunuldu.
5-3167 Sayılı Çek Kanunu’nun uygulamasında, ceza, karşılıksız çıkan çekin miktarına göre belirlenmekteyken, 5941 nolu yasada kısmi ödeme de değerlendirilmektedir. Yani suçun sebebini çekin karşılıksız kalan kısmı oluşturmaktadır. Ayrıca 5941 S.Y. MADDE 6 – (1) Karşılıksız kalan çek bedelini, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında; ibaresi mevcuttur. Bu hususlar suçun ve verilecek cezanın unsurlarını ve yaptırımlarını değiştirmiştir. Yukarda görülen Yargıtay görüşü de bu minvaldedir. Bu husus mahsup hesabını gerekli kılmaktadır. Aksi halde kötü niyetli alacaklı lehine mükerrer ödeme ve haksız iktisap söz konusu olacaktır. Mahsup hesabının alacak miktarı üzerinden yapılabilmesi için alacak için icra takibinin yapılması, yani ödemelerin bir icra takip dosyası gibi muteber bir yapıda değerlendirilmesi gereklidir. Yine 3167 sayılı yasada alacaklı yaptığı hacze, rehne rağmen şikayetini devam ettirebiliyordu. Mükerrer ödemeler kale alınmıyordu. 5941 nolu yasada bu şekilde ödemelerde, mahsup hesabı içinde göz önüne alınmaktadır. Suç ve cezası 3167 sayılı yasadan farklı olarak borcun geri kalan kısmı üzerinden oluşmaktadır. Şikayetci alacaklı, şikayeti ile birlikte haciz başlattıysa haczin sonuçları belli olmadan şikayete esas çek miktarı da belli olmayacaktır. Haczin sonucunda satış olmuşsa bu kısmi ödeme oluşturmuştur. Bu gibi durumlarda butlana sebep olacak muamelelerin oluşmaması açısından şikayetçi alacaklı tarafa da bir takım yükümlülükleri yerine getirme zorunluluğu oluşmuştur. Bu yükümlülüklerin başında yeni bir ilamlı icra takibi oluşturarak borçluya tebliğ etmek gelmektedir.
6- 5941 nolu yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte, sanık olarak görülenler ve aleyhlerine kesinleşmiş ceza bulunananlar için lehlerine bir çek sonuçlar gelişmiştir. Şikayetçi alacaklıların bir çoğu şikayetle birlikte icra takibi başlatmıştır. İcra takiplerinin pek çoğu, takipsizlikten düşmüştür. Şikayetçi –alacaklı yenileme yapmamıştır. Şikayetçi ayrıca 5941 sayılı yasanın geçici Ek 2. Maddesi gereği yapmılmış olunan taahhüdlere de bu süreç içinde müdahalede (taahhüdün kabulü ile birlikte taahhüdün yerine getirilmesi için hesaba haiz icra emrini göndermek, taahhüt ret olsa bile mahsup hesabı gösterir icra takibi emrini yenileme talebi göndermek)bulunmamıştır. Bu durumda kötü niyet, mükerrer ödeme talebi ve bundan kaynaklanan haksız iktisap söz konusudur. 3167 sayılı yasa ile yaşanan bağdan üzüm alma, bağcıyı dövme ve bağı talan etme devam edecektir.Şikayetcinin bu süreçte hiçbir şey yapmaması, yasalara göre şikayetten vaz geçme anlamında da kabul edilmektedir. Bu durumda iki husus öne çıkmaktadır. Şikayetçi taahhüdü görmüş ancak icra takibinden vaz geçtiği görüldüğünden şikayetten de vazgeçmiş bulunmaktadır. Ya da; şikayetçinin taahhüdü kabul edip, taahhüt süresi dolduğunda alacağının mahsup hesabını göstermemesi şikayetinin kötü niyetle haksız olduğu hükmünü oluşturacaktır. Kaldı ki şikayetçi -alacaklının açmış olduğu ilk icra dosyalarının pek çoğunda haciz bulunmaktadır. Gerek haczin satışı ve gerekse kısmi ödemelerle borç ödemesi tamamlanmıştır. Dava konusu çek ile birlikte şikayetçi olunmayan çekler ve senetler de alacağa esas olarak toplanarak bu icra dosyasında gösterilmektedir. Davacı alacaklı bunları ayrıştırarak yeni bir ilamlı icra takibinde talep ettiği matlup alacağını göstermek, ödenecek toplam borç miktarının rakamsal olarak, hiçbir kuşku, itiraz ve duraksamaya yer olmayacak şekilde bütün ferileriyle birlikte belirtmesi gerekirdi. Dava konusu taahhütte bulunulan çek ayrıştırılarak ayrıca bir icra dosyasında gösterilmemiştir. Özetle şikayete sebep olan çekle ilgili mahsup hesabının yapılacağı bir icra dosyası yoktur. Zira alacaklı kötü niyetle hareket etmektedir. Mülga yasa hükümleri gereği ile hareket ederek butlana sebep olmaktadır.
7- Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır. Diğer taraftan TCK’nın genel hükümlerine uygunluk içeren mevcut çek yasasının ilgili maddelerini uygulamamak için, “suçun cezasız kalacağı” gerekçesiyle bu boşluğu kıyas veya kıyasa yol açacak biçimde genişletici yorum yapmak yoluyla doldurmak ta TCK’nın 2/3 maddesi kapsamında mümkün değildir.

hüdai yıldırım | Aralık 31, 2010, 8:24 pm |    yorumundan alıntıdır.

14 responses to “Çek kanunu taahhüt ile ilgili karar

  1. ANLATTIKLARINIZ KARŞINIZDAKİNİN ALGILADIĞI KADARDIR.
    Yani karşınızdakilerin algılama kabileyeti söz konusudur.

    “… Güvenilir insanları, adı sanı belli hukukcuları, adıyla çıkanları, dernek kuranları, yüzünü gösterenleri, yorumlarında istikrar olanları, eylemlere katılanları takip edin. …”

    Karşınızda “bilgi toplumu” olmaktan çok uzak ve bu sebeple kendi hak ve kabiliyetlerinin bilincinde olmayan bir toplum varsa anlattıklarınızın bu toplumun beklentileriyle örtüşmesi gerekir.

    SUÇLULUK KOMPLEKSİ İLE HAREKET
    Ben ilk yazılarımın pek çoğunu Özgür Admin’in bu sitesinde yazdım. Arşiv tuttuğu için de bizzat kendisine çok kere teşekkür de ettim.
    Sözler uçar gider, yazılanlar baki kalır diye de vurgulamalar yaptım.
    Bu arşivdeki yazılarım dikkatle incelenirse lk yazılarımdan İtibaren İSTİKRARI görebilirsiniz.

    ÖNCELİKLE ŞUNU AÇIKCA BELİRTEYİM.
    En geç ŞUBAT sonuna kadar, KARŞILIKSIZ ÇEKİ SUÇ OLMAKTAN ÇIKARAN YASA ÇIKMIŞ OLACAK. BU KESİN. Bu doğrultuda bir çok çek davasıda son bulacak. Hapislikler bitecek.

    PEKİ SEN NEYİN DAVSINDASIN BE ADAM diye sorabilirsiniz?

    Ben çek mağdurlarına bir türlü algılatamadığım, büyük kayıplarının davacısıyım.

    ÇEK MAĞDURLARI olarak adlandırdığımız, ADİL YARGILANMA YOKSUNU TOPLUMUNUN BEKLENTİLERİ NELERDİ?
    1-DAYATMA SUÇ TEORİSİ SUÇLAMASINA KARŞILIK SUÇSUZ OLDUKLARINI BİR TÜRLÜ ALGILAYAMADILAR, SUÇLULUK DUYGUSU İÇİNDE DEVAMLI AF İSTEDİLER.
    Bu istek, 5941 sayılı yasanın çıkması arifesinde o kadar yoğunlaştı ki; denetimli serbestlik istemi ile had safhada kendini gösterip taahhütlerin oluşmasını sağladı.
    “Suçlu değil borçluyuz, zaman verilirse borcumuzu ödeyeceğiz.” Söylevleri ile özgürlükler istendi. Hem suçlu değiliz diyeceksin hem af isteyeceksin. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
    2-BİR KISIM ÇEK MAĞDURU DA ADİL YASA VE YARGILANMA İSTEDİ. BUNUN İÇİN SALT KAST FAKTÖRÜ EZBERİNE SIĞINDILAR.
    Evet Kast faktörü gözetilmelidir. Çek yasasının değiştirilme gerekcesi ve şimdi yargıdaki tıkanıklığın asıl sebebi 5237 sayılı TÜRK CEZA YASASININ ruhunun algılanmamasıdır.
    MASUMİYET KARİNE si göz önüne alınarak hazırlanmış bu yasanın bilinçsizce kullanılmasıdır sorunları oluşturan.
    TÜM SİSTEM MAĞDURLARINI mağdur eden de bu bilinçsizlikdir.
    TCK nın 1-75 . maddeleri arası tüm maddeleri sanık lehine maddelerdir. Bunlar KIYAS YOLU ile değiştirilemez. Çünkü bunların hepsi BİR İLKENİN tezahürüdür. BU İLKE KIYAS YASAĞINA RAĞMEN BOZULAMAZ.
    3-Ben ve bana inanan azınlık çek mağdurları da baştan itibaren, kıyas yasağına rağmen ihlal edilen hak ve özgürlüklerimizin tümünün davacısı olduk.
    TİCARETTEN MEN NE DEMEKTİR?
    BU BİR SUÇA KARŞILIK VERİLEN CEZADIR. BU SUÇ ÇOK ADİCE İŞLENMİŞ BİR SUÇUN CEZALANDIRILMASIDIR. Genelde kaçak et satan kasaplara, sahtekarlık yapan ticaret erbabına verilir.
    TCK başta olmak üzere ceza yasalarımızda BİR SUÇA YALNIZ BİR CEZA VERİLİR ilkesi vardır.
    Hem ceza verilip hem yaptırım uygulatılmaz.İkisinden bir söz konusu olmalıdır. Eğer ikisi birden oluşuyorsa İNSANLIK AYIBI söz konusudur.

    “Hukuğu hukukculara bırakın” zırvalarını yapanlara, olmayan hukuğu kime bırakacağız savunması yaptım. Madem hukukcu olduğunuz iddia ediyorsunuz hukuk nerde diye sordum. Şimdi yine soruyorum hukuğun olmadığı yerde hukukcunun varlığından söz edilir mi?

    TİCARETTEN MEN CEZASI SUÇLU TACİRE VERİLİR.
    Yeni tasarı içinde çekin karşılıksız çıkması suç olarak nitelendirilmeyecek miş.
    Biz de inandık şimdi.
    PEKİ TİCARETTEN MEN CEZASI NİYE VERİLİYOR KARDEŞİM.?
    ÇÜNKÜ HALA KARŞILIKSIZ ÇEK KESEN DOLANDIRICI OLARAK GÖRÜLÜYOR DA ONDAN.
    Bu durumu yetkililere bizzat sordum. “Burhan bey borç ödenince sicil siliniyor, dolayısıyla bu suçlama ortadan kalkıyor” dediler.
    “SİZ İNANIYORMUSUNUZ BUNA” DEDİM. HANGİ BANKA SİCİL YASASINA UYUYOR VE UYDU BU ZAMANA KADAR? 5 SENE VEYA 10 SENE BENİM TİCARİ SİCİLİME DAYATMA SUÇ TEORİSİ İLE KİMSE MÜDAHALE EDEMEZ.

    BU HAKKIN BİLİNCİNDE OLMAYANLAR, TÖVBE Bİ DAHA ÇEK KULLANMAM DEMEKTE VE HALA BİLİNÇSİZLİĞİ SÜRDÜRMEKTE.
    YA DA BURDA HUKUKCU NİCKLE YAZAN “GARANTİLİ ÇEK” REKLAMCISININ SAFSATALARI İLE TİCARETTEN MEN SUÇU İŞLEMENİN YENİ TUZAKLARINA MERHABA DEMEKTE.

    ÇEK MAĞDURLARI ANAYASA MAHKEMESİ BEKLENTİSİNE SOKULDU. BOŞ VE YANLIŞ UMUT DEDİM. ÇEK MAĞDURLARI CHP NİN HAZIRLADIĞI YASA TEKLİFLERİNİN BEKLENTİSİNE SOKULDU, İÇİNDE SUÇLAMA DURAN YASA TASLAKLARI BİRER ALDATMACA DEDİM, ŞİMDİ DE TA 2008 DE HAZIRLANMIŞ BİR YASA TASARISI TEKRAR GÜNDEMDE.
    BU TASARIYI İLK GÖRDÜĞÜM GÜN 2009 YILININ 11 HAZİRAN GÜNÜ İDİ. İTİRAZI BASTIM.
    ANCAK ÇEK MAĞDURLARININ BİR ÇOĞUNUN VE BENİM OĞLUMUN DA ÖZGÜRLÜĞÜ SÖZ KONUSU İDİ. ÖNCE BU YASA ÇIKSIN SONRA BUNU İŞLEVSİZ KILMAK İÇİN ÇALIŞIRIM DİYE ÇEK MAĞDURLARINI MECLİSTE EYLEMLERE DAVET ETTİM.

    BEN PROVOKATÖRMÜŞÜM…

    Nasıl bir provokatörüm acaba?

    Ben karşılıksız çek yüzünden ceza evine giren oğlum için çırpındım. Şöhret olmak veya bir şekilde durumdan vazife çıkarıp nemalanmak için değil.

    Oğlum, Sağlıktaki yolsuzluk şebekesinin edinimin ifasına fesat karıştırması sebebiyle SGK ya ve hastalara satmış olduğu medikal malzemenin karşılığını alamaması yüzünden ödeme sıkıntısı yaşadı ve çek mağduru oldu.

    İhbarını yaptığımız bu yolsuzlukların davaları İstanbul’da ALTIN OMURGA, Eskişehirde ENFEKSİYON 26 isimleri ile yapılan operasyonlar sonucu bir çok ilde başlatıldı. Yargılamalar Sürmektedir. Bunlarla birlikte devletin kasasından, MİLLETTEN çalınan milyarlarca lira da aslına rücu etmektedir.

    2009 Yılı Haziran ayına kadar bende, şimdi olduğu gibi yeni bir çek yasası ile kurtuluşun umudu içindeydim.
    2009 yılı Haziran ayı başında çek yasası için toplanmış olan TBMM Adalet Komisyonu, Muhalefet Parti Milletvekillerinin komisyonu terk etmesiyle umutsuz bir beklemeye girdi.
    İşin aslını araştırmak için meclise gittim. Önceleri tek başıma yetkililerle görüştüm.
    Bu görüşmelerim esnasında Adalet Komisyonunda iki tane çek yasası taslağı olduğunu gördüm.
    Bunlardan biri devletin resmi internet sitelerinde yayınlanan tasarıydı, diğeri bu günlerde gündeme gelen tasarı. Bu tasarı etki oluşturacak tepkilerin zorlamasına karşı ihtiyaten el altında tutuluyordu.
    Bankalar bu tasarının çıkmasının önünde engel teşkil ediyordu. Mağdurlara bu tasarının varlığını defalarca anlattım. BAKIN ARŞİVE GÖRÜN.
    LOBİ OLUŞTURMA, DERNEK KURMA, AİHM BAŞVUSU YAPMA FİKİRLERİNİ BU ZORUNLULUKTAN DOLAYI BİR BİR YAZDIM.
    OLMAYAN DERNEK VARMIŞ GİBİ, MECLİSTE BU DERNEK ADINA MÜCADELE VERDİM.
    BU ZAMANA KADAR HİÇ BİR YAZIMDA DİĞERİ İLE ÇELİŞKİ GÖREMEZSİNİZ.
    ÇÜNKÜ FAL BAKMADIM. GERÇEĞİN BİLİNCİNDE, GERÇEĞİN TANIĞI OLARAK YAZDIM.
    BAŞBAKANA YAZDIĞIM İLK YAZIMDA; BANKALAR İSTERLERSE KENDİ İNTERAKTİF YAPILARINDA, ARTIK DEMODE OLMUŞ ÇEK YERİNE BAŞKA BİR ENSTRÜMAN ÇIKARABİLİRLER DEMİŞTİM.
    “HUKUKCU” NİCKLİ REKLAMCI BUNUN MÜJDESİNİ VERİYOR GÜYA.
    ALDATMACA İLE.
    TİCARETTEN MEN CEZASI ÖNGÖRÜLEREK HAZIRLANAN YENİ BİR TUZAK.

    BU ÜLKEDE SÖZDE HUKUKCULAR, HUKUKSAL SORUNLARA HUKUKCU “AT GÖZLÜĞÜ” İLE BAKIP, ÇÖZÜM ARAMAKTADIR.

    HUKUKSAL SORUNLARIN HEMEN HEMEN HEPSİ, YOLSUZLUK EKONOMİSİ POLİTİKALARI PARLAMENTOSUNDA; BU POLİTİKALARI AYAKTA TUTACAK YASALAR TARAFINDAN OLUŞMAKTADIR.

    YANİ SORUNLARIN KAYNAĞI EKONOMİDİR. HUKUK PARANIN, PARALININ HUKUKUDUR.

    BİRAZ DA DİN DERSİ VERELİM.

    BU SİSTEM, FİRAVUN(İKTİDAR), HAMAN(SÖZDEDİN BÜYÜĞÜ BELAM), VE SAMİRİ(PARA BABASI) SİSTEMİDİR. BU SİSTEMİ YIKMAK İÇİN ALLAH MUSA’YI TEK BAŞINA GÖNDERMİŞTİR. SİSTEMİN HİLELERİNE KARŞI MUSANIN YALNIZCA ASASI(HİLELERİ BOŞA ÇIKARACAK BİLGİSİ) VARDI.

    BİLİNÇLİ HAREKET ETMEK SİSTEMİN BÜYÜLERİNİ, HİLELERİNİ DAİMA BOŞA ÇIKARIR.
    5941 SAYILI YASA BÖYLE BİR MÜCADELEDEN SONRA ÇIKMIŞ GİZLİ BİR AF YASASI İDİ. BU YASAYI DA İŞLEVSİZ BIRAKMAK İÇİN BU SİTEDE DAHİ (ARKADAŞLARIM TARAFINDAN KOPYALANDI) BULUNAN İŞTE KURTULUŞUNUZ İŞTE DİLEKCENİZ ADLI YAZIMI YAYDIM.

    Çek kanunu taahhüt ile ilgili karar

    2009 YILI ORTALARINDAN BAŞLAYARAK AİHM MÜRACAATLARI ÇAĞRILARINI YAPTIM. AİHM MÜRACAATLARININ DA EZBERDE OLMAMASI İÇİN SALT AİHS 4 NOLU PROTOKOLA BAĞLI OLUNMAMASINI ÖNERDİM. BİR SUÇA BİR CEZA VERİLİR İLKESİNİN VE MASUMİYET KARİNESİ İLKESİNİN ÖZEL YASA İLE İHLAL EDİLDİĞİNİ, SAVUNMA HAKKININ YOK EDİLDİĞİNİ ANLATTIM.

    TÜRKİYE’DE SİSTEM AYNI SİTEM.YASALAR HA ALİ HESAP, HA VELİ HESAP YİNE AYNI ÇIKIYOR.

    KARŞILIKSIZ ÇEK SUÇ OLMAKTAN ÇIKARILIYOR MASALINA BU YÜZDEN İNANMAYIN.
    HAKLARINIZIN BİLİNCİNDE OLUN VE ÖYLE DAVRANIN.
    AYŞE BENİM OLSUN MİLYARLARCA BORCUM OLSUN DEMEK ÇOK KOLAY, MİLYARLARCA BORÇ OLUNCA AYŞEYE SADECE RÜYALARINDA SAHİP OLURSUN BU GERÇEK.

    BANKALAR MEMNUN OLACAK DİYE TİCARETTEN MEN CEZASI VERİLMESİ NE DEMEK?
    SUÇ YOKSA YAPTIRIM ADI ALTINDA CEZA VERMEK NEYİN NESİ?
    EĞER SUÇ VARSA CEZASI YASASI NİÇİN YETMİYOR?
    MAKSAT ALACAK TAHSİLİ İSE İCRA İFLAS YASASI NİYE YETMİYOR?
    HANGİ ZARURETTEN DOLAYI YASA ÇIKARILIYOR?
    LÜTFEN BU TEHLİKEYİ ALGILAYIN.
    AİHM, AİHM, AİHM.
    KİMSE BAŞKALARINI KANDIRMASIN. ÇEK MAĞDURLARINDAN AİHM BAŞVURUSU YAPANLARIN ADEDİ ANCAK BİR ELİN PARMAKLARI KADAR. BEL Kİ DE DAHA AZ.

    MAĞDURLARIN HEDEFİ TOPLUM VİCDAN VE EFKARINDA ETKİ OLUŞTURACAK TEPKİ EYLEMLERİ OLMALI. BUNU YAPMAZSANIZ BU SİSTEMİN PARÇASI OLURSUNUZ.

  2. 15 haziraanda yapılacak seçimde sırf çek maduru olduğum için oy kullanamayacağım şimdi bu affın çek mağdurlarına ne faydacsı olmuştur eğer bizler affa uğramassak nasıl oy kullanacağız yaklaşık birmilyon altıyüzkişi (1600 000)ne olacak

  3. YARGI YOKSA MAFYA VAR haberine karşın YORUMUM.
    Bu oluşumun üç temel nedeni vardır.
    1-Yolsuzluk ekonomileri politikaları. Bu politika için çıkarılmayan şeffaflık oluşturacak yasalar ve yasal boşluk yaratılarak çıkarılan yasalar. Bu sistemin kalbi bankalar ve beyni din simsarlarıdır. Ne yazık ki ülkemizde yasa koyucu meclis üzerinde bankaların baskısı mevcuttur. Bankalar seçim ekonomisi politikası uygulayan ve mecliste çoğunluğu bulunan iktidar partisini teslim almışlardır. 3167 sayılı yasa mülga olmuştur. Ancak bankalar devleti mafya yerine sokmak için bu yasayı hortlatmaya çalışmaktadır. SÖZ KONUSU VADELİ ÇEK İLE YAPTIRIMLARIN OLMAMASIDIR. Yaptırım yoktur ama ceza vardır?
    BAKIN KUZULAR HANİ KURTLARA TESLİM EDİLECEK. NASIL? NİÇİN? NEDEN YENİ TİCARET YASASI ÖNCESİ? E-DEVLET OLUŞTURMAK ÇOK MU ZOR

    kure.tv/webtv/803-haber/borc-affi-geldi-ama-bankalarin-kara-listesi-buyuyecek/4896-Bolum/81564/

    2-Yargıtayın asli görevi yargı birliğidir. Yargıtay bağımsız ve tarafsız olmaması sebebiyle bu görevini yapamamaktadır. Sistem mağdurları; yargı birliğinin kurulamaması ve yerel mahkemelerde oluşan yargı önünde eşitsizlik yüzünden AİHM başvuruları başlamıştır. Zira yerel mahkemelerin aynı olaya verdiği değişik kararlar ve yargıtayın hukuk birliği sağlayamaması devletin taahhüdünü ihlali ile iç hukuk yolunun bittiğinin göstergesidir.
    3-Ezberci ve bununla birlikte ıslah faktörünü göz ardı ederek, cezanın tek çözüm olduğu sabit fikri ile peşin hüküm ve ön yargı ile hareket eden hukuk sistemi. Bu sistem bu anlayışla vatandaşa değil mafyaya hizmet verir ADALET! Vermektedir.
    BU NASIL ALACAKLI MAĞDURLUĞU Kİ; MAĞDURLUĞUNU BEYANLA BORÇLUNUN BİR TEK CANINI ALMADIĞI KALIYOR.
    Bu sistem içinde alacaklı icra iflas yasası ve borçlar yasası gibi yasalarla hiçbir zaman mağdur olmamaktadır. Bu kandırmaca ile lâfebeliği yapanların maksadı borçludan mükerrer tahsilât yapmaktır. Mülga 3167 VADELİ ÇEKİN KARŞILIKIZ KALMASI DOLAYISIYLA BORÇLU hakkında hem dolandırıcılık suçu ile CEZAİ İŞLEMLER yapılıyordu, hemde icra ve hacizlerle mükerrer tahsilat. Yani maksat bağdan üzüm koparmak değil, bağı talan etmek ve mafya usulü bağcıyı da dövmek oluyordu. 5941 nolu yasa iyi niyetli borçlu lehine hükümler getirmiştir. Mükerrer ödemenin önüne geçmek için yasa, mahsup hesabını gerekli kılmıştır. Mahsup hesabı ise ancak icra takibi ile icra dosyasında kapak hesabı ile yapılır . 5941 sayılı yasanın ek2. Maddesi ile taahhütte bulunan borçlunun mahsup hesabı tutulmayarak, mükerrer alacak tahsilatı amaçlanmaktadır. Yasa borcun geri kalan kısmı için cezalandırma yapmaktadır. Bankaların ödemekle yükümlü oldukları meblağ düşüldükten sonra kalan üzerinden 3095 sayılı yasa uyarınca faiz uygulanacaktır. Ve bir diğer sorun mülga yasada şikayetci ve alacaklı ayrı kişilerdi. 5941 sayılı yasa ise şikayet hakkını hamile vermiştir. TÜM BUNLARIN İNCELENMESİ İCRA TAKİBİ İLE OLUR.
    Bir borçlunun taahhüt edilen borcu ödemesi için borç ve taahhüt taksitleri bütün ferileri ile birlikte alacaklı tarafından borçluya tebliği ve itirazının olup olmadığı sunulmalıydı. Bu durumla ilgili yargıtayın içtihat kararları mevcut.Bunları oluşturmamak mükerrer tahsilatı oluşturarak borçluyu fazladan hak kaybına sokmak için kötü niyetli yaklaşımlardır.
    5941 Sayılı yasa alacaklıya da iyi niyet doğrultusunda haklar doğurmuştur. Yasa bir ilamdır. İlama dayalı icra takibi ile taahhütleri kabul etmek veya alacaklı ile uzlaşmak mümkündü. Bunlar kötü niyetle göz ardı edildi.
    YASA TAAHHÜTLERİN YERİNE GETİRİLMEMESİ DURUMUNDA İSE HAKSIZ ŞİKAYETİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN TETKİK EDİLMESİNİ, TESBİT ETMEYİ ZORUNLU KILMIŞTIR. Bu tetkik yapılmamaktadır.
    DEVLETİ MAFYA GİBİ GÖRENLERİN VE MAFYA GİBİ OLMASINI İSTEYENLERİN EZBERLERİ VE SABİT FİKİRLERİ BELLİDİR. 3167 SAYILI YASAYI HORTLATIRCASINA HUKUKTA BUTLAN DENİLEN OLUŞUMLARLA PEŞİN HÜKÜMDE YARGIYA DEVAM ETMEKTE VE CEZALAR VERİLMEKTEDİR.
    OYSA;
    Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek, gerek Anayasa’da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır. Diğer taraftan TCK’nın genel hükümlerine uygunluk içeren mevcut çek yasasının ilgili maddelerini uygulamamak için, “suçun cezasız kalacağı” gerekçesiyle bu boşluğu kıyas veya kıyasa yol açacak biçimde genişletici yorum yapmak yoluyla doldurmak ta TCK’nın 2/3 maddesi kapsamında mümkün değildir.
    Bu sebepler ÇEK MAĞDURUNUN HAKLI SEBEPLERİDİR.
    ADALETİ İSTEYEN TARAF ÇEK MAĞDURLARIDIR.
    Bana göre bu sorunların ana kaynağı da yukarda arz ettiğim üç ana sebeptir.
    NOT: BU YAZI BÜTÜN YAZININ ALTINDAN ALINTIDIR.

  4. KURTLARA TESLİM EDİLECEK KUZULAR.. Yazar Burhan İŞCAN TÜM SİSTEM MAĞDURLARINA ULAŞACAK FELAKET

    MUHTEMELEN OCAKTA ÇIKACAK TEMEL YASALARA HAZIRLIK.

    Yeni Türk Ticaret Kanunu Tasarısı
    (pdf download)

    pwc.com/tr/tr/publications/turkish-commercial-code.jhtml

    Bilgi açısından en zengin olduğumuz bir dönemde küresel ekonominin ani değişimlere açık olduğu ve sınırlarının olmadığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu yeni düzen içerisinde ulusların ve şirketlerin rekabet gücünün artmasında iş hayatında uygulanan kuralların küresel standartlara uyumlu olması büyük önem taşımaktadır. Artan rekabetle birlikte küresel iş dünyasının değişen gündeminde; şirketlerin büyüme ve gelişme potansiyellerinin değerlendirilmesi, kurumsal yönetim, kamu güveni ve şeffaflık gibi konular öncelikli konuma gelmiştir. @-devlet şarttır. Ve @-devlet olgusunda yasalar

    Küresel rekabette sınırları zorlayan ve hızlı bir dönüşüm sürecindeki Türk iş dünyasının daha şeffaf kurumsal yönetim ilkeleriyle çalışması Türk işletmelerinin küresel rekabet gücünü artırmasında büyük öneme sahiptir. Dünya ekonomisi ile entegre olma, yüksek ve sürdürülebilir büyüme oranları ile ekonomik istikrarın sürekli kılınması hedefi doğrultusunda; şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri üzerine kurulu olan yeni Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın (“Tasarı”) yasalaşmasıyla toplumun tüm paydaşlarının bilgiye erişebilirliği ve çıkarlarının korunması da sağlanacaktır.

    DEVLETİ FONLATMAK SUÇTUR. BU SUÇU İŞLEYENLER UYDURMA SUÇ TEORİLERİ İLE OLUŞTURDUKLARI DAYATMA SUÇLAR İLE TOPLUMUMUZU SUÇLULUK KOMPLEKSİNE SOKUP KENDİ İŞLEDİKLERİ VEİŞLEYECEKLERİ SUÇLARI GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR.

    YOLSUZLUK EKONOMİSİ POLİTİKALARI DEDİĞİMİZ BU SİSTEMİN KALBİ BANKALARDIR. BANKALAR BİRLİĞİDİR.

    kure.tv/webtv/803-haber/borc-affi-geldi-ama-bankalarin-kara-listesi-buyuyecek/4896-Bolum/81564/

    Elektrikten suya, vergiden sigorta primine; Devlet alacaklarından vazgeçti, bu haber borçluları sevindirdi. Ama Meclis’teki aynı Torba Yasa; ‘borcu alışkanlık haline getirenlere’ bir sürprize hazırlanıyor. Devlet ekonomide affa, Torba Yasanın ardından kapılarını tamamen kapatacak. Yani bu son af olacak. O nedenle bundan sonra borçlananları zor günler bekliyor. Çünkü Meclis’teki görüşmelerde, kredi alacaklara önemli uyarı çıktı. Yasa çıkar çıkmaz, bankaların riskli müşteriler için oluşturduğu “kara liste” genişleyecek. Borcundan dolayı elektriği, suyu ve gazı kesilen kredi alamayacak. Yani bu kişilere bankalar kredi musluğunu kesecek. Bu kişiler bırakın kredi almayı, kredi kartı sahibi bile olamayacaklar. İşte bu isimler; eskiden bankalarla kötü bir geçmişe sahip olanlarla aynı muameleyi görecek. Kısacası; borç karnesi kötü olanlar bankaların kredi sınavını aşamayacak. Yani müşterilerin kredi geçmişlerinin yanı sıra, elektrik, su, doğalgaz ve telefon borçlarını zamanında ödeyip ödemediklerine de bakılacak. Kira borcunu düzenli ödemeyenler ve para için tefeci yolunu tutanlar da bankaların kara listesine girecek. Özetle; günlük hayatın hemen her alanında artık borca sadakat şart.. Vatandaşın borcuna sadık olup olmadığını ise Merkez Bankası takip edecek. Bu borç kayıtlarına ulaşmak için; Telekom, GSM şirketleri, elektrik, doğalgaz ve su idareleriyle protokol imzalanacak. Yeni dönemde risk kayıtları TC numarası ile takip edecek. Bu yeni uygulama sayesinde isim benzerliğinden dolayı, borcuna sadık kişilerin uğradığı mağduriyetler de son bulacak.

    NİÇİN YİNE BANKALAR?. NİÇİN E-DEVLET OLGUSU İÇİNDE MERKEZ BANKASI SİCİL TUTMUYOR? NİÇİN BANKALAR SİCİLLERİ SİLMİYOR? NİÇİN BANKALAR ALACAKLARINDAN UFAK BAKİYELERİ DEVE YAPIP TEFECİ FACTORİNGLERE SATTI?

    TÜM SİSTEM MAĞDURLUKLARI DEVAM EDECEK. PEKİ BU KANDIRMACADA MAKSAT NE?

    UYAN EY MİLLET UYAN SATILIYORSUNUZ….

    YOLSUZLUK EKONOMİLERİ POLİTİKALARI UYGULAYAN HÜKÜMETİN SEÇİM EKONOMİSİ POLİTİKASI.

    BANKALARIN TEK MÜŞTERİSİ OLMAK. BÖYLECE KENDİNE FİNANS KAYNAĞI YARATMAK..

  5. bilgi ve becerisine sağlık . ancak ben isimli şahıs da dahil, ki yengeç sepetinin kapağı olmaz yazısını bu sitede o yazmıştı bizler yengeç sepeti içindeki yengeçlere benziyoruz

  6. aynı yazı politika dergisi nde bulunan Üç Bağımsız Hukuk…
    İçeriği Yazan: Faruk HAKSAL Zaman: Cum, 24/12/2010 – 16:31
    İçerik Öbekleri: altında yorumda da da bulunmaktadır

  7. Yargı işlemeyince mafya türüyor
    yorumum
    Bu oluşumun üç temel nedeni vardır.
    1-Yolsuzluk ekonomileri politikaları. Bu politika için çıkarılmayan şeffaflık oluşturacak yasalar ve yasal boşluk yaratılarak çıkarılan yasalar. Bu sistemin kalbi bankalar ve beyni din simsarlarıdır. Ne yazık ki ülkemizde yasa koyucu meclis üzerinde bankaların baskısı mevcuttur. Bankalar seçim ekonomisi politikası uygulayan ve mecliste çoğunluğu bulunan iktidar partisini teslim almışlardır. 3167 sayılı yasa mülga olmuştur. Ancak bankalar devleti mafya yerine sokmak için bu yasayı hortlatmaya çalışmaktadır. SÖZ KONUSU VADELİ ÇEK İLE YAPTIRIMLARIN OLMAMASIDIR. Yaptırım yoktur ama ceza vardır?
    BAKIN KUZULAR HANİ KURTLARA TESLİM EDİLECEK. NASIL? NİÇİN? NEDEN YENİ TİCARET YASASI ÖNCESİ? E-DEVLET OLUŞTURMAK ÇOK MU ZOR?
    kure.tv/webtv/803-haber/borc-affi-geldi-ama-bankalarin-kara-listesi-buyuyecek/4896-Bolum/81564/

    2-Yargıtayın asli görevi yargı birliğidir. Yargıtay bağımsız ve tarafsız olmaması sebebiyle bu görevini yapamamaktadır. Sistem mağdurları; yargı birliğinin kurulamaması ve yerel mahkemelerde oluşan yargı önünde eşitsizlik yüzünden AİHM başvuruları başlamıştır. Zira yerel mahkemelerin aynı olaya verdiği değişik kararlar ve yargıtayın hukuk birliği sağlayamaması devletin taahhüdünü ihlali ile iç hukuk yolunun bittiğinin göstergesidir.
    3-Ezberci ve bununla birlikte ıslah faktörünü göz ardı ederek, cezanın tek çözüm olduğu sabit fikri ile peşin hüküm ve ön yargı ile hareket eden hukuk sistemi. Bu sistem bu anlayışla vatandaşa değil mafyaya hizmet verir ADALET! Vermektedir.
    Bu sistem içinde alacaklı icra iflas yasası ve borçlar yasası gibi yasalarla hiçbir zaman mağdur olmamaktadır. Bu kandırmaca ile lâfebeliği yapanların maksadı borçludan mükerrer tahsilât yapmaktır. Mülga 3167 VADELİ ÇEKİN KARŞILIKIZ KALMASI DOLAYISIYLA BORÇLU hakkında hem dolandırıcılık suçu ile CEZAİ İŞLEMLER yapılıyordu, hemde icra ve hacizlerle mükerrer tahsilat. Yani maksat bağdan üzüm koparmak değil, bağı talan etmek ve mafya usulü bağcıyı da dövmek oluyordu. 5941 nolu yasa iyi niyetli borçlu lehine hükümler getirmiştir. Mükerrer ödemenin önüne geçmek için yasa, mahsup hesabını gerekli kılmıştır. Mahsup hesabı ise ancak icra takibi ile icra dosyasında kapak hesabı ile yapılır . 5941 sayılı yasanın ek2. Maddesi ile taahhütte bulunan borçlunun mahsup hesabı tutulmayarak, mükerrer alacak tahsilatı amaçlanmaktadır. Yasa borcun geri kalan kısmı için cezalandırma yapmaktadır. Bankaların ödemekle yükümlü oldukları meblağ düşüldükten sonra kalan üzerinden 3095 sayılı yasa uyarınca faiz uygulanacaktır. Ve bir diğer sorun mülga yasada şikayetci ve alacaklı ayrı kişilerdi. 5941 sayılı yasa ise şikayet hakkını hamile vermiştir. TÜM BUNLARIN İNCELENMESİ İCRA TAKİBİ İLE OLUR.
    Bir borçlunun taahhüt edilen borcu ödemesi için borç ve taahhüt taksitleri bütün ferileri ile birlikte alacaklı tarafından borçluya tebliği ve itirazının olup olmadığı sunulmalıydı. Bunları oluşturmamak mükerrer tahsilatı oluşturarak borçluyu fazladan hak kaybına sokmak için kötü niyetli yaklaşımlardır.
    5941 Sayılı yasa alacaklıya da iyi niyet doğrultusunda haklar doğurmuştur. Yasa bir ilamdır. İlama dayalı icra takibi ile taahhütleri kabul etmek mümkündü. Bunlar kötü niyetle göz ardı edildi.
    YASA TAAHHÜTLERİN YERİNE GETİRİLMEMESİ DURUMUNDA İSE HAKSIZ ŞİKAYETİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN TETKİK EDİLMESİNİ ZORUNLU KILMIŞTIR. Bu tetkik yapılmamaktadır.
    DEVLETİ MAFYA GİBİ GÖRENLERİN VE MAFYA GİBİ OLMASINI İSTEYENLERİN EZBERLERİ VE SABİT FİKİRLERİ BELLİDİR. 3167 SAYILI YASAYI HORTLATIRCASINA HUKUKTA BUTLAN DENİLEN OLUŞUMLARLA PEŞİN HÜKÜMDE YARGIYA DEVAM ETMEKTE VE CEZALAR VERİLMEKTEDİR.
    Bana göre bu sorunların ana kaynağı da yukarda arz ettiğim üç ana sebeptir.
    burhaniscan.org

  8. bu yazılar sayın BURHAN İŞCANIN SİTESİNDEN ALINMADIR . GÖRÜŞLER MAHKEME BAŞKANININ DEĞİL ONUN GÖRÜŞLERİDİR.
    SİTESİNDE BU BİR KATLİAM YAZISINDAN ALINTIDIR

  9. acil demokrasi

    İzmir 5. ağır Ceza Mahkemesi Başkanı sayın Ahmet Hekimoğlu ndan ders gibi bir karşı oy yazısı
    teşekkürler sayın Ahmet Hekimoğlu
    bu karşı oy yazısını taahhüt dosyalarında mutlaka kullanmalıyız
    hukuk alanında yapmamız gereken çok şey var

    • sayın acil demokrasi,
      somut bir olayı anlatmak istiyorum;
      (karşımızda banka ve factoring lobilerinin bulunduğu varsayımı ile)

      bankaya bir çek ibraz edildiğinde olay kısaca şöyle bir süreç izliyor
      1-gişedeki görevliye çek veriliyor
      2-gişe memuru karşığının olup olmadığnı kontrol ediyor,karşılğı mevcut ise çek yaprağını alıyor ve bize ödeme yapıyor,eğer karşılığı yok ise karşılığı yoktur kaşesini vuruyor ve operasyon yönetmeni imzalıyor bununla birlikte gişe görevliside imzalıyor(çift imza, muhtemelen çift imza ile temsil ediliyor)

      karsılıksız çek ile ilgili mahkemeye çıktığımızda, dosyada bizimle ilgili imza sirkisü ve buna bağlı kimliğimizi tanımlayıcı ve yetkimizi gösteren belgeler oluyor
      hakim bize soruyor,bu imza senin mi?ve borcu kabul ediyormusun? diyor
      bizim bu çeki imzaladığımızı ve imzanın bize ait olduğunu tespit ediyor ve basıyor cezayı(buraya kadar herşey normal)
      bankaya ibraz edlen çekin karşılığı yok ise banka yetkili tarafından karşılıksız işlemi yapılır şeklinde bir ibare var kanunda.

      a)dosyada karşılıksız işlemini yapan banka yetkililerinin yetki belgesi dosyada olması gerekmez mi?
      b)çok fazla personel değişimi olan bankacılık sektöründe karşılıksızdır işlemini yapan personelin yetkisiz olarak bu işlemi yapması mümkün olabilir mi?( bana göre bu mümkün en genç ve deneyimsiz personel gişede çalıştırılıyor,yeni gelen personel hemen gişeye oturtuluyor)
      c) eğer böyle bir durum var ise karşılıksız işlemi geçersiz durma düşmüyor mu?
      d)yargıtaydan önce yerel mahkemelerin bu mevcur durumu araştırması gerekmez mi?
      e)temyiz dilekçelrimde bu durumu temyiz gerekçesi olarak sunmak istiyorum

      bu konu ile ilgili görüş ve yorumunuz nedir.

      saygılar

      • acil demokrasi

        sayın bero
        karşılıksızdır kaşelerinde çift imza var
        sanırım bankalar çift imza ile temsil edildikleri için bu bir zorunluluk
        imzasız kaşeler veya tek imzalı kaşeler itiraz konusu yapılabilir
        imza sahiplerinin yetkisinin araştırılması konusunda herhangi bir yargı kararı bulamadım ancak bu böyle bir itirazın gündeme getiremiyeceği anlamına gelmiyor
        banka görevlisinin imza yetkisine itiraz mahkemede ileri sürülebilir diye düşünüyorum

Yorum yaparak destek olabilirsiniz