Çek mağdurları “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım”

Yeniliğe mi alışmalıyız? Ön yargılarımızdan mı kurtulmaya mı?

Her yenilik bir devrimdir. Bir önceki, yenisi geldiğinde eski olmak zorundadır.
İktidar, kendini yenilemekte zorlanır. Muhalefet ise kendini yenileyemediğinde iktidar olma şansını kaybetmiş demektir. Hepimizin bildiği gibi muhalefet olmadan demokrasi olmaz. Savunmasız yargı da olmaz.

Muhalefet milletvekilleri, başta Sayın Ali Rıza Öztürk olmak üzere, çek nedeniyle hayatı sekteye uğramış ve savunmaları dahi alınmadan yargılanarak hapse mahkûm edilmiş mağdurlara destek vererek, önyargıları kırmışlardır.

İktidar ise; kendi isteği dışında gelişen her şeye, “biz yapmadıysak iyi değildir” ya da “önerilen mutlaka kötüdür” mantığı ile yaklaştığı sürece önyargılarından kurtulamayacaktır.
İktidar Şunları diyebildiğinde: ‘Ben herkesle görüşürüm. Algılama kapılarımı kimseye kapatmam. Kimliği, görüşü ve inancı ne olursa olsun, bir insan, bütünüyle ne yanlıştır ne de doğru. Eleştiri kişisel bir hak değil, toplumsal bir ödevdir. Susamam. Bunu yaparken hiçbir kişiyle bütünleşmem. Görüşleri, inançları, küçümsemeden sadece değerlendiririm. O, o kalır, ben de ben’.
Sonuç olarak;

Öyleyse ‘Gelin tanış olalım/işi kolay kılalım’. İnsanız. Ellerimiz var. Tutuşalım dostça. Dillerimiz var. Konuşalım, insanca, uygarca. Kalemlerimiz var. Yazalım, yazışalım, eleştirelim. Katkılarımızı birbirimize cömertçe sunalım. Ellerimiz yumruk, pençe olmasın. Görüşelim, dinleyelim, tartışalım. Sövüşmeyelim. Savaş değil, barış üretelim. Yeryüzünde son gerçeği henüz kimse söylemedi. Bunu unutmayalım.

Ben 23.ocak.2010