Yeni yıl “Daha fazla demokrasi ve insan hakları …”


Tüm okuyuculara iyi seneler diliyorum.

Devlet ve yurttaşların barıştığı, borca hapisin olmadığı günleri birlikte görelim.

esen kalınız / admin

5 responses to “Yeni yıl “Daha fazla demokrasi ve insan hakları …”

  1. BURHAN İŞCAN

    EKONOMİ BATARSA HEPİMİZ BATARMIYIZ?

    ADAMA GÖRE İŞ YOKTUR, İŞE GÖRE ADAM VARDIR.

    İnsanlığın binlerce yıllık uzun yolculuğu boyunca onunla anılmış, onunla ortaya çıkmış ve onunla binlerce yıllık bu yolculuktan günümüze ulaşmış bir kavramdır adalet. Bu sebepledir ki “adalet” sorunuyla karşılaşan ne ilk insanlarız ne de son. O yüzden endişelenmeyelim. (mi?)

    Eski çağlarda Atina’da adalet dağıtma işini yapan on mahkeme varmış. Bunlardan en önemlisi “Heliai” -yani güneş- meydanında toplandığı için, bütün yargıçlara “Heliastes” deniyormuş. Aristophanes, Atina’nın adalet mekanizmasıyla alay ederek, yargıçların aldığı kararlarda başka bir takım çevrelerin etkisi altında kalmasını ve kararlarını “adalet” den yana değil de siyasi ve ticari bu çıkarlardan yana kullanmasını yermek için yazmış o ünlü oyununu : Eşekarıları’nı (Yargıçlar). Adaletten yana değil de bir takım siyasi ve ticari çıkarlardan yana olan bu yargıçlar kararlarını da balmumu tabletler üzerine ucu sivri kalemlerle yazdıklarından Aristophanes bu kalemleri eşekarılarına, bu kalemlerle yazılan cezaları da arı sokmasına benzettiğinden oyununun ismini “eşekarıları” yapmış.

    Yargıç, sözlüklerde yazdığı kadarıyla şöyle tanımlanıyor: “Millet adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı yerine getirmekle, adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse, hâkim.”. Yine hukuk literatürü yargıcın tarafsız olmasından, kararlarını alırken herhangi bir etki altında kalmamasından söz ediyor.

    Yargıçların karar vermek, yargılamak durumunda olduğu durumlar iki kişi arasındaki anlaşmazlık olabileceği gibi devlet ile birey arasındaki bir anlaşmazlık veya haksızlık da dava konusu olup yargıçların önüne gelebiliyor. Bu gibi durumlarda da yargıçların yine tarafsız ve adil olmasını -yargıç kelimesinin sözlük anlamı itibariyle- beklemek gayet normal ve olması gereken bir durum. Ama hayat her zaman normal ve olması gereken durumlara göre ilerlemiyor. Nasıl mı? Bir haber* okuması yapalım o zaman :

    “Yargıda Algı ve Zihniyet Kalıpları” çalışması Türkiye genelinde 51 hakim ve savcıyla yapıldı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Mithat Sancar ve Dr. Eylem Ümit’in gerçekleştirdiği çalışmanın ön raporu açıklandı. Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı TESEV’in araştırmasında iş yükü yoğun olan İstanbul ve Ankara adliyeleri gibi büyük adliyeler esas alındı.

    Mülakatlar sırasında araştırmacıların “dikkat çekici” bulduğu ifadelerden bazıları şöyle:

    – “İnsan hakları biraz abartılıyor.”
    – “Ben rejimin savcısıyım.”
    – “Ben devletçi hukukçuyum.”
    – “Önce devlet gelir.”
    – “Benim ülkem söz konusu olduğunda hukuk mukuk dinlemem.”
    – “Devlet olmazsa hukuk olmaz, biz de olmayız.”
    – “Diyelim devleti korumaya çalışırken adil olmayabilirsin, adaletten sapabilirsin. Veya adaleti yerine getiriyorum diye devlete zarar verebilirsiniz veya devleti koruyorum diye adalete zarar verebilirsiniz. Mümkündür.”
    – “Devletim olmadıktan sonra benim bireysel özgürlüğüm hiçbir işe yaramaz.”

    Konfüçyüs adalet konusunda şöyle der : “Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve onun dışında kalan herşey onun etrafında döner.”. Bizim hakim ve savcılarımız ise şöyle der : “Devlet / iktidar kutup yıldızı gibi yerinde durur ve onun dışında kalan herşey onun etrafında döner.”

    Eşekarıları’ndan bir bölüm şöyledir:

    PHILOKLEON:
    Bir yokmuş, bir sibarisli varmış,
    Attan düşmüş kafasını yarmış,
    Neden dersen, attan anlamazmış.
    Bir dostu demiş ki ona:
    “Herkes ne işten anlarsa o işi yapmalı”….

  2. Yavaş Yavaş Ölürler

    Yavaş yavaş ölürler
    Seyahat etmeyenler.
    Yavaş yavaş ölürler
    Okumayanlar, müzik dinlemeyenler,
    Vicdanlarında hoşgörüyü barındıramayanlar.

    Yavaş yavaş ölürler
    Alışkanlıklarına esir olanlar,
    Her gün aynı yolları yürüyenler,
    Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
    Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile
    girmeyenler,
    Bir yabancı ile konuşmayanlar.

    Yavaş yavaş ölürler
    Heyecanlardan kaçınanlar,
    Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
    görmek istemekten kaçınanlar.

    Yavaş yavaş ölürler
    Aşkta veya işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,
    Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
    Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına
    çıkmamış olanlar

    Pablo Neruda
    yaşamdan keyif alabileceğiniz yıllar diliyorum 🙂

  3. BURHAN İŞCAN

    Meclis’te74 öğretim üyesi, 65 işadamı, 48 yönetici, 41 doktor, 36 eğitimci, 122 hukukçu milletvekili bulunuyor.

    ÇOĞUNLUĞU AVUKAT OLAN 122 HUKUKCU; Kİ BUNLARIN BİR ÇOĞUDA HAKİM EMEKLİSİ. ÖĞRETİM ÜYELERİNDEN BİR ÇOĞU DA YİNE HUKUKCU.

    BU NE DEMEK?
    TBMM nin ¼ ü hukukcu demek.
    Bu kadar hukukcu ya, bilinçsiz demek; GAFLETTE bulunmak DANGALAKLIĞINDAN başka bir şey değildir.
    Bu kadar hukukcu, YOLSUZLUK EKONOMİSİ POLİTİKALARINDAN NEMALANMAK İÇİN; Bu politikayı ayakta tutacak BUTLAN HUKUKU YASALARI yapmak için mecliste bulunmaktadır.
    BU DURUMDA, TOPLUM İÇİNDEKİ SİSTEM MAĞDURLARINDAN GELECEK TEPKİLERE KULAKLARI VE GÖZLERİ TABİATIYLA KAPALI OLACAKTIR.

    İNSAN GÖRMEDİĞİ ŞEYLERE İNANMAZ.
    Gördüğü şeye inandığı zaman da çoktan geç kalmış olur.
    ANLATTIKLARINIZ KARŞINIZDAKİNİN ANLAMA KABİLİYETİ(İZAN) VE İSTEĞİ KADARDIR. YANİ ANLADIĞI KADARDIR.
    Bu yüzden hiçbir düşünce ve fikir anlatmakla karşı tarafa kabul ettirilemez.
    ANCAK HİSSETTİRMEKLE KABULLENDİRMEK MÜMKÜNDÜR.
    Bu Allah’ın ilahi kanunudur. Bu yüzden, “DİNDE ZORLAMA YOKTUR” ancak;”SEVDİRME, BEĞENDİRME KOLAYLIKLA KABULLENDİRME VARDIR”.

    ÇEK MAĞDURLARI TÜM EYLEMLERİNİ ÜÇ MAYMUNLARI OYNAYAN BU HUKUKCU MİLLETVEKİLLERİNE YÖNELİK BİR ŞEKİLDE; FAKSLARLA, MAİLLERLE V.S. SÜRDÜRMEKTEDİR.

    KARŞI TARAF İSE AKSİNE DEDİĞİM DEDİK ÇALDIĞIM DÜDÜK HAVASINDA, BİLDİĞİNİ OKUMAKTADIR.
    İŞTE ONLARIN BU TAVRI BİLGİSİZLİK OLARAK YORUMLANMAKTADIR Kİ BU TAM MANASIYLA DANGALAKLIKTIR.

    OYSA ONLARI DAHA DUYARLI YAPACAK OLAN DUYGULARINI ÇALIŞTIRMAYI, HİSSETMELERİNİ SAĞLAMAKTIR.
    BU DA;
    TOPLUM EFKAR VE VİCDANINDA ONLARI YARGILATMAKLA VE BU YARGILAMAYI ONLARA HİSSETTİRMEKLE MÜMKÜNDÜR..

    EMPERYALİZMİN KÖLELEŞTİRMEK VE KUŞATMAK İÇİN ÇAĞDAŞ SİLAHI VAHŞİ KAPİTALİZM; YOLSUZLUK EKONOMİSİ POLİTİKALARI İLE GÜÇLENMEKTEDİR.
    BU SİSTEMİN KALBİ BANKALAR(BORÇLANMA DENİLEN SAHTE PARAYI POMPALAYARAK), BEYNİ İSE BELAMLAR (GÜVEN SİMSARI SÖZDE İLİM ADAMLARI VE ALLAH DOSTLARI) DIR.
    İNSAN GÖRMEDİKLERİNE DEĞİL GÖRDÜKLERİNE İNANIR.
    İNSAN OĞLUNDA İKİ TANE KARAR MEKANİZMASI VARDIR. İLKİ,HAYVANLAR GİBİ GÖRDÜKLERİ VE DUYDUKLARI İLE HAREKET ETMEKTİR. DİĞERİ DÜŞÜNCE SÜZGEÇLİ AKILLA HAREKET ETMEKTİR. BİR ÇOK İNSAN GÖRDÜKLERİNE VEYA DUYDUKLARINA İNANIR. BİR DE BUNLARA GÜVEN SİMSARI SÖZDE İLİM ADAMLARININ SÖYLEVLERİ EKLENİNCE DÜŞÜNMEYİ VE AKIL ETMEYİ TERK EDİP, PEŞİN HÜKÜM VE ÖN YARGI İLE HAREKETE GEÇER. DUYDUKLARINI GERÇEK ZANNEDİP ZANLA HAREKET EDER Kİ BUNA SÜRÜ ZİHNİYETİ YAPISI DERİZ. İŞTE BU YAPI SİSTEMİN TEMEL YAPISIDIR.

    İLİM VE BİLGİ İNSANA GERÇEK GÜCÜ SAĞLAYAN EN BÜYÜK HAZİNEDİR. BU HAZİNE DE PAYLAŞTIKCA BÜYÜR.
    ANCAK ÖNEMLİ OLAN BİLGİ DEĞİL, BİLGİYİ ELDE ETME İLGİSİDİR.
    BU İLGİ İNSANI SÜRÜ ZİHNİYETLİ YAPIDAN AYRIŞTIRIR.
    TETKİK ETMEK, MUHAKEME ETMEK DOLAYISIYLA DÜŞÜNCE SÜZGEÇLİ AKLI KULLANMAYI OLUŞTURUR.
    ALLAH İNSANA BEŞ DUYU VE BU BEŞ DUYUYU KUVVETLENDİRECEK BEŞ ÖZELLİK VERMİŞTİR. BU BEŞ ÖZELLİĞİN BİLİNCİNDE DUYULARINI KULLANAN İNSAN KAMİL İNSANDIR.
    MESELA BAKTIĞIMIZ GÖZLERİMİZLE GERÇEĞİ GÖRMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR. GERÇEĞİ ANCAK İLİM GÖZÜ, KALP GÖZÜ, İMAN GÖZÜ VE DÜŞÜNCE SÜZGEÇLİ AKIL GÖZÜ BİRLEŞİMİ İLE GÖRMEK MÜMKÜNDÜR.
    İŞTE APTALLARI ABDALLARDAN AYIRAN BU ÖZELLİKLERİ BİLME BİLİNCİDİR.
    APTAL İNSAN, DUYULARINI KULLANMA BİLİNCİNDE OLMAYARAK HAYVANSI HAREKET EDENDİR.
    ALLAH HİÇ BİR KULUNA HİÇ BİR ŞEKİLDE ZULM ETMEZ.
    “BEN DİLEMEDİKCE SİZ DİLEYEMEZSİNİZ” AYETİNİN ANLAMI SEVMEDİKLERİ ÜZERİNDE NAZAR OLMAMASI ANLAMINDADIR.
    BU BAKIMDAN İNSANIN EN BÜYÜK DÜŞMANI YİNE KENDİSİDİR.

    NİTEKİM KURANDA TİN SURESİNDE ALLAH; “BİZ İNSANI ÇOK ŞEREFLİ BİR GÖREVİ YAPMA TAKVİMİ İÇİNDE, BU GÖREVİ LAYIKI İLE YERİNE GETİRECEK GÜÇ VE YETENEKLERDE YARATTIK DA SONRA O KENDİ KENDİNİ İNKAR EDEREK SEFİLLER SEFİLİ OLDU” DEMEKTEDİR.

    YANİ ALLAH SEVMEDİĞİ KULUNUN GERÇEĞİ GÖRMESİNİ İSTEMEZ.

    ONUN KÖRLÜKTE KALMASINI TAKİP EDER. TA Kİ İNSAN DÜŞÜNMEYE GEREK DUYUNCAYA KADAR.

    “BİR İNSAN VEYA TOPLUM KENDİNDE OLANLARI DEĞİŞTİRMEDİKCE, ALLAH KENDİLİĞİNDEN ONLARI DEĞİŞTİRMEZ” RAD SURESİNDEKİ BU AYET İLAHİ KANUNLARDAN BİRİDİR. AYNI AYETTE “ALAH BİR KAVMİN HELAKINI İSTERSE ONLARI KÖRLÜKTE BIRAKMASI YETER DENMEKTEDİR.

    BİR AN İÇİN GÖZLERİNİZİ KAPATIP KÖR EBECİLİK OYNAYIN. EĞER EŞYANIN YERİNİ BİLMİYORSANIZ, YANİ DOLAŞACAĞINIZ YER HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ DEĞİLSENİZ BU DURUMDA KENDİNİZE ZARAR VERECEĞİNİZ KESİNDİR.

    NİTEKİM ARAF SURESİNDE ALLAH BİR BAŞKA AYETLE, İLAHİ ADALETİNİN BU YASASINA İŞARET ETMEKTEDİR. “ANDOLSUNKİ BİZ CİNLERDEN VE İNSANLARDAN PEK ÇOĞUNU CEHENNEMLİK OLARAK YARATTIK, ONLAR GÖZLERİ VAR GÖRMEZLER, KULAKLARI VAR DUYMAZLAR; ONLAR HAYVANLAR GİBİ, HATTA DAHA DA AŞAĞILIKTIR. LAFDAN ANLAMAZLAR. ONLAR CEHENNEMDE EBEDİ KALACAKLARDIR.” DEMEKTEDİR.
    YASİN SURESİNDE İSE BU DURUMUN SEBEBİ İZAH EDİLMİŞTİR.
    İŞTE SİSTEMİN BELAMLARI Kİ ONLAR SÖZDE ALLAH DOSTU DİNİ İLİMLERİ BİLEN İLİM ADAMLARIYLA, GÜVENİN SİMSARI DİĞER İLİM ADAMLARIDIR; BUNLAR KENDİLERİNE OLAN GÜVENİ KULLANARAK YANLIŞLARI SÜRÜ ZİHNİYETİ YAPISINDAKİLERE POMPALARLAR.
    KURANDA BUNLARIN ÖRNEĞİNİ SAMİRİ ÖRNEĞİNDE GÖRMEK MÜMKÜN.

    KURAN, HER İLİM SAHİBİ ÜSTÜNDE İLİM SAHİBİ OLDUĞUNU, HİÇ KİMSENİN GEREK KENDİ İLMİNE, GEREK BAŞKASININ İLMİNE GÜVENMEMESİ GEREKTİĞİNE KEHF SURESİYLE DİKKAT ÇEKMİŞTİR.
    “ALLAH HİKMETİ DİLEDİĞİNE VERİR. KİME HİKMET VERİLMİŞSE HAYIRDAN ONA PEK ÇOK ŞEY VERİLMİŞTİR. BU DÜŞÜNEN AKIL SAHİPLERİ İÇİN BİR İBRETTİR” BAKARA SURESİNDEKİ BU AYET “HİKMETİN ÖNEMİ” Nİ GÖSTERMEKTEDİR.
    KÖRLÜK VE SAĞIRLIK APTALLARIN,
    HİKMETLE DAVRANMAK;
    “BİLGİ EDİNMEDE SABIRLI OLANLARIN” ABDALLARIN İŞİDİR.
    KEHF SURESİNDE; “HİKMETİNİ, GERÇEK SONUCUNU BİLMEDİĞİN BİR BİLGİYE SABREDEMEZSİN.” DENMİŞTİR.

    YENİ YILDA ABDALLARDAN OLMANIZ DİLEKLERİMLE MUTLULUKLAR DİLERİM.

  4. tüm dostların yeni yılını kutluyorum

  5. Olur mu, ne zaman olur bilemem ama gerçekten adaletin hüküm sürdüğü, hukuksuzluğun olmadığı bir Türkiye temenni ediyorum.

    Tüm dostlara, gerçek çek mağdurlarına, bizlere yardımcı olanlara bundan sonraki tüm hayatlarında sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler …

Yorum yaparak destek olabilirsiniz